“Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildiğinde, ilgili Tasarı’nın vergi mevzuatına ilişkin önemli düzenlemeleriyle ilgili 6 Mart 2018 tarihli ve 033 numaralı sirkülerimizle bilgilendirme yapılmıştı. Kanun Tasarısı 21 Mart 2018 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmış ve 27 Mart 2018 tarihli 2. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu sirkülerimizde söz konusu 7103 sayılı “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Gelir, Kurumlar, Vergi Usul, KDV, ÖTV, MTV, Harçlar ve 6183 sayılı Kanun’da gerçekleştirilen değişiklikler aşağıdaki şekilde özetlenmiştir: 1. Gelir Vergisi Kanunu a. Kreş ve gündüz bakım evlerinde gelir vergisi istisnası (md. 4) Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretlerde istisna” başlıklı 23. maddesine yeni bir bent eklenmektedir. Buna göre işverenlerce kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmek suretiyle sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilecektir. İşverenlerce işyerinde bu hizmetlerin verilmediği durumlarda dışarıdan alınan hizmetler için ödenen bedeller de aşağıdaki şartlarla istisnadan yararlanacaktır. - Ödemenin çalışana nakden yapılmadan, doğrudan bu hizmetleri sağlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yapılması,
- Her bir çocuk için aylık asgari ücretin aylık brüt tutarının yüzde 15’ini aşmaması (2018 yılında 2.029,50 * % 15 = 304,43 TL/ay).
Ödemenin yukarıdaki istisna tutarını aşan kısmı ile hizmet erbabına bu amaçla nakden yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilecektir. Bu hüküm Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. b. İkale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar (md. 7 ve 5) Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretin tarifi” başlıklı 61. maddesinin 3. fıkrasına yeni bir bent (7. bent) eklenerek, hizmet erbabına hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra, - Karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar ile
- İş kaybı, iş sonu ve iş güvencesi tazminatları,
gibi çeşitli adlar altında yapılan ödeme ve yardımların ücret kapsamında olduğu hususu açıklığa kavuşturulmuştur. Diğer taraftan Kanun’un 5. maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu’nun “Tazminat ve yardımlarda istisna” başlıklı 25. maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi de değiştirilmiştir. Buna göre yukarıda sayılan ödeme ve yardımlar gelir vergisinden istisna olarak değerlendirilecektir. Ancak bu tür ödeme ve yardımların toplamının kıdem tazminatı istisna tutarının hesabında dikkate alınacağı da madde metninde yer almaktadır. Sonuç olarak kıdem tazminatı tutarına kadar yapılan bu tür ödemeler üzerinden gelir vergisi kesilmeyecek, aşması durumunda ise aşan kısım gelir vergisine tabi tutulacaktır. İkale sözleşmesi; iş sözleşmesinin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem olarak tanımlanmaktadır. Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. c. İlave asgari geçim indirimi (md. 6) Hatırlanacağı üzere Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 86. maddeyle; 2016 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri gelir vergisi tarifesi nedeniyle 1.300,99 TL’nin altına düşen ücretliler için, 1.300,99 TL’nin altına düşen tutarın ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafisi imkanı getirilmişti. 7061 sayılı Kanun ile GVK’ya eklenen geçici 87. maddeyle, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin aynı nedenle net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşen ücretliler için de aynı uygulama yapılmıştı. 7103 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu’nun “Asgari geçim indirimi” başlıklı 32. maddesine yeni bir fıkra eklenerek yukarıdaki uygulama devamlı hale getirilmektedir. Buna göre net ücretleri, gelir vergisi tarifesi nedeniyle sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretlilere (bekar), içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin (2018 için 1.603,12 TL) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir. İlgili yılda geçerli asgari ücretin dönemsel olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgari ücretin geçerli olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden gelir vergisi tarifesinin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan net ücret dikkate alınacaktır. Bu uygulama açısından net ücret; yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir. Bu hüküm de Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. d. Evlerde kurulan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri (md. 3) Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergiden muaf esnaf” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasına yeni bir bent (9. bent) eklenmektedir. Buna göre Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları, kurulu gücü azami 10 kW’a kadar (10 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar gelir vergisinden muaf esnaf kapsamına alınmaktadır. 