Gerçek kişilerin vergiye tabi gelirleri arasında önemli bir yer tutan menkul kıymet gelirleri, Gelir Vergisi Kanunu'nda, bu kıymetlerin vade tarihine kadar elde tutulmasından elde edilen faiz gelirleri ile vade tarihinden önce elden çıkarılmasından sağlanan alım satım kazançları olarak iki ana başlık altında değerlendirilmektedir.
Hisse senedi kâr payları, TL ve yabancı para cinsinden açılan mevduat hesaplarına yürütülen faizler, repo kazançları, her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri, alacak faizleri, faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları, katılım bankalarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığı ödenen kâr payları, sigorta ve emeklilik şirketlerince katılımcılara yapılan irat ödemeleri anılan kanunun 75. maddesinde "menkul sermaye iradı" olarak tanımlanmıştır.
Menkul kıymetlerin vadesinden önce elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ise yine aynı Kanun'un mükerrer 80. maddesi uyarınca "değer artış kazancı" olarak kabul edilmektedir.
Bu çalışmamızda tam mükellef bireysel yatırımcılar tarafından 2015 yılında elde edilen; başta hisse senedi kâr payları ve alım satım kazançları olmak üzere, Hazine bonosu, Devlet tahvili faiz gelirleri ve alım satım kazançları ile mevduat faizi ve repo gelirleri gibi gelirlerin beyanı ve vergilendirilmesine ilişkin kurallar hakkında örnekli açıklamalar dikkatinize sunulmaktadır. Bunun yanında kira sertifikaları, varantlar veya vadeli işlemlerden sağlanan kazançların vergileme esaslarına da Rehberimizde yer verilmektedir.
Şirketimiz uzmanları tarafından hazırlanan bu Rehber'in, tasarrufların değerlendirilmesinde bireysel yatırımcılara yardımcı olmasını dileriz.
Saygılarımızla,
EY Türkiye