Menkul kıymet gelirleri için beyan zamanı

M. Fatih Köprü | 11/03/2012 | (Tüm Yazılar)

Mart ayı geldi. Basit usul dışındaki ticari kazanç sahipleri, gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler, serbest meslek erbabı, kira geliri elde eden kişiler, birden fazla işverenden ücret alan kişiler ile menkul kıymetlerden gelir elde eden yatırımcılar belli şartlar dahilinde bu kazançları için gelir vergisi beyannamesi verecekler.

2006 yılı başından itibaren uygulanan stopaj sistemi sayesinde, menkul kıymetlerden elde edilen gelirler dolayısıyla verilen beyanname sayısı oldukça azaldı. Çünkü yatırımcıların elde ettiği gelirlerin neredeyse tamamı üzerinden, işlemlerine aracılık eden banka ve aracı kurumlar tarafından vergi kesintisi yapılıyor. Genel olarak da kaynakta kesinti yolu ile ödenen vergiler bireysel yatırımcılar için nihai vergi olarak kabul ediliyor ve bu gelirler için ayrıca beyanname verme zorunluluğu bulunmuyor.

Bu hafta yerli bireysel yatırımcıların, 2011 yılında hisse senedi, Devlet tahvili ve eurobondlar ile mevduat, repo, yatırım fonu ve varantlardan elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesi konusunda hatırlatmalarda bulunacağız.

Borsa kazançları

Yatırımcıların banka veya aracı kurum vasıtasıyla borsada (İMKB) yaptıkları işlemler sonucunda oluşan kar veya zarar, işleme aracılık eden şirket tarafından hesaplanıyor. Üçer aylık olarak belirlenen kazançlar üzerinden stopaj yapma yükümlülüğü de bu kurumlara ait. Ancak stopajın oranı Bakanlar Kurulu tarafından yüzde 0 olarak belirlendiği için, bireysel yatırımcıların borsadan elde ettikleri kazançlar üzerinden herhangi bir vergi kesintisi yapılmıyor.

Bu oran menkul kıymet yatırım ortaklığı hisse senetleri için geçerli değil. Söz konusu hisse senedi işlemlerinden sağlanan kazanç üzerinden banka ve aracı kurum tarafından yüzde 10 oranında stopaj yapılması gerekiyor.

Stopaj oranı ister yüzde 10 isterse de yüzde 0 olsun, İMKB’de gerçekleştirilen hisse senedi işlemlerinden sağlanan kazançlar stopaj yoluyla vergilendirilmiş kabul ediliyor. Bu nedenle elde edilen kazanç kaç lira olursa olsun ayrıca beyanname verilmesi gerekmiyor.

Temettü gelirleri

Borsada veya borsa dışındaki şirketlerin hisse senetleri, elinde bulunduran kişiye kar payı (temettü) alma hakkı verir. Bireysel yatırımcılara kar payı ödenirken, kar dağıtan kurum tarafından yüzde 15 oranında vergi kesilmesi gerekiyor. Örneğin, payına 1.000 lira kar payı düşen bir kişiden yüzde 15 oranında, yani 150 lira vergi kesiliyor ve kendisine 850 lira ödeniyor. Yatırımcı açısından tabii ki elde edilen net tutar önemli. Ancak vergileme açısından bütün hesaplamaların brüt tutar (örnekteki 1.000 lira) üzerinden yapılması gerekiyor.

2011 yılında hisse senetlerinden elde edilen kar paylarının (brüt) yarısı gelir vergisinden istisnadır. Kalan yarısının 23 bin TL’den fazla olması durumunda, istisna sonrası kalan tutarın beyan edilmesi zorunlu. Yani 2011 yılında brüt 46 bin TL’den (net 39 bin 100 TL) fazla temettü geliri elde eden bir yatırımcının bu gelirini beyan etmesi gerekiyor.

Temettü gelirinin beyan edilmesi durumunda hesaplanan vergiden, kar payını ödeyen kurum tarafından yapılan vergi kesintisinin (yüzde 15) tamamı düşülebiliyor. Buna göre beyana tabi başka menkul veya gayrimenkul sermaye iradı bulunmayan bir yatırımcının 2011 yılında eline geçen net temettü tutarı;

- 39 bin 100 TL'den az ise beyanname verilmesine gerek yok. Bu durumda kar dağıtan kurum tarafından kesilen yüzde 15 oranındaki stopaj nihai vergi kabul ediliyor.

- 39 bin 100 TL ile 214 bin 880 TL arasında ise beyanname verilmesi gerekiyor. Ancak bu durumda ödenecek vergi çıkmadığı gibi, fazla kesilmiş olan verginin vergi dairesinden iadesi de istenebiliyor.

- 214 bin 880 TL'den fazla ise beyanname verilmesi ve fark vergi ödenmesi gerekiyor.

Devlet tahvili ve Hazine bonosu

Bireysel yatırımcılar Devlet tahvili ve Hazine bonolarından kupon faizi elde edebilecekleri gibi, bu kıymetleri vadesinden önce satarak alım satım kazancı da elde edebilirler. 2006 yılından itibaren ihraç edilmiş olan bu tür kıymetlerden elde edilen faiz ve alım satım kazançları üzerinden, banka veya aracı kurum tarafından yüzde 10 oranında vergi kesintisi yapılıyor. Stopaj yolu ile vergilendirilmiş olan bu gelirler için, tutarı ne olursa olsun gelir vergisi beyannamesi verilmesi zorunluluğu da bulunmuyor.

