Dış ticarette altın hariç rakamlar mı dikkate alınmalı

Sercan Bahadır | 09/10/2020 | (Tüm Yazılar)

Yaz ayları iş dünyasında fabrikaların yenileme ve bakım çalışmaları sebebiyle tatil dönemi olarak geçer. Eylül ve Ekim artık çarkların dönmeye başladığı ve hedeflerin daha dikkatli gözden geçirildiği aylardır. Aynı zamanda gelecek yılın planlaması ve bütçe hazırlıklarının da sonlandırıldığı aylar olarak bilinir. Pandemi süreci birçok tahmin ve planı değiştirdiği için yeni yılın bütçe ve planlamasını yapmak, şirketler için kolay olmayacaktır.

Buna benzer bir yapı devletler için de geçerlidir. Bu dönemde hem yıl sonu bütçe tahmin-gerçekleşmelere daha fazla odaklanılır hem de yeni planlar hazırlanarak ileriye dönük öngörüler yayınlanır. Nitekim Yeni Ekonomik Program da (YEP) bu ay başında açıklandı. Özellikle Eylül ayı dış ticaret rakamlarının açıklanması ile YEP daha da tartışılır hale geldi. YEP’e ilişkin detayları haftaya konuşacağız.

Eylül ayı dış ticaret rakamları açıklandı

Ticaret Bakanlığı 2020 yılı Eylül ayının dış ticaret rakamlarını açıkladı ve geçen yılın aynı ayına göre;

  • ihracat, %4,8 artarak 16 milyar 13 milyon dolar,
  • ithalat, %23,3 artarak 20 milyar 892 milyon dolar,
  • dış ticaret hacmi, %14,6 artarak 36 milyar 905 milyon dolar olarak gerçekleşti.

İhracatın ithalatı karşılama oranı ise %76,6 oldu. Eylül ayında diğer aylarda olduğu gibi, en çok ithal edilen ürünlerin yaklaşık 19 milyar dolar ile ara malı ve yatırım malları olduğu görülüyor. Bu ürünlerin ithalattaki toplam payı 139 milyar dolar ile %90’ına ulaştı.

Dış ticaret verileri dikkate alınırken son dönemde altın hariç verilerin de göz önünde bulundurulmasına yönelik bir eğilim bulunuyor. Altın ticareti hariç tutulduğunda 2020 yılı Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre;

  • ihracat, %5,9 artarak 15 milyar 908 milyon dolar,
  • ithalat, %9,1 artarak 17 milyar 508 milyon dolar,
  • dış ticaret hacmi, %7,6 artarak 33 milyar 416 milyon dolar olarak gerçekleşti.

İhracatın ithalatı karşılama oranı ise %90,9. Özellikle işlenmemiş veya yarı işlenmiş altın ithalatı hariç tutulduğunda, Eylül ayı ithalatı bir önceki yılın aynı ayına göre %9,1 oranında arttı. Eylül ayı içerisinde altın ithalatının yaklaşık 3 milyar dolar olduğu ve ithalattaki artışın %14’lük kısmının buradan geldiği görülüyor. Altın hariç olması ithalattaki artışı ciddi anlamda azaltıyor.

Toplamda bir önceki yıla göre ihracatta azalış, ithalatta ise artış var İlk 9 aylık tabloya baktığımızda ise ihracatta azalışın, ithalatta ise artışın devam ettiği görülüyor. Geçen yılın ilk 9 ayına göre ihracat, 118.355 milyon dolar ile geçen yıla göre %10 azalmış durumda. İthalatta ise bu yıl toplam 156.239 milyon dolar ile geçen yıla göre artış %1,5 oranında gerçekleşmiş. Bir önceki yıla göre ithalatta bir değişim görülmüyor.

Altın ticareti hariç tutulduğunda, Ocak-Eylül döneminde, ithalat %6,3 düşerek 137 milyar 738 milyon dolar olarak gerçekleşti. Özellikle kıymetli taşlara ilişkin ithalat miktarında ciddi bir artış görülüyor. Geçen yıl 9 ayda 8 milyar dolar olan rakam bu yıl 19,6 milyar dolar oldu. Bu kalem toplam ithalattan çıkartıldığında bu yılın toplam ithalatında bir azalış olduğu görülüyor. Ancak bu bile ithalat bağımlılığımızın ana kaleminin ara malı ve yatırım malı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Ne yapılmalı? 

Son ay açıklanan dış ticaret rakamlarına baktığımızda, pandeminin olumsuz etkisinin hale devam ettiğini söyleyebiliriz. Küresel piyasalardaki daralmaya paralel olarak ihracatımızda bir azalış var. Bu yılın son çeyreğinde bu ihracat azalışının ortadan kalkmasının pandemi süreci ile doğrudan bağlantılı olduğu aşikâr. Ancak daha da önemlisi, bu olumsuz süreçte dış ticaret politikamızda alınacak kararlar ile ihracat pazarlarımızı da kaybetmemiz. Özellikle AB ile yaşanan çelik kotası, Brexit, yeni pazar aradığımız ülkelere getirilen ilave vergiler nedeniyle mütekabiliyet kapsamında bize yönelik gümrük vergileri, ek gümrük vergileri nedeniyle de ihracatta rekabet gücümüzün kaybedilmesi bazı sorunların başında geliyor.

İthalatımızın %90’ının halen yatırım ve ara malı olması nedeniyle bu alandaki azalışlara maalesef sevinemiyoruz. Bu kadar ek vergi ve tarife dışı engele rağmen ithalatın arzu edilen miktarda azalmamasının ana nedeni de budur. Ancak “altın” kısmının hariç tutularak bu dönemde ithalatın azaldığını söylemek de çok doğru değil. Çünkü bu ürünler ağırlıklı olarak işlenmek için kullanılıyor. Ayrıca altın hariç ithalattaki azalış yine ihracattaki azalışın altında bulunuyor.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.