Skip to Content

Sermaye artırma zamanı geldi…

M. Fatih Köprü

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinde, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından yapılabilecek indirimler sayılıyor. Ar-Ge, sponsorluk ve bağışlar gibi. Bu indirimlerin özelliği ise sadece kârda olan şirketler tarafından kazançtan düşülebiliyor olması. Başka bir deyişle şirket zararda ise bu tür kalemlerinin kazançtan indirilmesi mümkün değil.

Nisan ayında çıkan bir yasa ile bu indirimlere, sermaye artışı yapan şirketler için geçerli olan yeni bir tanesi daha eklendi. Yasa, 7 Nisan'da yayımlanmıştı ama 1 Temmuz 2015 tarihinde yürürlüğe girdi.

Düzenlemeye ilişkin tartışılan bir çok konu varken, bunlardan belki de en acili, geçici vergi beyannamelerinde yararlanılacak indirim tutarına ilişkin hesaplamanın nasıl yapılacağı, hangi oranın kullanılacağı ve hatta belki de yararlanılıp yararlanılamayacağı idi.

Ekonomist dergisinin 9 Ağustos 2015 tarihli 2015/32. sayısında, şirket faaliyetlerinin özkaynakla finansmanının teşvik edilmesini amaçlayan bu düzenlemeyi soru-cevap şeklinde ele almıştık. Söz konusu tarih itibarıyla Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından konuya ilişkin bir açıklama yapılmadığından tartışmalı konularda görüşlerimize de yer verilmişti.

Nihayet Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde 2 Eylül günü yayınlanan Tebliğ Taslağı ile nakdi sermaye artışına ilişkin indirim uygulaması hakkında açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu düzenleme henüz taslak niteliğinde olduğundan değişebileceği unutulmamalıdır. Ayrıca aşağıda yer verilen bazı tartışmalı konulara Tebliğ Taslağı'nda yer verilmediği de görülmektedir. Bu yazımız, Ekonomist dergisinde yayınlanan makalemizin Tebliğ Taslağı'nda yer alan açıklamalar da dikkate alınarak güncellenmiş halidir.

Soru 1: İndirim imkanının genel çerçevesi ve amacı nedir?

Yanıt:Yasal düzenleme kısaca; şirketler tarafından sermaye artışı yapılması durumunda artırılan sermaye tutarı üzerinden hesaplanan bir tutarın, kurumlar vergisi matrahından indirilmesi esasına dayanıyor. Bu düzenleme ile nakdi sermaye artışlarının teşvik edilmesi amaçlanıyor.

Soru 2: Kimler yararlanabiliyor?

Yanıt: Sadece sermaye şirketleri için geçerli. Yani anonim ve limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler yararlanabiliyorlar. Ticari kazanç sahibi gerçek kişiler ya da kollektif şirketlerin bu olanaktan yararlanmaları mümkün değil.

Soru 3: Bütün sermaye şirketleri için geçerli mi?

Yanıt: Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, varlık kiralama şirketleri ve sigorta şirketleri gibi finans sektöründe faaliyet gösteren kurumlar yararlanamıyorlar.

Soru 4: Hangi tarihten itibaren uygulanabiliyor?

Yanıt: İndirimden yararlanabilmek için söz konusu şirketler tarafından 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren sermaye artışı yapılması gerekiyor. Bir süre sınırlaması yok. 2016 ve takip eden yıllarda yapılan artırımlar da bu olanaktan yararlanabiliyor.

Soru 5: 2015 yılı içerisinde olmakla birlikte yasadan önce gerçekleştirilen nakdi sermaye artışları dolayısıyla indirim imkanından yararlanılabilir mi?

Yanıt:Olaya, indirime hak kazanılıp kazanılmadığı açısından bakılmasında fayda var. Sermaye artışı yapıldığı tarihte, yani 1 Temmuz'dan (yasanın yürürlüğünden) önce böyle bir yasal düzenleme yoktu. İndirimin şartı olan sermaye artışının yasa yürürlüğe girmeden önce yapılmış olması durumunda -her ne kadar beyannamede indirimden yararlanıldığı tarihte yasa yürürlükte olsa da- indirime hak kazanıldığını kabul etmek, bizce çok doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir.

Soru 6: Nakdi sermaye artışı yapılması gerekiyormuş. Doğru mu?

