Skip to Content

Güncel değişiklikler kapsamında bölgesel yönetim merkezlerinin geleceği ve Türkiye’nin konuya ilişkin yaklaşımları

Elif Akkaranfil - Av. Gönül Gülce Işık

Giriş

 

Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma planlarında doğrudan yabancı yatırımlar önemli rol oynar. Söz konusu yatırımları artırabilmek için bu ülkeler tarafından sıklıkla kullanılan politikalardan biri de yabancı yatırımlara yönelik teşvik politikalarının geliştirilmesidir.

 

Aynı amaçla Türkiye’de 2012 yılında bölgesel yönetim merkezlerine ilişkin düzenleme yürürlüğe girmiş olup çok uluslu işletmeler tarafından da fırsatlardan yararlanmak maksadıyla “Bölgesel Yönetim Merkezi” olarak Türkiye’de faaliyet gösterilmeye başlanmıştır.

 

Türkiye’de bölgesel yönetim merkezleri, irtibat bürosu yapısı altında kurgulanmış olup, zaman içerisinde yapılan düzenlemelerle vergi yükü olmadan faaliyet gösterebilmekteyken, 2018 yılında yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun ile kurumlar vergisi muafiyeti kaldırılmıştır.

 

Yasal mevzuat

 

“Coğrafi konumu itibarıyla bir cazibe merkezi olan Türkiye’de bölgesel yönetim merkezleri, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun 3/h maddesi ve Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 6.maddesinde 2012 yılında yapılan değişiklik ile uygulanmaya başlamıştır. 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bölgesel yönetim merkezlerine yönelik vergi muafiyet düzenlemeleri getirilerek, bir anlamda teşvik somutlaştırılarak kuvvetlendirilmiştir.” [1]

 

Yabancı kurumlarca kurulacak bölgesel yönetim merkezlerinin gösterebileceği faaliyetler, anılan yönetmelikte sınırlı olarak sayılmıştır. Bu faaliyetler; yatırım ve yönetim stratejilerinin oluşturulması, planlama, tanıtım, satış, satış sonrası hizmetler, marka yönetimi, finansal yönetim, teknik destek, AR-GE, dış tedarik, yeni geliştirilen ürünlerin test edilmesi, laboratuvar hizmetleri, araştırma ve analiz, çalışanların eğitimi gibi faaliyetlere ilişkin olarak koordinasyon ve yönetim hizmeti sağlanmasıdır.

 

Dolayısıyla, bölgesel yönetim merkezlerinin faaliyetleri sadece koordinasyon ve yönetim hizmetleri ile sınırlandırılmıştır.

 

Bölgesel yönetim merkezlerine ilişkin vergi uygulamaları

 

Bölgesel yönetim merkezlerine ilişkin vergisel açıdan düzenlemeler 9 Ağustos 2016 tarihli Resmî Gazete ‘de yayımlanan 6728 sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile beraber yapılmıştır.

 

o   Kurumlar vergisi muafiyeti

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (ö) bendi ile de aşağıda yer alan şartların sağlanması halinde bölgesel yönetim merkezleri Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır:

 

•      Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan izne istinaden kurulmaları,

•      Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması (yurtdışından getirecekleri dövizlerle) ve

•      Söz konusu giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması.

 

o   Kurumlar vergisi muafiyeti neden kaldırıldı?

 

7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 74. maddesiyle anılan muafiyet kaldırılmıştır.

 

533 sıra sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu’nda muafiyeti kaldırma maddenin gerekçesi aşağıdaki şekildedir.

 

“Vergi mevzuatının Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü-“OECD” ve Avrupa Birliği –“EU” standartları doğrultusunda uluslararası vergileme ilkelerine uyumluluğunun sağlanması amacıyla Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezlerine tanınan kurumlar vergisi muafiyetinin kaldırılmasını teminen değiştirilmesi suretiyle çerçeve 76’ncı madde olarak kabul edilmiştir.”[2]

 

Plan ve Bütçe Komisyonu tutanaklarına göre dönemin Maliye Bakanı istisnanın kaldırılmasına yönelik olarak verilen önergeyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, bölgesel yönetim merkezleri irtibat ofisleriyle ilgili istisnayı kaldırdıklarını, geçmişte, iki yıl önce bölgesel yönetim merkezlerine kurumlar vergisi istisnası getirildiğini, bu istisnayı kaldırmak istediklerini ifade etmiştir. [3]

 

Bölgesel yönetim merkezlerine ilişkin kurumlar vergisi muafiyetini kaldıran madde 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla halihazırda kurulu bölgesel yönetim merkezleri için uygulama tarihi 1 Ocak 2022 olarak belirlenmiştir.

