Dağıtılmayan şirket kârlarına vergi geliyor…

M. Fatih Köprü | 17/10/2017 | (Tüm Yazılar)

Geçen hafta, Meclise sunulan Yasa Tasarısı’nın gelir vergisi mükellefleri için getirdiği yeniliklere, daha doğrusu genellikle vergi artışlarına değinmiştik. Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri devam eden Tasarı’nın önümüzdeki günlerde Genel Kurul’a inmesi bekleniyor.

129 maddeden oluşuyor. Komisyon’da veya Genel Kurul’da yeni maddeler eklendiği durumda bu sayı daha da artabilir. Sadece gelir vergisi değil, temel vergi yasalarının neredeyse tamamında değişiklikler içeriyor.

Bu hafta biz de şirketlerin, özellikle de banka ve finans kurumlarının vergilerinde artışa neden olacak hükümleri başta olmak üzere kurumlar vergisi yasasında yapılması planlanan değişikliklere değineceğiz.

Bankaların vergisi artıyor

Kurumlar vergisinin oranı tüm mükellefler için yüzde 20 olarak uygulanıyor. Bu oran 2006 yılından beri böyle. Tasarı’da kurumlar vergisi oranının banka, finans kurumları ve sigorta şirketleri için artırılması öngörülüyor. Oran artışının kapsamına giren;

  • Bankalar,
  • Finansal kiralama şirketleri,
  • Faktoring şirketleri,
  • Finasman şirketleri,
  • Ödeme ve elektronik para kuruluşları,
  • Yetkili döviz müesseseleri,
  • Varlık yönetim şirketleri,
  • Sermaye piyasası kurumları,
  • Sigorta ve reasürans şirketleri,
  • Emeklilik şirketleri,

kazançları üzerinden yüzde 20 yerine yüzde 22 oranında kurumlar vergisi ödeyecekler.

Tasarı aynen yasalaşırsa oran artışı bu kurumların 2017 kazançlarına da uygulanacak. Yani hesap dönemi takvim yılı olan banka ve finans kurumları ile sigorta şirketleri, içinde bulunduğumuz yıla ilişkin kazançları üzerinden 2018 yılının Nisan ayında verecekleri beyannamede yüzde 20 yerine yüzde 22 oranına göre vergi hesaplayacaklar.

2017 yılının sonuna doğru yasalaşması öngörülen bu düzenlemenin, 2017 yılına ait kazançlara da uygulanacak olması, önümüzdeki günlerde çok tartışılacağa benziyor. Ayrıca bir sektöre özgü olarak daha yüksek bir vergi oranının belirlenmesi konusu da, Anayasa’nın vergilendirmede eşitlik prensibi çerçevesinde tartışmaları beraberinde getirecek gibi görünüyor.

Dağıtılmayan kârlara vergi

Şu anki uygulamaya göre şirketler, gerçek kişi ya da yabancı ortaklarına kâr dağıttıkları durumda, dağıttıkları kâr payı üzerinden yüzde 15 oranında vergi kesintisi (tevkifat) yapıyorlar. Ortağın kurumlar vergisi mükellefi olması durumunda ise bu tevkifat yapılmıyor. Yani bugünkü uygulamada tevkifat kâr dağıtımına bağlanmış durumda, şirket kar dağıtımı yapmadığı, kârların işletmede kalmasına karar verdiği durumda tevkifat yükümlülüğü bulunmuyor.

Ancak Tasarı ile kârını belli bir süre içerisinde sermayeye ilave etmeyen ya da ortaklarına dağıtmayan kurumlar için yeni bir tevkifat yükümlülüğünün getirileceği görülüyor. Bu süre, kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonu (2017 yılı için 2018’in Haziran sonu) olarak belirlenmiş durumda. Yani örneğin 2017 kârını, 2018 Haziran sonuna kadar dağıtmayan ya da sermayeye ilave etmeyen kurumlar, dağıtılabilir kurum kazancı üzerinden tevkifat yapmak zorunda kalacaklar.

Yasada tevkifatın oranı konusunda bir belirleme yok. Bakanlar Kurulu karar verecek. Kamuoyuna, yüzde 1 olacağı açıklandı.  

Sonradan dağıtılırsa

Kârın, bu tevkifat yapıldıktan sonra sermayeye ilave edilmesi durumunda, sermayeye ilave edilen kazanca isabet eden tevkifat tutarı kuruma iade edilecek. Kârın ortaklara dağıtılması durumunda ise dağıtılan kazançlar üzerinden yapılan tevkifat, kar dağıtımına bağlı olarak yapılması gereken tevkifat (yüzde 15) tutarından mahsup edilecek.

Mahsuba konu tutarın kâr dağıtımına bağlı olarak hesaplanan vergiden fazla olması halinde fark tutar veya hesaplanan verginin bulunmaması halinde dağıtılan kazanca isabet eden tevkifat tutarı ilgili kuruma iade edilecek.

