Page 10 - VG_Ekim2017
P. 10
hizmet kusuru oluşturacak hukuka aykırı vergilendirme ➢➢• Vergi tahsilatının fazla veya yersiz olduğu tespit edildikten
işlemlerinden vergi mükellefleri için doğan zararların, işlemi sonra bu tahsilatın, mükellefler için bir 'alacak' haline geldiği
yapan vergi idaresi tarafından karşılanması, açıklanan ve alacak hakkının kişilerin temel haklarından olduğu,
anayasal kuralın ve Hukuk Devleti İlkesinin gereğidir. Olayda; ➢➢• Bu süre zarfında enflasyon nedeni ile paranın değerinde
davacının ihtirazi kaydı, davalı vergi idaresince, benzer oluşan aşınma ile mülkiyetin gerçek değeri azaldığı gibi bu
davalarda istikrarlı biçimde verilen Danıştay kararları da mülkiyetin tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden
göz ardı edilerek, kabul edilmemiştir. Bu şekilde yapılan yararlanmak imkanı da bulunmadığı ve bu şekilde kişilerin
tahakkukun Kanuna aykırılığı, temyize konu kararın mülkiyet haklarından mahrum edilerek haksızlığa uğratıldığı,
vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasıyla kesinlik kazanmış
bulunmaktadır. Vergi İdaresince bu şekilde gerçekleştirilen ➢➢• Fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilatın
hukuka aykırılık, yukarıda açıklandığı üzere bir hizmet yapıldığı tarih yerine başvuru tarihinden üç ay sonra başlamak
kusurudur. Dolayısıyla; davalı idarenin, hukuka aykırı üzere işleyecek faizin ödenmesine ilişkin kuralın, kişinin belli
vergilendirme ve tahsil işlemleriyle davacıya vermiş olduğu bir dönem için faiz gelirinden mahrum kalması sonucunu
maddi zararı karşılaması zorunludur. ...” doğurarak genel yarar ile kişi yararı arasındaki dengenin
bozulmasına yol açtığı,
c. Anayasa Mahkemesinin VUK 112/4. maddesinin ilk ➢• Düzenleme ile elde edilen kamu yararının kamu için öncelikli,
şekline ilişkin iptal kararı genel menfaatleri koruyan, kamu hizmetlerinin sürdürülmesi
için zorunlu bir durum arz etmediği, sadece Devlete
VUK’un 112/3. maddesi ile fazla ve yersiz tahsil edilen ve vergi başkasının mülkü üzerinde sebepsiz ve karşılıksız biçimde
kanunları gereği iadesi gereken vergiler için getirilen düzenleme tasarruf etme hakkını verdiği,
sonrasında, ihtirazi kayıtla beyan edilip ödenen geçici vergi
ile damga vergisinin kaldırılması ve ödenen tutarın ödeme ➢➢• Bu durumun hukuk devletinde korunması gereken mülkiyet
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemi hakkının ihlaline neden olduğu,
ile açılan bir davanın itiraz incelemesinde, Aydın Bölge İdare ➢• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İHAM)’nin Eko-Elda Avee/
Mahkemesi, söz konusu kuralın Anayasa’nın 2. maddesinde Yunanistan davasında ; haksız olarak tahsil edilen verginin
17
düzenleme altına alınan hukuk devleti, 10. maddesinde yer beş yıl beş ay sonra faizsiz olarak iade edilmesini, belli bir
alan eşitlik ilkesi ve 35. maddesinde yer alan mülkiyet hakkını meblağdan yararlanma hakkı uzun süre engellenen şahsın,
ihlal ettiği gerekçesiyle iptali talebi ile Anayasa Mahkemesi’ne mali durumunda önemli ve kesin zararlara neden olduğu,
başvuruda bulunmuştur. bu durumun sürdürülmesi gereken genel yarar ile kişi yararı
arasındaki dengeyi bozduğu, şahıs üzerine aşırı yük yüklediği
Gerçekleştirilen başvuruda söz konusu düzenlemenin; gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirildiği
ve mülkiyet hakkı çiğnenen şahsa faiz ödenmesi gerektiğine
1. Devlet alacaklarına vade tarihinden geçerli faiz işletilmekte karar verildiği
iken, Devlet borcu diyebileceğimiz yasa gereği iade
edilen vergilerde mükellefin müracaatından sonraki 3 ay yönündeki gerekçelere dayanmıştır.
sonrasından faiz işletilmesi,
2. Yargı kararı gereği iadesi gereken vergilerde faiz Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesi anılan hükmün
ödemesinin hiç düzenlenmemesi, Anayasa’nın 10. maddesinde düzenleme altına alınan eşitlik
ilkesi açısından ise, ilgisi görülmediğine kanaat getirmiştir.
gerekçeleriyle iptali gerektiği iddia edilmiştir.
Bu anlamda Anayasa Mahkemesi’nin VUK 112/3. maddesi
Yapılan başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi anılan ile getirilen gecikme faizi düzenlemesine ilişkin yapılan
16
kuralın Anayasa’nın 2. maddesi ve 35. maddesini ihlal ettiği Anayasal tartışmada salt Devlet lehine bir faiz düzenlemesinin
gerekçesiyle iptaline hükmetmiştir. getirilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı yönündeki görüşünü
sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, mezkur kararında Anayasa’nın 2.
maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesi ile Nitekim, Anayasa Mahkemesi, anılan Anayasa tartışmasında
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet “eşit olmayanların eşitsizliğinin” eşitlik ilkesine aykırı olmadığına
hakkını ihlal ettiği sonucuna varırken; kanaat getirirken şu ifadelere yer vermiştir ; “...Çağdaş toplum
18
düzeninde, Devlet tüzelkişiliğine, gerçek kişilere verilmeyen üç
➢• İtiraz konusu kuralın, kamu kurumları ile kişiler arasında kamu temel yetki verilmiştir. Bunlar vergi salma yetkisi, zor kullanma
idarelerinin kamu gücüne dayalı yetkilerini kullanırken hatalı yetkisi ve para basma yetkisidir. Bu üç yetki sayesinde “Devlet
işlemleri nedeni ile oluşan alacaklı-borçlu ilişkilerinin borçlu egemenliği” veya “Devletin üstün iradesi” gerçekleşmektedir.
olan kamu kurumları lehine bozulmasına sebebiyet verdiği, Toplumsal yaşamı; adalet ve istikrar içinde mümkün kılan unsur,
➢➢• Bunun yanında kamu kurumlarının borcunu ödemesini Devletin bu üstün iradesidir. Vatandaşlara yüklenen çeşitli
geciktirmede teşvik edici olduğu ve vatandaşların Devlete yükümlülüklerin Devlet tüzelkişiliğine de aynen yüklenmesini
olan güvenini sarstığı, istemek, yukarıda açıklanan nedenlerle eşitlik ilkesi ile
bağdaşmadığı gibi; toplumsal yaşamın adalet ve istikrar içinde
devamını mümkün kılan “Devlet” kavramının üstün anlamı ile de
bağdaşmaz. Düzenlemenin Anayasa’nın 10. Maddesine aykırı bir
yönü görülmemiştir.
16 AyM. 10.02.2011 gün ve E. 2008/58, K. 2011/37, RG. 14.05.2011, S. 27934.
17 Eko-Elda Avee v. Greece, 9 March 2006. (İHAM Kararları Hudoc veri tabanından temin edilebilir, http://cmiskp.echr.coe.int )
18 AyM, E.1988/28, K. 1988/28.
10 Ekim 2017