Kale Kilit Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı

Berrin Avcılar

“EY’de çalışmamın paha biçilmez katkıları oldu”

Marmara Üniversitesi işletme lisans eğitiminin ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde finans yüksek lisansını tamamlayan Berrin Avcılar iş hayatına 1985 yılında Ernst&Young Türkiye - Denetim Bölümü’nde başladı. Kısa bir dönem aynı şirketin New York ofisinde de çalışan Berrin Avcılar, 1995 yılında EY’den ayrılarak yaklaşık 10 yıl Yapı ve Kredi Bankası ve iştiraklerinde CFO’luk, Yapı Kredi Leasing Şirketinde CEO’luk, Banka’nın mali ve mali olmayan pek çok kurumunda yönetim kurulu üyeliği görevlerini üstlendi. Daha sonra Kale Kilit ve Pegasus Hava Yollarında kısa dönemler CFO’luk yapan Avcılar, 2007 yılında ailesiyle beraber New York’a taşındı. Merkezi New York’da olup, 8 ülkede iştirakleri bulunan bir medya şirketinde grup CEO’luğu, Polonya’daki halka açık iki şirketin de yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı yapan Berrin Avcılar 2015 Aralık ayından beri Kale Kilit grubunda yönetim kurulu üyeliği ve icra kurulu başkanlığı görevini sürdürüyor.

Vergide Gündem: Kale Grubu 65. yılını kutladığı 2018’de Türkiye’nin güvenli yaşamak konusunda tutum ve davranışlarını anlamak üzere kapsamlı bir tüketici araştırması yaptırdı. Türkiye’nin Güvenlik Alışkanlıkları Araştırması, özellikle Türk halkının %49’unun hırsızdan korktuğu ancak geceleri kapıyı kilitlemediğine dair haberlerle hatırladığım kadarıyla medyada da geniş bir şekilde yer almıştı. Kale Kilit klasik sistemlerin, konut ve işyeri güvenliğinin dışında farklı alanlarda da güvenlik uygulamaları sunuyor. Örneğin spor salonlarındaki kabin kilitleri, otel odalarındaki kartlı kilitler ve kasalar gibi. Nedir tam olarak Türk halkının güvenliğe yaklaşımı. Hangi tercihler öne çıkıyor, sektördeki son durumu kısaca değerlendirip gelecek döneme ait hedef ve beklentilerinizden söz edebilir misiniz?

Berrin Avcılar: Güvenlik, gelişmişlik seviyesinden bağımsız, en az beslenme ve eğitim kadar önemli bir konu olmasına rağmen, maalesef çoğumuzun hayatında hak ettiği önceliğe sahip değil. Bu kısmen ekonomik refahla alakalı olsa da daha çok eğitimle ilgili. Eğitim ve farkındalık olmadığı zaman, önleyici tedbirler almakta gecikiyoruz. Güvenliğin önemini çoğunlukla kkötü bir deneyim yaşadıktan sonra öğreniyoruz.


Farkındalığı artırmak amacıyla medyada geniş çapta paylaştığımız araştırma sonuçlarımız da bunu gösteriyor. Örneğin; kapılarımızı kilitlemiyor veya yangın kapısı olarak kendisi de yanıcı madde olan pvc “yangın” kapıları kullanılıyor, yangın kapılarının önüne geçişi engelleyen depolama yapılabiliyor veya acil çıkış kapılarını kilitli tutuyoruz. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Kale Kilit’in, Türkiye’nin güvenlikte lider firması olarak farkındalığı artırmaya yönelik de bir sorumluluğu olduğunu düşünüyor ve gerek basılı gerek dijital medya da devamlı olarak ürünlerimizle ilgili bilgileri paylaşarak, olası riskleri basit yöntemlerle engellemenin mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu konuda STK’larla birlikte geliştirebileceğimiz projelere, televizyonlarda popüler magazin programları arasında kamu spotlarında güvenliğe yönelik mesajlar ve hatta eğitim müfredatına güvenliğin eklenmesine yönelik her türlü projeye bakıyoruz.

