Skip to Content

Cumhuriyetimizin birinci asrından ikincisine vergi politikaları

Abdulkadir Kahraman

Yüz yıllık ilke: Vergilerin kanuniliği

Cumhuriyetin ilanından önce vergilemede kanunilik ilkesi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok önem verdiği ilkelerden biri olmuştur. Vergide kanunilik neden önemli?

İstanbul‘un işgalini takiben Ankara’da bir Meclis toplama düşüncesinde olan Mustafa Kemal Paşa 21 Nisan 1920’de bütün illere gönderdiği genelge ile 23 Nisan 1920’de Meclisin Ankara’da toplanacağını bildirmiş ve 22 Nisan 1920’de yayımladığı genelge ile de 23 Nisan 1920’den başlayarak bütün sivil ve askeri makamların ve ulusun toplanacak Meclis’ten çıkan düzenlemelere uyması gerektiğini ilan etmiştir. Bu çerçevede, 23 Nisan 1920 Cuma günü toplanarak açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (“TBMM”) aldığı ilk Karar 23 Nisan 1920 tarihli ve 1 sayılı “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sureti Teşekkülü Hakkında Karar”, kabul ettiği ilk Kanun ise 24 Nisan 1920 tarihli ve 1 sayılı “Ağnam Resmi Kanunu” olmuştur. Bu Kanun aslında bir vergi yasasıdır.

TBMM’nin ilk kanunu neden vergi oldu? Vergilemede kritik viraj neydi?

TBMM’nin ilk Kanunu’nun bir vergi kanunu olmasının tarihi gerekçeleri var. İlk başta oluşan TBMM’nin egemenliğin kayıtsız şartsız temsil makamı olduğunu vurgulanmıştır. İkincisi, bir devletin egemenliğinin icrasının en bariz göstergesi olan “vergi alma” yetkisinin TBMM’de olduğunun ilanıdır. Üçüncüsü, 1919’da İstanbul Hükümetince dört katına çıkarılan Ağnam Vergisi’nin (hayvan adedine bağlı vergi) TBMM tarafından sekiz katına çıkarılacağı söylentisidir. Milli mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nın sekteye uğramaması için TBMM, verginin dört kat olarak alınacağını düzenleyerek söylentilerin önüne geçmiştir.1

Türkiye Cumhuriyeti’nin vergilemedeki diğer kritik viraj, Lozan Anlaşması ile Düyun-u Umumiye İdaresi’nin lağvedilmesi ve bu idarenin vergi tahakkuk ve tahsil yetkisine ilaveten çeşitli işletmeleri yönetme ve bazı gelir kaynaklarını da iltizama (vergi toplama yetkisinin özel girişime devri) verme yetkisinin ortadan kaldırılmasıdır.2 Lozan Anlaşması ile egemenliğin en bariz göstergesi olan mali idare yetkisinin Türkiye Cumhuriyeti’ne geçtiği tescil edilmiştir.

Yüz yıl boyunca uygulanan vergi politikaları

Yüz yıl boyunca uygulanan hükümet politikalarına bağlı olarak vergi politikaları da farklılık göstermektedir.3

- 1923 – 1940 Dönemi:

Cumhuriyetin ilanı ile “Aşar ve Temettü vergileri” 1925 yılında yürürlükten kaldırılmış, 1926 yılında “Kazanç vergisi” uygulamasına geçilmiştir. 1934 yılında Kazanç vergisi yerine “Yeni Kazanç vergisi” yürürlüğe konmuş ve 1950’li yıllara kadar uygulanmıştır.

- 1941 – 1960 Dönemi:

Bu döneme II. Dünya Savaşı damgasını vurmuş, bütçeden savunmaya önemli kaynak aktarılmış, ekonomi küçülmüş, dış ticaret sekteye uğramış ve bu dönemde Milli Koruma Kanunu yürürlüğe konmuştur. Savaş sonrasında ekonomide uygulanan devlet eliyle büyüme modeli yerine serbest piyasa ekonomisi anlayışına uygun politikalar benimsenmiştir. Savaş yılları olması nedeniyle “Varlık Vergisi” ve “Toprak Mahsulleri Vergisi” gibi olağanüstü vergiler ihdas edilmiştir. 1946’da çok partili sisteme geçiş sonrasında vergi politikalarında yapılan değişikliklerle vergi alanında reformlar yapılmıştır.

- 1961 – 1980 Dönemi:

Bu dönemde planlı kalkınma modeline geçilerek sanayileşme ve uzun vadeli kalkınma stratejisi uygulamasına başlanmış; önceki dönemde yürürlüğe konulan vergi reformlarında devletin müdahalesine stratejik olarak imkan verecek değişiklikler yapılmıştır. Ancak bu dönemin son on yılında ortaya çıkan ekonomik ve sosyal sorunlar kapsayıcı bir vergi politikası uygulamasına imkan vermemiştir.

