Skip to Content

Ekonomik Reform Paketi’nde dış ticaretin kolaylaştırılmasını göremedik

Sercan Bahadır

Küresel salgın, küresel ticarette tedarik zincirlerini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bazı otomobil şirketleri tedarik edemedikleri parçalar nedeniyle fabrikalarda üretimlerini durduruyor. Kimya sektörü başta olmak üzere birçok sektör hammadde maliyetlerinde ciddi artışlarla karşılaşıyor. Buna ilave olarak, navlun ve konteyner maliyetlerindeki artış nedeniyle lojistik maliyetlerinde de ciddi artışlar söz konusu. Korumacılıkla başlayan ve küresel salgın ile artan tarife dışı engeller ithalat maliyetlerinin yükselişine neden oluyor. Dış ticarette bu yönde gelişmeler olunca Ekonomik Reform Paketi (ERP) kapsamında bu alanda nasıl bir yol haritası çizileceği dış ticaretle uğraşanların merak konusu oluyor.

Nitekim bu hafta Ekonomik Reform Paketi açıklandı. Birçok ülke benzer programları açıklıyor ve bu süreçte vatandaşlara ve şirketlere destek olmaya çalışıyor. Biz de bu yönde desteklerin ve çalışmaların devam ettiğini görüyoruz. Ancak bizim reform paketimiz diğer ülkelerden biraz ayrışıyor. Bizimki daha ziyade salgın sonrasına hazırlık niteliğinde yol haritası gibi bir niyet mektubu özelliği taşıyor. Fakat küresel salgın sonrası tedarik zincirindeki gelişmelere ve dış ticaret uygulamalarına yönelik bir konuya yer verilmediğini görüyoruz.

ERP neleri içeriyor?

ERP, salgın sonrası yeni döneme ilişkin dönüşüm reformlarını içeriyor. Makroekonomik politikalar olarak kamu maliyesi, fiyat istikrarı, istihdam, finansal sektör ve cari açık konularından yapısal politikalara kadar geniş reformlara yer veriliyor. Yapısal politikalar kapsamında kurumsal yönetim, yatırımların teşvik edilmesi, iç ticaretin kolaylaştırılması, rekabet ile piyasa gözetim ve denetimine değiniliyor.

Bunlar arasında aşağıdaki konuların öne çıktığını görüyoruz:

  • Yeni teşvik sisteminde; yenilikçi ve katma değerli üretime yönelen, öz sermaye ağırlıklı gerçekleştirilen, küresel değer zincirinin bir parçası olmaya aday ve bölgesel kümelenme öncelikleriyle uyumlu yatırımlara münhasıran destek sağlanacaktır.
  • Mevcut teşvik sistemi sadeleştirilerek seçici ve süreli bir yapıya kavuşturulacaktır. Ayrıca, mükerrer uygulamalara izin verilmeyecek bir sistem kurulacaktır.
  • Dijital Vergi Denetimi Sistemi geliştirilerek vergi iade incelemeleri dahil olmak üzere inceleme süreleri kısaltılacaktır.
  • Standartlara dayalı, öngörülebilir ve haksız rekabetin önlenmesini sağlayan denetim modelleri uygulanacaktır.
  • İhracat potansiyeli yüksek olan KOBİ’lerin dış pazarlara açılmaları teşvik edilecektir.
  • Yurt dışı lojistik merkezleri açılarak ihracatçıların potansiyel pazarlara ve dağıtım kanallarına erişimi hızlandırılacaktır.
  • AR-GE yoğun, yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek mal ve hizmet üretimine yönelik Yeni Nesil İhtisas Serbest Bölgeleri faaliyete geçirilecektir.
  • Katma değeri yüksek ürünler üreten ihracatçıların rekabet avantajının ve ihracat potansiyelinin yüksek olduğu ülkelerde alacak sigortası ve alıcı kredileriyle desteklenmesi sağlanacaktır.
  • İhracatçıların Eximbank destekleriyle ilgili işlemlerinin şube bağımlılığı olmadan dijital kanallardan yapılmasını sağlayacak altyapı dönüşümü gerçekleştirilecektir.
  • Eximbank, uluslararası en iyi uygulamalar dikkate alınarak yeniden yapılandırılacaktır.
  • Tüketicinin korunması, kayıtlılığın artması ve piyasada haksız rekabetin etkin bir biçimde önlenmesi amacıyla bağımsız bir Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu kurulacaktır.