Yanıt:Evet, yasa sadece nakdi sermaye artışlarını kapsıyor. Sermaye şirketlerinin ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları üzerinden hesaplanan faiz tutarının yarısı kurumlar vergisi matrahından indirilebiliyor. Yeni kurulan sermaye şirketlerinde ise ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı dikkate alınıyor.

Soru 7: Özkaynaklardan karşılanan sermaye artışları nakit sermaye midir, indirim hakkından yararlanılabilir mi?

Yanıt: Sermaye şirketlerinin bilançolarında özkaynaklar içerisinde çeşitli kalemler yer alıyor. Dönem kârı veya geçmiş yıllara ilişkin kârlar, olağanüstü yedekler, yasal yedekler veya ana sözleşmeye istinaden şirkette bırakılmasına karar verilmiş olan diğer yedekler gibi. Hatta bazı şirketlerin özkaynakları arasında hâlâ enflasyon farkları da bulunabiliyor.

Bu kalemlerden yasal olarak sermayeye ilave edilebilecek olanların sermaye artışında kullanılması durumunda, bir nakdi sermaye artışından söz edilemez. Bu nedenle sermaye artışının yukarıda sayılan özkaynak kalemlerinden karşılanması durumunda indirim imkanından yararlanılması mümkün değil. Nitekim yasa metninde de, bu kalemlerden yapılan sermaye artışlarının indirim hesaplamasında dikkate alınmayacağı açıkça belirtiliyor.

Soru 8: Ortağın, iştirakindeki nakit sermaye artışı nedeniyle taahhüt ettiği sermaye tutarını öz kaynaklarından karşılaması zorunlu mu, yani ortak kredi kullanarak iştirakindeki sermaye artışına katılabilir mi?

Yanıt:Yasada, ortaklar veya ortaklarla ilişkili olan kişilerin, kredi kullanmak veya borç almak suretiyle gerçekleştirdikleri sermaye artırımları dolayısıyla indirim imkanından yararlanılamayacağı hükmü yer alıyor. Buna göre iştirak edilen şirkette nakit sermaye artışı yapıldığı durumda, indirim imkanından yararlanılabilmesi için ortağın hissesine düşen sermaye payını özkaynaklarından karşılaması gerekiyor.

Bu konu çok fazla tartışma konusu olacak gibi görünüyor. Bir firma bütün faaliyetlerini dış kaynaklarla finanse ediyor olabilir. Bu durumda, iştirakinde gerçekleştirilen nakit sermaye artırımına katıldığında, iştiraki, yasada yer alan indirim hakkından yararlanamayacak gibi görünüyor. Ama şirketin finansman stratejisi gereği bazı durumlarda, özkaynak ve yabancı kaynak kalemlerinin birlikte kullanılması da söz konusu olabiliyor. Hatta genel olarak işletmelerde bu durumun olduğunu söyleyebiliriz.

Örneğin şirketin banka hesabında 100 birim parası varken aynı zamanda 100 birim kredi kullandığını ve 3 gün sonra da iştirakindeki sermaye artışı için 70 birim para gönderdiğini varsayalım. Bu durumda iştirak payının hangi kaynaktan karşılandığı nasıl belirlenecek? Şirketlerin hangi harcamayı hangi kaynaktan karşıladığına dair bir hesap tutma, bunu belirleme görevi de olmadığına göre, bu konunun nasıl açıklanacağı merak konusu.

Diğer taraftan indirim hakkından yararlanacak olan şirketin, ortağının sermaye payını hangi kaynaktan karşıladığını araştırma ve tevsik etme zorunluluğu olup olmayacağı da tereddüt yaratan bir başka konu olarak karşımıza çıkıyor.

Tebliğ Taslağı'nda hem borç alan hem de özkaynağı olan şirketlerin ödediği  sermaye paylarında, yukarıda yer verilen hesaplamanın nasıl yapılacağı, indirim hakkından yararlanacak olan kurumun tevsik zorunluluğu olup olmadığı varsa yöntemi konusunda herhangi bir açıklama yer almıyor.

Soru 9: Bilançoda yer alan ortaklara borçlar hesabının sermayeye ilave edilmesi durumunda indirim imkanından yararlanılabilir mi?

