Kur farkında KDV yasalaştı

M. Fatih Köprü | 29/01/2019 | (Tüm Yazılar)

Geçtiğimiz günlerde Mecliste kabul edilen 7161 sayılı yasa, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasa, gelir ve kurumlar vergilerinin yanında; katma değer vergisi (KDV), özel tüketim vergisi (ÖTV) ve banka ve sigorta muameleleri vergisinde (BSMV) bazı değişiklikler içeriyor.

Biz de bu hafta, başta kur farklarıyla ilgili düzenleme olmak üzere, bu yasayla vergi mevzuatında yapılan değişiklikler üzerinde duracağız.

Kur farkında KDV

KDV yasasında, ithalatta ve yurt içi işlemlerde matrahı oluşturan unsurlar iki ayrı maddede düzenlenmiş durumda. İthalatla ilgili 21. maddede, mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği açıkça belirtiliyor. Yurt içi hizmet veya mal teslimlerine ilişkin 24. maddede ise vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler KDV matrahına dahil olan unsurlar arasında sayılıyordu.

Bu iki düzenlemedeki en önemli fark “kur farkı” kavramı. İthalatta matraha dahil olan unsurlar arasında kur farkı açıkça yazılmışken, yurt içi işlemlerde kur farkı ifadesi bulunmuyordu.

Bu yasal düzenlemelerle ilgili KDV tebliğinde yer alan, yurt içi işlemlerde oluşan kur farkları üzerinden de KDV hesaplanması gerektiğine yönelik açıklamalar ile ilgili bölümün iptaline ilişkin yargısal süreç hakkında yine bu köşemizde önceki haftalarda ayrıntılı açıklamalar yapmıştık.

Konuya ilişkin olarak Danıştay 4. Daire tarafından Vergi Dava Daireleri Kurulu kararına uygun bir karar tesis edilmesi beklenirken, kur farklarının KDV matrahına dahil edilmesine yönelik bir düzenleme içeren yasa (7161 sayılı) 18 Ocak günü yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Söz konusu yasayla, KDV yasasının yurt içi teslim ve hizmetlerde KDV matrahına dahil olan unsurların sayıldığı 24. maddeye “kur farkı” ibaresi eklenmiş oldu.

Kafalar karıştı

İlgili hükmün gerekçesinde; ithalatta olduğu gibi yurt içinde yabancı paraya dayalı olarak yapılan teslim ve hizmetlerde bedelin tamamen veya kısmen sonradan tahsil edildiği durumlarda, oluşan kur farklarının da KDV matrahına dâhil olduğu madde metnine yazılmak suretiyle uygulamadaki tereddütlerin giderilmesinin amaçlandığı belirtiliyor.

Bu düzenlemeyle, Danıştay Dava Daireleri Kurulunun yurt içi işlemlerdeki kur farkının KDV’ye tabi olmaması gerektiği yönündeki kararının sonuçsuz hale geldiği açık. Ancak gerekçedeki, yukarıda belirttiğimiz ifade mükelleflerin kafasını karıştırdı.

İthalatta KDV gümrükte ödeniyor. Mal gümrük vergisine tabiyse bu verginin ödeme yükümlülüğünün başladığı anda, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescili ile KDV doğmuş oluyor. Dolayısıyla ithalatta bedelin sonradan ödenmesi durumunda oluşan kur farkının KDV’ye tabi olması söz konusu değil.

İthalatta KDV matrahına dâhil olan unsurların sayıldığı 21. maddede herhangi bir değişiklik yapılmadığından, gerekçedeki ifadeyi, ithalatta sonradan yapılan ödemeler kapsamında oluşan kur farklarının KDV’ye tabi olduğu yönünde yorumlamak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Yani özetle; bu yasal değişiklik sadece yurt içi işlemlere ilişkin kur farkı için hüküm ifade etmekte, ithalattaki kur farkı konusundaki yerleşmiş uygulamada herhangi bir değişiklik içermemektedir.

Pilot ücretlerinde istisna

Gelir vergisi yasası uyarınca Türkiye mukimi hava yolu şirketlerinde hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele, fiilen uçuş hizmetleri karşılığında yapılan tazminat, gündelik, ikramiye ve zamlar üzerinden gelir vergisi kesilmiyordu.

