Kurumlar vergisi oranında indirim yarışı

M. Fatih Köprü | 22/08/2017 | (Tüm Yazılar)

Türkiye’de kurumlar vergisi oranı, 2006 yılından itibaren geçerli olan değişiklikle yüzde 30’dan yüzde 20’ye indirilmişti. Son 11 yıldır da başka değişiklik yapılmadı. Maliye Bakanı Naci Ağbal kısa süre önce yaptığı açıklamada, kurumlar vergisi oranının düşürülmesi konusunun tartışılması gerektiğini söylemiş ve ülkelerin arasındaki vergi rekabetinin önem kazandığına vurgu yapmıştı.

Bakan Ağbal, çalışmaları süren gelir vergisi reformu kapsamında yüzde 20 olan kurumlar vergisinde, genel oranın yanı sıra bazı sektörlere yönelik özel indirim yapılıp yapılmayacağı konusunda çalıştıklarını, nihai kararın ise Ekonomi Koordinasyon Kurulunda (EKK) verileceğini belirtmişti. Ağbal’ın bu açıklaması, esasında zamanlama açısından tam da küresel trendi takip eden nitelikte.

Vergi oranları, geçmişe kıyasla siyasetin, medyanın ve halkın artık daha fazla gündeminde. Seçime gidilen ülkelerde kampanyaların en çarpıcı vaatlerini vergi konulu olanlar oluşturuyor. Kurumlar vergisi oranı da, bir ülkenin vergi yasasının en önemli ayaklarından biri ve tek başına belirleyici unsur olmasa da yatırım çekilebilmesi bakımından cazip kılacak faktörlerin başında geliyor.

Amaç büyümeyi desteklemek

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre 2008 küresel finans krizinin ardından çok sayıda ülke kurumlar vergisi oranında indirime gitti. Yaklaşık 10 yıldır etkili olan bu trendin son birkaç yıldır yeniden ivme kazandığı gözleniyor. Kurumlar vergisi oranlarındaki bu aşağı yönlü trend esasında tüm dünyadaki “ekonomik büyümede artış sağlama çabaları”nın bir parçası. Bu noktada ülkeler yatırım çekebilmek amacıyla, yabancı çok uluslu şirketlere en çarpıcı vergi oranlarını sunabilmek için birbirleriyle yarışır hale geldi.

OECD tarafından Eylül 2016’da yayınlanan bir raporda, “Kurumlar vergisi oranındaki indirimler krizi izleyen yıllarda bir dönem yavaşlasa da indirim yönündeki girişimler son yıllarda yeniden hız kazandı” ifadesi yer alıyor. Bu eğilimi besleyen en önemli faktör ise büyüme oranlarının ne gelişmiş ekonomilerde ne de gelişmekte olan ülkelerde hala istenilen düzeye getirilememiş olması. Yine aynı rapora göre, kurumlar vergisi oranlarında yapılan indirimler KDV, akaryakıt ve otomobil üzerinde uygulanan vergilerde yapılan artırımlarla kısmen dengelenmeye çalışılıyor.

Trump’ın hedefi

Kurumlar vergisi oranlarında son yıllarda indirim açıklayan bazı gelişmiş ekonomiler Japonya, Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya olarak sıralanabilir. Ancak tüm dünyanın gözü aylardır ABD’den gelecek vergi reformu açıklamasında. ABD, kurumlar vergisi oranının sadece OECD içinde değil dünyada da en yüksek olduğu ülkelerden biri. Yüzde 35’lik federal orana eyaletlerde uygulanan ekstra katmanlar eklendiğinde yüzde 40’a yaklaşıyor.

Yüzde 20-25 daha makul

Ekonomistlere göre, son 10 yılda kurumlar vergisi ortalamasındaki düşüş dikkate alındığında, bu durum ABD için küresel rekabet açısından dezavantaj oluşturuyor. Başkan Donald Trump kurumlar vergisi oranını seçim kampanyasından bu yana yüzde 15 seviyesine çekmek için ısrar etse de çok sayıda ekonomist ve siyasetçi bunun gerçekçi bir hedef olmadığı, yüzde 20-25 dolayına çekilecek bir oranın daha makul olabileceği görüşünde.

ABD’de kurumlar vergisinin yüzde 20-25 dolayına çekilmesi ve vergi sisteminin basitleştirilmesi sağlanabildiği takdirde, ilk etapta hükümetin gelirleri azalsa da yatırımlar ve Ar-Ge harcamalarında görülecek yükselişle birlikte uzun vadede vergi gelirlerinde artış elde edilmesi bekleniyor.

Kurumlar vergisi oranının dünyada ABD’den daha yüksek olduğu ülke ise uygulanan oranın yüzde 55 seviyesinde yer aldığı Birleşik Arap Emirlikleri (bu oran sadece yabancı dev petrol şirketleri ve bankalar için uygulanıyor). 

Dünyada indirim trendi

Kurumlar vergisinde dünya ortalaması yüzde 24,26 iken OECD ortalaması yüzde 24,27 seviyesinde. Avrupa ortalaması ise yüzde 19,71 ile AB ortalamasının oldukça gerisinde yer alıyor. OECD içinde oranın en düşük olduğu ülke yüzde 9 ile Macaristan olarak dikkat çekerken, onu yüzde 12,5 ile İrlanda izliyor.