 

o   Gelir vergisi istisnası

 

Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinde gelir vergisinden istisna edilen ücretler düzenlenmiştir. Anılan Kanun maddesinin 1. fıkrasının 14. bendinin (a) alt bendi aşağıdaki gibidir:

 

“Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler gelir vergisinden istisnadır.”

 

Yukarıda belirtilen kanun maddesine ek olarak, anılan bendin (b) alt bendine bölgesel yönetim merkezlerine ilişkin özel bir istisna hükmü eklenmiştir.

 

Yapılan bu değişiklik sonrasında 2 Ekim 2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 293 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde detayına yer verildiği üzere; gelir vergisi istisnasından faydalanabilmek için bölgesel yönetim merkezlerinin aşağıdaki şartları sağlaması gerekmektedir:

 

•      İşveren sıfatıyla ücret ödemesinde bulunan kurumların, Türkiye'de kanuni ve iş merkezinin bulunmaması,

•      Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbabı (ücretli) ve yapılan ödemenin ücret niteliğinde olması,

•      Dar mükellef kurumun ücret ödemesi yaptığı hizmet erbabının Ekonomi Bakanlığı’ndan alınan izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezlerinde faaliyet izni kapsamında istihdam edilmesi,

•      Dar mükellef kurumun Türkiye'deki personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurt dışı kazançlarından karşılanması,

•      Ücretlerin döviz olarak ödenmesi.

 

Sonuç ve değerlendirmelerimiz

 

2018 yılında yürürlüğe giren 7103 sayılı Kanun ile sadece Kurumlar Vergisi Kanunu’ndaki muafiyet ortadan kaldırılmış olmakla birlikte Gelir Vergisi Kanunu’ndaki istisna ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır.

 

Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte gelir vergisi istisnasının nasıl uygulanabileceği, kurumlar vergisi mükellefi olan bir irtibat bürosunun gelir vergisi istisnasının devam edip edemeyeceğine ilişkin tereddüt bulunmaktadır.

 

Ancak bakıldığında bölgesel yönetim merkezlerine ilişkin gelir vergisi istisnasının yürürlükten kaldırılmamış olması, sadece kurumlar vergisi yönünden bir mükellefiyet tesis ettirilmesinin gerekli ve yeterli olduğu, ancak gelir vergisi istisnasının etkilenmemesi gerektiği yönünde değerlendirilebilir.

 

Dolayısıyla mevcut değişiklikler sonrasında, istisna şartlarının korunması durumunda bölgesel yönetim merkezinde çalışan kişilere ödenen ücretlerin gelir vergisi istisnasından faydalanması mümkün görünmektedir.

 

Bununla birlikte, olası bir durumda bu istisnanın (Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin (14)/b alt bendi) kaldırılması halinde dahi yukarıda yer verilen başka bir istisnanın (Gelir Vergisi Kanunu’nun 23.maddesinin (14)/a alt bendi) da mevcut olduğunu, dolayısıyla kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenin Türkiye’deki bölgesel yönetim merkezi çalışanlarına yapacağı ücret ödemelerinin işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödemeye devam etmesi durumunda gelir vergisi istisnasından faydalanılmaya devam edilmesi gerektiği söylenebilecektir.

 

1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla kurulu bölgesel yönetim merkezlerinin 2022 tarihinden itibaren irtibat bürolarının kurumlar vergisi mükellefi haline geleceğini anlıyoruz. İrtibat bürosu faaliyetlerinin alınan lisans çerçevesinde gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, irtibat bürosu lisansı süresinin devam ettiği durumda 2022 yılı sonrasında uygulamanın nasıl olacağı belirsizdir.

 

İlerleyen günlerde vergi idaresinin bu konuda da bir düzenlemeye gidip, bölgesel yönetim merkezleri için yeni bir kurgu oluşturacağı beklenmektedir.


[1] KS Avukatlık Ortaklığı-Bölgesel Yönetim Merkezi Uygulaması ve Kaldırılan Kurumlar Vergisi Muafiyeti

[2] Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

[3] Bülent Taş-Bölgesel Yönetim Merkezleri Muafiyeti Niye Getirildi Niye Kaldırıldı?

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.