Page 7 - veguhaziran
P. 7
Buna ilaveten, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen, koyucu 322’nci maddeye göre vazgeçme yolu ile değersiz olan
02.11.2009 tarihli ve B.07.1.GİB.0.01.29/2978-322-68 bir alacağın alacaklısı tarafından zarar yazılmasını kabul ederken
sayılı özelgede de benzer vesikalara yer verilmiştir. Söz konusu karşı tarafı da düşünmüş ve bunun borçlu tarafından kâra
özelgede ayrıca kanaat verici vesika olarak kabul edilemeyecek alınmasını istemiştir. Bu sebeple 324’üncü madde vazgeçilen
olan bazı belgelerle ilgili açıklamalar da yapılmıştır. Buna göre; alacağın borçlunun defterlerinde ne şekilde gösterileceğini
hükme bağlamaktadır. Bu madde diğer bir itfa maddesi olmadığı
• Şirketin avukatının alacağın takibi için yapılan işlemlerin gibi alacaklı ile de ilgili değildir.”
akamete uğradığı (sonuçsuz kaldığı) yolundaki görüşü,
Buna ilaveten, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen,
• İcra müdürlüğünden alacaklının talebiyle alınan ve o güne 21.06.2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01.1952
dek herhangi bir tahsilat yapılmadığına dair derkenar (yazıyla sayılı özelgede, “Anılan Kanun’un ‘Vazgeçilen Alacaklar’
eklenen ifade), başlıklı 324'üncü maddesinde ‘Konkordato veya sulh yoluyla
alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel
• Aciz vesikası, bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan
vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa
alacağın değersiz hale geldiğinin göstergesi olarak kabul edilmediği takdirde kar hesabına naklolunur.’ hükmüne yer
edilmemektedir. verilmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere vazgeçilen
alacaklar için borçlu tarafından karşılık ayrılması öngörülmüş
Bu noktada hatırlatmak isteriz ki, alacağın tahsil güçlüğünün olup alacaklı için herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması değersiz alacak
uygulaması bakımından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde Bu itibarla, hizmet taahhüdü karşılığı olarak navlun avansı
alacakların tahsilinin mümkün olmadığının takdiri mükellefe ödemesinde bulunduğunuz şirketin, taahhüdünü yerine
bırakılmış olur. Böyle bir boşluk bırakmamak amacıyla Kanun getirmemesi ve 2011 yılında faaliyeti durdurması nedeniyle
koyucu değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak tahsil imkânı kalmadığını belirttiğiniz alacağınız için yukarıda
takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hüküm veya kanaat açıklaması yapılan madde hükümlerini yerine getirdiğiniz
verici bir vesika ile tevsikini öngörmüştür. takdirde Vergi Usul Kanunu’nun 322 veya 323’üncü maddelerine
göre hareket etmeniz mümkün bulunmaktadır. Anılan Kanun’un
III. Vazgeçilen alacaklar 324’üncü maddesinde ise vazgeçilen alacaklar için borçlu
tarafından karşılık ayrılması öngörülmüş olup alacaklı için
Alacaklısı tarafından değersiz alacak niteliğine sahip olan herhangi bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle anılan
alacakların borçlusu için vazgeçilen alacak niteliğinde madde hükmünün durumunuza uygulanabilmesi mümkün
olduğunu değerlendirmekteyiz. Yukarıda da belirtildiği üzere, bulunmamaktadır.”
VUK’un 324’üncü maddesinde, bu durumda borçlu yönünden
uygulanması gereken işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu şeklinde görüş beyan edilmiştir.
madde aşağıdaki gibidir:
Madde metninde açıkça ifade edilmemiş olmakla birlikte,
“Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen vazgeçilen alacak müessesesinin en önemli şartlarından
alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. bir tanesinin borçlunun mali zorluk içerisinde olması
Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan olduğunu düşünüyoruz. Diğer bir ifade ile borçlunun
başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kâr borcunu ifa edememesinin sebebinin imkansızlık olduğunun
hesabına naklolunur.” kanıtlanmasının, alacağın vazgeçilen alacak niteliğini kazanması
için büyük önem arz ettiği kanaatindeyiz. Aksi halde, mali
VUK’da vazgeçilen alacakların ayrı bir madde ile düzenlenmiş zorluk içerisindeki borçluya kolaylık sağlamak amacıyla ihdas
olmasının temel amacı, bu tür alacaklarda borçlu yönünden edilmiş bu müessesenin, özellikle ilişkili firmalar arasında,
uygulanması istenen işlemin belirlenmesidir. VUK’un 324’üncü kötüye kullanımına kapı açılmış olmaktadır. Zira bu müessese ile
maddesinde “konkordato veya sulh yoluyla alınmasından borçluya bir gelir unsurunu öteleme ve/veya zarar ile mahsup
vazgeçilen alacaklar” olarak tanımlanan alacakların esasen, etme imkanı sağlanmaktadır.
“kanaat verici vesika” olmaları nedeniyle, VUK’un 322’nci
maddesine göre değersiz alacaklar olarak değerlendirilmesi Vazgeçilen alacak müessesesi ile ilgili iki önemli husus olan
mümkündür.3 tahsil imkansızlığı ve üç yıllık sürenin hangi yıldan başlayacağı
durumları ile ilgili Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen,
Nitekim, Hesap Uzmanları Kurulu Danışma Komisyonu’nun 07.04.2014 tarihli ve 84098128-125[6-2012/928]-175 sayılı
20.03.1972 tarihli bir kararında aşağıdaki ifade yer almaktadır: özelgede,
“Alacaklarda amortisman o alacağın tasarruf değerinin “Bu hüküm ve açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, kredili
kaybolması halinde mümkündür. Bunun dışında bir itfa olarak satılan mal veya hizmetin bedeli hasılat kaydedilmek
mekanizması düşünülemez. Kanun koyucu alacakların suretiyle alacaklı tarafından vergi matrahına dahil edilirken,
amortismanında iki şekil kabul etmiştir. Bunlardan biri değersiz bu alacağın, çeşitli nedenlerle tahsilinin imkansız hale gelmesi
alacaklar diğeri ise şüpheli alacaklardır. Kazai bir hükme ve durumunda Vergi Usul Kanunu’nda sayılan şartlarla değersiz
kanaat getirici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacak olarak kaydedilmesi mümkün bulunmakta, borçlu
bir alacaktan vazgeçme hali 322’nci maddenin içindedir. Kanun ise ödemeyeceği tutar için karşılık hesabı açmakta ve üç
3 BULUT, Nusret, KONAK, Özcan, “Sorular&Yanıtlar - Vergi Hukuku”, Vergi Dünyası S.5, Ekim 2009 7
Haziran 2015