7103 sayılı Kanun’da ayrıca, yukarıdaki kapsamda elektrik üretip esnaf muaflığından faydalanan kişiler için GVK 9. maddenin 3. fıkra hükmünün dikkate alınmayacağı belirtilmektedir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin 3. fıkrasında ise ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usulde gelir vergisine tâbi olanlar ile esnaf muaflığı kapsamına giren işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacağına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Yukarıdaki kapsamda esnaf muaflığından yararlanacak olan bu kişilerin; belge düzenleme, defter tutma, beyanname verme yükümlüğü olmayacaktır. Bu nedenle son kaynak tedarik şirketi, satış yapan kişiye gider pusulası düzenlemek suretiyle satışı belgelendirecektir. Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. 2. Kurumlar Vergisi Kanunu Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (ö) bendi uyarınca; tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye'de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan “Bölgesel yönetim merkezleri” kurumlar vergisinden muaf kurumlar arasında yer almaktadır. Söz konusu muafiyet hükmü 2016 yılında 6728 sayılı Kanun’la getirilmişti. 7103 sayılı Kanun’un 74. maddesiyle yukarıda yer verilen (ö) bendi yürürlükten kaldırılmaktadır. Bu hüküm 1 Ocak 2019 tarihinde (1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla kurulu bölgesel yönetim merkezleri için 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere) yürürlüğe girecektir. 3. Vergi Usul Kanunu a. Emtia imha işlemleri süreklilik arz eden mükellefler için değerleme yöntemi (md. 10) 7103 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun “Kıymeti düşen mallar” başlıklı 278. maddesinden sonra gelmek üzere, imha edilmesi gereken malların değerlemesine yönelik yeni düzenlemeler içeren 278/A maddesi eklenmektedir. Buna göre, bozulma, çürüme veya son kullanma tarihi geçmesi nedeniyle emtia imha işlemleri süreklilik arz eden mükellefler, takdir komisyonu kararına gerek olmaksızın Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek usul ve tayin olunacak imha oranına göre değerleme yapabileceklerdir. Bu hükümden yararlanabilmek için Maliye Bakanlığı’na başvuru yapılması gerekmektedir. Başvuru üzerine Maliye Bakanlığı mükellefin; geçmiş yıllardaki işlemleri, fiili üretimi, satış ve imha süreçleri ile sektördeki diğer mükelleflerin durumunu değerlendirecektir. Bu değerlendirme yetkili idare, oda ve kuruluşların görüşlerini de dikkate alınmak suretiyle yapılacaktır. Maliye Bakanlığıyla karşılıklı anlaşma sonucu Bakanlık tarafından belirlenen imha oranını aşmamak kaydıyla imha edilen emtianın emsal bedeli 0 (sıfır) kabul edilecektir. Mükellefler, imha işlemine ilişkin her türlü kayıt, belge ve evrakı muhafaza ve gerektiğinde ibraz etmek zorundadır. Bu hüküm Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. b. Yurt dışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paralarda değerleme (md. 11) 7103 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle; Vergi Usul Kanunu’nun “Yabancı paralar” başlıklı 280. maddesinden sonra gelmek üzere, yurt dışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paraların değerlemesine yönelik yeni düzenlemeler içeren 280/A maddesi eklenmiştir. Buna göre, yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım yapacak olan tam mükellef sermaye şirketlerine, işe başladıkları hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar yurt dışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paraların, söz konusu dönem zarfında, yatırım teşvik belgesi kapsamında sarf olunan kısmı nedeniyle oluşan kur farkları, pasifte özel bir fon hesabına alınabilecektir. Bu durumda olumlu kur farkları bu hesabın alacağına, olumsuz kur farkları ise bu hesabın borcuna kaydedilecektir. Sermaye olarak konulan bu yabancı paraların, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar herhangi bir suretle sarf edilmeyen kısmı; bu hesap dönemlerine ait vergilendirme dönemlerinin sonuna kadar mukayyet (kayıtlı) değeriyle, işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap döneminin sonu itibarıyla VUK’un 280. maddesine göre değerlenecektir. Sarf edilen yabancı para nedeniyle oluşan fon hesabının sermayeye ilave edilmesi dışında, herhangi bir suretle başka hesaplara nakledilmesi, işletmeden çekilmesi yahut şirketin tasfiyesi (KVK’ya göre yapılan devir ve bölünme işlemleri haricinde) hallerinde, bu tutarlar, işlemlerin gerçekleştirildiği dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin ilgili dönemde vergiye tabi tutulacaktır. Mükelleflerin, bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için ticaret siciline tescil tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar yatırım teşvik belgesi almak için başvuruda bulunmuş ve işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonuna kadar bu belgeyi almış olması