Yeni yasayla yukarıdaki düzenleme; tazminatlarda istisnayı düzenleyen 29. maddeden çıkarılarak, ücret istisnalarının yer aldığı 23. maddeye alındı. Ayrıca düzenlemenin eski halinde, fiilen uçuş hizmetleri karşılığında yapılan ödemeler gelir vergisinden istisna derken, yeni yasayla ödenen ücretlerin yüzde 70’inin istisna olduğu hükmü getirildi. 1 Şubat’tan itibaren uygulanacak.

Ürün senetleri

Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar için yasada bir istisna düzenlemesi vardı. Buna göre söz konusu ürün senetlerinin satışından sağlanan kazanç 2018 yılı sonuna kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna kabul ediliyordu. Yeni yasayla, 2019 başından geçerli olmak üzere, söz konusu istisnanın uygulama süresi 31 Aralık 2023 tarihine kadar uzatıldı.

Yayıncıların kitap satışları

Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayıncılık sertifikası verilmiş yayıncılar tarafından yapılan kitap ve süreli yayınların teslimi, KDV istisnası kapsamına alındı. Şubat başından itibaren uygulanacak.

Bu hüküm KDV yasasının 13. maddesine eklendiği için “tam istisna” kapsamında değerlendiriliyor. Yani istisna kapsamında kitap ve süreli yayın satan yayıncılar bu teslimler dolaysıyla yüklendikleri KDV’leri indirebilecekler. Hatta indirim yoluyla giderilemeyen vergilerin iadesi de mümkün bulunuyor.

Aromalı sütler ve şalgam suyu

ÖTV yasasına ekli (III) sayılı listeye, şalgam suyu ile çeşnili veya aromalı içme sütleri, bebek ve devam sütü sayılan içeceklerin ÖTV kapsamı dışında olduğuna dair hüküm eklendi.

Ancak konuyla ilgili yasaya eklenen bir de geçici madde var. Buna göre 18 Ocak tarihinden önce ithal veya teslim edilen yukarıdaki içeceklerle ilgili olarak beyan edilmeyen veya ödenmeyen ÖTV’ler ile bu vergiye isabet eden KDV’ler için vergi tarhiyatı yapılmayacak ve vergi cezası kesilmeyecek. Daha önce yapılmış olan tarhiyatlar ve kesilmiş cezalardan vazgeçilecek. Ancak bunun için mükellef tarafından açılmış dava varsa bundan feragat edilmesi gerekiyor. Daha önce tahakkuk etmiş olan vergiler bu kapsamda terkin edilecek ancak tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmeyecek.

Vadeli işlemlerde BSMV istisnası

Gider Vergileri Kanunu’nun 29. maddesinde, BSMV’den istisna edilen işlemler sayılıyor. Yeni yasayla bu maddeye ayrı bir bent eklenerek, varlık finansmanı fonlarının sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler nedeniyle elde ettikleri paralara BSMV istisnası getirildi.

Kısa kısa…

  • İmalat sanayiine yönelik teşvik belgeli yatırımlar kapsamında yapılan inşaat işleri nedeniyle 2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ancak indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV tutarları iade alınabiliyordu. Yeni yasa kapsamında bu iade hakkı 2019 yılına ilişkin olarak da kullanılabilecek.
  • Kurumlar vergisi yasasının geçici 9. maddesinde, imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamalarında geçerli olan yatırma katkı ve indirimli kurumlar vergisi oranlarına ilişkin avantajlı oranlar yer alıyor. Bu geçici maddenin uygulama süresi de 2019 yılını kapsayacak şekilde genişletildi.
  • Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir ve diğer enerji tesislerinin inşasına ilişkin olarak, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları KDV istisnası kapsamına alındı.
  • Trampa yolu ile kamulaştırılan taşınmazların Hazineye devrinde 31 Aralık 2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere KDV, damga vergisi ve harç istisnası uygulanıyordu. Ayrıca söz konusu devirden dolayı gelir ve kurumlar vergisi yasaları kapsamında kazanç oluşmuş sayılmıyordu. Yeni yasayla bu düzenlemelerin süresi de 2020 sonuna kadar uzatıldı.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.