Page 4 - veguhaziran
P. 4
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan 1 seri numaralı Yürütmeyi durdurma talebi kabul edilmemiştir. Ayrıca,
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “Matraha dahil geçtiğimiz haftalarda açıklanan Vergi Mahkemesinin kararı
olan unsurlar” bölümünde kur farklarının durumu aşağıdaki da yapılan tarhiyatın onanması yönünde olmuştur. Temyiz
şekilde izah edilmiştir: süreci devam etmekle birlikte bu karar sonrasında teamül
değişmektedir.
“Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade
edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi Karşılaşılan durum yeni bir durum olup, süregelen uygulamayı
doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi değiştirmektedir, vergi inceleme elemanlarının bu karar
halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla sonrasında yurt dışı ödemelerden kaynaklı kur farkları üzerinden
vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru KDV hesaplanması yönünde eleştirilerde bulunması riski
olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim artmıştır.
veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih
arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura Sonuç
düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya
hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran İthalata dayalı ekonomide; yükselen kurlar girdi fiyatlarını da
uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği yükseltir, artan maliyet tüketicinin “girdisi” olan mal ve hizmet
tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı fiyatlarını yukarı çeker. Buna enflasyon diyoruz. Yüksek kur,
üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teknolojide dışa bağımlı ekonominin yatırım maliyetini arttırır.
teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV Maliyetin geri dönüş süresi uzadıkça, müteşebbisler yatırım
hesaplanması gerekmektedir. Yılsonlarında ve geçici vergi yapmaktan vazgeçerler. Herkes kısa vadeli düşünür. Sonra o
dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler ekonomide, hayatını 100 metrekare beton bir zemine on yıllarca
sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.” ipotek edecek vatandaş bulunamaz.
KDV Kanunu’nda matraha dahil olan unsurlarda sayılmamasına
rağmen, tebliğ gibi ikincil bir düzenlemede açıklaması yapılan
kur farklarına KDV hesaplama yükümlülüğü çok eskilerden
beri bir tartışma konusu olarak sürüp gitmekteydi. Esasen yurt
dışında yerleşik kişi ve kuruluşlarca bir gelir niteliği taşımayan
kur farkları için teamül, yurt içinde yerleşik tam mükellef kişi
ve kuruluşların karşılıklı fatura düzenlemeleri yoluyla lehte
ve aleyhte oluşan kur farklarını KDV açısından tarhiyata konu
etmek yönündeydi. Nitekim tebliğ açıklaması da esasen yurt içi
işlemlere uygulanabilecek niteliktedir.
Yakın zamanda söz konusu tebliğlerin (Genel Uygulama
Tebliği’nden önce de 105 seri numaralı KDV Genel Tebliği)
yayımlanmasını müteakiben, yurt dışından temin edilen
hizmetlere ilişkin faturanın yasal kayıtlara alındığı tarih ile fiilen
ödemenin yapıldığı tarih arasında ortaya çıkan kur farkları
üzerinden katma değer vergisi hesaplamayan bir mükellef için
re’sen tarhiyat yapıldığı görülmüştür. İlgili tarhiyat hukuka aykırı
görüldüğü için dava konusu edilmiştir.
Mükellef tarafından Tebliğ’in ilgili kısmının iptali ve yürütmesinin
durdurulması talebiyle dava açılmıştır.
İlgili Vergi Mahkemesi’nde açılan davada; KDV Kanunu’nun 24/c
maddesinde kur farklarının katma değer vergisine tabi olacağı
yolunda bir hüküm bulunmadığı, yasada yer almayan bir hükme
dayalı olarak vergi istenemeyeceği, idarenin muktezalarında
da kur farklarının katma değer vergisine tabi olmadığının
belirtildiği, kur farklarının ekonomik nedenlerden kaynaklandığı,
kur farkının mal bedeli ile bir ilgisinin bulunmadığı, bu yönüyle
vade farkından bağımsız ayrı bir durum olduğu, ayrıca döviz
kuru artışlarının dikkate alınırken kur düşüşlerinin dikkate
alınmamasının bir çelişki olduğu, diğer taraftan mükerrer
vergileme yapıldığı, çünkü, nakden-hesaben-tahakkuk
aşamasının birinde tevkifat yapılmışsa artık diğer aşamada
tekrar kesinti yapılamayacağı, olayda da tahakkuk aşamasında
zaten vergilendirildiği, bunlara ilaveten kur farkının alacaklı
firma açısından gelir niteliğinde olmadığı, fiilen ödeme sırasında
tekrar vergileme yapılmasının hukuka aykırı olduğu ileri
sürülerek, yapılan resen tarhiyatın ve kesilen cezaların iptali
istenmiştir.
4 Haziran 2015