Futbolda vergi yüzde 15 mi 35’mi olmalı?

M. Fatih Köprü | 19/12/2017 | (Tüm Yazılar)

Ülkemizde, 2017-2018 futbol sezonu birinci transfer tescil dönemi, 17 Haziran’da başlayıp 8 Eylül 2017’de sona ermişti. Kulüpler bu dönemde önemli transferler gerçekleştirdiler. Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun aldığı karara göre ikinci transfer tescil dönemi ise 4 Ocak 2018 tarihinde başlayıp, 31 Ocak 2018 tarihinde sona erecek.

Tüm dünyada, özellikle de kariyerinin sonlarına yaklaşmış durumdaki yıldız oyuncuların futbol kulübü seçimindeki en önemli etkenlerden biri de hiç kuşkusuz vergi.

Biz de bu hafta, futbolculara ödenen ücretlerin vergilendirilme esasları ile dünyada ve ülkemizdeki vergi yüklerinin karşılaştırması konusuna değineceğiz.

Dünyada vergi oranları

Türkiye de dahil bazı ülkelerde futbolcu ücretleri için geçerli olan vergi oranları aşağıdaki tabloda yer alıyor. AB üyesi ülkeler için belirtilen oranlar, en yüksek gelirlere uygulanan kişisel gelir vergisi oranlarıdır.

Ülke

Oran (%)

 

Ülke

Oran (%)

Bulgaristan

10

 

Almanya

47,5

Rusya

13

 

İrlanda

48

Çek Cumhuriyeti

15

 

Slovenya

50

Türkiye

15

 

Avusturya

50

Macaristan

15

 

Slovenya

50

Romanya

16

 

Fransa

50,2

Slovakya

25

 

Finlandiya

51,4

Polonya

32

 

Hollanda

52

Norveç

38,5

 

Belçika

53,2

Hırvatistan

42,4

 

Yunanistan

55

İspanya

43,5

 

Danimarka

55,8

İngiltere

45

 

Portekiz

56,2

İtalya

47,2

 

İsveç

57,1

 

Kaynak: EY Tax and Career Facilities for Professional Football Players 2013 ve Taxation Trends in the European Union 2017 Edition

Buna göre Doğu Avrupa ülkelerinde, sabit oranlı vergi uygulanmasının, tüm ülke vatandaşları için olduğu gibi futbolcular için de avantajlı bir durum ortaya çıkardığı görülüyor. Batı Avrupa ülkelerinde ise vergi oranlarının genellikle daha yüksek olduğu söylenebilir.

Sporculara oran sabit

Türkiye’de vergi yükü nasıl bu kadar düşük oluyor? Bu sorunun cevabı gelir vergisi yasasındaki geçici maddelerde gizli. Sporculara ödenen ücretler uzun yıllardır stopaj yoluyla ve sabit oranlı olarak vergilendiriliyor. Önceleri tüm sporculara ödenen ücretler üzerinden tek bir oranda (% 15) stopaj yapılıyordu. 2008 ortasından itibaren; stopaj esasında bir değişiklik yapılmamakla birlikte, sporcunun tabi olduğu lige bağlı olarak farklı vergi oranı uygulamasına geçildi.

Buna göre GVK’nın geçici 72. maddesi uyarınca, lig usulüne tabi spor dallarında sporculara yapılan ücret ödemelerinden;

  • En üst ligdekiler için % 15,
  • En üst altı ligdekiler için % 10,
  • Diğer ligdekiler için % 5,

oranında vergi kesintisi (stopaj) yapılıyor. Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerde ise stopaj oranı yüzde 5 olarak uygulanıyor.

Buna göre örneğin süper ligde top koşturan bir futbolcuya ödenen transfer ücreti, maç başına ödenen para veya prim, ikramiye gibi ödemeler üzerinden, kulübü yüzde 15 oranında vergi kesintisi yapıyor. Kesilen vergi; vergi dairesine, kesintiden sonra kalan net tutar ise sporcuya ödeniyor.

Beyan da edilmiyor

Kaynakta kesilen vergi sporcular açısından nihai vergi olarak kabul ediliyor. Bu nedenle söz konusu gelirlerin tutarı ne olursa olsun, bunlar için gelir vergisi beyannamesi verilmiyor. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi bu gelirler beyannameye dahil edilmiyor.

Sabit olmazsa ne olur?

Esnaf, ücretliler (asgari ücretliler dahil), serbest meslek erbabı, kira beyannamesi verenler bir yıllık gelirleri üzerinden gelir vergisi tarifesine göre vergi ödüyorlar. Yani vergi oranı sabit değil, gelir arttıkça verginin oranı da yükseliyor.

