Skip to Content

Dış ticaret işlemlerinde “antrepo rejimi” bir ihtiyaç mıdır?

Sercan Bahadır

Gümrük işlemlerinde yaşanan son gelişmelerin ana kaynağının 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Ekonomik Program'daki (OVP) cari işlemler açığını azaltma yönündeki hedefin oluşturduğunu,  bu amaca hizmet eden ithalat işlemlerinde ilave gümrük vergileri ve kontrollerinin arttırılması gibi bir takım uygulamalarının hayata geçirildiğini daha önce paylaşmıştık. Özellikle OVP'de; dahilde işleme rejimi ile ilgili olarak, rejimin bütüncül bir şekilde değerlendirilerek gerekli düzenlemeler yapılacağının hedeflenmesinin ve Ekonomi Bakanlığı'nda rejime ilişkin bir takım kısıtlamalara gidilecek olmasının dış ticaretimiz açısından çok yakından takip edilen gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak, cari işlemler açığının azaltılmasına yönelik bu uygulamalar ve çalışmalar devam ederken dış ticaret dünyamızın ayrılmaz bir parçası olan "Antrepo Rejimi"ne ilişkin de hem maliyet unsurunu arttıracak hem antrepo rejimi uygulamasını zorlaştıracak bazı değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler, dış ticaret uygulamalarında gümrük antrepo uygulamasının varlığını sorgular hale getirmiştir.

Antrepo rejiminde yaşanan son gelişmeler nelerdir?

Antrepo rejiminde yaşanan değişikliklerde en kritik tarih 02 Aralık 2014 olmuştur. Bu tarihten sonra da gerek yargı kararı gerek ise yeniden düzenleme ihtiyacı sebebiyle antrepo rejiminde düzenlemeler devam etmektedir. Sonuç olarak son dönemde aşağıda detayları yer alan bazı uygulamalar maliyet arttırıcı ve işlemleri zorlaştırıcı yönde değiştirilmiştir.

  • Antrepo rejimi uygulamalarında teminat uygulaması değiştirilerek antrepo işleticilerinden 100.000 Avro sabit teminat getirilmiştir.
  • Sabit teminata ilave olarak, et ve et ürünleri, çay, muz, tütün ve tütün ürünleri, alkollü içki, mısır gibi yüksek ithalat vergili ürünlerde toplam vergilerin %25'i; diğer eşyalarda %10'u kadar teminat verilecektir. 
  • Antrepolarda 7/24 görüntü ve ses kaydı esasına göre kamera sisteminin kurulması zorunluluğu(15 Şubat 2015'e kadar) getirilmiştir. 
  • Antrepoya eşya giriş ve çıkışında Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri (YGM) ile birlikte gümrük memurlarına yetki verilmiştir. 
  • Petrol ve akaryakıt olarak tanımlanan ve dökme olarak gelen eşyanın (ham petrol ile yurt dışına transit hariç) ithalat işlemleri için antrepo rejimi kullanılmayacak ve bu amaçlı akaryakıt antreposu açma ve işletme yatırım izin talepleri değerlendirmeyecektir.
  • Petrol ve akaryakıt olarak tanımlanan dökme eşyaların (sıvılaştırılmış petrol gazı dahil) ithalat işlemlerinde esas almak üzere miktarını tespit etmek için sayaç sistemine geçilecektir (15 Şubat 2015).

Antrepo rejimi ve gümrük antreposu nedir?

Gümrük antrepo rejimi; ekonomik etkili gümrük rejimi olarak adlandırılmaktadır ve ithalat işlemlerinde ithalat vergilerine ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmamış, serbest dolaşıma girmemiş eşyanın bir gümrük antreposuna konulması olarak tanımlanmaktadır. Bu rejimin ana konusu yurt dışından ülkeye getirilen eşyanın gümrük antreposuna koyulması neticesinde herhangi bir ithalat vergisi (gümrük vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi)  ve ticaret politikası önlemi uygulamadan süresiz olarak antrepoda beklemesidir. Bu rejim, serbest dolaşıma girecek olan eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesi içinde süresiz olarak ithalat vergisi ödemeden depolama (ithalat vergilerinin belirli oranında teminata bağlanmak suretiyle) imkanı vermektedir.

