Page 6 - EY-VG_Aralik_2014
P. 6
Zira bu şekilde kullanılan mallar da neticede imalat sürecinde sanayicilerin yüksek vergi yükünden kurtarılması hedeflenmiştir. kullanılmaktadır. Kaldı ki, yasa koyucunun daha ulvi olan amacı Ancak bu sefer baştan verginin tamamı ödenerek daha sonra düşünüldüğünde bu durumda bulunan mükellefler ile diğerleri şartların yerine geldiğinin kanıtlanması ile fazla alınan verginin arasında herhangi bir fark bulunmadığı da görülecektir. Bir mükellefine iadesi söz konusu olmuştur. Amaç sanayiciyi mükellefin bu malları imalat sürecinde direkt hammadde korumakken neden “tecil-terkin”den iade sistemine geçildiği de olarak diğerinin ise yine imalat esnasında yardımcı malzeme ayrı merak konusudur! olarak kullanmasının farklı bir hukuki durum yaratmaması gerekmektedir. En azından özellikle kanun koyucunun bu yönde Netice itibarıyla, bu 2 sistem birbirinin ikamesi olduğu için İdare bir iradesi bulunmazken. Bu kapsamda, Kanun maddelerinin de kapsam konusunda görüşünü değiştirmemiş ve kendisine lafzi yorumunun yanında amaçsal yorumunun da yapılarak yapılan mukteza başvurularına tecil-terkine istinaden yayınladığı uygulamaya gidilmesi faydalı olacaktır. Bu düşüncelerimizi sirkülerdeki aynı ifadeler ile cevap vermeye devam etmiştir. geniş bir biçimde tecil-terkin uygulaması ile ilgili olan kısımda anlatmıştık. Biz ise bu konuda şunu düşünüyoruz; tecil-terkin uygulamasında gerek madde metni gerek de maddenin gerekçesi incelendiğinde Konu sadece bu yönüyle de değil bir başka yönüyle de Mali imalatta kullanılan maddelerin hiçbir ayrıma gidilmeden bu İdareyi böyle bir sınırlandırmadan alı koymaktadır. O da şudur: uygulamadan yararlanması gerekmektedir. Hal böyle olunca, Yukarıda da ifade etmiştik, tekrar ifade edelim; aynı BKK ile tecil ikame uygulama olan iade sisteminde de bu durum geçerli edilecek kısmı sıfırlanan ve bu sayede devre dışı bırakılan tecil- olmalıdır. terkin uygulaması ile yine aynı BKK ile aynı uygulama temeline oturtulan iade sistemi birbirini ikame eden uygulamalardır. Bu Bu düşüncemizi birkaç husus ile destekliyoruz. İlki tecil-terkin sebeple de, bir önceki bölümde açıkladığımız 8/1. maddenin maddesinin gerekçesidir. Burada (B) cetvelindeki malların vergi gerekçesinin mutlaka ikame uygulama olan iade sisteminin de tutarlarının, özellikle vergi kaçağı ile mücadele açısından yüksek ruhunu oluşturduğu kabul edilmeli ve gerek Bakanlar Kurulu tutulduğu ancak bunun sanayicileri de zor duruma sokabileceği gerek de Maliye Bakanlığı’nın yetkilerinin aynı şekilde son öngörülerek, bu malları imalatta kullanan ve indirim yoluyla derece sınırlı olduğu kabul edilmelidir. gideremeyecek sanayicilere (tecil edilen verginin daha sonra terkini ile) düşük tutarlı vergi ödeme imkanı getirilmiştir. Aksi takdirde, kanun koyucu aynı kanunda bir maddede kendi Dolayısıyla, bu amaca bakıldığında imalat sürecinde herhangi belirlediği bir husustaki tasarruf hakkını bir başka maddede bir şekilde bu malları kullananlara bu imkanın sağlanması bir başka yöntem ile Bakanlar Kurulunun tasarrufuna bırakmış gerekmektedir. olur ki, bu da Anayasa’nın 7. maddesinde düzenlenen yasama yetkisinin TBMM dışında bir başka kuruma devredildiği anlamı İkinci husus, Vergi Usul Kanunu’nun 275. maddesinde bir malın taşıyacağından Anayasa’ya aykırı olur. imalat sürecinde maliyetine giren unsurlar sayılmıştır. Buna