Yanıt: Yasal düzenlemede bu sorunun da cevabı yok. Ortaklara borçlar hesabındaki tutarlardan yapılan sermaye artışlarında, bunun ayni sermaye mi yoksa nakdi sermaye mi sayılması gerektiği yönünde tartışmalar bulunuyor. Her ne kadar ayni sermaye olarak kabul edilmesi gerekse de, bu hesap bakiyesinin, ortak tarafından şirkete nakit olarak verilen bir borçtan kaynaklanması durumunda, sermayeye ilave işlemleri sırasında nakit sermaye artışı için belirlenen prosedürlere tabi tutulduğu biliniyor. Bu nedenle, ortaktan nakit olarak alınan paradan kaynaklanan borçların şirket sermayesine ilavesi suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışlarının da, Bakanlık tarafından yapılacak bir düzenlemeyle indirim uygulaması kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olacağı kanaatindeyiz.

Tebliğ Taslağı'nda indirim tutarının hesaplanmasında dikkate alınmayacak sermaye artışları sayılıyor. Bunlardan biri de bilanço içi kalemlerin (gerçek nitelikli borç ilişkisine dayanmayan ortaklara borçlar hesabı gibi) birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları olarak belirtilmiş. Bu ifadeden gerçek nitelikli borç ilişkisine dayanan ortaklara borçlar hesaplarından yapılan sermaye artışlarının indirim imkanından yararlanabileceği sonucu çıkarılabilir. Ancak Tebliğ Taslağı'nın devamında verilen örnekten hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor. Örnekte, nakit ihtiyacını karşılamak için ortaktan alınan borcun sermayeye ilavesinin, bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde olduğundan indirim tutarının hesabında dikkate alınamayacağı açıkça belirtilmiştir. Konuya ilişkin açıklama bölümü ve örneğin bir kez daha gözden geçirilmesinde fayda olduğu kanaatindeyiz.

Soru 10: İndirim tutarının hesabı nasıl yapılıyor?

Yanıt:Öncelikle hesaplamada kullanılacak olan bir faiz oranına ihtiyacımız var. Yasada faiz oranı olarak, T.C. Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı"nın kullanılması gerektiği belirtiliyor. Bu oran, TCMB'nin internet sitesinden bulunabilmekle birlikte, uygulamaya geçildikten sonra Bakanlık tarafından dönemsel olarak açıklanmasını bekliyoruz.

Nakit olarak artırılan sermaye tutarının (yeni kurulan şirketlerde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmının) bu oranla çarpılması suretiyle bir faiz tutarı hesaplanıyor. Bu faizin yarısı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim olarak dikkate alınıyor. Tabii ki bu indirimin şirketin kârda olması durumunda yapılabileceği unutulmamalı. Şirketin zararda olması ya da yeteri kadar kârı bulunmaması durumunda indirilemeyen tutarlar gelecek yıllara devrediyor. Devirde herhangi bir süre sınırlaması da bulunmuyor.

Soru 11: Dönem içerisinde sermaye artışı yapılırsa faiz ve indirim tutarı bir yıllık mı hesaplanıyor?

Yanıt:Nakdi sermayenin yılın ilk ayında değil de yıl içerisinde ödenmesi durumunda indirim yıllık olarak hesaplanmıyor. Ödemenin yapıldığı ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay sayısına göre hesaplama yapılıyor.

Soru 12: Beyannamede indirilecek tutarın hesaplanmasını bir örnekle açıklayabilir misiniz?

Yanıt:Bir A.Ş. tarafından Ağustos ayında 5 milyon liralık nakit sermaye artışı yapılmasına karar verilmiş ve ortaklar tarafından söz konusu tutar 5 Ağustos'ta ödenmiş olsun. Buna göre hesap döneminin sonuna kadar kalan ay sayısı (Ağustos dahil) 5 ay oluyor.

TCMB tarafından açıklanan faiz oranının da yüzde 14 olduğunu varsayalım. Bu durumda yıllık faiz 700 bin lira (5.000.000 * % 14) olarak hesaplanıyor. Yıllık faizin 2015 yılında sadece 5 aylık kısmı (Ağustos-Aralık) dikkate alınabiliyor. Bu da 291 bin 667 lira (700.000 / 12 * 5) yapıyor. Bu tutarın yarısı olan 145 bin 833 lira ise 2015 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinde matrahtan indirilebilecek tutar olarak karşımıza çıkıyor.

Soru 13: İndirimden sadece bir yıl mı yararlanılabiliyor?

Yanıt: Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere, izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılabiliyor. Ancak sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmıyor.

