Gümrükte yeni gündem; teslim şekilleri

Sercan Bahadır | 22/11/2018 | (Tüm Yazılar)

Son dönemde gümrük uygulamalarına yönelik en çok tartışılan konu gümrükleme maliyetleri. Bir önceki yazımızda dile getirdiğimiz çalıştay 01-02 Kasım tarihlerinde Ticaret Bakanlığı’nın ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleşti. Birçok sivil toplum kuruluşu ile Bakanlık yetkililerinin bilgi paylaşımı ile geçen toplantının devam edeceği anlaşılıyor. Çünkü halen gümrükleme süreçlerinde formalitelerin nereden kaynaklandığı ve belge sayısı ile bu belgelerin bir ihtiyaç olup olmadığı konularında belirsizlikler var. Bunun ana nedeni ise geleneksel gümrükleme yöntemi. Çünkü gümrükleme sürecine dahil olan kurum ve Bakanlık sayısı oldukça fazla. Her bakanlık ve/veya kurum belge üzerinden süreci takip, idare ve yönetmek istediğinden işin doğası gereği gümrükleme sürecini yerine getirmekte kolay ve hızlı olamıyor. İşte bu yaklaşımı aşmak için belgeye dayalı geleneksel gümrükleme yöntemlerini terk edip beyanı esas alan dijital uygulamalara geçmek gerekiyor.

Bu konuları tartışırken bu hafta içinde bir gümrük idaresi yazısı ile belge ile ispat konusu tekrar gündeme geldi. Yazıda özetle DAP, DAT ve DDP gibi uluslararası teslim şekillerinde sigorta giderinin satıcı tarafından ödenip ödenmediğinin ispatı talep ediliyor.

Yeni düzenleme ne getiriyor?

9 Kasım 2018 tarihinde Orta Karadeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü tarafından yayımlanan bir yazı ile, DAP, DAT ve DDP gibi teslim şekillerinde satıcıya direkt olarak bir teminat sigortası ödeme zorunluluğu getirmediği ve satıcı ile alıcı arasında yapılacak sözleşme kapsamında bu yükümlülüğün satıcı ya da alıcıya yüklenebildiği belirtiliyor.

Bu doğrultuda yapılan sorgulama neticesinde, bazı firmaların teslim şekli DAP, DAT, DDP, DDU (01.01.2011 tarihinden itibaren geçerli değil) olan ithalat beyannamelerinde “sigorta bedeli” beyan ettiği, bazı firmaların ise beyan etmediği tespit ediliyor.

Gümrükler Genel Müdürlüğü ile yapılan yazışma neticesinde; DAP, DAT ve DDP gibi teslim şekillerine konu ithalat beyannamelerinde sigorta ödemesi beyanı yapılmaması durumunda, alıcı-satıcı arasında düzenlenmiş olan bir sigorta sözleşmesinin varlığının sorulması ve ibrazının istenmesi gerektiği belirtiliyor. Sözleşmenin bulunması durumunda sigorta yükümlülüğünün satıcıya ait olduğuna ilişkin maddenin aranması ve böyle bir maddenin bulunmaması durumunda sigorta yükümlülüğünün alıcıda olduğu kabul edilerek, sigorta masrafının gümrük kıymetine ilave edilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Kısacası, teslim şekli D’li grupta olan bir ticari işlemde alıcı tarafından sigorta yükümlülüğü bir sözleşme karşılanıyor ise bu sigorta bedelinin gümrük kıymetine eklenip eklenmediği yönünde bir sorgu yapılacağı anlaşılıyor.

Teslim şekli neden önemli oluyor?

“INCOTERMS” olarak bilinen teslim şekilleri uluslararası ticarette kullanılan bir terim. Satıcı ve alıcı arasında eşyanın teslim edilmesine ilişkin sorumluluk alanlarını belirleyen bir ticari teamül. Bir teamül diyoruz çünkü bir kanun ya da talimat değil. Eşyanın gümrüklenmesi, dokümantasyonu, taşınması, taşıma esnasında hasar ve masrafların kim tarafından karşılanacağı gibi konularda kabul görmüş kuralları içeriyor. E, F, C ve D olmak üzere dört grupta sınıflandırılıyor ve satıcı açısından sorumluluk D’li grupta en fazla olup E’li gruba doğru azalıyor. Şunu belirtmekte fayda var; ülkemizde ithalat aşamasında DDP; ihracat aşamasında Ex-work teslim şekilleri vergi ve gümrük uygulamalarımız nedeni ile tam olarak uygulanamıyor. Her ne kadar bu teslim şekli kağıt üzerinde belirtilse de DDP fiili uygulamada DAT/DAP gibi Exworks ise FOB/FCA gibi uygulanıyor.