gerekir. Söz konusu yabancı paralar; başvurunun süresi içinde yapılmaması halinde müteakip ilk vergilendirme döneminden, yatırım teşvik belgesinin alınamaması halinde ise işe başlanılan hesap dönemini takip eden hesap dönemi sonu itibarıyla VUK’un 280. maddesine göre değerlenir. Yukarıdaki düzenleme 27 Mart 2018 tarihinden sonra tescil edilen sermaye şirketlerine uygulanmak üzere 27 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. c. Yeni alınan bazı makine ve teçhizatta amortisman uygulaması (md. 16) 7103 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle Vergi Usul Kanunu’na eklenen geçici madde ile yeni alınan bazı makine ve teçhizat için faydalı ömür sürelerinin yarıya indirilmesi konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir. Buna göre 1 Mayıs 2018 tarihinden sonra; - 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya - 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında faaliyette bulunan mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde, kullanılmak üzere, 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ile aynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca, faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilecektir. Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenir. Bu şekilde belirlenen oran ve süreler izleyen yıllarda değiştirilemez. İmalat sanayiinde kullanılmak üzere iktisap edilen ve madde hükmünden yararlanılabilecek makina ve teçhizatın tespitine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Söz konusu düzenleme Kanun’un yayımını izleyen ikinci aybaşında (1 Mayıs 2018) yürürlüğe girecektir. d. Uzlaşma ve ceza hükümlerinde değişiklikler (md. 12, 13, 14 ve 15) i. Elektronik olarak düzenlenmesi gereken belgelerde ceza uygulaması (md. 12) 7103 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle, elektronik olarak düzenlenmesi gereken; fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi fiilleri Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinde tanımlanan özel usulsüzlük cezası kapsamına alınmaktadır. Söz konusu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken kâğıt olarak düzenlenmesi (zorunlu haller hariç) ya da hiç düzenlenmemiş sayılması (VUK md. 227 ve 231) durumunda da VUK’un 353. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Kanun’da bu fiillerin cezası, 2018 yılında kağıt belgeler için geçerli olan ceza tutar ve oranlarıyla aynı olarak yer almaktadır. Buna göre söz konusu ceza, yukarıdaki belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 240 TL’den aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10’u olarak kesilecektir. Aynı şekilde elektronik olarak düzenlenmesi gereken; perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, yolcu listesi, günlük müşteri listesinin düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının … tespit edilmesi fiilleri de VUK’un 353. maddesinde tanımlanan özel usulsüzlük cezası kapsamına alınmaktadır. Söz konusu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken kâğıt olarak düzenlenmesi veya hiç düzenlenmemiş sayılması (VUK md. 227) durumunda da özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Bu fiillerin cezası da 2018 yılında kağıt belgeler için geçerli olan tutarlar olup, her bir belge için 240 TL’dir. Düzenlemeler yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. ii. E-tebligat zorunluluğuna uymayanlara kesilecek cezalar (md. 13) 7103 sayılı Kanun’un 13. maddesiyle, VUK’un mükerrer 355. maddesine yeni bir hüküm eklenmiştir. Buna göre elektronik tebligat sistemi ile getirilen yükümlülüklere uymayanlar için kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezaları; birinci sınıf tüccarlar ve serbest meslek erbabı için 1.000 TL, ikinci sınıf tüccarlar ve basit usul için 500 TL, bunlar dışında kalanlar içinse 250 TL olarak belirlenmiştir. Bu hüküm Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. iii. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının uzlaşma kapsamında çıkarılması (md. 15) Vergi Usul Kanunu’nun “Tarhiyat öncesi uzlaşma” başlıklı ek 11. maddesi uyarınca, vergi incelemesine dayanılarak tarh edilecek vergilerle kesilecek cezalar (kaçakçılık fiilleri nedeniyle tarh edilen vergiler ve kesilen cezalar hariç) için tarhiyat öncesi uzlaşma yoluna gidilebilmektedir: Maddede kesilecek cezalar dendiği için usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına girmektedir. 