Yukarıdaki örnekte ödeme Ağustos ayında olduğundan, 2015 yılı için indirim imkanından 5 aylık yararlanılabilmişti. 2016 ve takip eden yıllara ilişkin beyannamede ise yıllık tutarın dikkate alınması gerekiyor.

Ancak burada da bir belirsizlik var. O da, bu sermaye artışına ilişkin 2016 ve sonraki yıllarda indirim tutarının hesabında kullanılacak faiz oranıyla ilgili. Takip eden yıllarda faiz oranı ne olursa olsun, 2015 sermaye artırımıyla ilgili indirim tutarı 2015'te geçerli olan oran (örneğimizde % 14) üzerinden mi dikkate alınacak (örneğimizde 350 bin lira), yoksa her yıl için TCMB tarafından açıklanan faiz oranları kullanılarak indirilecek tutar yeniden mi hesaplanacak?

Tebliğ Taslağı'nda sonraki hesap dönemlerinde TCMB tarafından bu dönemler için açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınmak suretiyle söz konusu nakdi sermaye artışı üzerinden 12 ay için indirim tutarının hesaplanacağı belirtiliyor. Dolayısıyla bu konuya ilişkin belirsizliğin giderildiği görülüyor.

Soru 14: Bütün mükellefler faiz tutarının yarısını mı indirebiliyor? Halka açık şirketler için avantajlı oran belirlenebilir deniyordu, ne oldu?

Yanıt:Yasa genel oran olarak faiz tutarının % 50'sinin kurumlar vergisi matrahından indirilebileceğini söylüyor. Ama aynı zamanda farklı oranlar belirleme konusunda Bakanlar Kuruluna yetki de veriyor. Nitekim Bakanlar Kurulu bu yetkisini kullanarak bazı mükellefler için farklı indirim oranları belirledi.

Buna göre halka açık şirketler için yüzde 50'lik oran; indirimden yararlanılan yılın son günü itibarıyla borsada işlem görebilir nitelikteki payların nominal tutarının ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranı % 50'den az olanlar için 25 puan, % 50'nin üzerinde olanlar içinse 50 puan artırılarak uygulanacaktır.

Nakdi olarak artırılan sermayenin yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda ise sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere % 50'lik oran 25 puan ilave edilmek suretiyle uygulanacaktır.

Soru 15: Geçici vergi dönemleri itibarıyla bu indirimden yararlanılabilir mi?

Yanıt: Daha önce bu konuda tereddütlerimizi belirtmiş olmakla birlikte, uygulanması gerektiğini düşünüyorduk. Ancak Tebliğ Taslağı'nda geçici vergilendirme dönemleri itibarıyla bu indirimden yararlanılması mümkün olmadığı belirtiliyor. Gerekçe olarak da, indirim tutarının hesaplanmasında TCMB tarafından "yararlanılan yıl için en son açıklanan" ticari krediler faiz oranının dikkate alınacağına ilişkin hüküm gösterilmiş.

Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesinde mükelleflerin geçici vergi dönemi itibarıyla kazançlarının tespitinde indirim ve istisnalar ile Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümlerini de dikkate almaları gerektiği belirtilmektedir. Bu esaslar kurumlar vergisi mükellefleri için de geçerlidir (KVK madde 32).

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10. maddesindeki indirimler de bu kapsamda değerlendirilmektedir. Nitekim eklenen (ı) bendi dışındaki bentlerde yer alan indirim kalemlerinin (Ar-Ge, bağışlar, sponsorluk harcamaları gibi) hepsi geçici vergi beyannamelerinde de dikkate alınabilirken, nakit sermaye artışına ilişkin indirimden yararlanılamıyor olması çok tartışma yaratacak gibi görünüyor.

Yukarıdaki hükümler dikkate alındığında söz konusu indirim imkanından geçici vergi dönemleri itibarıyla da yararlanılabilmesinin sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. TCMB tarafından her hafta açıklanan yıllık faiz oranlarının geçici vergi dönemlerine isabet eden kısmının hesaplanarak, geçici vergi beyannamelerinde indirilebilecek tutarların bu oranlara göre belirlenmesi mümkün olabilecektir.

 

Bu yazı Ekonomist dergisinin 9 Ağustos 2015 tarihli 2015/32. sayısında yayınlanan yazının güncellenmiş halidir.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.'ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.