Sağlık sigortasında indirim var mı yok mu?
Bireysel emeklilik sisteminde 2013 yılı başından itibaren geçerli olmak üzere 6327 sayılı yasa ile önemli değişiklikler yapıldı. 25 Ocak itibarıyla katılımcı sayısı 3,2 milyonu bulmuş durumda. Bu sayı 2011 sonunda 2,6 milyondan biraz fazla idi. 10 yılı aşkın bir süredir uygulamada olan bireysel emeklilik sistemindeki katılımcı sayısının son bir yıl içerisinde yüzde 21,3 oranında artmış olduğu anlaşılıyor.
Bu artıştaki en önemli etken hiç kuşkusuz, 2013 yılı başından itibaren uygulanmaya başlayan Devlet katkısı sistemi. Eskiden vergisel avantajlardan sadece ücretli ve beyanname verenler yararlanırken, yeni sistem sayesinde artık herkes bu sistemin avantajlarından yararlanabiliyor.
Aslında aynı yasa ile özel sigorta primlerinin indirimi konusunda da bazı değişiklikler yapılmıştı. Ancak bu değişiklikler, bireysel emekliliğin gölgesinde kaldı gibi. Bu hafta, yeni yasa kapsamında, çalışanlar tarafından ödenen şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirimi konusu ile işverenlerce çalışanlar adına ödenen sigorta primlerinin indirimi konusunda ortaya çıkan bir tartışmaya değineceğiz.
Sigorta primlerinin indirimi
Çalışanlar tarafından şahıs sigorta primi olarak adlandırılan ödemeler yapılabiliyor. Bunlar hayat ve sağlık sigortası başta olmak üzere, ölüm, kaza, sakatlık, hastalık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil sigortaları olabiliyor. Hatta çalışanlar sadece kendilerine değil bazen eş ve küçük çocuklarına ilişkin olarak da bu sigortaları yaptırabiliyorlar.
Ödenen bu primlerin eskiden olduğu gibi; ücretliler tarafından ücret matrahından, gelir vergisi beyannamesi verenler tarafından ise beyan edilen gelirden indirilmesi uygulaması devam ediyor. Bu kapsamda, çalışanların kendileri, eş ve küçük çocukları adına yaptıkları prim ödemelerine ilişkin makbuzların işverene ibraz zorunluluğu da sürüyor.
İndirim sınırı yükseldi
İndirim sisteminde prensip olarak bir değişiklik olmamakla birlikte, yeni yasayla bu uygulamaya ilişkin iki konuda değişiklik yapıldığını görüyoruz. Bunların ilki aylık ücretin yüzde 5’i olarak uygulanan üst sınırın 2013 yılı başından itibaren yüzde 15’e çıkarılması. Asgari ücret sınırında ise herhangi bir değişiklik yok. Buna göre örneğin brüt ücreti aylık 2 bin lira olan bir çalışan ödediği sağlık sigorta primleri ile ilgili olarak en fazla 100 liranın vergi avantajından yararlanabilirken, yeni uygulamada vergi avantajından yararlanılabilecek tutar 300 liraya kadar çıkabiliyor.
Birikimli hayat için kötü haber
Diğer bir değişiklik ise birikimli hayat sigorta primlerinin indirimine getirilen sınırlama. 2013 yılı başından itibaren ödenen hayat sigorta primlerinin sadece yarısı ücret matrahından indirilebiliyor. Bu sınırlama sadece birikimli hayat sigortaları için geçerli, diğer şahıs sigortalarına ilişkin primleri kapsamıyor.
Örneğin aylık brüt ücretleri 2’şer bin lira olan iki çalışandan birinin; Şubat 2013 dönemine ilişkin olarak 280 lira sağlık sigortası primi, diğerinin de aynı tutarda birikimli hayat sigorta primi ödediğini varsayalım. İşveren tarafından ilk personelin ödediği primin tamamı ücret matrahından indirilecek, diğer personelin ödediği primin ise sadece yarısı (140 lira) indirim olarak dikkate alınacaktır.
Beyannamede indirim
Gelirlerini yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmek zorunda olan mükellefler açısından da şahıs sigorta primlerinin indirimi uygulaması devam ediyor. Eskiden beyan edilen gelirin % 5’i ve yıllık asgari ücret sınırları vardı. 2013 yılına ilişkin gelirlerin beyan edileceği beyannamelerde, yıllık asgari ücret sınırını aşmamak şartıyla, beyan edilen gelirin % 15’ine kadar şahıs sigorta primleri matrahtan indirilebilecek. Ücretlilerde olduğu gibi beyanname verenler de birikimli hayat primlerinin ancak yarısını beyannamede indirim olarak dikkate alabilecekler.
Ancak 2012 yılına ilişkin bu yılın Mart ayında verilecek olan beyannameler için eski oranın (yüzde 5) ve asgari ücret sınırının geçerli olduğunu, birikimli hayat sigorta primlerinin de bu sınırlar dahilinde tamamının indirilebileceğini hatırlatmak isteriz.
İşveren öderse indirilemez mi?