Güvenlik ürünleri konusunda tüketici tercihleri teknolojideki baş döndürücü gelişmelerle devamlı olarak değişiyor. Artık evlerimizde, iş yerlerinde, hastaneler ve otellerde akıllı güvenlik ve giriş/çıkış sistemleri kullanılıyor. Bu sistemler bilgisayarlar tarafından kontrol edilmesine ek olarak internete de bağlanarak birkaç yıl önce aklımıza bile gelmeyecek hizmetler sunabiliyor. Teknolojik gelişim doğal olarak yanında siber güvenlik riskini de beraberinde getiriyor. İşin mekaniğini bildiğiniz kadar bilgi teknolojilerini de bilmeniz gerekiyor. Güvenlik dediğinizde sadece fiziksel güvenlik değil dijital güvenlik konusunda da gelişim alanı büyük. Elektronik ve dijital ürünlerin pazarı giderek büyümekle beraber, mekanik kilitler halen dünyada ve yurdumuzda en büyük pazar payına sahip. Aynı elektronik ürünlerde olduğu gibi mekanik kilitlerde de hızlı bir gelişme yaşanmakta. Bu kilitlerin güvenlik seviyesinde olduğu kadar yaşam alanlarına entegrasyonu ve tasarımı konusunda da yoğun bir araştırma geliştirme içindeyiz.

Piyasaya sürülen her yeni ürünümüzün ister elektronik ister mekanik olsun, en doğru ve hızlı şekilde montajı ve satış sonrası servis hizmetleri de çok önemli. Bu doğrultuda bayilerimizin ve servis personelimizin eğitimi bizim için büyük bir önem taşıyor. Kurucusu olduğumuz Çilingirler Kulübü üye sayısını artırarak ve eğitime daha fazla yatırım yaparak ürünlerimizin en doğru şekilde montajını ve halkımızın kaliteli ve fonksiyonel yüksek güvenlikli sistemlerden yararlanmasını sağlamaya devam edeceğiz.

Bunlara ek olarak, 7 yıl önce faaliyete başlatmış olduğumuz Kale Alarm şirketimiz aracılığıyla alarm hizmetlerimizde de büyük bir başarı ivmesi yakalamış durumdayız.

Kale Kilit hakkında kurumsal birkaç bilgi de vermek istiyorum. Türkiye’nin en bilinen markalarından biri olan Kale Kilit; mekanik, elektronik ve dijital kilitler, çelik kapı, çelik kasa, yangın kapısı, pencere sistemleri, KALE ALARM markası ile de kamera ve alarm hizmetleri olmak üzere güvenliğin tüm alanlarında hizmet veren %100 Türk aile Şirketidir. 65 yıldır organik büyüyen Şirketimiz Avrupa’nın en büyük entegre fabrikasına sahiptir. Kale Kilit’i ben ayrıca Türkiye’nin en kurumsal aile şirketlerinden biri olarak da tanımlıyorum. Yönetim Kurulu Başkanımız ve hissedarımız Sedat Özgür dışında tüm üyeler profesyonellerden oluşur ve kurumsal yönetimin Türkiye’deki en iyi örneklerinden birine sahibiz. Geleceğe yönelik hedeflerimize gelince bundan sonraki yol haritamız, teknoloji tarafında inorganik büyümek, yapacağımız satın alma ve stratejik ortaklıklarla özellikle teknolojik güvenlik sistemlerinde yaratıcı çözümler sunmak, AR-GE’ye daha fazla yatırım yapmak ve özellikle ihracatımızı hem ciro hem de ülke sayısını hızla arttırarak fabrika kapasite kullanım oranını ve dolayısıyla istihdamı artırmak.


Vergide Gündem: Türkiye’deki kariyerinizin yanı sıra yurt dışında da önemli sorumluluklar üstlendiniz. Mevzuatın sık sık değiştiği Türkiye gibi bir ülkede çalışmak finans profesyonellerinin işini biraz zorlaştırsa da deneyimlerine güç kattığını biliyoruz. Kıyaslarsanız, burada ve yurt dışında çalışmanın farklı taraflarından söz edebilir misiniz biraz?