2017 yılında yıllık geliri 13 bin liraya kadar olanlar yüzde 15 oranında vergi öderken, gelir arttıkça bu oran yüzde 20 ve 27’ye çıkıyor. Hatta yılda 70 bin liradan fazla gelir beyan eden mükellefler, 70 bin lirayı aşan tutar üzerinden yüzde 35 oranında vergi ödüyorlar. Ücretliler için yüzde 35 oranı yıllık 110 bin lirayı aşan gelirler için uygulanıyor. Yani az geliri olan düşük oranda, çok geliri olan yüksek oranda vergi ödemiş oluyor.

Yukarıdaki şekilde bir düzenleme olmasa, sporcuların da bu tarifeye göre vergi ödemeleri gerekiyordu. Milyonlarca avroluk; transfer ücretleri, yıllık ücretler, primler dikkate alındığında futbolcuların artan oranlı tarifeye göre vergilendirilmesi demek yüzde 15 oranı yerine yaklaşık yüzde 35 oranında gelir vergisi ödemesi anlamına geliyor.

Örneğin süper ligde yılda 1 milyon avro net ücret alan bir futbolcudan yukarıdaki geçici madde uyarınca (1 avroyu 4,5 lira kabul edersek) yuvarlak hesap 800 bin lira vergi kesiliyor. Geçici madde olmasaydı 2017 yılı gelir vergisi tarifesine göre -yani diğer gelir vergisi mükellefleri gibi- kesilmesi gereken vergi 2,4 milyon lira civarında olacaktı. Aradaki fark yaklaşık 1,6 milyon lira…

Süre uzatıldı

Sporcu ücretlerinin vergilendirilmesine ilişkin hükmün (geçici 72. madde) süresi 2017 yılı sonunda bitiyordu. Hatta bu sürenin uzatılmayabileceği yönünde haberler de basında yer aldı. Ancak 29 Kasım’da Meclis Başkanlığı’na yeni bir yasa teklifi sunuldu. Teklif, 6 Aralık’ta Genel Kurul’da kabul edildi ve 7063 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adıyla yasalaştı. Ancak yazımızı hazırladığımız tarihte henüz Resmi Gazete’de yayımlanmamıştı.

Söz konusu yasanın 1. maddesiyle, gelir vergisi yasasının yukarıda bahsettiğimiz geçici 72. maddesinin uygulanma süresini 2 yıl daha (2019 sonuna kadar) uzatılıyor. Buna göre sporculara 2018 ve 2019 yıllarında ödenen ücretler de, artan oranlı tarifeye göre değil, (bugünlerde olduğu gibi) tutarı ne olursa olsun sabit oranda vergiye tabi olacak.

Kulübün maliyeti artar

Bu hükmün süresi uzatılmayıp artan oranlı vergileme sistemine geçilseydi, bundan, sporcuların alacağı ücretin vergi farkı kadar azalacağı anlamı çıkarılmamalı. Futbolcuların çoğu zaman net ücret üzerinden anlaştıkları biliniyor. Yani futbolcu cebine girecek paraya bakıyor, vergiyle ilgilenmiyor. Bu durumda kulüpler anlaşılan net tutarı brütleştirerek vergiyi kendileri yüklenmiş oluyorlar. Bunun anlamı, örneğin 10 milyon lira transfer ücreti alan bir süper lig oyuncusuna bu para ödenirken, aynı zamanda yüzde 15 oranına göre brütleştiriliyor (10 milyon/0,85= 11,8 milyon lira), brüt tutar üzerinden hesaplanan stopaj (1,8 milyon lira) vergi dairesine ödeniyor. Bu sayede futbolcu yine 10 milyon lira almış oluyor.

Futbolcularla kulüpler arasında net ücret üzerinden anlaşma devam ettiği sürece vergi oranındaki değişimin kulüplerin maliyetlerine yansıyacağını söyleyebiliriz. Yukarıdaki örneğimizde vergi hesaplamasını gelir vergisi tarifesine göre yapılsaydı (kolaylık olması açısından % 35 oranına göre yapalım) brüt tutar yani kulübe maliyet 15,4 milyon liraya çıkıyor. Buna göre stopaj uygulaması sona erdiği durumda kulüplerin maliyetinde yüzde 30 civarında bir artış olacağı söylenebilir. Bu durumda da Türkiye’nin, vergi liginde en alt sıralardan ortanın biraz altına (Polonya ile Norveç’in arasına) kadar yükseleceğini söyleyebiliriz.

Ama yine de ne olursa olsun, asgari ücretli dahil bütün gelir vergisi mükelleflerinin artan oranlı tarifeye göre (yüzde 15 ile 35 arasında) vergilendirildiği bir ortamda, milyonlarca liralık transfer bedeli ya da yıllık ücret alan futbolcuların sadece yüzde 15 oranında vergilendirilmesi hiç de adil görünmüyor.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.