Skip to Content

Royalti ve lisans ödemeleri KKDF’ye tabi midir?

Yakup Güneş

Giriş

Son dönemde, Gümrük İdaresince yürütülen inceleme veya araştırmalar neticesinde, gümrük idaresine beyan edilmesi gerektiği halde ithal eşyanın gümrük kıymetine dahil edilmediği belirlenen kimi royalti ve lisans ödemeleri için 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234'üncü maddesi uyarınca işlem tesis edildiği; bu kapsamda royalti ödemelerine karşılık gelen gümrük vergilerinin tahakkuk ettirildiği; tahakkuk eden bu vergi tutarlarının 3 katı oranında ceza hesaplandığı; ayrıca, bahse konu gümrük vergilerinin ödenmesi aşamasında gecikme zammıoranında faiz uygulandığı müşahede edilmektedir.

İdarece ikmal edilen bu işlemlerden biri de bahse konu royalti/lisans ödemeleri için KKDF, KKDF cezası ve gecikme zammı oranında faiz hesaplanmasıdır.

Royalti ödemelerinin KKDF'ye tabi olduğu yönünde sarih bir hukuki metin bulunmamasına ve vergilerin kanuniliği ilkesinin Anayasal bir ilke olmasına karşın; royalti ödemelerinin istisnai kıymete konu edilebileceği ve istisnai kıymete ilişkin tamamlayıcı beyanın süresi içerisinde yurt dışına transfer edilmeyen tutarlar için KKDF uygulanabileceği yönündeki 2 adet düzenleyici işlemden yola çıkarak gümrük idaresine beyan edilmeyen royalti ve lisans ödemeleri için KKDF tahakkuku yapılması, üstüne bir de ceza kesilip faiz hesaplanması hukuken izaha muhtaç görünmektedir; ki bu işlemlerin hukukiliğini tartışmak işbu makalemizin konusunu oluşturmaktadır.

Eşyanın gümrük kıymeti ve royalti ödemeleri

Eşyanın gümrük kıymeti, gümrük tarifesinin ve eşya ticaretine ilişkin belirli konularda getirilen tarife dışı düzenlemelerin uygulanması amacıyla, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 24 ila 31'inci maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymettir.

Kanun'un 24'üncü maddesinde eşyanın gümrük kıymetinin eşyanın satış bedeli olduğu, satış bedelinin ise Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta, Kanun'un 27 ve 28'inci maddelerine göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu belirtilmiştir.

Gümrük Kanunu'nun 27'nci maddesinde; Kanun'un 24'üncü maddesine göre gümrük kıymeti belirlenirken, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına yapılacak ilaveler düzenlenmiş; anılan maddenin 1'inci fıkrasının (c) bendinde kıymeti belirlenecek eşyanın satış koşulu gereği, alıcının doğrudan veya dolaylı olarak ödemesi gereken, satış bedeline dahil edilmemiş royalti ve lisans ücretlerinin eşyanın gümrük kıymetine dahil edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun yönetmelikle düzenlenmesini öngördüğü konuları düzenlemek ve uygulamaya yön verecek hususlara açıklık getirmek amacıyla yayımlanan Gümrük Yönetmeliği'nin 43'üncü maddesinde "royalti ve lisans ücreti" deyimi; "ithal eşyasının imalatı, ihraç edilmek üzere satışı veya kullanımı ya da yeniden satışı ile ilgili olarak patent, dizayn, know-how, model, marka, tescilli tasarım, telif hakkı ve imalat prosesleri gibi adlar altında yapılan ödemeler" olarak tanımlanmıştır.

Yönetmelik'in 56'ncı maddesinde de royalti bedellerinin hangi koşullarda satış bedeline ekleneceği, başka bir ifadeyle ithal eşyanın gümrük kıymetine dahil edileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda iki koşul söz konudur:

  • Royalti ödemesi kıymeti belirlenecek eşya ile ilgili olmalıdır.
  • Royalti ödemesi bu eşyanın satış koşulu olarak yapılmalıdır.

