YEP’deki vergi tercihleri
2021-2023 “Yeni Ekonomi Programı” veya nam-ı diğer “Orta Vadeli Mali Program” 29.9.2020 tarihli 1. Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlandı. YEP’deki vergi hedefleri “temel hedefler” ve “kamu maliyesi” bölümlerinde açıklandı. Temel hedefler;
- Vergi politikaları vergide adalet ve eşitlik ilkelerini pekiştirecek şekilde sürdürülmeye devam edilecek,
- Vergi tahsilatının etkinliği artırılacak ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele sürdürülecek,
- Program süresince vergi affına gidilmeyecek,
Şeklinde açıklandı. Vergide adalet ve eşitlik ilkelerinin pekiştirilmesi için “vergi affı yapılmaması taahhüdü” takdire şayan ve bu taahhüt kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin de olmazsa olmazlarından. Fakat Covid-19 ortamında mükelleflerin borçlarının yapılandırılmasının vergi affı kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği kanaatindeyiz.
YEP’de ne tür vergi politika ve önlemleri var?
YEP’in kamu maliyesi bölümünde; mali disiplinin kararlılıkla sürdürülerek, sürekli ve kalıcı gelir kaynakları ile vergi tahsilatında etkinliğin artırılması ve kayıt dışılığın azaltılması” hedeflenirken, buna yönelik politika ve önlemler şu şekilde sıralanıyor:
I. Yerli üretimi desteklemek için ithal yoğunluğu yüksek ürünlerin vergi oranları gözden geçirilerek bu ürünlerin ithalatının azaltılması,
II. Vergi mevzuatının sadeleştirilmesine, etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin gözden geçirilmesine ve kademeli olarak kaldırılmasının sürdürülmesi,
III. Mükelleflerin vergi bilincinin güçlendirilmesi ve vergiye gönüllü uyumun artırılması için “davranışsal kamu politikalarından” faydalanılması,
IV. Dijital olarak alınıp satılabilen ve transfer edilebilen, dijital bir değeri temsil eden sanal varlıklar kullanılarak yapılan işlemlerin vergilendirilmesi için çalışmaların sürdürülmesi, bu varlıkların suçun finansmanında kullanılmasının önlenmesine yönelik bir izleme mekanizmasının kurulması,
V. Dijital ekonomik faaliyetlerin tam ve doğru şekilde vergilendirilmesinin sağlanması, matrah aşındırma ve kâr kaydırma kaynaklı vergi kaybının azaltılması,
VI. Vergisel işlemlerde uzaktan denetim ve risk bazlı incelemelerin yaygınlaştırılması için “Risk Analizi Değerlendirme ve Araştırma (RADAR) Sistemi” kurulması, farklı veri kaynaklarından edinilen bilgilerin bu sistemde toplanarak, risk senaryolarının oluşturulması ve modelleme yapılması,
VII. Kamu gelirlerinin tahsilat performansının artırılması, kayıt dışılıkla mücadelenin devam ettirilmesi, vergi kayıp ve kaçağı ile mücadelede bilgi teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması, elektronik ortamda yapılan ticari faaliyetlerin ve sosyal medya kullanılarak kazanılan gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemelerin gözden geçirilmesi,
VIII. Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede 2020 yılında başlayan Vergi Denetim Kurulu’ndaki organizasyon ve denetim sistematiği değişikliği ile birlikte 2021 yılında dijital takip ve risk yaklaşımı ile izlemenin etkinliğinin artırılması.
İş ve ekonomiye nasıl yansır?
