“İzaha davet” uygulamasında neler değişti?

M. Fatih Köprü | 11/08/2020 | (Tüm Yazılar)

 “İzaha davet” uygulaması; yaptığı açıklamalar (izahat) sonucunda vergi kaybına (ziyaına) sebebiyet vermediği anlaşılan mükelleflerin konuyla ilgili vergi incelemesine veya takdire sevk edilmesini önlemeyi amaçlıyor. Vergi ziyaına sebebiyet verildiği durumlarda ise belirli şartlar dahilinde indirimli ceza uygulanmak suretiyle mükellefleri daha ağır yaptırımlardan koruyor.

Bu uygulama Eylül 2017’de başlamıştı. 2020 yılı başından itibaren geçerli olmak üzere 7194 sayılı yasayla önemli değişiklikler gerçekleştirildi. Uygulamaya ilişkin açıklamalar ise geçtiğimiz ayın sonunda yayınlanan tebliğde yapıldı. Biz de bu yazımızda, eski uygulamayla farkları da içerecek şekilde izaha davet hakkında bilgi vereceğiz.

İzaha davet nedir?

Verginin kayba (ziyaa) uğradığını gösteren emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak mükelleflerden açıklama talep edilmesi şeklinde tanımlanıyor. Yani vergi idaresinin, bir mükellefin vergi kaybına neden olduğu konusunda tespitleri olması durumda, vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk etmeden önce mükelleften yazılı izahat (açıklamalar) istemesi anlamına geliyor.

Ancak izaha davet uygulamasından yararlanılabilmesi için idarenin ön tespitleri hakkında, vergi incelemesine başlanmamış olması ve mükellefin takdir komisyonuna sevk edilmemiş olması gerekiyor. Bir diğer şart ise yine ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması.

Bunun yanında izaha davet yazısı tebliğ edilen mükellefin, davet konusu ile sınırlı olmak üzere pişmanlık hükümlerinden yararlanamadığı da unutulmamalı.

İzahat süresi

İdarenin “izaha davet yazısı” tebliğ etmesi durumunda, bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde izahatta bulunulması gerekiyor. Süresinde yapılan izah, komisyonca en geç 45 gün içerisinde değerlendirilerek sonuca bağlanıyor. Değerlendirme sonucu bir yazı ile mükellefe tebliğ ediliyor.

İzaha davet uygulamasındaki değişikliklerden bir kısmı bu bölümle ilgili. Bunlardan ilki eski uygulamada geçerli olan 15 günlük sürenin 30 güne çıkarılmış olması. İkinci temel değişiklik ise mükellefçe yapılan izahatın değerlendirilerek, değerlendirme sonucunu içeren bir yazının mükellefe tebliğ ediliyor olması. Daha önceki uygulamada böyle bir bilgilendirme yapma zorunluluğu bulunmuyordu.

Kapsam

Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı ilgili birimlerce, vergi kaybına neden olunduğunu gösteren belirtiler bulunduğu yönünde yapılan çalışmalar sonucunda belirlenen konulara ilişkin olarak haklarında ön tespit yapılanlar izaha davet edilirler.

Eski tebliğin “Kapsam” bölümünde izaha davet konuları 16 başlık halinde sayılıyordu. Ba-Bs formlarının analizi, kredi kartlı satışlarla KDV beyannamelerinin karşılaştırılması gibi. Yeni tebliğde yukarıda belirtildiği gibi daha genel ifadelere yer veriliyor. Yani eskiden sadece tebliğde sayılan konulara ilişkin mükellefin izaha davet edilebilmesi mümkünken, artık bu sınırlamanın kaldırılmış olduğu, vergi kaybına neden olunduğuna dair belirtiler bulunması durumunda mükelleften izahat istenebileceği anlaşılıyor.

İzahat yeterli bulunursa

İdare tarafından vergi kaybına neden olabilecek işlemler tespit edildi. Mükellef izaha davet edildi. Vergi ziyaına neden olunmadığı yönünde mükellefçe 30 gün içerisinde izahta bulunuldu. Mükellefin izahının komisyonca yeterli bulunması ve beyanname verilmesini veya vergi beyanının tamamlanmasını gerektirir bir durumun olmadığının değerlendirilmesi halinde, mükellefe değerlendirme sonucunu içeren bir yazı tebliğ ediliyor. Mükellef hakkında söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine ve takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmıyor.

Komisyon ikna olmadı

Mükellefçe yapılan izahatın; davet yazısındaki kayba uğratılmış olabilecek vergi tutarını doğrular nitelikte olması veya yapılan izahın yeterli bulunmaması durumunda, komisyonun değerlendirme sonucunu içeren yazısının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde;

- Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi,

- Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilesi,

- Ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin gecikme zammı oranında izahat zammıyla (31.12.2019 tarihinden itibaren aylık yüzde 1,60) birlikte ödenmesi,

şartıyla, bir kat olarak kesilmesi gereken vergi ziyaı cezası yüzde 20 oranında kesiliyor. Mükellef tarafından süresinde (değerlendirme yazısının tebliğinden itibaren 30 gün içinde) beyanname verilmezse vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk işlemleri yapılıyor.

Eski uygulamada, yukarıdaki 30 günlük süre izahta bulunulan tarihten itibaren 15 gün olarak uygulanıyordu.

Mükellef beyannamesini verdi. Ancak beyannamedeki verginin, komisyonun değerlendirme sonucunu içeren yazısında yer verilen ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarından az olduğu belirlendi. Bu durumunda da vergi incelemesine veya takdir komisyonuna sevk işlemleri yapılıyor.

Mükellef izahatta bulunmazsa

İzaha davet yazısı tebliğ edilen mükellef tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yetkili komisyona izahta bulunmazsa ne oluyor? Bu durumda komisyon, izaha davet yazısında yer verilen ziyaa uğramış olabilecek vergi tutarının beyan edilmesi gerektiğine karar verir. Komisyonun değerlendirme sonucunu içeren yazısının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde yukarıdaki şartları (vergi beyannamelerinin verilmesi, beyanların düzeltilmesi, tamamlanması ve ödeme) yerine getirirlerse bunlar için de bir kat yerine yüzde 20 oranındaki vergi ziyaı cezası uygulaması geçerli oluyor.

Kaçakçılık suçları girmiyor

Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi uyarınca; defter ve belgeleri tahrif eden, yok eden, gizleyen, hesap ve muhasebe hileleri yapan ya da halk arasında naylon fatura olarak bilinen sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleyen veya kullanan mükellefler kaçakçılık suçu işlemiş sayılıyorlar.

İdarece yapılan ön tespitlerde vergi kaybının, yukarıda sayılan fiillerden kaynaklandığı belirlenirse izaha davet uygulamasından yararlanılamıyor. Ancak SMİYB kullanılmış olunabileceğine ilişkin ön tespitlerde, kullanılan SMİYB tutarı, bir takvim yılında 100 bin lirayı geçmeyen veya bu tutarı geçse dahi ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının yüzde 5’ini aşmayan mükelleflere ön tespite ilişkin yazı tebliğ edilebiliyor. (100 bin liralık sınır ile mal ve hizmet alış tutarının hesaplanmasında vergiler hariç tutarlar dikkate alınıyor.)

Önceden sınır, her bir belge itibarıyla 50 bin lira olarak uygulanıyordu. Takvim yılında 100 bin liralık sınır ise yeni yasayla getirildi.

Ayrıca önceki uygulamada belirlenen tutarların altında SMİYB kullanmış olan mükelleflerin izaha davet edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunuyordu. Yeni düzenlemeyle bu mükelleflerin tamamen izahat kapsamından çıkarıldığı görülüyor. Ancak bu mükellefler, SMİYB kullanılmış olduğuna dair tespit yazısının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yukarıdaki yükümlükleri (vergi beyannamelerinin verilmesi, beyanların düzeltilmesi, tamamlanması ve ödeme) yerine getirirlerse, bir kat yerine yüzde 20 oranındaki vergi ziyaı cezası uygulamasından yararlanılabiliyorlar.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.