28 Haziran 2014 tarihli 2 seri numaralı Tebliğ'e göre; lisans veya royalti sözleşmesi kapsamında devredilen haklar ithal konusu eşyada cisim buluyorsa veya ithal eşya söz konusu haklar kullanılarak imal ediliyorsa veya ithal eşya royalti veya lisans ücreti ödenen marka ile bağlantılı ise bu ücretin ithal eşya ile ilgili olduğu kabul edilmektedir.

Diğer taraftan, royalti veya lisans ücretinin kıymeti belirlenecek eşyanın satış koşulu olması, ithal edilen eşyaya ilişkin olarak ithalatçı tarafından yapılan veya yapılacak royalti veya lisans ödemesinin ihracatçı ve ithalatçı arasındaki alım-satımın gerçekleşmesinde vazgeçilmez ve esaslı bir unsur olmasını ifade etmektedir. Alıcının royalti veya lisans ücretini satış koşulu olarak ödeyip ödemediğinin tespitinde belirleyici unsurlardan biri, alıcının söz konusu eşyaları royalti veya lisans ödemesi yapmadan alıp alamayacağıdır.

Netice olarak, royalti ve lisans ücretlerinin ithal eşyası ile ilgisi olması ve bu ödemenin satıcı tarafından bir satış koşulu olarak sunulması durumunda royalti ve lisan ödemesi, eşyanın gümrük kıymetine ilave edilmesi gereken bir gider unsuru olmaktadır.

Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF)

KKDF uygulaması yasal dayanağını 88/12944 sayılı Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Karar'dan almakta olup anılan Kararın 3'üncü maddesine göre; Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nun kaynaklarını:

  • Bankalarca kullandırılan krediler,
  • Finansman şirketlerince kullandırılan krediler,
  • Bankalar ve finansman şirketlerinin yurt dışından sağladıkları krediler,
  • Bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye'de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları krediler,
  • Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekline göre yapılan ithalatlar,

oluşturmaktadır.

Yukarıdaki listeden de görüldüğü üzere, KKDF'nin kaynaklarını temel olarak kredi işlemleri oluşturmakta, bir ithalat işleminin de KKDF'ye tabi olması için bu ithalat işleminin kredili olması gerekmektedir. Nitekim 26.8.1989 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 12.5.1988 Tarih ve 88/12944 Sayılı Kararnameye İlişkin Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında 6 Sayılı Tebliğ'in 4 ve 9'uncu maddelerinde "kredili ithalat" ibaresi aynen kullanılmaktadır.

Kredili bir ithalat işleminden bahsedilebilmesi için; ihracatçı ve ithalatçı arasında akdedilen satış sözleşmesi uyarınca mal bedelinin tamamının veya bir kısmının ithalat işleminden sonra ihracatçıya ödenmesi gerekmektedir.

İstisnai kıymet beyanı

Gümrük Yönetmeliği'nin 53'üncü maddesine göre; eşyanın gümrük kıymetinin satış bedeli yöntemine göre yapıldığı hallerde beyan sahibinin talebi üzerine;

  • Konsinye şekilde teslim edilen çabuk bozulabilir eşyanın,
  • Gümrük kıymetine ilave edilmesi gereken, ancak ihracatçı ve ithalatçı arasındaki sözleşme gereği söz konusu kıymet unsurları gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten sonra belli olacak eşyanın,
  • Satış sözleşmesinde, fiyatın sonradan gözden geçirilmesini öngören hükümler içeren eşyanın,
  • Boru hatları veya elektrik telleri ile taşınan ve depolama imkanı olmayan sürekli akış halinde olan eşyanın,
     

gümrük kıymetinin tespitinde, beyan sahibinin talebi üzerine, gümrük idaresince basitleştirilmiş usuller uygulanır. "İstisnai Kıymet Beyanı" olarak bilinen bu uygulamada; vergi tahakkuku mevcut belgelerde belirtilen kıymet esas alınarak yapılır.