Berrin Avcılar: Türkiye’deki is hayatımın benim için iyi bir okul olduğunu düşünüyorum. Gündem, göstergeler ve mevzuat o kadar hızlı değişiyor ki, siz farkında olmadan değişen koşullara adaptasyon hızınız artıyor. Kontrol edemediğiniz olumsuz değişiklikler, sınırlamalar karşısında nasıl üretken ve verimli olabilirim derken bir yandan da yaratıcılığınız gelişiyor. Ancak diğer taraftan hep bir mücadele içinde olmaktan da düşünmeye, okumaya daha az vakit ayırabiliyorsunuz, büyük resmi zaman zaman kaçırabiliyorsunuz. ABD, İngiltere, Hollanda, Polonya, Macaristan, Çekya, Slovakya, bazı Karayip ülkeleri vb. yaklaşık 8-10 ülkeyi kapsayan bir sorumluluk alanım vardı, oralarda çalışan yüzlerce kişi vardı. Gördüm ki; insan olan her yerde konular ve sorunlar benzer ancak sorunların analizi ve çözümünde farklılıklar var. Diğer bir tespitim de KPI yönetimi ve toplam kalitede gelişim alanımız büyük. Profesyonel çevremde en fazla duyduğum atalet probleminin önüne geçmek için norm kadrolarla çalışıp KPI yönetimini iyi yapmak gerekiyor. Terminoloji olarak bunları herkes biliyor ama başarılı bir uygulamasına henüz çevremde tanık olmadım.

Vergide Gündem: Bütün çabalara rağmen, gelişmiş ekonomilerde bile kadın çalışanların oranı üst yönetimde istenilen düzeylerde değil. Olumlu yönde gelişmeler görülse de kadınların istihdama katılımı, ücret farklılıklarının giderilmesi gibi konularda hedeflenen seviyelerin çok uzağındayız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Berrin Avcılar: Endüstrisine göre değişmekle beraber, genel olarak alt kadrolarda kadın-erkek oranı birbirine yakınken, dünyadaki kadın liderlerin oranı sadece %3’ler civarında. Bu konuda pek çok araştırmalar yapılmış ve enteresan tespitler de var. Mesela; kadın liderlerin erkek liderlere göre %10 daha verimli oldukları; erkeklerin genç yaslarda, kadınların ise ilerleyen yasta verimliliklerinin arttığı gibi. Kadınların eşit pozisyon ve haklara sahip olma mücadelesinde daha fazla çalışıp, her fırsatta yetkinliğini ispatlama zorunda hissettiriliyor olmaları bu mukayeseli başarı grafiğini etkiliyor olabilir. Ancak; yine yapılan araştırmalarda kadınların, inisiyatif kullanma, açık iletişim, çalıştıkları kurumla bütünleşme, konsantrasyon, strese dayanıklılık, takım ruhu, çalışanları motive etmeleri ve kişisel gelişim hızlarının onları bir adım öne çıkardığı görülmüş.

Ben kadın-erkek ayırımı yapmadan, dişi özelliklerin liderlikte önemli olduğuna inanıyorum. Bu özelliklere sahip erkeklerin de önemli farklar yarattığını biliyorum. Ancak bir kadın olarak tabi ki kadınların hem iş hem siyasette daha üst rollerde sayılarının artması, katma değerlerinin alınması en büyük dileğim.


Vergide Gündem: Söyleşimizi okuyan genç arkadaşlarımıza neler tavsiye edersiniz? Kariyerinizin en başına dönseniz yapmalıydım/iyi ki yapmışım dedikleriniz neler?

Berrin Avcılar: Öğrenciyken iş hayatına Ernst&Young’da (o dönemde Arthur Young idi) başlamak en büyük hayalimdi ve hayalim gerçek olduğu için çok şanslıyım. İş tecrübesi, network ve kişisel gelişimime paha biçilmez katkıları dışında, varlıklarıyla hayatıma renk katan değerli arkadaşlara sahip oldum. Nerede olursak olalım bu dostlukların hayat boyu devam edeceğinden eminim. Kariyerimin EY sonrası döneminde, yani icraat tarafında da çok şey öğrendim ve halen de öğrenmeye devam ediyorum. Geçmişe baktığımda şunu yapmasaydım dediğim herhangi bir pişmanlığım yok. Sadece yıllardır çok istediğim halde sosyoloji eğitimi için fırsat yaratamamış olmaktan dolayı üzgünüm, belki önümüzdeki yıl bunu başarabilirim.

Genç arkadaşlarıma tavsiyem; pişmanlık duymayın, yaşadıklarınızı gelişiminizin bir parçası olarak görüp, kariyerinizin her döneminde öğrenmeye ve öğrendiklerinizi paylaşmaya devam edin, okumaya ve düşünmeye zaman ayırın, dünyadaki gelişmeleri yakın takip edin, fırsat buldukça seyahat edip tanımadığınız insanlarla sohbet edip bağlantılarınızı genişletin, iyi bir dinleyici olun, çok çalışın, fiziksel olarak da aktif olun, hobileriniz olsun, farklılıklara saygı gösterin ve en önemlisi çevrenizle sevgi dolu iletişim kurun.