Tasarı aynen yasalaşırsa bu hüküm yayım tarihinden sonra verilmesi gereken kurumlar vergisi beyannamelerinin ait olduğu hesap döneminde elde edilen kurum kazançlarına uygulanacak.

Gayrimenkul satış istisnası

Kurumlar vergisi yasasında uzun yıllardır uygulanan bir istisna var. Kurumlar, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazları (gayrimenkul) sattıklarında elde ettikleri kazancın yüzde 75’lik kısmından kurumlar vergisi ödemiyorlar.

İstisnanın bazı şartları var tabii ki. İlkini söyledik. Gayrimenkulün en az iki yıl süreyle kurum aktifinde bulunması. Gayrimenkul ticareti veya kiralanması faaliyeti ile uğraşanlar bu faaliyetleri kapsamında sattıkları gayrimenkuller için istisnadan yararlanamıyorlar. Ayrıca satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şartı da bulunuyor. Son olarak istisna kazancın, satışın yapıldığı yılı izleyen 5 yıl süreyle işletmede tutulması gerekiyor.

Yasa Tasarısı ile taşınmazların satışından sağlanan kazanca uygulanan yüzde 75’lik istisna oranının yüzde 50’ye düşürülmesi öngörülüyor. Bu istisnanın amacı işletmelerin aktifinde atıl olarak duran gayrimenkullerin satılarak bedelinin ekonomiye kazandırılması olarak özetlenebilir. Öngörülen değişiklik sonrasında istisnanın eski cazibesini yitireceği anlaşılıyor. Mükelleflerin kullanımı ne kadar azalırsa, amacına da o kadar az hizmet edecektir.

Tasarı aynen yasalaşırsa bu düzenleme yayım tarihinde yürürlüğe girecek. Bu da özellikle 2017 yılında yasa yürürlüğe girmeden önce yapılan satışlar için hangi oranın uygulanacağı konusunda tereddütlere neden olacak gibi görünüyor.

Gayrimenkulü banka satarsa

Bankalara borçları nedeniyle kanuni takibe alınmış olan kurumların, borçlarına karşılık gayrimenkullerini bankalara devretmeleri durumunda kazançları kurumlar vergisinden istisna olarak değerlendiriliyor. İstisna borçluların kefilleri ve ipotek verenlerin devrettikleri taşınmazlar için de uygulanıyor.

Bu şekilde edindikleri gayrimenkulleri elden çıkaran bankalar için de bir istisna söz konusu. Ancak bu istisna bankanın satıştan elde ettiği kazancın yüzde 75’ine uygulanıyor.

Tasarı ile gayrimenkul satış kazancına ilişkin istisna oranında olduğu gibi, bankalar tarafından yapılan söz konusu gayrimenkul satışlarında uygulanan yüzde 75’lik istisna oranının da yüzde 50’ye düşürülmesi öngörülüyor. Bu hüküm de yayım tarihinde yürürlüğe girecek.

Tasarı’da aynı zamanda bankalara olan borçlar için uygulanan bu hükmün kapsamının, finansal kiralama ve finansman şirketlerine olan borçları da kapsayacak şekilde genişleten bir düzenleme bulunuyor. Bu hükmün yürürlük tarihi ise 1 Ocak 2018 olarak belirlenmiş.

Peşin fiyatlandırma anlaşmaları

Transfer fiyatlandırması uygulamasında, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebiliyor. Peşin fiyatlandırma anlaşması olarak adlandırılan bu yöntemde başvuru ve yenileme harcı ödenmesi gerekiyor. Harç tutarları 2017 yılında sırasıyla 57 bin lira ve 45,6 bin lira civarında.

Tasarı ile peşin fiyatlandırma anlaşmalarının teşviki amacıyla, anlaşma süresince ödenmesi gereken yukarıdaki harçların kaldırılması öngörülüyor. Yasanın yayım tarihinde bu hüküm de yürürlüğe girecek.

Yatırıma katkı oranı

Kurumlar vergisi yasasında yer alan geçici bir madde uyarınca, 2017 yılında gerçekleştirilen imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamaları için yatırım teşviklerinden daha yüksek oranda faydalanılabiliyor. Tasarı ile bu uygulamanın 2018 yılını da kapsayacak şekilde 1 yıl uzatılması öngörülüyor. Yeni düzenleme yayım tarihinde yürürlüğe girecek.

Kooperatifler

Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışındaki kooperatiflerin kurumlar vergisinden muafiyet şartlarından biri de sadece ortaklarla iş görülmesidir. Yasa tasarısı ile ortak dışı işlemlerden ne anlaşılması gerektiği açıklanıyor, ortak dışı işlem kabul edilmeyen işlemler sıralanıyor. Bu düzenlemeye uygun olarak kooperatifler için geçerli olan risturn istisnasının yer aldığı düzenlemede de değişiklikler yapılıyor. Bu hükümler 2018 yılı başından itibaren yürürlüğe girecek.

 

Haftaya, Tasarı’nın diğer vergi düzenlemeleri…

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.