Page 3 - EY-VG_Haziran_2020_v3
P. 3
Danıştay bu kararı ile daha önce kesinleşen Mahkeme kararını, E-fatura hakkındaki bozma karar gerekçesi
“niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu
ifade etmesi nedeniyle” kanun yararına bozmuştur. Çünkü Elektronik fatura uygulamasına ilişkin temel düzenleme
Danıştay, VUK 353/1’inci maddesindeki cezanın vergiyi doğuran 5.3.2010 tarihli Resmî Gazete ile yayımlanan 397 sıra
olayın, kayıt dışı bırakıldığının tespiti halinde uygulanmasının numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılmıştır.
söz konusu olabileceğini hem alıcı hem de satıcının kanunda Tebliğ düzenlemesi Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 242’nci
açıkça düzenlenmiş ceza uygulamasını gerektiren bir fiili maddesinin 2’nci fıkrası ile Maliye Bakanlığı’na verilen yetkiye
gerçekleştirmemesi durumunda, VUK 353/1’inci maddesindeki dayamaktadır. Tebliğ yayınlandığında Vergi Usul Kanunu’nun
cezanın kesilmemesi gerektiği düşüncesindedir. Kanun yararına 353/1’inci maddesi “elektronik belge” ile ilgili bir ibare yer
bozulan dava konusu olayda, kâğıt da olsa düzenlenen bir fatura almıyordu.
ile işlem kayıt altına alındığından, kanunda tanımlanan şekliyle
ceza uygulanmasını gerektiren bir işlem söz konusu olmamıştır. Bu durumun yarattığı sorunlar nedeniyle VUK’un 353’üncü
maddesi 7103 sayılı Kanun’un 12’nci maddesiyle değiştirilerek
Bu nedenle, vergi ve cezaların kanuniliğine ilişkin anayasal 27.03.2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. 7103 sayılı
ilkeler esasında kıyas ve varsayıma dayalı olarak ceza kesilmesi Kanun değişiklikleriyle elektronik ortamda düzenlenmesi
mümkün olmadığından fiili olarak var olan faturalar için gereken belgelerin kâğıt ortamında düzenlenmesi ile
VUK’un 353/1’inci maddesi gereği özel usulsüzlük cezası e-tebligatla ilgili yükümlülüklere uyulmaması durumunda
kesilmesi hukuka aykırı olup; Denizli Vergi Mahkemesi kararının uygulanacak cezalar açıklığa kavuşturulmuştur. Ayrıca Vergi
bozulmasına oybirliğiyle karar vermiştir. Usul Kanunu kapsamına giren belgelerin hiç düzenlenmemiş
sayılması durumunda, özel usulsüzlük cezası kesilmesi konusu
Kanun yararına bozmanın etkileri nedir? netleştirilmiştir.
Kanun yararına bozma hem Hukuk Usulü Muhakemeleri Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’nın 73’üncü maddesinin 3’üncü
Kanunu (427/6’ncı madde) hem de İdari Yargılama Usulü fıkrasında belirtildiği gibi vergilemede “verginin kanuniliği
Kanunu (51’inci madde) ile düzenlenmiş bir temyiz kurumudur. ilkesi” esastır. Dolayısıyla Danıştay’ın bozma kararı temel
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun’daki “kanun olarak “verginin kanuniliği ilkesi” çerçevesinde alınmıştır.
yararına bozma müessesesi”, 20.1.1982 tarihli Resmî Mahkeme “kanun metninde elektronik belge” ile ilgili bir ibare
Gazete'de yayımlanarak idari yargılama usul hukukunda yerini yer almamasını kanunilik ilkesine aykırı bulmuş, e-fatura
almıştır. Söz konusu düzenleme kapsamında, “bölge idare düzenlenmeyerek yerine basılı kâğıt fatura düzenleyen
mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve mükellefe uygulanan cezanın “vergi ve cezaların kanuniliği
Danıştay tarafından ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz ilkelerine” aykırı şekilde kesilen cezayı kıyas ve varsayıma dayalı
incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan” olması nedeniyle hukuka aykırı bulmuştur. Böylece, Danıştay
niteliği bakımından “yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade söz konusu karar ile “vergilemede kanunilik” ilkesine vurgu
edenler” yer almaktadır. yaparak, kamu gücüne karşısında mükellef hakkını ve adaleti
tesis etmiştir.
Bu temyizin amacı; yürürlükteki hukuk kurallarının yanlış
uygulanması karşısında, hukukun yanlış uygulandığını tespit Dolayısıyla, söz konusu bozma kararı VUK’un 353’üncü
ederek, kanunun kesinleşen kararda belirtildiği şekilde maddesinde 7103 sayılı Kanun’un 12’nci maddesiyle yapılan
uygulanamayacağının açıkça duyurulması suretiyle daha sonraki değişiklik öncesindeki madde metni ile ilgili olup; mevcut
uygulamalarda benzer şekilde tekrar yanlışa düşme ihtimalinin madde kapsamında kesilen özel usulsüzlük cezalarının “vergi ve
önlenip mahkemelerin uyarılması ve uygulamada birliğin cezaların kanuniliğine ilişkin anayasal ilkelere aykırılığı” olduğu
sağlanmasıdır. Bu nedenle, kanun yararına bozma olağanüstü iddiası bu kapsamda değerlendirilmemelidir.
hukuk yollarından biridir.
Kanun yararına temyiz öncesi kesinleşen kararlar, Cumhuriyet Vergide lafza bakılır, kıyas yapılmaz.
Başsavcılığının kanun yararına temyizi üzerine Yargıtay
veya Danıştay tarafından incelenir. Yargıtay veya Danıştay
yürürlükteki hukukun yanlış uygulanmış olduğu kanaatine
ulaşırsa, kesinleşen karar hükmünü kanun yararına bozar.
Kanun yararına bozma kararı, Resmî Gazete’de yayımlanarak,
kanunların Türkiye’nin her yerinde aynı şekilde uygulanması
sağlanır. Ancak kanun yararına bozma kararı daha önce
kesinleşmiş uyuşmazlıklar ile ilgili olarak verilen kararın hukuki
sonuçlarını etkilemez.
Dolayısıyla, kanun yararına bozma kararı sonrasında,
yargılamanın yenilenmesi ve yeni bir hüküm verilemeyeceği Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel
gibi kanun yararına bozma kararına karşı direnme kararı da görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı
verilemez. Yargıtay veya Danıştay tarafından, kanun yararına EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk
temyiz talebi reddedilirse Yargıtay veya Danıştay Cumhuriyet iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla
Başsavcılığı bu ret kararına karşı karar düzeltme yoluna yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama
başvuramaz. Kanun yararına bozma kararına ilişkin olarak yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını
tavsiye ederiz.
taraflar, karar düzeltme yoluna başvuramazlar.
Haziran 2020 3