ERP içinde dış ticaret uygulamalarına yönelik bir reforma yer verilmiyor

İç ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik birçok konuya yer verilmesine rağmen, makroekonomik dengeleri ithalata bağlı olan dış ticaretimizde gümrük işlemleri ve uygulamalarına yönelik bir reform maddesine rastlanılmıyor. Özellikle tedarik zincirinde yaşanan birçok sorun ithalat maliyetlerinin artması ve dolayısıyla üretim maliyetlerinin de artması ile sonuçlanıyor. Aynı şekilde üretim için gerekli girdiler ithalatımızın neredeyse %85’ini oluşturuyor ve ithalatta yaşanan her olumsuz durum doğrudan üretim maliyetlerine yansıyor.

İthalat maliyetlerindeki en önemli konunun geleneksel gümrükleme modelimiz olduğununu zaman zaman bu köşede dile getiriyoruz. İthalat ve ihracat süreçlerinde hem belge hem de kurum sayısının fazla olması gümrük işlemlerinde en önemli maliyet kalemini oluşturuyor. Son dönemde Ticaret Bakanlığı tarafından tek pencere sistemi ve kağıtsız beyanname gibi uygulamalar ile geleneksel gümrükleme modelinin dönüşümüne çaba sarf edilse de halen bu alanda alınacak yol var. Ancak, ERP içinde maalesef bu yönde bir niyete yer verilmediği görülüyor.

Piyasa denetim ve gözetim biriminin kurulması oldukça önemli. Ancak bu denetimler ağırlıklı olarak gümrük idarelerinde ithal edilen eşyalar için yapılıyor. Gümrük idareleri, ithal edilen ürünlerin sadece ithalat vergilerinin doğru hesaplanmasını yapmıyor. Aynı zamanda ürün güvenliği ve denetimi ile diğer kurumlar için gerekli izinlerin alınıp alınmadığının da kontrolünü yapıyor. İthalat tamamlanmadan ürün güvenliği için gerekli kriterlerin varlığı sorgulanıyor. Bu denetimler belirli risk kriterlerine (TAREKS) göre eşya gümrükten çıkmadan önce yapılıyor. Haliyle bu süreç ithalatta bekleme sürelerini ve ardiye, demuraj gibi ithalat maliyetlerini artırıyor. Ancak kurulması planlanan piyasa gözetim ve denetim biriminin bu süreçleri değiştirecek alternatif bir denetim modeli oluşturacak bir yapıda olacağına ilişkin yine bir emareye rastlanmıyor.

Ne yapılmalı?

Salgın sonrası yeni ekonomik ortamda dış ticaret önemli bir aktör olacak. İhracat ve ihracattaki rekabet, ülkeler açısından daha da önemli hale gelecek. Nitekim ihracata yönelik ciddi çalışmalar olduğunu görüyoruz. İhracatın yerele hatta hane halkına kadar yayılmasının bu alanda benimsenen en önemli yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz. Ancak dış ticaret yapımıza sadece ihracat bakış açısıyla bakılmaması gerekir. Çünkü makroekonomik göstergelerimizin başarısı ithalata bağlı. Üretim, istihdam ve ihracatın ithalata bağlı olduğu bir ekonomik ortamda ithalat süreçlerini kolaylaştıracak reformları da dikkate almak gerekiyor. Geleneksel gümrükleme yapımızı değiştirmeye yönelik dijital uygulamalar, Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS) sayısının artırılması ve kağıtsız beyanname uygulamalarını da içeren bir bakış açısıyla yeni gümrük kanununun, önemli bir reform olarak bu pakette yer alması gerekirdi. Çünkü dış ticaret kolaylaşmadan iç ticaretin kolaylaşmasını beklemek doğru olmayacaktır.

Ayrıca, piyasa gözetim ve denetim biriminin kurulması oldukça önemli bir gelişme. Ama bu denetimlerin gümrük işlemlerinde yarattığı maliyet yükünü de kaldıracak şekilde yapılanması gerekiyor. Buna yönelik yaklaşımları önümüzdeki süreçte tartışacağız.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.