2016’nın “gizli” rekortmenleri

M. Fatih Köprü | 16/08/2017 | (Tüm Yazılar)

Her yıl olduğu gibi bu yıl da gelir ve kurumlar vergisi rekortmenleri iki liste halinde açıklandı. İlk listede gelir türüne bakılmaksızın en fazla gelir vergisi tahakkuk eden 100 gelir vergisi mükellefi ve ikinci listede de en çok kurumlar vergisi tahakkuk eden 100 kurum bulunuyor.

Gelir vergisi

Gelir İdaresi Başkanlığı bu listeleri açıklarken aynı zamanda 2016 yılında beyanname veren mükellef sayısı ile beyan edilen matrahlar ve tahakkuk eden vergi tutarlarını da duyurdu.

Buna göre gelir vergisi beyannamesi veren mükellef sayısı yaklaşık 3,37 milyon kişi. Bu beyannamelerdeki matrah toplamının 64,56 milyar lira ve tahakkuk eden gelir vergisinin ise toplamda 16,97 milyar lira olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar geçen yıla göre tahakkuk eden verginin yaklaşık yüzde 10 oranında artmış olduğunu gösteriyor.

Rekortmenler

Gelir vergisinde ilk 100’e baktığımızda, yanlarındaki açıklamalardan, genel olarak şirketlerden kâr payı (temettü) veya menkul kıymet geliri ya da kira geliri elde edenlerin yer aldığı görüyoruz. Bunların dışında birkaç sanatçı ve avukat ile ticaret erbabı da listede yer alıyor. İsminin açıklanmasında sakınca görmeyen mükelleflerin (47 kişi) 2016 yılı vergisi ise 466 milyon lira.

Listeye girmekle birlikte vergi dairesinden isminin açıklanmaması isteyen mükelleflerdeki artış trendi bu yıl da sürüyor. 100 mükellefin geçen yıl 51 tanesi isminin açıklanmasını istememişken 2016’da bu sayı 53’e çıkmış.

Kesilen vergiler listede yok

Açıklanan rekortmen listeleri, ne mükelleflerin gerçek gelirlerini ne de gerçekte ödenen vergileri gösteriyor. Çünkü bu listede sadece beyanname veren mükelleflere yer veriliyor.

Oysa vergi sistemimizde beyan edilme zorunluluğu olmayan birçok gelir türü var. Bunların vergisi genellikle kaynakta kesiliyor (tevkifat). Başta ücretler olmak üzere, mevduat faizi, repo kazancı, devlet tahvili ve hazine bonosu faizleri ve alım satım kazançları beyan edilmediği için bu listelerde yer almıyor.

Bütçeye baktığımızda da tevkifat konusunda ne demek istediğimiz daha rahat anlaşılacaktır. 2016 bütçesinde gelir vergisi 98,9 milyar lira olarak yer alıyordu, 96,6 milyar lira olarak gerçekleşti. Gerçekleşen rakamın sadece 4,5 milyar lirası beyanname yoluyla beyan edilen ve ödenen gelir vergisinden oluşuyor. 89,8 milyar lirası ise kesinti yoluyla ödenen vergiler. Kalan kısım geçici vergi ve basit usule ilişkin gelir vergisi.

Oransal olarak bakılırsa, toplam gelir vergisinin yaklaşık yüzde 93’ü kaynakta kesilen vergilerden oluşuyor. Ancak bu gelirler beyan edilmediği için, bu kişiler ne kadar fazla vergi ödemiş olurlarsa olsunlar Bakanlıkça açıklanan listeye giremiyorlar.

Kurumlarda ilk 100

Maliyenin verilerine göre 2016 dönemi kurumlar vergisi mükellef sayısı 700 bin 481. Bu mükellefler 258 milyar lira matrah beyan ederken, tahakkuk eden kurumlar vergileri ise 47,8 milyar lira olarak gerçekleşmiş. Tahakkuk eden vergide geçen yıla göre yüzde 22 oranında bir artış gözleniyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı gelir vergisi rekortmenlerinin yanında en çok vergi beyan eden 100 kurumlar vergisi mükellefini de açıkladı. Bunların içerisinde de (gelir vergisi mükellefleri kadar olmasa da) unvanının açıklanmasını istemeyenlerin olduğunu görüyoruz. Sayıları her geçen yıl artıyor. Geçen yıl 22 mükellef iken, bu yıl 100 rekortmenden 27’si unvanının açıklanmasını istememiş. Daha da ilginç olanı, asıl rekortmen yani 2016 yılına ilişkin olarak en fazla matrah beyan eden kurum da unvanının açıklanmasını istemeyenler arasında.

Üçte biri rekortmelerden

100 kişilik listeden unvanını ve beyan ettiği vergisini görebildiğimiz 73 kurumun toplam tahakkuk eden kurumlar vergisi 15,5 milyar lira civarında.