Eşyanın serbest dolaşıma girişini basitleştirilmiş usule göre gerçekleştirenler genel, dönemsel ya da özet niteliğinde bir tamamlayıcı beyanda bulunur.

Beyanın, yukarıdabelirtilen nitelikteki kıymet unsurlarını içermesi halinde tamamlayıcı beyan, eksik kıymet unsurunun mahiyet ve tutar itibarıyla tahakkuk ettiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadarverilir.

Tamamlayıcı beyana göre gözden geçirilmiş kıymetin daha yüksek olması halinde ek vergi tahakkuku yapılır. Daha düşük olması halinde ise farka isabet eden kıymetin iade alındığının tevsiki ve satış sözleşmesine göre kıymetin yeniden belirlenmesini gerektiren işleme ait tahlil raporu gibi bir belgenin onaylı örneğinin sunulması koşullarıyla ve gümrük idaresince yapılacak inceleme sonucunda söz konusu hususların tespiti üzerine Gümrük Kanunu'nun geri verme ve kaldırma hükümleri uyarınca işlem yapılır.

Royalti veya lisans ücretinin istisnai kıymet yöntemiyle beyan edilmesi

Gümrük Genel Tebliği (Gümrük Kıymeti) (Seri No: 2)'nin 11'inci maddesine göre; ithal eşyasının gümrük kıymetine dahil edilmesi gereken royalti veya lisans ücretinin tutarı ithal anında belirli olması durumunda, söz konusu ücret ithal anında gümrük kıymetine dahil edilerek beyan edilir.

İthal eşyasının gümrük kıymetine dahil edilmesi gereken, ancak tutarı ithalattan sonra belli olacak royalti ve lisans ücretleri ile ilgili olarak, Gümrük Yönetmeliği'nin 53'üncü maddesi çerçevesinde istisnai kıymetle beyanda bulunulabilir.

İstisnai kıymet beyanı ve KKDF

Gümrükler Genel Müdürlüğünce yayımlanan 13.02.2013 tarihli 2013/6 sayılı Genelge'de; istisnai kıymet yoluyla beyan yapılan hallerde, tamamlayıcı beyanın gümrük idaresine verilmesi gerektiği süreden sonra istisnai kıymete ilişkin ödemenin yapılması durumunda KKDF kesintisi yapılacağı belirtilmektedir.

Başka bir ifadeyle, ithal eşyanın gümrük kıymetine dahil edilmesi gereken ve Gümrük Yönetmeliği'nin 53'üncü maddesinde belirtilen kıymet unsurlarından birine ilişkin ödemenin, tahakkuk ettiği ayı takip eden ayın 26'ncı günü akşamına kadar yapılmaması halinde KKDF kesintisi yapılması gerekmektedir.

İthalatta KKDF'nin konusu ve matrahı

88/12944 sayılı Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Karar'da kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekline göre yapılan ithalatların KKDF'ye tabi olduğu belirtilmiş ancak KKDF'nin konu ve matrahına ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

88/12944 Sayılı Kararnameye İlişkin Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında 6 Sayılı Tebliğ'in 2'nci maddesinde, ithalatta fon kesintisinin; ithalat tutarının, fon kesintisinin yatırıldığı tarihteki gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak bulunacak Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanarak, malın fiili ithalinden önce bankalara veya özel finans kurumlarına yatırılacağı belirtilmekte; ancak "ithalat tutarı"ndan ne anlaşılması gerektiği ifade edilmemektedir.