- 1981 – 2000 Dönemi:

1980’li yıllar uluslararası düzeyde küreselleşmenin başladığı yıllar olup; Türkiye’de de 24 Ocak Kararları ile dışa açık ekonomi dönemi başlamıştır. Bu dönemde “katma değer vergisi gibi” reform niteliğindeki düzenlemeler yapılmış; Avrupa Birliği ile gümrük birliği gerçekleştirilmiştir. Doğrudan yabancı sermayeyi teşvik edici vergi düzenlemeleri ile yürürlüğe konmuştur.

- 2001 – 2023 Dönemi:

Küreselleşmenin zirve yaptığı, 2008 finans krizi ile Covid19 pandemisinin yaşandığı küreselleşmenin yerini yeni ticari korumacılığa bıraktığı bu dönemde; Kurumlar Vergisi kanununun yenilendiği, para ve sermaye piyasalarından elde edilen gelirlerin vergileme rejiminin değiştiği, vergi idaresi ve vergi denetiminin yeniden yapılandırıldığı, dijital hizmet vergisi gibi bir çok radikal ve tartışmalı düzenlemeler yapılmıştır.

Bu dönemde doğrudan yabancı sermaye girişi ve çıkışı nedeniyle bir çok ülke ile çifte verileme anlaşması yapılmış ve OECD’nin liderliğinde çokuluslu şirketlerin vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığı ile mücadele çabalarına G20 üyesi olarak Türkiye de destek vermektedir.

Yüz yıl boyunca ihdas edilen veya kaldırılan önemli bazı vergi kanunları ve sınıflandırması şu şekildedir:

Dolaysız Vergiler

Dolaylı Vergiler

Servet Vergileri

Kazanç Vergisi (1926 – 1934)

Aşar ve Vergilerinin Kaldırılması (1925)

Bina ve Arazi Vergisi (1931 - 1970)

Yeni Kazanç Vergisi (1934 – 1950)

İmalat Muamele Vergisi (1927 – 1956)

Varlık Vergisi ve
Toprak Mahsulleri Vergisi (1942 – 1944)

Vergi Usul – Gelir Vergisi –
Kurumlar Vergisi Kanunu (1950 -)

Gider Vergisi (1957 - )

 Veraset ve İntikal Vergisi (1969 - )

Vergi Usul Kanunu - 
Gelir Vergisi Kanunu  (1961-)

Katma Değer Vergisi (1985 - )

Taşıt Alım Vergisi (1970 – 2002)

Kurumlar Vergisi Kanunu (2006 -)

Gümrük Vergisi (1999 - )

Emlak Vergisi (1970 - )

Gelir Vergisi Kanunu -Geçici 67 (2006 - )

Özel Tüketim Vergisi (2002 - )

Değerli Konut Vergisi (2019 -)

 

Dijital Hizmet Vergisi (2019 -)

 
 

Konaklama Vergisi (2019

 

Modern Türk vergi sistemi nasıl oluştu?

Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet Türkiye’sinin ve yüksek öğrenim kurumlarının modernize edilmesi düşüncesi vergi politikaları açısından önemlidir. Bu amaçla, Cenevre Üniversitesi’nden Prof. Dr. Albert Malche ile iletişim kurulmuş; Hitler ve nasyonel sosyalizm iktidarından önce Atatürk tarafından Türk yükseköğrenim ihtiyaç ve imkanlarını belirlemek için görevlendirilen Malche, 1 Ağustos 1933’deki reformla Darülfünün’un yerine İstanbul Üniversitesi’nin açılmasına öncülük etmiştir. Akabinde Hitler’in iktidarı sonrasında Alman hükümetinin de onayı alınarak kendi alanlarında en yetkin ve fakat Almanya’dan ayrılmak zorunda kalan seçkin bir Alman akademisyen grubu Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal ve yüksek öğrenim sistemleri dâhil olmak üzere tüm altyapısını dönüştürmek için Türkiye’ye davet edilmiştir. Bunlardan biri de Türkiye’ye iltica eden Prof. Dr. Fritz Neumark’dır. 1933’de Türkiye’ye gelen Neumark, 1951 yılına kadar Türkiye’de yaşamış ve Türk vatandaşlığına da geçmiştir.

Türkiye’de yaşadığı dönemde kitaplar yayımlamış olup, bunların başında iki ciltlik “Genel İktisat Teorisi ve Gelir Vergisi, Modern Gelir Vergileri: Teori ve Politika ve Para ve Maliye Teorisine Katkılar” adlı kitabı gelir. Neumark’ın en önemli katkılarından biri de 1941 - 1960 yılları döneminde gerçekleştirilen vergi reformu olmuş; bu reformun gerçekleştirilmesinde Neumark’ın ve Almanya’da öğrenim görmüş hesap uzmanı Ali Alaybek’in aktif rolleri etkili olmuştur. Gerçekleştirilen reform ile modern vergi ve muhasebe kurallarının temeli atılmış, kazanç vergisi kaldırılarak “vergi usul, gelir ve kurumlar vergisi kanunu” çıkarılmıştır.4

1930’larda İstanbul Defterdarlığı bünyesindeki iki denetim biriminin kurulmuş; bir büro Rasim Saydar’ın liderliğindeki “Kazanç Vergisi Beyanname Tetkik Bürosu” iken, diğeri Türk kamu mali denetiminin kurucularından ve ünlü maliyeci Ali Alaybek’in liderliğindeki başında “Muamele Vergisi Beyanname Tetkik Bürosu” olarak anılmaktadır. Sayın Saydar ve Alaybek tarafından, 29 Mayıs 1945 tarihinde devletin vergi denetim işlevi için “Hesap Uzmanları Kurulu” kurulmuştur.5 Hesap Uzmanları Kurulu, modern vergi sistemlerinde var olan vergi denetim işlevini 7 Temmuz 2011’de kapatılmasına kadar yetiştirdiği üstün liyakat sahibi bürokratlarla ifa etmiş ve denetimin vergilemedeki caydırıcılık işlevini yerine getirmiştir. Hesap Uzmanları Kurulu ile kamu maliyesinde diğer bir kurul olan Maliye Teftiş Kurulu’nun kapatılması kamu maliyesi için önemli bir kayıp olmuştur.

Yüzyılda dolaylı – dolaysız vergide ne değişti?

Vergilemedeki önemli konulardan biri dolaylı – dolaysız vergilerin vergi gelirlerindeki paydır. Cumhuriyetin ile yıllarındaki duruma bakıldığında günümüzden farksız olduğu görülmektedir.6

 

 

Tablo 1: 1923 – 1929 Dönemi Vergi Dağılımı ve Vergi Yükü

Yıllar

Dolaysız Vergiler (%)

Dolaylı Vergiler (%)

GSYİH'ya Oranı (%)

1923

48

52

10

1924

47

53

9,5

1925

32

68

9

1926

28

72

9

1927

26

74

11,1

1928

23

77

11

1929

25

75

8,8

 

 

Tablo 2: 2013 – 2022 Dönemi Vergi Dağılımı ve Vergi Yükü7

Yıllar

Dolaysız Vergiler (%)

Dolaylı Vergiler (%)

GSYİH'ya Oranı (%)

2013

28

69

18,3

2014

29

67

17,6

2015

28

68

17,8

2016

29

67

17,9

2017

30

67

17,5

2018

35

62

16,8

2019

36

61

15,9

2020

31

65

16,7

2021

34

63

16,2

2022

37

61

17,1

 

Yukarıda yer alan tablolara göre dolaylı - dolaysız vergi yükü sorunu devam ediyor.

Yeni yüzyılda nasıl bir vergi politika anlayışı?

İkinci yüzyılda vergileme politikaları T.C. Anayasa’sındaki temel vergileme ilkelerinin rehberliğinde (eşitlik, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik, ödeme gücü ve mülkiyet hakkının korunması) yapılmalı; vergi yükünün adil ve ödeme gücüne göre dağıtılması için vergi dışı bırakılan kayıt dışı kazançlara yönelinmelidir. Kanun yapmak kadar kanunların uygulanmasının önemi nedeniyle vergi idaresinin etkinliğine odaklanılmalıdır.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.

 

 


Varcan, Nezih, Türkiye'de vergi politikalarının oluşumu: Cumhuriyet dönemi, https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/handle/11421/9711, sayfa 17.

3 Çaşkurlu, E. (2023). Türkiye Cumhuriyet tarihinde vergi canlılığı analizi (1924 – 2022), Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 23(Özel Sayı), 1-28 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3173609.

Aldemir, Ceray; Atağan, Gülşah; Bir Entelektüel Göçün Anatomisi: Fritz Neumark Türk Kamu Mali Yönetiminin ve Devlet Muhasebe Sisteminin İnşası, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi Özel Sayı 2018; 20.

Aldemir, Ceray; Atağan, Gülşah; Bir Entelektüel Göçün Anatomisi: Fritz Neumark Türk Kamu Mali Yönetiminin ve Devlet Muhasebe Sisteminin İnşası, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi Özel Sayı 2018; 20.

Varcan, Nezih, Türkiye'de vergi politikalarının oluşumu: Cumhuriyet dönemi, https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/handle/11421/9711, sayfa 17.