Bazı durumlarda çalışanları için işverenleri tarafından şahıs sigortası yaptırıldığını da görüyoruz. Bunlar genellikle grup sağlık ve grup hayat (birikimli-birikimsiz) sigortaları oluyor. Bu ödemeler personele sağlanan bir menfaat niteliğinde olduğundan, vergi mevzuatı kapsamında ücret olarak değerlendiriliyor ve personelin bordrosunda öncelikle brüt ücrete ilave ediliyor. Ödenen prim sınırlar içerisinde kalıyorsa gelir vergisi hesaplaması sırasında indirim olarak dikkate alınıyor. Bu şekilde, sınırlar içerisinde ödenen primler ücret olarak değerlendirilmesine rağmen, bu primler üzerinden gelir vergisi ödenmemiş oluyor.
Tartışma ne?
Son günlerde, 2013 yılından itibaren işveren tarafından çalışan adına ödenen şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirilemeyeceği yönündeki görüşlerle sıklıkla karşılaşır olduk. Bu görüşün dayanağı olarak da 85 numaralı GVK sirküleri gösteriliyor.
İlgili sirkülerin 7. bölümünde işverenlerce ödenen şahıs sigorta primleri ile ilgili açıklamalara yer veriliyor. Bu konu aslında 2007 yılında çıkarılan 59 numaralı sirkülerde açıklanmıştı. O sirkülerin 3. bölümünün son paragrafında, işverenler tarafından çalışan adına ödenen şahıs sigorta primlerinin o yıllarda geçerli olan sınırlar dahilinde (% 5 ve asgari ücret) ücret matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabileceği belirtiliyordu. Bu cümle 85 numaralı yeni sirkülerde yok. Bu ifadenin yeni sirkülerde yer almaması bir çok kişi veya kurum tarafından, işverenlerce ödenen şahıs sigorta primlerinin ücret matrahından indirilemeyeceği şeklinde yorumlanıyor. Ayrıca yeni sirkülerde yer alan, 59 numaralı sirkülerin bu sirkülere aykırı hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığına dair ifadenin de bu görüşü desteklediği belirtiliyor.
Yasada değişiklik yok
Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 63. maddesinin eski halinde de yeni halinde de “… şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler…” ifadesi yer alıyor. Bu ifade kapsamında çalışan tarafından ödenen şahıs sigorta primleri ücret matrahından indirilebiliyor.
Esas açıklama tebliğde
Peki yasada da “hizmet erbabı tarafından ödenen” derken, yıllardır işverenler tarafından çalışan adına ödenen primler nasıl ücret matrahından indirilebiliyordu? Bu sorunun cevabı 256 numaralı GVK Genel Tebliği’nde. Tebliğde; “Sigorta priminin sigorta şirketine doğrudan ödenmeyip işverenler aracılığıyla ödenmesi halinde (grup sigortası) … hizmet erbabı için işveren tarafından sigorta şirketine ödenen ve/veya hizmet erbabının ücretinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen sigorta primi ücretin vergi matrahının tayininde indirim olarak dikkate alınabilecektir.” ifadesine yer veriliyor.
Bu ifade gayet açık. İşveren tarafından ödenen değil, işveren aracı kılınmak suretiyle ödenen şahıs sigorta primleri indirim olarak dikkate alınabilir. Örneğin bir işverenin personeli için sınırlar içerisinde kalan sağlık sigortası primi ödediğini varsayalım. Bu tutar öncelikle bordroda brüt ücrete dahil ediliyor, tebliğdeki düzenleme kapsamında ücret matrahının hesabında indirim olarak dikkate alınıyor, en sonunda da personelin net ücretinden kesiliyor. Böylelikle aslında bu primler de hizmet erbabı tarafından ödenmiş oluyor. Yani tebliğde belirtildiği gibi, prim doğrudan çalışan tarafından ödenmiyor, işveren ödemeye aracı oluyor.
İndirim uygulaması devam
İndirim üst sınırındaki artış (% 5’ten % 15’e) ve birikimli hayat sigorta primlerinin yarısının indirilebilmesine ilişkin düzenlemeler dışında, işveren aracı kılınmak suretiyle ödenen sigorta priminin indiriminde de bir değişiklik olmadığı açık. Yasa aynı, 256 numaralı tebliğ yürürlükte. Uzun yıllardır uygulanan bu sistemin, belirtilen düzenlemelerde herhangi bir değişiklik yapılmadığı halde, sadece sirkülerde bir cümleye yer verilmediği gerekçesiyle uygulanamayacağını söylemek bize çok doğru bir yaklaşım olarak gelmiyor.
Bir an için bu uygulama ile ilgili İdarede bir anlayış değişikliği olduğunu varsayalım. Bu durumda söz konusu anlayış değişikliğinin, sirkülerdeki bir cümleyi kaldırmak suretiyle zımni olarak yapılması yerine, 256 seri numaralı tebliğin değiştirilmesi şeklinde yapılması icap ederdi. Sirkülerdeki bu cümleye yer verilmemesini; bu uygulamaya son verilmesi şeklinde anlamak yerine, konu zaten 256 seri numaralı tebliğde yeteri kadar açık olarak ifade edildiğinden, sirkülerde tekrar edilmesine gerek duyulmaması nedeniyle çıkarıldığını düşünmek sanırız daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Buna göre başta 256 seri numaralı tebliğ olmak üzere yürürlükteki düzenlemeler kapsamında, işverenler tarafından çalışanları adına ödenen şahıs sigorta primlerinin, yasadaki sınırlar dahilinde ücret matrahından indirilmesi uygulamasının devam ettiği kanaatindeyiz.