Skip to Content

Covid-19 salgınına mali kalkan

Abdulkadir Kahraman

Dünya Sağlık Örgütü Covid-19 salgınını 11 Mart 2020’da “pandemi” ilan edince her kıtada hükümetler, işletmeleri ve insan kaynağını korumak amacıyla paketler açıklamaya başladı. Hükümetler vergi indirimlerini, yatırım ve istihdam teşviklerini artırmaya ve uzatmaya ilave olarak; mükelleflerin yükümlüklerinin bildirim sürelerini erteleyerek, salgın nedeniyle derinleşen finansal ve ekonomik bozulmayı engellemeyi hedefliyor.

ABD 2 trilyon Dolarlık, Almanya 300 milyar Avroluk bir paket açıkladı. Ülkemizde de hükümet 100 milyar liralık paket ilan ederek; bu önlemleri uygulamak üzere kanun değişiklikleri ve idari düzenlemeler yapıyor.

Hangi kanunlar değiştirildi ?

Salgın ile mücadele için 7226 sayılı Kanunla çeşitli kanunlarda değişiklikler yapıldı.

Değişiklik

Düzenleme

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu Md. 75

Döviz cinsi emeklilik yatırım fonlarından sağlanan gelirin tespitinde kur farkı dikkate alınmaması.

2330 sayılı Kanun Md. 4

Aylık bağlanan malullerden çalışanlara “vazife malullüğü aylığı” bağlanma tarihinden sonra geçen hizmetleri esas alınarak (en az 20 yıllık sigortalılık süresi ve 5000 gün prim ödenmiş olması şartıyla) “yaşlılık aylığı” bağlanması.

3213 sayılı Maden Kanunu Ek Md. 19

Mücbir sebep hallerinde (mücbir sebebin malum veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi şartıyla) mali “yükümlülüklerin ertelenmesi ve taksitlendirilmesi”.

4749 sayılı Kanunu Geç. Md. 20

KOBİ’lerin finans kaynaklarına erişimi amacıyla yeni kefalet imkanlarının sağlanması için “kredi garanti kurumlarına” aktarılacak kaynakları 50 milyar TL’ye çıkarılması.

5510 Sayılı Kanun Geç. Md. 80

Tüm sektörlere 2020’de de istihdama destek ve işgücü maliyetlerini azaltmak için İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmak üzere, işverenlere ödeyecekleri sigorta prime mahsuben günlük 2,50 TL, aylık 75 TL asgari ücret desteği sağlanması.

4447 sayılı Kanun Geç. Md. 23

30.6.2020’ye kadar geçerli olmak üzere Covid-19 kaynaklı mücbir sebep hallerinde “kısa çalışma başvurusu” yapılması (hizmet akdine tabi olma şartı 60 gün; son 3 yılda işsizlik sigortası primi ödeme şartı 450 gün olmak üzere).

4706 sayılı Kanun Geç. Md. 25

1.4.2020 – 30.6.2020 dönemine ilişkin tahsil edilmesi gereken “ecrimisil  ve kullanım bedellerinin” başvuruşuz 6 ay uzatılması.

5834 sayılı Kanun Geçici Md. 2

Karşılıksız çek ve sicil affı.

5941 sayılı Kanun Geç. Madde 5

Karşılıksız çek düzenleme cezalarının durdurulması.

7194 sayılı Kanun Md. 52

Konaklama vergisinin 1.1.2021’ye ertelenmesi.

7226 Sayılı Kanun Geç. Md. 1

Yargıdaki tüm dava açma sürelerinin 30.4.2020’e kadar durması”. (13.3.2020 ve sonrasında yargıdaki tüm dava açma ve benzer süreler ile 22.3.2020 ve sonrasında icra ve iflas ile takip hukukuna dair belirlenen süreler dahil).


Mücbir sebep nedir ?

Türk Dil Kurumu mücbir sebebi, “herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar” şeklinde tanımlıyor.

Vergide mücbir sebep, Vergi Usul Kanunu’nun 13, 15 ve 111’inci maddelerinde yer alıyor. Bir mükellef için mücbir sebep, vergi yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmeye engel oluşturan “ağır kaza, ağır hastalık, tutukluluk, yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler”,  “kişinin iradesi dışında oluşan zorunlu kayıplar gibi durumlardan birinin varlığı ve bu durumun herkesçe bilinmesi” veya mücbir sebep haliyle karşı karşıya kalan tarafından belgelenmesi veya ispat edilmesi durumunda; bu durum ortadan kalkana kadar yükümlü açısından vergi ödevlerine ilişkin sürelerin işlememesidir. Mücbir sebebin varlığı halinde yükümlülükle ilgili vade uzayan sürenin bittiği gün sona erer.

Benzer şekilde Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu 10’uncu maddesinde “mücbir sebep”; “doğal afetler, kanuni grev, “genel salgın hastalık, kısmî veya genel seferberlik ilânı ile gerektiğinde Kurum tarafından belirlenecek benzeri diğer haller” olarak tanımlanıyor.

Hangi idari düzenlemeler yapıldı ?