7103 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle VUK’un ek 11. maddesindeki “vergilerle kesilecek cezalarda” ibaresi “vergiler ile bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalarında” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, zaten tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına girmeyen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamından da çıkarılmıştır. Bu hüküm, 27 Mart 2018 tarihinden önce tarhiyat öncesi uzlaşma talep edilenler hariç olmak üzere yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. iv. Vergi indiriminde oran değişikliği (md. 14) Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirme” başlıklı 376. maddesinde kısaca; 30 günlük süre içerisinde başvurularak, vadesinde ödenmek şartıyla, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının üçte birinin indirileceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır. 7103 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle, uzlaşma kapsamından çıkarılmış olan söz konusu cezalar için uygulanan indirim oranı üçte birden yüzde 50’ye çıkarılmıştır. Düzenleme Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. e. Tasfiye öncesi ve tasfiye döneminde vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminin yapılacağı kişiler (md. 74 ve 9) 7103 sayılı Kanun’un 74. maddesiyle; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Tasfiye” başlıklı 17. maddesinin 9. fıkrasında yer alan ve tasfiye durumunda vergilerin kimin adına tarh edileceğini, cezaların kimin adına kesileceğini belirleyen düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu hüküm Kanun’un 9. maddesiyle Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesine eklenmiştir. Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olurlar. Tasfiye memurlarının bu sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır. 7103 sayılı Kanun’un aynı maddesiyle VUK’un 10. maddesine yeni bir fıkra daha eklenmiştir. Buna göre; yukarıdaki fıkra kapsamına girmeyen tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin sona ermesi durumunda, sona erme tarihinden önceki dönemlere ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemi, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tüzel kişiliği olanların kanuni temsilcilerinden, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler (adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi biri) ve varsa bunların temsilcilerinden herhangi biri adına yapılacaktır. Bu fıkra kapsamına; adi ortaklıklar gibi tüzel kişiliği olmayan veya vakıf, dernek ve üniversiteler gibi tüzel kişiliği olan teşekküller girmektedir. Bu hükümler Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. 4. Katma Değer Vergisi Kanunu a. Yeni bazı makine ve teçhizat teslimlerinde KDV istisnası (md. 31) 7103 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’na eklenen geçici madde ile aşağıda belirtilen makine ve teçhizat teslimlerine KDV istisnası getirilmiştir. Buna göre; - 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanunu’na göre sanayi sicil belgesini haiz KDV mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri ile - 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri, 31 Aralık 2019 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna olacaktır. Düzenleme tam istisna niteliğinde olduğundan istisna kapsamında teslimde bulunan mükellefler bu işlemleriyle ilgili yüklenip indirim yoluyla gideremedikleri vergileri iade talep edebileceklerdir. İstisna kapsamında alınan makina ve teçhizatın, teslim tarihini takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde; imalat sanayii veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetleri dışında kullanılması veya elden çıkarılması hallerinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir. İmalat sanayiinde kullanılmak üzere istisna kapsamında teslim edilecek makina ve teçhizatı belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu hüküm Kanun’un yayımını izleyen ikinci aybaşında (1 Mayıs 2018) yürürlüğe girecektir. b. Organize sanayi bölgelerinde tesis yapımında KDV istisnası (md. 29) 7103 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle, KDV Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasına (j) bendi eklenmiştir. Buna göre organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin su, kanalizasyon, arıtma, doğalgaz, elektrik, haberleşme tesisleri ile yol yapımına ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşasına ilişkin, bunlara veya bunlar tarafından oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları KDV’den istisna olacaktır. Düzenleme tam istisna niteliğinde olduğundan, istisna kapsamında işlem yapan mükellefler bu işlemle ilgili yüklenim yoluyla gideremedikleri vergileri iade talep edebileceklerdir. Söz konusu istisna hükmü Kanun’un yayımını izleyen aybaşında (1 Nisan 2018) yürürlüğe girecektir. c. Okul kantinlerinin kirama işlemlerinde KDV istisnası (md. 30) 7103 sayılı Kanun’un 30. maddesiyle, KDV Kanunu’nun 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (d) bendine, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda kantin olarak belirlenen alanların okul aile birlikleri tarafından kiraya verme işlemlerinin KDV’den istisna olduğuna dair hüküm eklenmiştir. Bu hüküm Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. 5. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun 7103 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle 6183 sayılı Kanun’un “Paraya çevirme” başlıklı 74. maddesinden sonra gelmek üzere 74/A maddesi eklenmiştir. Bu maddede Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerince haczedilen mal üzerindeki hacizlerin aşağıdaki şartlarla kaldırılacağı hükmü yer almaktadır: 1. Hacizli malın, haciz varakasına istinaden haczedilmiş olan menkul veya gayrimenkul olması, 2. Hacizli mala biçilen değer ile %10 fazlasının, ilk sırada haciz tatbik eden tahsil dairesine ödenmesi (Şu kadar ki, madde kapsamında ödenecek tutar, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan ödeme zamanı gelmiş, tecil edilmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçların toplamından fazla olamaz.). 3. Hacizli mala ilişkin takip masraflarının ayrıca ödenmesi. 4. Hacze karşı dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi. Bu madde kapsamında haczin kaldırılması halinde aynı mala, haczin kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay müddetle Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, Kanun’un ihtiyati haczi düzenleyen 13. maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla haciz tatbik edilemeyecektir. Söz konusu hüküm, Kanun’un yayımını izleyen aybaşında (1 Nisan 2018) yürürlüğe girecektir. 6. Özel Tüketim Vergisi Kanunu Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) Kanunu’na ekli listeler kapsamına giren mallar, Türk Gümrük Tarife Cetveli’nde (TGTC) yer alan Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon (GTİP) numaraları itibarıyla tespit edilmiştir. ÖTV Kanunu’na ekli listelerde kapsamlı en son güncelleme 2011 yılında yapılmış olup, günümüze kadar, TGTC’de çok sayıda değişiklik olmasına rağmen, ÖTV Kanunu’nda GTİP uyumlaştırmaları yapılmamıştır. 7103 sayılı Kanun’un 56, 57, 58 ve 62. maddeleriyle belirsizliklerin giderilmesi ve ihtilafların ortadan kaldırılması amacıyla; ÖTV Kanunu’na ekli listeler kapsamına giren malların GTİP numaraları, TGTC’de yapılan değişikliklere göre güncellenmiştir. Ayrıca Kanun’da GTİP numaralarına yapılan atıfların güncellemeye koşut yeniden düzenlenmesi, akaryakıt olarak kullanılabilen bazı ürünlerin ÖTV kapsamına alınması da Kanun’da yer almaktadır. Diğer taraftan Kanun’un 59. maddesiyle ÖTV Kanunu’nun 8. maddesinin (2) numaralı fıkrasına yeni bir cümle eklenmiştir. Buna göre ihraç kayıtlı teslimlerde, ihracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle 3 ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, KDV Kanunu’nda yer alan düzenlemede olduğu gibi, Maliye Bakanlığınca veya Bakanlığın uygun görmesi durumunda vergi dairelerince 3 aya kadar ek süre verilebilecektir. Yukarıdaki düzenlemeler Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. Kanun’un 60. maddesiyle ÖTV Kanunu’na eklenen 9/A maddesinde ise ÖTV Kanunu’na ekli (II) sayılı listedeki taşıtların imalinde kullanılan (IV) sayılı listedeki radyo, hoparlör, monitör gibi malların alış faturaları ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisinin (II) sayılı listedeki malların imalatçısına iade edileceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır. İadenin usul ve esasları Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecektir. Bu hüküm, Kanun’un yayımını izleyen aybaşında (1 Nisan 2018) yürürlüğe girecektir. 7. Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu 7103 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle, Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan minibüs ve otobüs tanımlarına uyum sağlamak için Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde düzenleme yapılmıştır. Ayrıca aynı maddeye motorlu taşıtlarla ilgili olarak motor gücü tanımı da eklenmiştir. Buna göre motor gücü; taşıtların elektrik motorlarını imal eden fabrikalarca uluslararası normlara göre tespit edilen ve kilovat (kW) olarak ifade olunan azami güçtür. Kanun’da ayrıca, elektrik motorlu otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile panelvanların ve motosikletlerin, diğer taşıtlar için yaşı itibarıyla uygulanmakta olan motorlu taşıtlar vergisi tutarlarının % 25’i oranında vergilendirileceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır. MTV ile ilgili düzenlemelerin tamamı 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girecektir. 8. Harçlar Kanunu 7103 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle; dava konusu edilmiş uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde, karar ve ilam harçları konusunda yaşanan tereddütlerin giderilmesi amacıyla Kanun’a bağlı (I) sayılı tarifeye yeni bir bent eklenmiştir. Buna göre açılmış davalarda uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi halinde, arabuluculuk son tutanağına dayalı olarak verilen kararlardan 35,90 TL tutarında harç alınacaktır. Bu hüküm, Kanun’un yayım tarihinde (27 Mart 2018) yürürlüğe girmiştir. Saygılarımızla. Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş. Erdal Çalıkoğlu Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |