Page 9 - VG_Ekim2017
P. 9

edilmesi gereken vergilerin yükümlüye iade edildiği hallerde   sözleşme ya da bir yasa hükmüne dayanılarak talep
          Devletin faiz ödemesine ilişkin VUK’a getirilen ilk düzenleme   edilebileceği, vergi alacağının kanunsuzluğundan bahisle
          112/4. maddesi olup anılan düzenleme 1999 yılında yürürlüğe   dava açılması ve davanın kabul edilmesi durumunda kanuni
          girmiştir.                                             faiz talebinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
                                                                 28 inci maddesinin son fıkrasına göre mahkeme kararının
          Mezkur madde yürürlük kazanmadan önce tesis edilen yargı   geç infaz edilmesi halinde mümkün olacağı, bir verginin
          kararlarına -çoğunluğu yargı kararı üzerine vergi iadelerinde   hukuka aykırı olarak tahsili nedeniyle, tahsil tarihinden
          faiz talebine ilişkin olarak tesis edilen kararlardır- bakıldığında;   itibaren yükümlüler lehine yasal faiz işleyeceğine ilişkin
          yargının görüşünün, vergi alacağının hukuka aykırılığından   bir yasal düzenleme bulunmadığından yasal faiz isteminin
          bahisle dava açılması ve davanın kabul edilmesi durumunda   reddine…” hükmedilmiştir.
          kanuni faiz talebinin, İYUK’un 28. maddesinin son fıkrasına göre
          ancak mahkeme kararının geç infazı halinde mümkün olduğu   2. Görüş: VUK 112/4. maddesi gereğince faiz ödenmesi
          ve mükellefin ödeme tarihinden itibaren mükellef lehine faize   gerekir.
          hükmedilmesini öngören bir yasal düzenleme bulunmadığından
          ödeme tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin taleplerin reddi      Örneğin, Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 2006 yılında tesis
          gerektiği yönünde olduğu görülmektedir.                edilen bir kararında 14 ; “...İstikrar kazanmış yargı içtihatları
                                                                 sebebiyle, finansal kiralama yoluyla geçici ithali yapılan
          Örneğin, 1997 yılında Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nca   uçak için taşıt alım vergisi ödeme yükümlülüğü bulunmayan
          tesis edilen bir kararda 11  faiz talebinin reddine karar verilirken   davacı şirketin bütün bu bilgileri idareye vererek ihtirazi
          şu tespitlerde bulunulmuştur:                          kayıtla ödediği verginin tahsil tarihi, aynı zamanda vergi
                                                                 idaresinin iade yükümlülüğünün doğduğu tarih olacağından,
          ➢•  Niteliği gereği faiz ancak sözleşme ya da yasa hükmüne   anılan madde hükmünün davacı hakkında uygulanması
           dayanılarak talep edilebileceğinden, vergi alacağının   gerekmektedir. Bu durumda, ihtirazi kayıtla yapılan ödeme
           kanunsuzluğundan bahisle dava açılması ve davanın kabul   tarihinden sonraki üç ayın sonundan itibaren Vergi Usul
           edilmesi durumunda kanuni faiz talebi, İYUK 28. maddesinin   Kanununun 112 nci maddesinin 4 üncü fıkrasına göre
           son fıkrasına göre mahkeme kararının geç infazı halinde   hesaplanacak faizin tahsil edilmiş vergi ile birlikte davacıya
           mümkündür.                                            iadesi gerektiğinden, aksi yolda verilen direnme kararında
                                                                 hukuka uygunluk görülmemiştir...”.
          ➢•  Bir verginin hukuka aykırı olarak tahsili nedeniyle, tahsil
           tarihinden itibaren mükellefler lehine yasal faiz işleyeceğine   3. Görüş: İdarenin sorumluluğu için yasal düzenlemeye
           ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından yasal faiz   gerek bulunmamakta olup faiz isteminin kabulü gerekir.
           yönünden bozma hükmüne uyulmaksızın verilen ısrar
           kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.               Örneğin, Danıştay 2005 yılında tesis edilen bir kararında 15 ;
                                                                 “Hukuk devletlerinde, açıklanan nitelikteki bir zararın
          b. 1999 yılı sonrası ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı   faiz ya da başka bir ad altında ödenecek tazminatla
          öncesi dönem                                           karşılanabilmesi için, açık yasa hükmü aranması
                                                                 düşünülemez. Aksine anlayış; Devletin ve ona bağlı idarenin
          Fazla/yersiz tahsil edilen veya kanunen iade edilmesi gereken   eylem ve işlemlerinden doğan her türlü zararın tazmini için
          vergilerin yükümlüye iade edildiği hallerde Devletin faiz   de, açık yasa hükmü aranması sonucuna götürür ki; böyle
          ödemesine ilişkin 4369 Sayılı Kanun uyarınca VUK’un 112/4.   bir anlayış, Anayasanın 125'inci maddesinin son fıkrasında
          maddesi ile getirilen düzenleme 1999 yılında yürürlüğe   yer alan, "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı
          girmiştir.                                             ödemekle yükümlüdür" amir hükmü ile bağdaştırılamaz.
                                                                 ... "İdari Rejimi" kabul eden hukuk sistemlerinde, idarenin
          İlgili maddenin yürürlüğü sonrasında vergi yargısında özellikle   hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden dolayı idare
          tartışılan husus, söz konusu hükmün yargı kararı üzerine iadeler   edilenlerin uğrayacakları her türlü zararın tazmini, "İdarenin
          bakımından da uygulama alanı bulup bulmayacağı olmuştur.  Sorumluluğu" ile ilgili kurallarca sağlanır. Esasen; İdari
                                                                 Yargının varlık nedenlerinden biri de, budur. İdari Yargı,
          Konuya ilişkin olarak Danıştay nezdinde bir görüş birliği   idare edilenlerin, kamu idaresinin idari nitelikteki eylem ve
          oluşmadığı ve temel olarak üç farklı yönde görüşün hakim   işlemlerinden doğan zararlarını, açık yasa hükmüne ihtiyaç
          olduğu görülmektedir 12 :                              duymaksızın, kusurlu veya kusursuz sorumluluk ilkelerine
                                                                 göre, giderme olanağına sahiptir. İdarenin hukuka aykırı
           1. Görüş: Yasal düzenleme bulunmadığından mükellefin   işlem ve eylemlerinin hizmet kusuru oluşturacağı ve bu
             tahsil tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin talebinin   işlem ve eylemlerden doğan zararların, idare tarafından,
             reddi gerekir.                                      kusurlu sorumluluk esaslarına göre tazmin edileceği,
                                                                 Danıştayın öteden beri istikrarlı biçimde uygulanagelen
              Örneğin, Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 2004 yılında   içtihadıdır. Vergi idareleri de, kuruluş, görev ve yetkilileri
             tesis edilen bir kararında 13 ; “...niteliği gereği faizin ancak   bakımından birer kamu idaresidir. Anılan içtihad karşısında,

          11  Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 06.03.1997 gün ve E. 1995/283, K. 1997/138, http: // www.danistay.gov.tr.
          12  YALTI Billur, “İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Yargıçları - Türk Vergi Yargıçları: Mülkiyet Hakkı İhlali Okumalarından Bir Örnek: Vergi İadelerinde Zaman/Değer Kayıpları*”,
                Haziran 2007, (Makale https://ais.ku.edu.tr/course/13573/gecikme%20faizi.doc  linkinden temin edilebilir.)
          13  Vergi Dava Daireleri Kurulu, E. 2003/317, K. 2004/317, 26.03.2004.
          14  Vergi Dava Daireleri Kurulu, E.2006/87, K.2006/287, 18.10.2006.
          15  Danıştay 4.D., E.2005/963, K.2005/2261, 24.11.2005.

 Ekim 2017                                               Ekim 2017                                              9
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14