KKDF mevzuatındaki bu boşluk gerek Gümrük İdaresince, gerekse de Gelir İdaresince yayımlanan muhtelif yazı, özelge ve düzenleyici işlemlerle giderilmiştir. Söz konusu yazı, özelge ve düzenleyici işlemlere aşağıda özetle yer verilmiştir:

i. Gümrükler Genel Müdürlüğünce yayımlanan 18.03.2011 tarihli 2011/16 sayılı Genelge

Anılan Genelge'de aynen; "… KKDF kesintisine tabi olmayan ödeme şekillerine göre gerçekleştirilen ithalatta mal bedelinin, proforma fatura veya kesin satış faturası tarihine bakılmaksızın serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihinden önce (bu tarih dahil) ilgili bankaya yatırılması ve ilgili banka tarafından da bu bedelin ihracatçıya transferinin en geç iki iş günü içinde tamamlanmış olması gerekmektedir.

Diğer taraftan, mal bedelinin banka tarafından gümrük beyannamesinin tescil tarihinden önce veya tescil tarihinde ihracatçıya transfer edilmiş olması halinde, iki iş günü valör süresi aşılmış olsa bile KKDF kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

Serbest bölgelerden gerçekleştirilen mal alışları Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu mevzuatı yönünden ithalat olarak değerlendirilmekte ve bu ithalatın vadeli (kredili) nitelik taşıması kaydıyla fon kesintisi yapılmaktadır. Serbest bölgelerden yapılan ithalatların peşin bir ithalat sayılabilmesi için, hem yurt dışındaki asıl ihracatçıya yapılan ödemenin hem de Türkiye'den serbest bölgeye yapılan ödemenin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce tamamlanmış olması ve bu durumun ithalatçı firma tarafından ibraz edilen belgelerle ilgili gümrük idaresine tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte, serbest bölgelerde faaliyet gösteren herhangi bir firmayla ortaklık veya merkez-şube ilişkisi içinde bulunmayan firmalarca serbest bölgelerden peşin bir ithalat yapılması halinde, ithalat işlemi sırasında yükümlüden gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce yurt dışındaki asıl ihracatçıya ödeme yapıldığına dair herhangi bir belge talep edilmesine gerek bulunmamaktadır."

denilmektedir.

ii. Gümrükler Genel Müdürlüğünce yayımlanan 27.10.2014 tarihli 2014/22 sayılı Genelge

Anılan Genelge'de aynen; "…Beyanname kapsamı eşya bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce (gümrük beyannamesinin tescil tarihinden önce veya tescil tarihinde) ihracatçının yurt dışı hesabına transfer edildiğine ilişkin Döviz Satım Belgesi, Türk Parası Transfer Belgesi veya ithalat bedelinin döviz tevdiat hesabından ihracatçının yurt dışındaki hesabına ödendiğine dair bankaca verilen bir yazı ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi halinde KKDF kesintisi yapılmamaktadır…" ibaresi yer almaktadır.

iii. Gümrükler Genel Müdürlüğünün 04.12.2014 tarihli 4351348 sayılı Dağıtımlı Yazısı

Genel Müdürlükçe gümrük taşra teşkilatına gönderilen mezkûr dağıtımlı yazıda;  "… İthalat beyannamesi kapsamı eşya bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce (gümrük beyannamesinin tescil tarihinden önce veya tescil tarihinde) ihracatçının yurt dışı hesabına transfer edildiğine ilişkin Döviz Satım Belgesi, Türk Parası Transfer Belgesi veya ithalat bedelinin döviz tevdiat hesabından ihracatçının yurt dışındaki hesabına ödendiğine dair bankaca verilen bir yazı ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi halinde KKDF kesintisi yapılmamaktadır…" denilmektedir.

iv. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının 04.12.2014 tarihli 119126 sayılı yazısı