Sekiz adet politika ve önlemin olası yansımaları:
| Yansıma |
I. | İthal yoğunluğu yüksek ürünlerin vergi oranlarındaki artışın, girdi maliyetini artırması (korumacı önlemlerde artış) |
II. | Vergi kanunlarındaki istisna ve muafiyetlerin aşamalı veya tek seferde kaldırılması (kanunlardaki kalıcı ve geçici istisnaların incelenerek kaldırılması) |
III. | Mükellef ve tüketicilere yönelik “beyan ve ödeme süreleri” ile “belge alma” gibi “vergi ödevlerine” yönelik popüler dijital mecralar dahil bilgilendirme” kampanyalarında artış (davranışsal ekonomi ilkelerinin kullanımı) |
IV. | Dijital varlıklara (kripto paralar ve benzeri varlıklar) dayalı işlemlerin (alım, satım ve devri), servet (veraset ve intikal), dolaylı (KDV, BSMV) ve dolaysız vergiler (gelir ve kurumlar vergisi) kapsamına alınması |
V. | “Matrah aşındırma ve kâr kaydırma” (BEPS) kaynaklı vergi kaybına karşı, uluslararası düzeyde bir çözüme kadar “dijital hizmet vergisinin sürdürülmesi” |
VI | “RADAR” ile “vergide büyük verinin” analizi (finansal hesap bilgilerinin otomatik değişimi dahil) ile “uzaktan denetim ve risk bazlı incelemelere ağırlık verilmesi” (vergi incelemelerinde artış) |
VII. | Elektronik ortamdaki ticari ve sosyal medya faaliyetlerinden kaynaklanan kazançların vergilendirilmesindeki düzenlemelerin gözden geçirilmesi (GİG ekonomi vergilendirilmesi) |
VIII. | Vergi Denetim Kurulu’nun organizasyon ve denetim sistematiğinin değiştirilerek “dijital takip ve risk yaklaşımı” ile kayıt dışılıkla mücadelenin etkinleştirilmesi |
YEP’te vergi ile ilgili takvimlendirilmiş ve 2021 Aralık itibariyle tamamlanması planlanan eylem ve proje, “vergiye gönüllü uyumun ve iş yapma kolaylığının artırılmasına yönelik olarak vergi beyannameleri gözden geçirilecek sadeleştirilmesi” olup, takvimlendirilmiş başka eylem ve proje açıklanmamıştır. Diğer taraftan, YEP’te yer alan önceliklerin bazıları 60 No’lu Kararname ile düzenlenmiş ve 18.4.2020’de yürürlüğe girmiştir. Kararname ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın teşkilat yapısında kurulan “Risk Analizi Genel Müdürlüğü” ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’ndaki “Daire Başkanlıklarınnı” yapılandırılması bunlara örnektir.
Türkiye’nin dijital vergileme önceliği ne kadar seçici?
Covid-19 salgını bireylerin ve kurumların dijital yetkinliklerini geliştirmeleri gerektiğini göstermiştir. Bilgi teknolojisi uzmanları, gelecek 10 yılda hayata geçirilmesi olası teknoloji ve uygulamaların pandeminin başlamasıyla 3 ayda hayatımıza girerek geleceğin bugüne çekildiğini ifade ediyorlar.
EY’ın Ağustos 2020’de yayımlanan “COVID-19 Sonrası Bilgi Teknolojilerinin Dijital Dünyada Yeni Rolü” raporunda, “üst düzey yöneticilerin %68’i teknoloji altyapılarının çalışanların evlerinden sorunsuzca çalışması için yeterli olduğunu” belirtmiştir. Salgına bu altyapı olmadan girilmiş olsaydı herhalde ekonomik daralmanın daha sert olması kaçınılmaz olurdu.
2021- 2023 dönemi YEP’deki vergi önceliklerinin Türkiye’de Covid-19 öncesinde başlayan dijital ekonominin vergilendirilmesi amacıyla ihdas edilen “3 No’lu KDV” ve “dijital hizmet vergisi” gibi uygulamaların “dijital varlıkların” vergilemesini kapsayarak devam edeceğine işaret ediyor. Bu noktada, küresel çapta “bitcoin ve benzeri kripto” paraların alım – satımını yapan yatırımcılar arasında Türkiye mukimi kişilerin fazlalığı ve diğer ülkelerde bu varlıklardan elde edilen kazançların vergilendirilmesi, bu işlemlerden doğan kazançların Türkiye’de vergileme kapsamına alınması girişimleri doğru politika tercihleri sayılabilir.
Ancak Covid-19 nedeniyle dijitalleşme stratejilerinin zorunluluğu, şirketlerin daha fazla bilgisayar programı yatırımı yapmasını gerekli kılıyor. İşte bu noktada “dijital hizmet vergisi” gibi düzenlemeler bu yatırımların maliyetini artırıyor. Çünkü dijital hizmet vergisi uygulamamızdaki “dijital içerik” sayılan “bilgisayar programlarının dijital ortamda satın alınması ve bu programların elektronik cihazlara kaydedilmesi veya bu cihazlarda kullanılması” verginin konusuna girdiğinden Türkiye mukimi şirketlerin “dijitalleşme için satın aldıkları programların” maliyetleri artmaktadır. Diğer bir deyişle, dijital hizmet vergisi bu programı satan yurtdışındaki şirketin kazancından alınan bir vergi olmaktan çıkmakta ve Türk şirketlerine yansıtılan bir vergiye dönüşmektedir. Bu nedenle, dijitalleşme yatırımlarının bir zorunluluk olduğu salgın ortamında, Türk şirketlerinin maliyetine dönüşen bu verginin bilgisayar programları ile ilgili hükmünün gözden geçirilmesi ülke ekonomisinin menfaatine olacağı kanaatindeyiz. Bu değişiklik yapılana kadar da programların satın alınması ve/veya bulut üzerinden kullanımı daha düşük oranlı bir vergilemeye tabi tutulmalıdır.
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.