Page 15 - VGOcak_2016
P. 15
Vergide Gündem
Tamer Türkyılmaz
Yurt dışından elde edilen emekli maaşlarının
vergilendirilmesi
I. Giriş
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından, savaşın neden olduğu yıkım ve
büyük işgücü kaybının ülke ekonomilerini olumsuz etkilediği ve ülkelerin yeniden
yapılandırılması, işgücü temininin sağlanarak sanayilerinin verimli bir şekilde işler
duruma getirilmesi için büyük bir yatay hareketliliğin gerçekleştiği bir dönem
yaşanmıştır. Soğuk savaş dönemi süresince ise inşa edilen siyasi - ekonomik
örgütlenmeler ve küreselleşmenin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan devasa küresel
şirketler eliyle de bu tür hareketliliklerin artarak devam ettirildiği gözlemlenmiştir. Böyle
bir sosyolojik vakıanın uluslararası vergi ve sosyal güvenlik hukukunun ortaya çıkması
yönünde ise büyük bir etki sahibi olduğu aşikârdır.
Bahsi geçen hareketliliğin bir sonucu olarak kişiler bir ya da daha fazla ülke sosyal
güvenlik kurumundan emekli maaşı elde edebilmekte, bireysel emeklilik planları yoluyla
bu ülkelerde yatırım yapabilmekte, şirketlerin emeklilik planlarına dâhil olabilmekte ve
emeklilik hakkı kazandıkları ülkeleri terk ederek başka ülkelerde yaşayabilmektedirler.
O kadar ki, geçtiğimiz yıllarda Almanya ile Türkiye arasında imzalanmış olan ilk
çifte vergiyi önleme anlaşmasının Almanya tarafından feshedilmesindeki en önemli
etkenlerden biri, Almanya’daki sosyal güvenlik kurumundan emekli aylığı almakta olan
çok sayıdaki insanın Türkiye’de ikamet ederek bu gelirleri için Almanya’daki vergisel
yükümlülüklerinden kaçınmalarıydı.
Bu anlamda emekli maaşlarının ne şekilde vergileneceği hususu, yerel mevzuatın yanı
sıra çifte vergiyi önleme anlaşmaları çerçevesinde de değerlendirilmelidir.
II. Gelir Vergisi Kanunu yönünden emekli maaşları
Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’nci maddesine göre ücret, işverene tabi ve belirli bir
işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve
para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Yine aynı maddede “Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk
tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya
başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak
şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini
değiştirmez” denilmiş ve “evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler
karşılığında verilen para ve aynılarla sağlanan diğer menfaatlerin” de ücret sayılacağı
belirtilmiştir.
Yukarıdaki hükümleri göz önünde bulundurduğumuzda kişilerin geçmiş çalışmaları
karşılığında hak kazandıkları emekli maaşlarının ücret niteliğindeki ödemeler olduğu
tabiidir. Ancak, Kanun’un ücretlerde müteferrik istisnaları düzenleyen 23’üncü
maddesinde, kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanunu’nun geçici 20’nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen emekli,
malûliyet, dul ve yetim aylıklarını toplamının en yüksek devlet memuruna ödenen en
yüksek ödeme tutarını aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edildiği belirtilmiştir.
Ocak 2016 - “Gelir vergisi ve sosyal güvenlik” özel sayısı 15