Page 3 - VG Mayıs
P. 3

Söz konusu açıklama Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde                 •➢ 	Mevcut hissedarlık yapısını değiştirmek için şirket
düzenleme altına alınmış olan “vergiyi doğuran olayın gerçek              hissedarlarının veya operasyonlarının şirketin tasfiye
mahiyetinin dikkate alınması” yönündeki ilke açısından önem               edilmesine gerek kalmadan bölünebilmesi,
arz etmektedir.
                                                                        •➢ 	Kurumun sermaye artırımı ya da azaltılması çağrısına
Bu kapsamda Tebliğ Taslağı’nda kısmi bölünmenin amacına                   ortaklardan bir kısmının katılmak istememesi,
yönelik olarak yer verilen ifadelerin doğru değerlendirilmesi
adına, öncelikle mehaz kanunu akabinde ise KVK’da yer verilen           •➢ 	Yeni yatırımların gerektirdiği kaynakların bulunamaması
açıklamaları değerlendirmek gerekir.                                      halinde mevcut varlıkları başka kurumların varlıklarına
                                                                          dağıtarak bunlar ile bütünleşmek suretiyle verimliliği
Avrupa Birliği mevzuatında bölünmeye ilişkin uygulamalar,                 artırmak,
konuya ilişkin ilk düzenlemelerden olan 17 Aralık 1982 tarih
ve 82/891/CEE sayılı Altıncı Yönerge’ye dayanmaktadır.                  vb. amaçlar ile de kısmi bölünme işlemi gerçekleştirilebilecektir.
23.07.1990 tarih ve 90/434/AET Sayılı “Farklı Üye Ülkelerin             Bu kapsamda, vergi idaresi tarafından Tebliğ Taslağı metninde
Şirket, Bölünme ve Aktif Devirlerinde Ortak Vergilendirme               yer alan ifadeden hareketle, bölünmenin amacının mehaz kanun
Rejimi” ile ilgili Avrupa Birliği Direktifi’nde de iç pazarın           ve KVK gerekçesine nazaran dar yorumlanması durumunda,
oluşturulması ve iyi işleyişin sağlanması için bölünmenin gerekli       anılan müessesenin fiilen etkisiz hale gelmesi sonucunun
olduğu belirtilmiş ve takip eden dönemlerde yayımlanan pek çok          doğabileceği endişesi oluşmaktadır.
direktif ile de uygulama şekillendirilmiştir.
                                                                        III. Tebliğ Taslağı kapsamında taşınmazlar
25 Ekim 2009 tarihli ve 2009/133/EC sayılı Konsey Direktifi'nin         kısmi bölünmeye konu edilebilecek mi?
2. maddesinin (c) bölümünde ise kısmi bölünme özetle; bir
şirketin tasfiye olmaksızın, bir veya daha fazla faaliyet dalını, bir   Tebliğ Taslağı’nın 2. maddesi ile mevcut 1 seri numaralı
veya daha fazla mevcut veya yeni kurulacak şirkete, devreden            KV Genel Tebliği’ne, üretim ve hizmet işletmeleri ile fiziki
şirkette en az bir faaliyet dalı bırakacak şekilde, devralan şirketin   ve teknik bütünlük arz eden, dolayısıyla bu işletmelerden
sermayesini temsil eden hisse edinimi karşılığında devretmesi           ayrılması mümkün olmayan bina, arsa ve arazi gibi üretim ve
olarak tanımlanmıştır.                                                  hizmet işletmelerinin faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan
                                                                        taşınmazların bu işletmelerden ayrı olarak kısmi bölünmeye
Görüleceği üzere, Avrupa Birliği düzenlemelerini dayanak                konu edilmesi mümkün bulunmadığı yönünde düzenleme
alan kısmi bölünme müessesesi; temel olarak ticari hayatın              eklenmesi planlanmaktadır. Söz konusu anlayış doğrultusunda
olağan akışı dâhilinde kaynakların doğru kullanımı ile şirketlerin      da Tebliğ Taslağı’nda toplam 4 farklı örneğe yer verilmiştir.
iyi işleyişlerini sağlamak amacıyla başvurulan bir yeniden
yapılandırma yoludur.                                                   Tebliğ Taslağı ile getirilmesi planlanan düzenlemenin, gerek
                                                                        KVK gerekse de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”)
4684 sayılı Kanun ile 5422 sayılı mülga KV Kanunu değiştirilmiş         hükümlerinde yer verilen açıklamalar ile paralel olmadığı
olup anılan Kanun’un gerekçesinden bölünme müessesesinin                düşünülmektedir.
Türk vergi sistemine dahil edildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu
madde gerekçesinde aşağıdaki ifadelere yer verilmektedir:               Kısmi bölünme suretiyle devredilebilecek varlıklar, KVK’nın
                                                                        “Devir, bölünme ve hisse değişimi” başlıklı 19. maddesinde
“…Avrupa Birliği mevzuatı da dikkate alınarak, bölünme                  “sınırlı sayıda sayma” suretiyle belirlenmiş ve taşınmazların
müessesesi vergi sistemimize dahil edilmektedir. Yapılan                herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın kısmi bölünmeye konu
düzenleme ile şirketlerin ortaklık yapılarını değiştirmeleri,           edilebileceği düzenleme altına alınmıştır.
aynı şirket bünyesinde yürütülen birden çok faaliyet alanını
ayrıştırmaları, faaliyetlerine tahsis edilen varlıklarını kısmen veya   Hal böyle olmakla birlikte, Tebliğ Taslağı’nda işletme devri
tamamen elden çıkarmak suretiyle verimli olmayan alanlardan             kapsamında taşınmazların durumuna ilişkin verilen örnek ve
çıkmaları, ölçeklerini istedikleri şekilde ayarlayarak içsel ve dışsal  açıklamalar, gayrimenkullerin kısmi bölünme suretiyle devrinin
ekonomilerden yararlanmaları ve belirli faaliyet alanlarında            oldukça dar yorumlanması olarak değerlendirilebilecektir. Şöyle
yoğunlaşarak uzmanlaşmaları amaçlanmaktadır…”                           ki,

