2020 yılında dış ticaretteki beklentilerimiz

Sercan Bahadır | 30/01/2020 | (Tüm Yazılar)

Yeni bir yıla girerken en çok konuşulan konu bu yılın nasıl geçeceği. Çünkü 2019 açısından dış ticaret hacminde bir daralma oldu. İthalatımızda azalma olurken ihracatımızda küçük bir artış gerçekleşti. Bu da 2020 yılına gözlerimizi çevirmemize neden oldu. Ekonomist Dergisine de 2020 yılı beklentilerimizi paylaştık. Bu paylaşıma ilişkin daha detaylı değerlendirmelerimizi burada yapmak istiyorum.

İthalatta azalış devam ediyor

2019 zor bir yıl olmasına karşın ihracattaki artış oldukça önemliydi. 2018 yılında yaklaşık 176 milyar dolar olan ihracat 2019 yılı sonunda yüzde 2’lik bir artışla 180 milyar dolar civarına çıktı. 2020 yılı için de benzer bir seyrin olacağını düşünerek ihracatta yüzde 3-5 dolayında bir artış olacağını öngörüyoruz.

Bu noktada bir konunun altını çizmekte yarar var. Son 9 yıla ait Türkiye İstatistik Kurumu(TUİK) ve Ticaret Bakanlığına ait verilere baktığımızda ithalatımızda bir azalış görülüyor. Normal şartlarda ithalatın azalışının bir ekonomi için olumlu algılanması gerekir. Türkiye’de ithalatımızın yüzde 80 -85’i ham madde ve üretimden kaynaklı. 2019 yılında bu alandaki ithalat miktarımız 162 milyar dolar oldu. Bu da ithalat ile üretim arasında bağlantıya işaret ediyor. Bu nedenle ithalattaki azalma üretimde ve dolayısıyla ihracatta bir azalış anlamına geliyor.

Sonuç olarak son dokuz yılda ihracatta bir artış trendi yakalamış olmamız olumlu bir gelişme olsa da ithalattaki azalma pozitif bir tablo oluşturmuyor. Şayet ithalata bağımlılığı azaltan ürünlerin ihracına yönelik ciddi bir dönüşüm yapmazsak yakın zamanda ithalattaki bu azalış trendinin ihracatı da aşağıya çekeceğini söyleyebiliriz.

Koruma önlemlerinde ciddi artış var

2020 yılında da bir önceki yılda olduğu gibi otomotiv, demir-çelik, beyaz eşya ve tekstil-hazır giyim sektörlerinin öne çıkacağının öngörüyoruz.  2019 yılına baktığımızda bu sektörlerin toplam ihracattaki payının yaklaşık yüzde 50-60 civarı. Özellikle otomotiv sektörü 2020 yılında da ihracatı en fazla yapan sektör olacaktır.

Ancak dünyadaki korumacılık 2009 yılından itibaren ciddi bir artış gösteriyor. Son yılda önlem sayısında nispeten bir azalma olsa da halen çok ciddi miktarda dış ticarette bir koruma önlemi bulunuyor. Bu durum Türkiye dahil tüm dünyada dış ticareti olumsuz etkiliyor.

Bu önlemlerin detayına baktığımızda ihracatta mukayeseli avantaja sahip olduğumuz alanları da içerdiğini görüyoruz. Bunun başında da demir-çelik ve otomotiv sektörü oluşturuyor. Bu nedenle korumacılık bizim açımızdan en önemli konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada ihracatçımızı korumak için ikili ülke temasları hayati önem taşıyor.

Ne yapmalı

2020 yılı dış ticaret açısından önemli bir yıl. Çünkü ihracat fazlası verdiğimiz nadir ülkelerden biri ve hatta tek AB ülkesi İngiltere’nin BREXİT konusu bu yıl gerçekleşecek. İhracatımız ve özellikle otomotiv, beyaz eşya sektörü açısından oldukça önemli bir konu. İngiltere’de Brexit, 31.01.2020 sonrasında bir geçiş sürecinde olacak. Bu sürecin de yıl sonuna kadar devam etmesi bekleniyor. İngiltere tarafı AB ile bir serbest ticaret anlaşması (STA) sürecinin olacağını duyurdu. Bu sürecin yüksek ihtimalle, AB ile İngiltere arasında bir STA ile sonuçlanacağını söyleyebiliriz. Bizim de bu süreçten olumsuz etkilenmemek için, AB ile birlikte hareket etmemiz veya AB ile aynı noktada İngiltere ile bir anlaşmaya varmamız önemli.

Japonya ile uzun süredir devam eden görüşmelerin sonuçlanması ile STA’nın bu yıl yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu anlaşma ile Japonya’nın ihracat pazarımızdaki ağırlığının daha da artacağını öngörüyoruz. Aynı Güney Kore’de olduğu gibi STA ile ihracatımızın 2 katına artma potansiyeli bulunuyor. Yine Avrupa Birliği (AB) daha önce Japonya ile STA imzalayıp yürürlüğe koymuştu. En büyük ticaret ortağımızın, Japonya ile bizden önce bir anlaşma imzalaması ticarette aleyhimize bir sapmaya neden oluyor. Bu nedenle bir an önce bu anlaşmayı yürürlüğe koymamız gerekiyor.

Yeni pazarlar ihracat için önem arz ediyor. Belki bu noktada bir konuya daha dikkat çekmek lazım. Ticaret Bakanlığının yeni ihracat pazarı bulma ve/veya mevcut pazarda ihracatı arttırmaya yönelik çalışmalarının olduğunu görüyoruz. Bunlardan biri “Kolay İhracat Platformu”. 2020 ve sonrası için de bu gibi çalışmaların ihracatımızda olumlu bir etkiye sahip olacağını düşünüyoruz.

Son olarak, ekonomimizdeki gelişmeler ihracatçımızı yakından ilgilendiriyor. Kurdaki dalgalanmalar oldukça kritik. Kurdaki değişim doğrudan ithalat maliyetlerini ve dolaylı olarak da ihracat ürününün birim fiyatını etkiliyor. Bu da ihracatta rekabet gücümüzü azaltan bir faktör.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.