Mezkûr yazıda aynen; "… gümrük beyannamesinde gösterilen ithalat tutarının Türk Lirası karşılığının, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce, ödeme şekline göre Döviz Satım Belgesi, Türk Parası Transfer Belgesi veya ithalat bedelinin döviz tevdiat hesabından ihracatçının yurt dışındaki hesabına ödendiğine dair bankaca verilen bir yazı ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi halinde fon kesintisi yapılmadan malların ithal edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Buna göre, KKDF kesintisi yapılmadan ithalatın gerçekleşebilmesi için mal bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce ihracatçının yurt dışı hesabına transfer edildiğinin yukarıda sayılan belgelerden biri ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ithalat bedelinin ihracatçı tarafından belirtilen başka firma/şahısların hesabına ödenmesinin ihracatçıya transfer olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır…"denilmektedir.

v. Gelir İdaresi Başkanlığının 24.07.2014 tarihli 70903105-165.01.02 sayılı Özelgesi

Mezkûr Özelge'nin sonuç kısmında; "… finansman şirketlerinin yurt dışındaki ihracatçı firmaya yapacağı ödeme, ödemenin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce yapılması ve ilgili gümrük idaresine ibraz edilecek belgelerle durumun tevsik edilmesi kaydıyla peşin ödeme olarak kabul edilecek ve ödemesi bu şekilde yapılan ithalat işlemleri üzerinden fon kesintisi yapılmayacaktır…" denilmektedir.

vi. Gelir İdaresi Başkanlığının 06.04.2015 tarihli 70903105-165.01.02[20]-E.33390 sayılı Özelgesi:

Söz konusu Özelge'de; "… KKDF kesintisi yapılmadan ithalatın gerçekleşebilmesi için mal bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce ihracatçının yurt dışı hesabına transfer edildiğinin yukarıda sayılan belgelerden biri ile gümrük idarelerine tevsik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ithalat bedelinin ihracatçı tarafından belirtilen başka firma/şahısların hesabına ödenmesinin ihracatçıya transfer olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, uluslararası müeyyideler nedeniyle bankacılık sisteminin çalışmadığı İran'dan yaptığınız ithalatlara ilişkin ithalat bedelini banka üzerinden para transferi yoluyla ödemeniz fiilen ve hukuken mümkün olmadığından, satıcı firmaların satış faturaları üzerinde transferin yapılacağı firmanın unvanı ve banka hesap bilgilerini ayrıntılı olarak göstermesi ve ithalat bedelini faturada yer alan ihracatçının gösterdiği yurt dışındaki hesaplara gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce transfer ettiğinizi fatura ve ödemeye ilişkin belgeleri ibraz etmek suretiyle ilgili gümrük idaresine tevsik etmeniz kaydıyla söz konusu transferin peşin ödeme kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır…" denilmektedir.

vii. Gelir İdaresi Başkanlığının 25/03/2009 tarihli B.07.1.GİB.0.02.68/6802 sayılı Özelgesi

Anılan Özelge'de aynen "… Ödeme şekli ‘peşin' olarak belirtilen ithalat işlemlerinde, mal bedelinin gümrük mevzuatında tanımlanan gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce transfer edildiğinin tevsik edilmesi şartıyla fon kesintisi yapılmamakta, mal bedelinin bu tarihten sonra transfer edilmesi halinde ise ithalatçı kredilendirilmiş olacağından kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi yapılması gerekmektedir …" denilmektedir.


Değerlendirme ve sonuç

Yukarıda yer verilen Genelge, Özelge veya Tasarruflu Yazılardan da görüldüğü üzere; gerek Gümrük İdaresinin, gerekse de Gelir İdaresinin yerleşik anlayışına göre, ithalatta KKDF konusunun açıklığa kavuşturulmasında aşağıdaki kavramlar kullanılmaktadır:

  • Mal bedeli,
  • Eşya bedeli,
  • İthalat bedeli,
  • Gümrük beyannamesinde gösterilen ithalat tutarı,
  • Proforma fatura,
  • Satış faturası,
  • Kesin satış faturası,
  • İhracatçı,
  • Gönderici firma,
  • Satıcı firma,
  • Yurt dışındaki asıl ihracatçıya ödeme yapılması,
  • İhracatçının yurt dışı hesabı,
  • İthalat bedelinin ihracatçı tarafından belirtilen başka firma/şahısların hesabına ödenmesinin ihracatçıya transfer olarak değerlendirilmemesi,
  • Mal bedelinin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten sonra transfer edilmesi halinde ithalatçının kredilendirilmiş olacağı,
  • İthalatın vadeli (kredili) nitelik taşıması.