Ticari hayatta kullanılan ve alıcı-satıcı arasındaki sorumluluk alanını belirleyen bu geleneksel uygulamanın gümrük tekniği için önemi, ithal eşyanın gümrük kıymeti, başka bir ifadeyle, gümrük vergilerinin hesaplanacağı matrah açısından kendini gösteriyor. Teslim şekline göre, ithal mal bedeline taşıma veya sigorta gibi masraflar dahil oluyor veya olmuyor. Gümrük tekniği açısından eşya için yapılan taşıma ve sigorta gümrük kıymetinin bir parçası olabildiğinden; teslim şekline göre ithal eşyanın gümrük kıymeti de etkilenebiliyor. Şöyle ki; FOB teslim şekli ile anlaşmışsanız ithal esnasında bu eşya için alıcı tarafından karşılanan taşıma bedelini gümrük kıymetine eklemeniz gerekir iken; CIF teslim şeklinde taşıma masrafı satıcı tarafından karşılandığından, bu teslim şeklinde ayrıca bir taşıma gideri gümrük kıymetine dahil edilmiyor. Nitekim gümrük idaresinin de yukarıda yer verilen sorgulamayı gümrük kıymeti açısından yaptığı anlaşılıyor.

Ne yapılmalı?

Öncelikle gümrük idaresinin yazısında belirtilen sigorta konusuna temel bir soru ile yaklaşmak gerekiyor. D’li gruptaki teslim şekillerinde satıcıya bir sigorta yapma yükümlülüğü ortaya çıkıyor mu? Öncelikle, teslim şekli olarak satıcıya en fazla sorumluluk yükleyen teslim şekli D’li grup oluyor. Satıcı alıcının göstermiş olduğu yere ulaşana kadar oluşabilecek hasar ve riski üstleniyor. Bu nedenle, D’li teslim şekillerinde, özel bir neden olmadığı sürece, eşyanın bedelinin içine sigortanın dahil edildiğinin kabul edilmesi gerektiği söylenebilir. Ancak alıcı ile satıcı arasında bir sözleşme yapılmış ve bu sözleşmede sigorta giderinin alıcı tarafından üstlenileceği belirtilmiş ise, alıcı tarafından bu sigorta bedelinin karşılanması ve bu bedelin gümrük kıymetine eklemesi gerekiyor.

Kimi hukuki tartışmalarda ve gümrük idaresinin yazısında bu teslim şekillerinde satıcının alıcıya karşı eşyaya ilişkin asgari teminat sigortası yapma yükümlülüğünün bulunmadığı belirtiliyor. Ticari hayatta bu teslim şekilleri ile yapılan ticari işlemlerde sigorta konusu gündeme geliyor olabilir. Lakin eşyaya ilişkin risk ve hasardan sorumluluğun eşya teslim edilene kadar her zaman satıcıya ait olduğu açıktır. Eşyanın teslim edilmesine kadar cereyan edebilecek risk ve hasar satıcıya ait olduğundan,  bu teslim yöntemi ile yapılan ticarette özel olarak sigorta yükümlülüğü alıcıya aktarılmamış ise bu yükümlülüğün satıcıya ait olacağı kabul edilmelidir.  

Bu anlayış ile, gümrük idaresinin yaklaşımına karşı söz konusu teslim şekillerine ilişkin sigorta konusunun netleştirilmesinde yarar olduğu aşikardır. D grubu teslim şeklinde sigorta giderini karşılama yükümlülüğünün hangi tarafta olduğu düzenlenmediği ve üstelik teslim şeklinin doğası gereği satıcıya ait olan sigorta gideri için alıcı tarafından ayrı bir sigorta ödemesi yapılmadığı sürece gümrük kıymeti açısından bir sorun olmaması gerekir. Bunun için de ayrı bir sözleşme aranması da kabul edilebilir olmayacaktır.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.