göre, fiziken o malın bünyesine giren hammaddenin yanı sıra bu Sonuç malın üretiminde kullanılan yardımcı maddeler, sarf edilen diğer malzemeler ve benzerlerinin de imalat sürecinin bir parçası ÖTV Kanunu’na ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan olması nedeniyle o malın maliyet bedeli içerisinde yer alması malları imalat sürecinde kullanan birçok sanayici bulunmaktadır. gerektiği hususudur. Ancak bu ürünler için uygulanan birim vergi tutarı çok yüksektir. Hatta akaryakıt için uygulanan vergi tutarı ile aynı seviyededir. Yine bir başka husus, Kanun maddesinin lafzından da İdarenin Hal böyle olunca, üretim sürecinde bir şekilde bu malları (I) sayılı Sirküler’de yaptığı gibi bir ayrıma gidilemeyecek oluşudur. liste dışında yer alan ürünlerin imalinde kullanan mükellefler İdare çıkardığı Sirküler ile yalnızca görüşünü beyan etmiştir, bu bu vergiyi indirim yoluyla gideremediğinden, tüm vergi yükü anlamda Kanun’dan gelen bir yetkisi bulunmadığı için hukuk üzerlerinde kalmaktadır. İşte bu durumu kanun koyucu önceden yaratan bir idari işlem de tesis etmemiştir. Ancak bu durum görerek Kanun’da tecil-terkin sistemini ihdas etmiştir. Bu mükellefler arasında sanki bir genel düzenleyici işlem algısı sayede, bu malları üretim sürecinde kullanan mükelleflerin yaratmıştır. Kanun maddesindeki şart bellidir, bu malların (I) vereceği taahhüt ile verginin çok önemli bir kısmı tecil edilerek sayılı liste dışında bulunana malların imalinde kullanılmasıdır. hiç tahsil edilmemekte ve daha sonra şartların yerine geldiği anlaşıldığında ise tahsil edilmeyen bu vergi terkin edilmekteydi. Devre dışı kalan tecil-terkin uygulamasının madde lafzı ve Netice itibarıyla, sanayiciler de bu vergi yükünden birazcık gerekçesi üzerinde bu kadar durmamızın bir sebebi bulunuyor. prosedür ile uğraşarak kurtulabiliyordu. O da, aynı BKK ile yerine ihdas edilen iade sisteminin de aynı gerekçeler ile uygulamada olması gerektiğidir. Zira kanun Ancak İdare 2006 yılında yayınladığı bir Sirküler (3 numaralı koyucunun yetki verdiği Bakanlar Kurulu bir uygulamayı devre Sirküler) ile tüm mükelleflerin bu haktan yararlanamayacağı dışı bırakırken yerine aynı temele oturan bir başka uygulama ve yalnızca bu sirkülerde karışık bir mantık üzerine kurulmuş getirebilmiştir. Pek tabii ki burada da kanun koyucunun daha bir sürece sahip mükelleflerin bu haktan yararlanabileceği ulvi olan amacına riayet edilmesi gerekmektedir. Bir başka düşüncesini ortaya koymuştur. Halbuki Kanun maddesinin ifadeyle, tecil-terkinin kapsadığı alanın burada da dikkate getiriliş amacı ile böyle bir sınırlama birbiri ile uyuşmamaktadır. alınması gerekecektir. Zira BKK eki Karar’da bu hususa dikkat edildiği, tecil-terkin uygulamasının yer aldığı Kanun maddesi ile 2012 yılının Ekim ayında bir Bakanlar Kurulu Kararı ile de aynı ifadelerin burada da kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla tecil-terkin uygulamasında tecil tutarı sıfırlanarak bu uygulama tecil-terkin için yukarıda iddia ettiğimiz bu malları imalatında devre dışı bırakılmış, aynı Karar’da iade sistemine geçilmiştir. herhangi bir şekilde kullanan tüm sanayicilerin bu imkandan Özetle bu sistemde de yine üretiminde ilgili malları kullanan yararlanabilecek olması durumu, iade için de geçerli olmalıdır. 6 Aralık 2014
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11