Yurt dışından internet üzerinden alınan hizmetler artık KDV’li!

M. Fatih Köprü | 14/02/2018 | (Tüm Yazılar)

İlk zamanlarda elektronik işlemlerin büyük kısmı vergi dışı kalıyordu. Bu işlemlerin dünyanın neresinden yapıldığı belirlenemediğinden vergilendirilmesi konusunda uzun süre belirsizlikler yaşandı. Ancak her geçen gün yapılan yeni düzenlemelerle gerek dünyada gerek ülkemizde bu gelirlerin vergilendirilmesi konusunda önemli adımlar atıldı ve büyük bir aşama kaydedildi.

Tabii ki mal hareketlerine nazaran hizmetlerin takibi ve vergilendirilmesi daha zor. Çünkü ortada fiziki bir varlık yok. İnternet üzerinden alınan/verilen hizmetlerin takibi ve vergilendirilmesi konusunda vergi idareleri çalışmalarını sürdürüyorlar.

Diğer taraftan Türkiye’deki nihai tüketiciler tarafından internetten alınan hizmetlere ilişkin KDV konusunda da bir tartışma vardı. İnternetten hizmet alındı, bunun KDV’sini kim ödemek zorunda? Uygulaması yapılmamış olsa da nihai tüketiciler tarafından internetten yapılan alışlara ilişkin KDV’nin alıcı tarafından beyan edilerek ödenmesi gerektiği yönünde görüşler bulunuyordu. Bu yöntem yerine birçok ülkede de uygulanan hizmeti veren kişiyi sadece KDV mükellefi yaparak verginin beyan ve ödemesinden sorumlu tutma uygulamasına ülkemizde de geçiliyor.

Önce yasa çıktı

Öncelikle 7061 sayılı yasa ile bir düzenleme yapıldı. Buna göre Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından Türkiye’de katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisinin, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödenmesi gerekiyor.

Ancak bu yabancı kurumların Türkiye’de nasıl mükellef olacağı, vergileri nasıl ve ne zaman beyan edeceği gibi konular bu yasa hükmünde yer almıyordu. Bütün bunların Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmesi gerekiyordu ve nitekim Bakanlık Ocak sonunda yayımladığı bir tebliğ ile yeni uygulamanın usul ve esaslarını belirlemiş oldu.

Mükellefiyet tesisi

Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayıp, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere bir bedel karşılığında elektronik ortamda hizmet sunanlar, bu hizmetlere ilişkin KDV’yi beyan edip ödeyebilmek için öncelikle “Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti” tesis ettirmeleri gerekiyor.

Bu uygulamada “elektronik hizmet sunucusu”; müşteriden bedel talep etme, söz konusu hizmete ilişkin genel şartları belirleme yetkisi veya hizmeti ifa etme yükümlülüğü bulunanlar olarak kabul ediliyor.

Sadece gerçek kişiler

Yeni uygulama sadece KDV mükellefi olmayan gerçek kişilerle ilgili. Bu nedenle KDV mükellefi gerçek ve tüzel kişilere verilen hizmetlerle ilgili olarak herhangi bir yenilik getirmiyor. KDV mükellefi olup dar mükelleflerden internet üzerinden hizmet alanlar eskiden olduğu gibi sorumlu sıfatıyla KDV yükümlülüklerini kendileri yerine getirmeye devam edecekler.

Mükellefiyet BMVDB’de

Türkiye’de KDV mükellefi olmayanlara internet üzerinden hizmet sunanların, ilk beyannamelerini vermeden önce, Gelir İdaresi Başkanlığının www.digitalservice.gib.gov.tr adresinde yer alan formu doldurmaları gerekiyor.

Söz konusu formun elektronik ortamda doldurulup onaylanması üzerine, hizmet sunucusu adına “Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti” tesis Ediliyor. Bu uygulama kapsamında mükellefiyet tesisi sadece Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı nezdinde yapılıyor.

Elektronik formu doldurup başvuran mükelleflerden işe başlama bildirimi aranmıyor. Ayrıca bu mükelleflerin defter tutma veya beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu da bulunmuyor. Mükellefiyet tesisi üzerine internet vergi dairesinde işlem yapılabilmesi için mükellefe kullanıcı kodu, parola ve şifre veriliyor.