Gümrük ve dış ticaret mevzuatında genel ve özel olmak üzere iki tür gümrük antrepo çeşidi bulunmaktadır. Genel antrepolarda; antrepo işleticisi dışında antrepo kullanıcıları da bulunmaktadır ve bu antrepolar herkesin bir ücret karşılığında (ardiye bedeli) kullanabildikleri antrepolardır. Özel antrepolarda ise, antrepo işleticisi ve kullanıcısı aynı kişi olup sadece kendi eşyasını antrepolara koyabilmektedir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 2013 yılına ait faaliyet raporuna göre, genel ve özel antrepo sayısı toplamda yaklaşık olarak 1312'dir.

Antrepo rejimini kullanmanın avantajı var mıdır?

Antrepo rejimini kullanmak her şeyden önce ithalatçı şirketlere bir finansman avantajı sağlamaktadır. Şöyle ki, birçok üretim şirketi stokla çalışmakta ve siparişe göre üretim yapmaktadır. Bu nedenle de, üretim için gerekli stoku özel depoları yerine gümrük antrepolarında bulundurmakta ve ihtiyaç oldukça antrepolardan eşyalarının serbest dolaşım işlemlerini (ithalat vergilerinin ödenmesi) yerine getirmektedirler. Böylece, o an üretim için ihtiyaç duyulmayan ürünlere ait ithalat vergileri de ödenmemektedir. İhtiyaç duyulana kadar ithalat vergileri ödenmeden eşyalar antrepolarda kalabilmektedir.

Diğer taraftan, antrepo rejimi ithalat işlemlerinin daha sağlıklı yürütülmesi için bir nevi "mola yeri" olarak kullanılmaktadır. Özellikle ithalat süreçlerinde izin alma prosedürü uzun olan işlemlerde ya da serbest dolaşıma girmeden önce bir elleçleme (örneğin kapların değiştirilmesi ya da etiketleme gibi)  işlemine tabi tutulması gerektiği durumlarda antrepo rejimi ithalatçılar için ciddi bir operasyonel avantaj sağlamaktadır.

Ayrıca Türkiye'de yerleşik olmayan şirketlerin ülke içine veya bölgeye (transit ticaret) eşya satması için kullanılacak tek alternatiftir. Dış ticaret mevzuatımız gereği, ülkemizde yerleşik olmayan şirketler ithalat işlemlerini (transit ve geçici ithalat rejimleri hariç) yerine getirememektedir. Örneğin, yerleşik olmayan şirketler ithalat işlemlerini yerine getirerek ithalat vergilerini ödeyememektedirler. Ancak ülkemizde yerleşik olamayan bir yabancı şirketin, potansiyel vergi numarası almak suretiyle, genel antrepoları kullanarak ülkemizde eşya depolama imkânı bulunmaktadır. Yerleşik olmayan şirket, eşyayı Türkiye'deki bir antrepoya koyabilmekte, müşteri bulunduğu zaman satış işlemi ve alıcı tarafından ithalat işlemi gerçekleştirilebilmektedir.

"Konsinye ithalat işlemi" olarak da adlandırabileceğimiz bu uygulamanın, ülkemizin tedarik zinciri merkezi olması adına da önemli bir uygulama olduğunu belirtmek isteriz. Özellikle birçok şirket ülkemizi coğrafi konumu gereği OrtaDoğu ve Uzak Doğu'ya açılmak için bir köprü olarak kullanmak istemektedir (ve kullanmaktadır da). Diğer ülkeler ihtiyaçlarını ülkemizde depolayarak siparişe göre Türkiye'den bu ihtiyacı daha hızlı ve güvenli olarak sağlayabilmektedir. Dış ticarette ülkemizin konumundan faydalanılarak alınacak rol açısından antrepo rejiminin bu yönlü kullanılıyor olması büyük önem arz etmektedir. 

Son değerlendirme

Son dönemde yapılan düzenlemeler dış ticaret işlemlerinde gümrük antrepo kullanımının hem maliyetini arttırmış hem de uygulamasını zorlaştırmıştır. Buna rağmen gümrük antrepoları dış ticaret işlemlerimizde yaratmış olduğu finansal avantajlar dışında operasyonel etkinlik ve stok güvenliği de getirmektedir. Bu nedenle bu uygulamanın, daha iyi bir dış ticaret aracı bulunamadığı sürece varlığını koruyacağı düşüncesindeyiz.  Belki antrepo sayısı veya antrepoya konulacak eşyalara ilişkin düzenlemeler yapılabilir ama bu rejimden tamamen vazgeçmek ekonomik gerçeklik ile bağdaşmayacaktır.