Salgın nedeniyle idarece yapılan düzenlemeler:

Düzenleme

İçeriği

125 Nolu VUK Sirküleri

2019 yılı gelir vergisi beyan ve ödeme süresi 30.4.2020’ye ertelendi.

2278 sayılı Karar

Hava yolu ile yolcu taşıma hizmetleri KDV oranı 1.4.2020 – 30.6.2020 döneminde %1 uygulanacak.

126 Nolu VUK Sirküleri

26.3.2020’ye kadar verilecek KDV beyan ve ödeme süreleri, 1.3.2020’ye kadar verilecek 2020/Şubat dönemi "Ba-Bs" bildirim süreleri ve 31.3.2020’ye kadar oluşturulma ve imzalanması gerekli e-Defterler ile GİB’e yüklenecek “e-Defter Beratları” ile ilgili süreler 30.4.2020’ye ertelendi.

518 Nolu VUK Tebliği

- Mücbir sebep kapsamındaki mükellef ve mükellef grupları belirlenerek, 1.4.2020 – 30.6.2020 dönemi muhtasar ve KDV beyan süresi 27.7.2020’ye; vergilerin ödemeleri ise 6’şar ay uzatılarak ödemeler Ekim, Kasım ve Aralık aylarının son haftasında yapılabilecek.

- 16 sektör kapsama alındı (Perakende, demir çelik sanayii, otomotiv, lojistik ve ulaşım, sanatsal hizmetler, konaklama, yiyecek ve içecek, tekstil ve konfeksiyon, etkinlik ve organizasyon, sağlık, mobilya, madencilik, inşaat, endüstriyel mutfak sanayii, araç kiralama, yayımcılık).

- Yüzme havuzu, hamam, kaplıca, spor, oyun ve düğün salonu, berber ve kuaför işletmesi olan mükellefler.

- 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlık nedeniyle sokağa çıkma yasağı olan mükellefler ve meslek mensupları.

- Mücbir sebep kapsamındaki mükelleflerin;

2020/Mart ayı primlerinin son ödeme süresinin 2/11/2020’ye,

2020/Nisan ayı primlerinin son ödeme süresinin 30/11/2020’ye,

2020/Mayıs ayı primlerinin son ödeme süresinin 31/12/2020’ye, ertelendi.

518 Nolu VUK Tebliği

Mücbir sebep kapsamındaki mükellefler adına 1.4.2020-30.6.2020 döneminde kısmi KDV tevkifatına tabi alımlarıyla ilgili düzenlenecek faturalarda KDV tevkifatı uygulanmayacak.

68 Nolu KDV Sirküleri

Tecil-terkin uygulaması kapsamında teslim edilen malların ihracat süreleri uzatıldı.


Covid–19 ve mücbir sebep

“Mücbir sebep” halinden yararlanmada esas alınan kriter mükelleflerin 24.3.2020 itibariyle vergi dairesi kayıtlarındaki “ana faaliyet alanlarına” dayanmaktadır. Vergi dairesi kayıtları ile fili faaliyetin uyumsuz olma sorunu kapsamdaki sektörlerdeki işletmelerin başvurusu ile çözülebilir.

Ancak asıl sorun bu sektörlere girmeyen mükelleflerin durumudur. Aslında dünya çapındaki bu salgın hali, tüm mükellefler için bir “mücbir sebep ilanı” için yeterli olabilmeliydi. Diğer bir deyişle, salgın kaynaklı bir mücbir sebep hali açık ve net ortadadır. Böyle bir salgın başka türlü nasıl malum olabilir? Covid-19 sebebiyle ülkelerin sınırlarını kapattığı, Schengen Vize uygulamasının askıya alındığı, yurt içi seyahatin şarta bağlı olduğu, birey ve toplum sağlığının korunması amacıyla Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca başta olmak üzere yapılan uyarılarla “evde kal” çağrılarının yapıldığı, tüm dava açma ve icra takibi yapılmasının geçici süre ile durdurulduğu ortamda; kapsam dışı işletmelerin / şirketlerin gelecekte faaliyetlerini devam ettirmesi mücbir sebep halinin tüm mükellefleri kapsaması ile mümkün olabilir.

Önümüzdeki günlerde mücbir sebep halinin mevcut kapsamı nedeniyle birçok mükellef mücbir sebep halinde olduklarını ve bu halden yararlanmak üzere bağlı oldukları vergi dairelerine başvurmaları beklenmektedir. Çünkü mücbir sebep halinin sektörlerden bağımsız, her mükellefi etkilediğinin mevcut ve malum olduğu; bu halden yararlandırılmamanın eşitlik ve adalet ilkesine uygun olmadığı düşünülmektedir.

Bu nedenle, kapsam dışındaki mükelleflerin vergi dairelerine başvurarak bu pandeminin mücbir sebep hali yarattığını, işletmelerinin durumuna dair belgeleri bir başvuru dilekçesi ekinde sunarak mücbir sebep kapsamına alınmalarını, aksi takdirde işletme sermayesi, insan kaynağını korumanın ve istihdamının sürdürülebilirliğinin mümkün olmayacağını ortaya koymaları hem kendileri hem de toplum için gerekli olduğu kanaatindeyiz.

İşletmeleri yaşat ki, ekonomi yaşasın.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.