Eurobond gelirlerinde stopaj yok; beyan edilmeli

Eurobondlar Türk Hazinesi tarafından, döviz cinsinden, yurtdışı piyasalarda ihraç edilen tahvillerdir. Yurtiçindeki yatırımcıların da bankalar aracılığıyla bu tahvilleri almaları mümkün.

Eurobondlardan elde edilen gelirler üzerinden vergi kesintisi yapılmıyor. Stopaja tabi olmadığından eurobond faiz ve alım satım kazançlarının genel prensip olarak beyan edilmesi gerekiyor.

Döviz cinsinden elde edilen kupon faizinin öncelikle, kupon tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kuru kullanılarak TL karşılığının hesaplanması gerekiyor. Bu tutar 2011 yılı için geçerli olan 23 bin TL’lik beyan sınırının altında ise beyanname vermeye gerek yok. Sınırı aşması durumunda ise tamamının gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilerek, hesaplanan verginin ödenmesi gerekiyor.

Eurobondun vadesinden önce satılmasından sağlanan kazancın hesabı ve vergilendirilmesine ilişkin kurallar, kağıdın ihraç tarihine göre farklılık gösterebiliyor. 2006 yılından önce ihraç edilen eurobondların 2011 yılında satılması durumunda, TL cinsinden belirlenen alış bedeli, ÜFE’deki artış oranı dikkate alınarak artırılabiliyor. Bu şekilde belirlenen yeni alış bedeli ile satış bedeli arasındaki farkın 19 bin TL’si gelir vergisinden istisnadır. Buna göre kazanç 19 bin TL’den azsa beyan edilmeyecek, bu tutarı aşması durumunda ise aşan kısım gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilerek, hesaplanan gelir vergisi ödenecektir.

2006 ve daha sonraki yıllarda ihraç edilen eurobondlardan sağlanan alım satım kazançlarının hesaplanması sırasında ise endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ÜFE farkının yüzde 10’u geçmesi gerekiyor. Endeks farkı bu oranın altında ise kazancın, satış bedelinden alış bedelinin düşülmesi şeklinde hesaplanması gerekir. Hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna da söz konusu olmadığından, tutarı ne olursa olsun gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilerek, vergisinin ödenmesi gerekiyor.

Mevduat faizi ve repo

Vadesine veya döviz cinsine bakılmaksızın yatırımcıların Türkiye’deki bankalardan elde ettikleri mevduat faizleri ile repo kazançları yüzde 15 oranında stopaja tabidir. Stopaj yapılmış faizler ile repo kazançlarının tutarı ne olursa olsun ayrıca beyan edilmesine gerek yok.

Yurtdışı bankalar veya Türkiye’deki bankaların yurtdışındaki şubelerinden elde edilen faiz gelirleri için ise aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bu gelirler stopaj kapsamında olmadığından, 2011 yılında elde edilen faizin bin 170 lirayı aşması durumunda, tamamının beyan edilerek vergisinin ödenmesi gerekiyor.

Yatırım fonlarından elde edilen gelirler

Menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden 2011 yılında elde edilen gelirler yüzde 10 oranında stopaja tabidir. Ancak portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulu şirketlerin hisse senetlerinden oluşan fon katılma belgelerinin, 1 yıldan daha fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılmasından elde edilen gelir üzerinden stopaj yapılmaz.

Her iki halde de bu gelirler için ayrıca beyanname verilmesine gerek bulunmuyor.

Yeni yatırım aracı; varantlar

SPK tebliğinde aracı kuruluş varantı (varant); elinde bulunduran kişiye, dayanak varlığı ya da göstergeyi önceden belirlenen bir fiyattan belirli bir tarihte veya belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren menkul kıymet niteliğindeki sermaye piyasası aracı şeklinde tanımlanıyor.

Opsiyon sözleşmesine benzerlik göstermekle birlikte SPK mevzuatında da menkul kıymet olarak tanımlanan varantlardan elde edilen gelirler, stopaja tabidir. Bu stopajın oranı ise İMKB’de işlem gören ve dayanak varlığı hisse senedi veya hisse senedi endeksi olan varantlar için yüzde 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Bireysel yatırımcılar söz konusu gelirleri için gelir vergisi beyannamesi de vermiyorlar.

Beyanname zamanı ve ödeme

2011 yılında elde edilen beyana tabi menkul kıymet gelirleri için gelir vergisi beyannamesinin 26 Mart Pazartesi gününe (25 Mart Pazar gününe geldiği için) kadar verilmesi gerekiyor. Bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinin de; ilk taksitinin 2 Nisan Pazartesi gününe (31 Mart Cumartesi gününe geldiği için), ikinci taksitinin 31 Temmuz Salı gününe kadar ödenmesi unutulmamalı.

Beyanname üzerinde hesaplanan verginin; bağlı bulunulan vergi dairesine (beyannamenin verildiği vergi dairesine) veya herhangi bir vergi dairesine yada vergi tahsil etme konusunda yetkilendirilmiş bankalara ödenmesi mümkün.