Alt alta yazılmış bu kavramlar bile tek başına ithalatta KKDF'nin konusuna alıcı (ithalatçı) tarafından satıcıya (ihracatçıya) ithalattan sonra yapılan mal/eşya bedeli transferlerinin girdiğini göstermektedir.

Dolayısıyla, "ithal eşyasının imalatı, ihraç edilmek üzere satışı veya kullanımı ya da yeniden satışı ile ilgili olarak patent, dizayn, know-how, model, marka, tescilli tasarım, telif hakkı ve imalat prosesleri gibi adlar altında yapılan ödemeler" olarak tanımlanan royalti ve lisans ücretlerinin mal/eşya bedeli kapsamına girmediği açıktır.

Royalti ödemelerinin KKDF'ye tabi olmadığı hususu, satıcı firma ile lisans verenin farklı kişiler olması durumunda daha da belirgin hale gelmektedir. Şöyle ki;

Ticari hayatta çoğu zaman Türkiye'de yerleşik ithalatçı yurt dışındaki satıcıdan/ihracatçıdan bir ürün temin etmekte, bu ürünlerin satışı, kullanımı vs. için tahakkuk eden royalti ve lisans bedelini ise ihracatçı dışındaki 3'üncü bir kişiye yani lisans verene ödemektedir. Bu durumda;

  • Bahse konu royalti ödemelerinin mal bedeli / eşya bedeli / ithalat bedeli / gümrük beyannamesinde gösterilen ithalat tutarı ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
  • Bahse konu royalti ödemeleri, ithal eşyaya ilişkin proforma fatura / satış faturası veya kesin satış faturasında yer almamaktadır, yer alması da mümkün değildir. 
  • Bahse konu royalti ödemelerinin tamamı ihracatçı / gönderici firma / satıcı firma / asıl ihracatçı dışındaki Lisans Verene yapılmaktadır. Royalti ve lisans ödemesinin ille de ihracatçıya yapılması, aksi takdirde KKDF ödeneceğinin ileri sürülmesi hukukilikten uzak olacaktır. 
  • İthalatta kredilendirme işlemi de söz konusu olmayıp; royalti ödemeleri, ithal eşyanın işlenmesi neticesinde elde edilen mamul ürünlerin satışı veya işlenmeksizin doğrudan satışı üzerine tahakkuk etmektedir. İthal edilen eşyadan imal edilen mamul ürünler veya ithal eşyanın kendisi satılmadığı sürece, bir royalti ödemesi de doğmamakta ve haliyle ödenmemektedir. Henüz doğmamış bir borç için de, ithalat aşamasında bir kredilendirmeden bahsedilemeyeceği tabiidir.  

Sonuç olarak; royalti ödemelerinin KKDF'ye tabi olduğu yönünde sarih bir hukuki metin bulunmaması; vergilerin kanuniliği ilkesinin Anayasal bir ilke olması; İdarenin Tebliğ ve Genelge gibi düzenleyici işlemlerle vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin kapsamını genişletmesinin mümkün olmaması; Gümrük İdaresi ile Gelir İdaresinin yerleşik anlayışına göre, ithalatta KKDF'nin konusunu mal bedeli olarak satıcı firmaya ithalattan sonra yapılan ödemelerin oluşturması karşısında, ithal eşyaya ilişkin olarak yapılan royalti ödemeleri üzerinden KKDF tahakkuk ettirilmesinin hukuka uygun olmadığını değerlendirmekteyiz.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.'ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.