Dolayısıyla, 4684 sayılı Kanun gerekçesi ile 25 Ekim 2009               Örnek (1)’de üretim işletmesi ile fiziki ve teknik bütünlük arz
tarihli ve 2009/133/EC sayılı Konsey Direktifi düzenlemesi              eden bir fabrika binasının müstakilen kısmi bölünme işlemine
dikkate alındığında, bölünmenin amacının sadece verimlilik ve           konu edilemeyeceği belirtilmiştir.
karlılığı artırmak ile sınırlı olmadığı anlaşılmakta ve özünde mali,
iktisadi ve teknik nedenlere dayandığı görülmektedir.                   Yukarıda yer verildiği üzere, hizmet veya üretim işletmelerinin
                                                                        devrinde “işletme bütünlüğü” kuralı getirilmiş ancak
Anılan nedenler kapsamında da örneğin;                                  taşınmazların devrine ilişkin olarak bu yönde hiçbir sınırlamaya
                                                                        Kanun’da yer verilmemiştir.
•➢ İhtiyaçtan daha büyük hale gelmiş olan şirketlerin esnekliğini
  artırmak,                                                             Dolayısıyla bir taşınmazın, üzerinde yürütülen üretim veya
                                                                        hizmet işletmesinden ari olarak, salt “gayrimenkul” niteliğinde
•➢ 	Şirket satın alma ve devralmalarının daha etkili bir şekilde        olması nedeniyle kısmi bölünmeye konu edilmesinde herhangi
  gerçekleşmesini sağlamak,                                             bir kanuni engel bulunmamaktadır.

Mayıs 2017                                                                                                                                  3
   1   2   3   4   5   6   7   8