2016 bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. Buna göre 2016 yılında yaklaşık 43 milyar liralık kurumlar vergisi tahsilatı yapıldı. İlk yüze giren 73 kurumun tahakkuk eden kurumlar vergisi bu tutarın yüzde 36’sına tekabül ediyor. Listedeki 100 mükellefin hepsinin ödediği vergi görülebilseydi, bu oran daha da yükselecekti. Gerçi bu karşılaştırmanın pek doğru olmadığı söylenebilir. Çünkü verilerden biri 2016 yılına ilişkin beyannamelerde tahakkuk eden kurumlar vergisi, diğeri ise 2016 yılında tahsil edilen kurumlar vergisi. Ancak yine de genel resmi göstermesi açısından bu farklılığın ihmal edilebileceğini düşünüyoruz.

Bu verilere göre ilk 100’e giren 73 şirket toplam kurumlar vergisinin üçte birinden fazlasını öderken, geri kalan üçte ikilik vergiyi, yaklaşık 700 bin şirket ödüyor. İlk yüz firma, hatta isimleri açıklanmayan belki ilk bin 500 firma açısından bu durum bir gurur tablosu olsa da, asıl önemli olan diğer 700 bine yakın firmanın durumunun içler acısı olması.

Vergi artmış

İlk 100’ün vergilerini biraz da geçmiş yılla karşılaştıralım. Geçen yıl ilk 100’ün içerisinde unvanının açıklanmasını istemeyen firmaların sayısı 22’ydi, bu yıl 27. Dolayısıyla çok büyük bir fark yok gibi.

İlk 100’ün tahakkuk eden kurumlar vergisi ise geçen yıl 12,2 milyar lirayaydı. Bu yıl 15,5 milyar olduğuna göre, yüzde 27 civarında bir artış olduğu görülüyor.

Bu yıl birincinin kim olduğunu bilemiyoruz. Geçen yıl Merkez Bankası ve Ziraat Bankası birinci ve ikinciliği paylaşmışken, bu yıl Ziraat’ın ikincilikte kaldığı, Merkez Bankası’nın ise üçüncülüğe gerilediği görülüyor.

Bankalar açık ara önde

İlk 100’de geçen yıl 18 banka varken bu yıl banka sayısı 21’e çıkmış. Bunlara finans sektöründe faaliyet gösteren 5 firmayı (finansal kiralama ile sigorta ve emeklilik şirketleri) da dahil ettiğimizde sayı 26’ya çıkıyor. Ödedikleri vergi de yaklaşık 9,7 milyar lira. Geçen yıl bu rakam 7,1 milyar liraydı.

Yani bu yıl rekortmen 100 şirketten, matrahının açıklanmasına izin veren 73 şirket adına tahakkuk eden verginin yaklaşık yüzde 62’si başta bankalar olmak üzere finans sektörü tarafından karşılanıyor. Listedeki banka ve finans kurumlarının ödediği kurumlar vergisinin toplam kurumlar vergisi içindeki oranı ise yüzde 22 civarında. Bundan, toplam kurumlar vergisinin dörtte birine yakınının, başta bankalar olmak üzere finans kurumları tarafından ödendiği anlaşılıyor.

Konuya ilişkin göze çarpan bir diğer husus da, listedeki ilk 10 mükellefin 8 tanesinin banka olması.

İlk yüz listesindeki şirketlerin faaliyet gösterdikleri sektörler bazında dağılımına ilişkin tablo aşağıda yer alıyor (sektör ayrımı listedeki faaliyet konularına ilişkin açıklamalar dikkate alınarak yapılmıştır):

* Bazı süpermarketler ile alkollü içki ve tütün mamulleri, gıda maddeleri satışı yapan firmalar… yer alıyor.

İstanbul birinci

Rekortmenler listesindekilerin çoğu İstanbul mükellefi. Sayıları 50 ve 8,3 milyar lira kurumlar vergisi tahakkuk etmiş. İkinci sırada Ankara yer alıyor. Ankara’nın ilk yüze giren mükellef sayısı geçen yılla aynı olmasına rağmen tahakkuk eden verginin toplam içindeki oranının arttığı görülüyor. Bu 15 mükellef adına tahakkuk eden vergi tutarı geçtiğimiz yıl 5 milyar lira düzeyindeyken, bu yıl 6,3 milyar liraya çıkmış.

İstanbul ve Ankara’yı, İzmir ve Kocaeli izliyor. Sırasıyla; Zonguldak, Rize ve Manisa’dan da birer mükellef listede yerini almış.

İlk 100’e giren 73 kurum ile tahakkuk eden kurumlar vergilerinin illere göre dağılımı aşağıdaki tablolarda yer alıyor:

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.