Fransa’da ise Başbakan Edouard Philippe geçen ay vergi indirimi ve kamu harcama kesintilerinden oluşan yeni bir program açıkladı. Kurumlar vergisinde indirim açıklaması, Mayıs’taki seçimle göreve başlayan Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un kampanya vaatlerinin ardından geldi. Philippe parlamentoda yaptığı açıklamada, kurumlar vergisinin 2022 itibarıyla yüzde 33’ten yüzde 25’e düşürüleceğini söyledi. Fransa’nın hemen ardından Belçika da kurumlar vergisi oranını mevcut yüzde 33,99 seviyesinden 2020 itibarıyla yüzde 25’e indireceğini duyurdu.

Vergi alanında araştırmalar yapan ABD’li düşünce kuruluşu Tax Foundation’ın bir çalışması da yukarıda söz ettiğimiz OECD raporu ile neredeyse aynı şeyi söylüyor. Tax Foundation da dünyada on yıldır ortalama kurumlar vergisi oranının düşüşte olduğuna ve bu eğilimin ABD’yi mevcut normlardan giderek daha çok uzaklaştırdığına dikkat çekiyor. ABD’de vergi yasasının basitleştirilip oranların aşağı çekilmesi kuşkusuz iş dünyası ve ekonominin geneli, özellikle de daha büyük şirketler gibi vergi konularında strateji belirleyip avantaj sağlama imkanlarını pek fazla bulamayan küçük ölçekli işletmeler için pozitif olacaktır. Kurumlar vergisinin en önemli fonksiyonlarının yurt içi yatırımların artırılması ve kamu harcamaları için kaynak oluşturması olduğu dikkate alındığında, ABD’de federal oranın yüzde 20-25 dolayına çekilmesi halinde küresel arenada artacak rekabet gücüyle orta vadede büyümeye ciddi katkı sağlaması bekleniyor.

Bölgesel farklılıklar

Tax Foundation’ın üzerinde durduğu bir diğer nokta ise kurumlar vergisi oranlarında dünya genelinde bölgeler arasında görülen belirgin farklılıklar. Afrika’ya ait ortalama oran yüzde 28,53 ile bütün bölgeler içerisinde en yüksek seviyeye işaret ediyor. Avrupa yüzde 18,88’lik oranla ortalama kurumlar vergisinin en düşük olduğu bölge. Ortalama kurumlar vergisi oranının en az düşüş kaydettiği bölge Güney Amerika. Sözü edilen dönemde sadece yüzde 29,9’dan yüzde 27,27’ye gerilemiş. Net varlıkları bakımından dünyanın en büyük yedi ülkesinin oluşturduğu G7’de ortalama kurumlar vergisi oranı yüzde 30,21. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS grubunda ise yüzde 28,32 gibi bir oran karşımıza çıkıyor. Ancak Afrika’daki gibi yoksul ülkeler oranı ne kadar yüksek tutsa da gelişmiş ekonomilere kıyasla çok daha düşük bir gelir rakamının üzerine uygulandığı için vergi tahsilatı ve dolayısıyla da halka götürülen hizmet ile kalkınma düzeyi düşük seviyelerde kalıyor. 

Dünyadaki indirim furyasına paralel olarak bizim de kurumlar vergisi oranını aşağı çekmemiz halinde kuşkusuz bunun iş dünyası ve ekonomiye olumlu yansımaları olacaktır. Ancak kanımızca bu alanda en büyük katkı Amerikan Gelir İdaresi’nin (IRS) sisteminde olduğu gibi cezaları caydırıcı seviyelere getirip vergi bilincini kuvvetlendirmek yoluyla sağlanabilecektir.

OECD ülkelerinde kurumlar vergisi oranları 10 yılda nasıl değişti (%)

Ülkeler

2007

2017

Değişim

(Puan)

Avustralya

30,00

30,00

0,00

Avusturya

25,00

25,00

0,00

Belçika

33,99

33,99

0,00

Kanada

33,95

26,70

-7,25

Şili

17,00

25,00

8,00

Çek Cumhuriyeti

24,00

19,00

-5,00

Danimarka

25,00

22,00

-3,00

Estonya

22,00

20,00

-2,00

Finlandiya

26,00

20,00

-6,00

Fransa

34,43

34,43

0,00

Almanya

38,90

30,18

-8,73

Yunanistan

25,00

29,00

4,00

Macaristan

20,00

9,00

-11,00

İzlanda

18,00

20,00

2,00

İrlanda

12,50

12,50

0,00

İsrail

29,00

24,00

-5,00

İtalya

37,25

27,81

-9,44

Japonya

39,54

29,97

-9,57

Kore

27,50

24,20

-3,30

Letonya

15,00

15,00

0,00

Lüksemburg

29,63

27,08

-2,55

Meksika

28,00

30,00

2,00

Hollanda

25,50

25,00

-0,50

Yeni Zelanda

33,00

28,00

-5,00

Norveç

28,00

24,00

-4,00

Polonya

19,00

19,00

0,00

Portekiz

26,50

29,50

3,00

Slovak Cumhuriyeti

19,00

21,00

2,00

Slovenya

23,00

19,00

-4,00

İspanya

32,50

25,00

-7,50

İsveç

28,00

22,00

-6,00

İsviçre

21,32

21,15

-0,17

Türkiye

20,00

20,00

0,00

İngiltere

30,00

19,00

-11,00

ABD

39,27

38,91

-0,36

Kaynak: OECD

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.