Page 10 - EY_IKV 2016
P. 10
4. Tevsi yatırımlarda
indirimli kurumlar
vergisi uygulaması
a. Tevsi yatırımda “Kazancın tespit edilebilmesi” kavramı
Yukarıda yer verildiği üzere; ilgili Kanun maddesinde; tevsi yatırımlarda, elde edilen
kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde “ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle” tespit
edilebilmesi halinde indirimli oranın bu kazanca uygulanacağı; kazancın “ayrı bir şekilde”
tespit edilememesi halinde ise oranlama yoluyla bulunacak kazanca indirimli oranın
uygulanacağı belirtilmiştir.
Konuya ilişkin tereddüt edilen hususlar ise; tevsi yatırım kapsamında kazancın ayrı
olarak nasıl tespit edilebileceği, yatırımlardan elde edilen kazancın toplam kazanç
içerisinde ayrı bir şekilde tespitinin mümkün olmamasının kıstasının ne olacağı ve
kazancın ayrı hesaplarda izlenmesinin ne anlama geldiğidir.
Uygulamada firmalar tarafından karşılaşılan en büyük sorunlar; eski yatırım ile birlikte
faaliyet gösteren yeni tevsi yatırım kapsamında elde edilen kazancın teknik olarak
ayrı bir şekilde tespit edilememesi, kullanılan üretim, operasyonel ve muhasebesel
sistemlerin bu tespite olanak vermemesi veya kazancın ayrı bir şekilde nasıl tespit
edileceğine dair bir belirleme bulunmamasıdır. Söz konusu belirsizlik nedeniyle
yatırımcılar, tevsi yatırım kapsamında indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın
tespitinde, “yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurum aktifine kayıtlı
bulunan toplam sabit kıymet yatırım tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar dahil)
oranlanması” yöntemini kullanmaktadır. Ancak oranlama yöntemine göre bulunan
indirimli kurumlar vergisi matrahı, yapılan yatırımlardan elde edilen fiili kazancı tam
olarak yansıtmaması ya da yüksek sabit kıymet tutarı olması sebebiyle oranın çok küçük
çıkması nedenleriyle dezavantaj yaratmaktadır.
Vergi idaresinin görüşüne göre; tevsi yatırımlardan elde edilen ürünlerin satışından
elde edilen brüt satış kârının tespit edilebilmesi halinde, yatırımdan elde edilen
kazancın tespit edilebildiği kabul edilmektedir. Böyle bir durumda yukarıda belirtildiği
şekilde genel giderler ile diğer gelir ve giderlerden belirlenen şekilde yatırıma isabet
eden kısımların hesaplanması suretiyle yatırımdan elde edilen ticari bilanço kârı
hesaplanabilecektir.
Ancak brüt satış kârının ne kadarının tevsi yatırıma ait olacağının tespiti ise ayrıca
hesaplanması gereken önemli bir konudur. Çünkü tevsi yatırım sonucunda üretilen
üründen elde edilen kazancın tamamının o tevsi yatırımdan elde edildiğini düşünmek
yanlış ve eleştiriye açık bir uygulama olacaktır. İlgili ürünün üretiminde daha önce
işletmede bulunan makine ve teçhizatın da katkısı bulunmaktadır. İdarenin bu konuya
“6.a. Bir Yatırımın Başka Bir Yatırımın Parçası Haline Gelmesi” bölümünde belirtilen
açıklamaları ile ışık tuttuğunu görüyoruz. (Bakınız 6.a. )
İlgili bölümdeki mukteza ile yapılan açıklamalar dikkate alındığında, bir üretim tesisinde
aynı zamanda başka teşvik belgesine dayanan, teşvik belgeli olmayan veya katkı
tutarları tüketilmiş teşvik belgeli başka sabit kıymetlerin de kullanılması durumunda, bu
sabit kıymetlere isabet eden yatırım kazancının ayrıştırılması gerekmektedir. Ayrıştırma
ise sabit kıymetlerin tesisteki toplam sabit kıymetlere olan oranına göre yapılabilecektir.
10 İndirimli Kurumlar Vergisi Rehberi-2016