Yeni Gümrük Kanunu geliyor
Avrupa Birliği(AB) "Gümrük Kodu" (Union Customs Code – UCC) değişikliklerine ilişkin taslak metin 10 Ekim 2013 tarihinde "952/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Tüzüğü" adı altında AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanmış ve Lisbon Anlaşmasının gerekliliklerine uygun olarak, bu değişikliklere ilişkin ikincil mevzuatları yapma yetkisini veren Yetkilendirilmiş Esaslar ve Uygulama Esaslar (a Delegated Acts and an Implementing Acts) 29 Aralık 2015 tarihindeki AB Resmi Gazetesinde paylaşılmıştır. Böylelikle 01 Mayıs 2016 tarihi itibari ile AB Gümrük Kodu yürürlüğe girmiştir.
Yeni AB Gümrük Kodunda temel yaklaşımın “Ticaretin Kolaylaştırılması” olduğu görülüyor. Özellikle AB Gümrük Kodunda “kağıtsız bir gümrük ortamına geçiş (2020’ye kadar kademeli geçiş)”, “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası(YYS-AEO) şirketlerin gümrük işlemlerinde (merkezi gümrükleme) ve öz değerlendirme” imkanının sağlanması gibi yeni uygulamalar öne çıkıyor.
Yeni Avrupa Birliği Gümrük Kodu’na paralel olarak 05.02.2000 yılında yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu da bütün olarak değiştiriliyor. 22 Kasım 2016 tarihi itibari ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı resmi sitesinde taslak metin yayınlanmış ve bu taslak metine ilişkin sivil toplum kuruluşlarından görüşler talep edilmiştir. Yeni gümrük kanunu taslağında AB Gümrük Kodunda olduğu gibi YYS şirketlerine tanınan uygulamaların yer aldığı görülüyor. Bu nedenle de Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü(YYS) sahibi şirketi olmanın önemi de artıyor.
Yetkilendirilmiş yükümlü olmanın önemi artıyor
Yeni Gümrük Kanunu tasarısında temel yaklaşımın güvenilir şirketler(YYS şirketleri) için daha kolay ve hızlı ticaretin olduğu anlaşılıyor. Bu yaklaşımı desteklemek için aşağıdaki kurumların hayata geçirilmesinin tasarlandığı görülüyor:
- Vergi erteleme için kapsamlı teminatta indirim verilmesi
- Vergilerin ödenmesinin ertelenmesi
- Merkezi Gümrükleme
- Kayıt yoluyla beyan
- Öz değerlendirme
Yukarıda belirtilen yeni uygulamalardan “merkezi gümrükleme” uygulaması öne çıkıyor. Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası şirketler(YYS), eşyanın fiziki olarak gümrük bölgesine girip çıktığı veya eşyanın sunulduğu gümrük idaresinde gümrük beyanlarını vermek zorundadırlar. Ancak Birlik Gümrük Kodu'na uyumlu olarak yeni gümrük kanunu tasarısında yetkilendirilmiş yükümlü sıfatına sahip olan şirketlerin eşyanın hangi gümrük idaresine geldiğine bağlı kalmaksızın ticari kayıtlarını gerçekleştirdikleri ve kendilerine en yakın olan gümrük idaresinde gümrükleme sürecini tamamlayabilmelerine imkan sağlanıyor. Örneğin İstanbul'da yerleşik bir yetkilendirilmiş yükümlü şirketi, Türkiye içinde bir noktaya getirdiği (örneğin Kapıkule’den giriş yaparken) eşyanın gümrük işlemlerini İstanbul’da bağlı olduğu gümrük idaresinden(Erenköy Gümrük Müdürlüğü) sonuçlandırabilecek.
Diğer taraftan, “kayıt yolu” ile gümrük işlemlerinin sonuçlandırılması da gümrükleme süreçlerinde ciddi bir avantaj yaratacağı görülüyor. Özellikle tüm gümrük işlemlerinde “elektronik veri işleme tekniğinin” kullanma hedefi, şirketler açısından elektronik donanım ve yazılımlarının birbirlerine entegre olma zorunluluğu getireceği düşünülmektedir. Ayrıca bu gümrük idaresi ve müşavirlerinin de bu gelişmelere paralel elektronik donanım ve yazılımlarını da yenilemelerine neden olacaktır.
Yeni Gümrük Kanunu bir fırsat olarak görebiliriz
Yeni gümrük kanunu taslağı 22 Kasım 2016 yayınlanmış ve taslak üzerinde görüşler alınmaya başlanmıştır. Yeni gümrük kanunu mevcut uygulamalarda karşılaşılan sorunların çözümü için bir fırsat olarak görülebilir. Bu bakış açısı ile 4458 sayılı Gümrük Kanununa sonradan eklenen (07 Temmuz 2009 tarihindeki değişik ile) eksik ithalat vergileri matrahının gümrük idaresine “kendiliğinden bildirim” durumunda idari para cezasının % 15’i oranında idari para cezasının tatbik edilme konusu gündeme geliyor. Şöyle ki, şirket tarafından fark edilip eksik vergilemenin tamamlanması için gümrük idaresine bir bildirim yapılması halinde gümrük idaresi vergilerin % 45’ine varan bir idari para cezası hesaplıyor.
Gümrük işlemlerinde söz konusu kendiliğinden bildirime konu olan hususlara bakıldığında, esas itibariyle ithalatçının herhangi bir kusuru veya dahli olmaksızın ortaya çıkan konular olduğu görülüyor. Örneğin, ithalatçı tarafından sipariş edilen eşyanın, ihracatçı tarafından kap adedi itibariyle aynı ancak miktar (örneğin, adet) itibariyle fazla gönderilmesi durumunda, cezai yaptırımlar gündeme geliyor.
Özellikle, lojistik işlemlerindeki hatalar nedeni ile ortaya çıkan miktar farklılığı durumlarında ithalatçı şirketin herhangi bir dahli olmamasına karşın, gümrük idaresinde doğru vergi ödeme adına yapacağı bildirim bir cezai işleme konu olabiliyor.
Eksik vergilemenin ödenmesine yönelik Maliye Bakanlığında da düzenlemelerin olduğu görülüyor. Bu kapsamda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda da Kanun kapsamındaki vergilerin mükellefince eksik beyan edilip ödenmesi halinde vergi ziyaı cezası kesileceği muhtelif maddelerde hüküm altına alındığı; ancak aynı Kanunun 5728 sayılı Kanunla değişik “Pişmanlık ve Islah” başlıklı 371’inci maddesinde kendiliğinden bildirimde bir cezai işlem öngörülmüyor.
Bu kapsamda, 4458 sayılı Gümrük Kanunun 234/3 üncü fıkrasında yer alan ve Yeni Gümrük Kanunu Taslağının 218’inci maddesinin taslağında da belirtilen bu uygulamanın yeniden gözden geçirilmesi ve Maliye Bakanlığındaki yaklaşım gibi herhangi bir cezai işleme tabi tutulmaması veya ithalat işlemi gerçekleştirildikten sonra belli bir süre içinde (örneğin beyannamenin tescil edildiği tarihinden itibaren 60 gün içerisinde gibi) gümrük idaresine kendiliğinden beyan edilmesi halinde ilgili idari para cezası uygulanması alternatiflerinin değerlendirilmesi önerilmektedir.
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.