Aracılık edenlerin sorumluluğu

Elektronik hizmet sunucusunun açıkça belirtilmediği ve bu durumun taraflar arasındaki sözleşmeye yansıtılmadığı, düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde hizmete ve elektronik hizmet sunucusuna ilişkin bilgilere açıkça yer verilmediği hallerde, elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin KDV’nin, elektronik hizmet sunumuna aracılık edenler tarafından beyan edilip ödenmesi gerekiyor.

Yeni bir beyanname

KDV’nin beyanında 2 tür beyanname kullanılıyordu. KDV mükellefleri tarafından her ay verilmek zorunda olan 1 No.lu beyanname ve KDV sorumluluğu kapsamında sadece işlem olduğu aylarda verilme zorunluluğu bulunan 2 No.lu beyanname. Vergi sorumluları tarafından özellikle yurt dışından alınan hizmetler üzerinden hesaplanan KDV’ler 2 no’lu beyannameyle beyan ediliyordu.

Dar mükellefler tarafından KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisi için yeni bir beyanname çeşidi oluşturuldu. Söz konusu hizmet sunucuları bu işlemlere ilişkin KDV’yi, 3 no.lu KDV beyannamesi ile elektronik ortamda beyan edecekler.

Bu da aylık…

Bu mükelleflerin Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sundukları hizmetin bedeli üzerinden, bu hizmetlerin tabi olduğu oranda KDV hesaplamaları gerekiyor.

Hesaplanan KDV, aylık olarak 3 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilecek. Türk lirası cinsinden düzenlenen beyanname, tıpkı diğer KDV beyannamelerinde olduğu gibi ertesi ayın 24’üne kadar internet vergi dairesi aracılığıyla verilecek. Ödeme de beyanname verilen ayın 26’sı akşamına kadar; vergi dairelerine ve tahsile yetkili bankalara yapılabileceği gibi, www.gib.gov.tr adresi üzerinden tahsile yetkili bankaların banka kartı veya kredi kartı ile yapılabilir.

Geçişte ek süre

Bu düzenleme 1 Ocak 2018’de yürürlüğe girdi. Uygulamaya ilişkin esasalar da geçtiğimiz günlerde (Ocak sonu) belirlendi. Bu nedenle dar mükellefler için çeşitli sonuçları olan (başvuru, beyanname verme, belge düzeni gibi) bu yeni uygulamaya geçişte 2 aylık ek bir süre verildiğini görüyoruz. Buna göre 1 Ocak’tan itibaren, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere bir bedel karşılığında elektronik ortamda hizmet sunan dar mükellefler 2018 yılının Ocak, Şubat, Mart dönemlerinde yaptıkları işlemleri Nisan ayının 24’üne kadar beyan edebilecekler.

İndirim uygulaması

3 no’lu KDV beyannamesiyle beyan edilen hizmetlere ilişkin olması şartıyla, Türkiye’de KDV mükellefiyeti bulunanlardan temin edilen mal ve hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen KDV’nin, bu kapsamda beyan edilen işlemlere isabet eden kısmının beyanname üzerinde indirim konusu yapılması mümkün.

İndirilen KDV’ye ilişkin fatura ve benzeri belgelerin, Vergi Usul Kanunu’nun muhafaza ve ibraz hükümleri gereğince 5 yıl boyunca muhafaza edilmesi gerekiyor.

Bedel döviz olursa

Bedelin döviz olarak hesaplanması halinde döviz, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği günkü Resmî Gazete’de yayımlanan Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevriliyor. Merkez Bankasınca Resmî Gazete’de ilan edilmeyen dövizlerin Türk parasına çevrilmesinde ise cari döviz kuru esas alınıyor.

Sonuç olarak; yurt dışından yukarıdaki hizmeti sunanlar eskiden KDV hesaplamazken 1 Ocak’tan itibaren verdikleri hizmetlere ilişkin faturalarında KDV gösteriyorlar. Bunun da hizmet sunucunun KDV’yi yüklenmesi ya da müşteriye yansıtmasına göre değişik sonuçları oluyor. Bu vergiyi kendisi yüklenmeyip Türkiye’deki nihai tüketiciye yansıtan hizmet sağlayıcılardan hizmet alanların ödeyeceği bedel KDV kadar artmış oluyor.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.