Page 5 - EY-VG_Agustos_2017_3
P. 5
Bu çerçevede, Anket katılımcılarının; Vergi inceleme sayısındaki ve mükellef bazında tarh edilen vergi
ve cezadaki artış başlı başına riskin arttığının göstergesi olarak
• % 30’u mevcut transfer fiyatlandırması uygulamalarında, değerlendirilemese de, vergi riski değerlendirmesinde bir ölçüt
• % 23’ü finansman anlaşmalarında ve olarak dikkate alınabilecektir. Böyle bakıldığında; son beş yıl
• % 17’si birleşme ve devralma işleminde, içindeki veriler, inceleme sayıları ve tarh edilen vergi ve kesilen
cezada yüksek oranda bir artış olduğunu ortaya koymaktadır.
vergi riski nedeniyle değişikliğe gittiklerini belirtmiştir. İstatistiki verilerin ortaya koyduğu bu tablonun yanı sıra, son
dönemde vergiye ilişkin olarak yasama, yürütme ve yargı
III. Türkiye’de vergi riski ve vergi riskinin faaliyetlerindeki gelişmeler ve değişiklikler de ülke içi dinamikler
yönetimi olarak Türkiye’de vergi riskinin değerlendirilmesinde dikkate
alınmalıdır.
BEPS ve sair düzenlemelerle getirilen şeffaflık ve raporlama
yükümlülüklerinin Türkiye açısından da geçerli olduğu ve Bu kapsamda, son dönemde Türkiye’de vergi düzenlemelerine
benzer sonuçlar doğuracağı dikkate alındığında, yapılan anket bakıldığında; özellikle torba yasalarla pek çok değişikliğe
çalışmasının Türkiye açısından da anlamlı sonuçlar içerdiğini gidildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra, hâlihazırda yürürlük
kabul etmek mümkündür. kazanmamış ve taslak ya da teklif aşamasında olan pek çok
vergi düzenlemesi de hayata geçirilmeyi beklemektedir. Tüm
Ancak söz konusu ankete Türkiye’den katılım oldukça sınırlı bu yürürlüğe giren ya da girmesi beklenen yasal değişiklikler,
sayıda olduğundan, Türkiye’de vergi riskinin tahlil edilmesinde yasa koyucunun vergi düzenlemelerinde bir reform arayışı
resmi kurum ve kuruluş verilerinin dikkate alınarak bir içinde olduğunu ve bu dinamik sürecin bir dönem daha devam
değerlendirme yapılması daha anlamlı görünmektedir. edeceğini göstermektedir.
Konuya ilişkin olarak, T.C. Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Bununla birlikte, son dönemde yargı sisteminde de pek çok
Kurulu Başkanlığı (“VDKB”) tarafından yayınlanan Faaliyet değişikliğe gidildiği görülmektedir. Yargıda yapılan en temel
Raporlarında, Türkiye içindeki vergi incelemelerinin sayısı, değişiklikler arasında kuşkusuz ki; ikili yargılama sisteminden,
toplam tarhiyat tutarları vb. birçok istatistiki veriye yer ilk derece mahkemesi yargılaması ve temyiz yargılamasına
verilmektedir. eklemlenen istinaf yargılaması ile birlikte, üçlü yargılama
sistemine geçiş yer almaktadır. Sistemdeki bu değişiklik,
VDKB tarafından yayınlanan 2016’ya ilişkin Faaliyet Raporu’nda yargılama süresi ve zamansal maliyetler açısından farklılıklar
son beş yıla ilişkin olarak yer verilen verilerine bakıldığında; yaratabilecek mahiyettedir. Bu değişikliğe, mahkemelerde ve
Danıştay dairelerinde yapılan yapısal değişiklikler de eklenince,
• Türkiye’de tam incelemelerin sayısında % 138,73’lük; sınırlı yargı sisteminde de ciddi ölçüde değişiklik olduğunu söylemek
incelemelerin sayısında % 63,20’lik; toplam incelemelerin mümkündür.
sayısında ise, % 75,36’lık bir artış,2
Son dönemde, idari uygulamalarda da ciddi değişiklikler
• Ortalama olarak mükellef başına tarhı istenilen vergi tutarında mevcuttur. Kuşkusuz ki, en temel değişiklik, Türkiye’de vergi
% 50’lik; kesilmesi önerilen ceza tutarında % 70,41’lik ve idaresi uygulamalarında “dijitalleşme”nin yaygınlaşmasıdır.
toplam vergi ve ceza tutarında % 63,46’lık bir artış 3
01.03.2017 tarihinde gerçekleştirilen “Vergi Uygulamalarında
tespit edilmektedir. E-Dönüşüm” konulu panelde Maliye Bakanı, elektronik ortamda
gerçekleştirilecek tebligatların 2017 ve sonrasında daha da
2016 yılı içerisinde ise inceleme sayısı, 19.08.2016 tarihli artacağını, e-devlet uygulamalarının yaygınlaştırılacağı ve
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 Sayılı geliştirileceğini ve nihayetinde hedefin “temassız vergi dairesi”
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’dan olduğunu sözlü olarak ifade etmiştir5.
(“Af Kanunu”) yararlanan mükellefler nezdinde yürütülen
incelemelerin sonlandırılması nedeniyle daha düşük oranda Bu kapsamda, dijitalleşme Türk vergi idaresi açısından da
gerçekleşmiştir.4 Bu minvalde, söz konusu oranlar Yapılandırma üzerinde ciddiyetle durulan bir konu olup, ilerleyen dönemde
Kanunu’nun etkisinden arındırıldığında, tarhı istenilen vergi dijital uygulamaların daha da yaygınlaşması beklenmektedir.
ve ceza ile inceleme sayısında artış eğiliminin daha yüksek
oranlarda olduğunu söylemek mümkün olabilecektir.
2 T.C. Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, 2016 Yılı Faaliyet Raporu, syf. 43. Yer verilen oranlara, anılan Raporun
43. sayfasında belirtilen verilerden yola çıkılarak ulaşılmaktadır.
3 T.C. Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, 2016 Yılı Faaliyet Raporu, syf. 45. Yer verilen oranlara, anılan Raporun 45. sayfasında
belirtilen verilerden yola çıkılarak ulaşılmaktadır.
4 T.C. Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, 2016 Yılı Faaliyet Raporu’nun 44. Sayfasında konuya ilişkin şu açıklamalara yer
verilmektedir: “... 2016 yılında incelenen mükellef sayısı, tarhı istenen vergi tutarı ve kesilmesi önerilen ceza tutarı bir önceki yıla göre
azalmıştır. Söz konusu azalışın temel nedeni, 19.08.2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 Sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun hükümlerine uygun olarak matrah ve/veya vergi artırımı başvurusunda bulunan
82.807 mükellef nezdinde yürütülen vergi incelemelerine devam edilememesidir. Dolayısıyla cari yılda vergi incelemesi konusunda yapılan
görevlendirmelerin bir kısmı 6736 Sayılı Kanun gereğince sonlandırıldığından sonuçları yukarıdaki grafiğe yansıtılamamıştır.”
5 Panel, “Vergi Uygulamalarında E-Dönüşüm”, 01.03.2017
Ağustos 2017 5