Serbest bölgedeki gelir vergisi teşviki işveren için…

M. Fatih Köprü | 30/04/2017 | (Tüm Yazılar)

Serbest bölgeler; ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanıyor.

Şu anda ülkemizde 19 serbest bölge bulunuyor. Bunlar, kuruldukları iller ve kuruluş yılları itibarıyla aşağıdaki tabloda yer alıyor:

 Serbest Bölgenin Adı

Bulunduğu İl

Kuruluş Yılı

 Antalya S.B.

Antalya

1985

 Mersin S.B.

İçel

1985

 Ege S.B.

İzmir

1987

 İstanbul Atatürk Havalimanı S.B.

İstanbul

1990

 İstanbul Trakya S.B.

İstanbul

1990

 Trabzon S.B.

Trabzon

1990

 İstanbul Endüstri ve Ticaret S.B.

İstanbul

1992

 Adana Yumurtalık S.B.

Adana

1992

 Mardin S.B.

Mardin

1994

 Samsun S.B.

Samsun

1995

 Avrupa S.B.

Tekirdağ

1996

 İzmir S.B.

İzmir

1997

 Rize S.B.

Rize

1997

 Kayseri S.B.

Kayseri

1997

 Gaziantep S.B.

Gaziantep

1998

 Tübitak-Mam Teknoloji S.B.

Kocaeli

1999

 Kocaeli S.B.

Kocaeli

2000

 Bursa S.B.

Bursa

2000

 Denizli S.B.

Denizli

2000


(Kaynak: Ekonomi Bakanlığı)

Serbest bölgelerle ilgili temel düzenleme Serbest Bölgeler Kanunu. Bu yasada serbest bölgelerin kuruluş ve işleyiş esaslarının yanında, çeşitli vergisel teşvikler de yer alıyor. 24 Şubat’ta yayımlanan bir yasa (6772 sayılı) ile Serbest Bölgeler Kanunu’nda bazı değişiklikler yapıldı.

Bu yazımızda, söz konusu değişiklikleri de içerecek şekilde serbest bölgelerde faaliyette bulunan firmalar için geçerli vergisel düzenlemeler üzerinde duracağız.

Eski ruhsatlar

Serbest bölgelerde gelir ve kurumlar vergisi istisnası, faaliyet ruhsatının alındığı tarihe göre farklılık gösteriyor. Buna göre 6 Şubat 2004’ten önceki bir tarihte faaliyet ruhsatı almış olan mükelleflerin, serbest bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetlerden sağladıkları kazançların tamamı kurumlar vergisinden istisna. İstisna, faaliyet ruhsatlarının geçerlilik süresince uygulanıyor. Ruhsatın süresinin uzatılması istisna süresini uzatmıyor.

Artık sadece üretim

Bu tarihten (6 Şubat 2004) sonra alınan ruhsatlar kapsamında serbest bölgede ticaret faaliyetiyle uğraşanlar için gelir ve kurumlar vergisi istisnası uygulanmıyor. Bu firmaların kazançları Türkiye’de faaliyette bulunan diğer mükellefler gibi gelir ve kurumlar vergisine tabi tutuluyor.

Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükellefler açısından ise durum farklı. Bu mükelleflerin serbest bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları gelir ve kurumlar vergisinden istisna olarak kabul ediliyor. Üreticilere sağlanan bu kazanç istisnası Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar geçerli.

Bazı hizmetler eklendi

Yukarıda bahsettiğimiz yasa ile serbest bölgede sadece imalatçıların yararlandığı gelir ve kurumlar vergisi istisnasının kapsamı bazı hizmetleri de kapsayacak şekilde genişletildi.

24 Şubat’ta yürürlüğe giren bu değişiklik uyarınca, serbest bölgelerde bakım, onarım, montaj, demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme, depolama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan ve hizmetin tamamını Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve işi merkezi yurt dışında bulunanlara veren hizmet işletmelerinin bu hizmetlerden elde ettikleri kazançları da gelir ve kurumlar vergisinden istisna olarak değerlendiriliyor. Ancak bu istisnadan yararlanabilmek için belirtilen hizmetlere konu malların serbest bölgelerden Türkiye’ye herhangi bir şekilde girişi olmaksızın yabancı bir ülkeye gönderilmesi şartı aranıyor.

Ücret istisnaydı

24 Şubat’ta yapılan değişiklik öncesinde, serbest bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden istisna olarak değerlendiriliyordu. Bu istisna uygulanmasında ruhsat tarihinin de bir önemi bulunmuyordu.

İstisna kapsamında değerlendirilen ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisi, muhtasar beyannameyle genel hükümlere göre beyan ediliyor ve tahakkuk ettiriliyordu. İstisna edilecek tutar muhtasar beyanname üzerinde ayrıca tecil edilecek tutar satırında gösteriliyor ve vergi dairesi tarafından bu tutar tecil ediliyordu.

İstisna uygulamasından yararlanan mükelleflerin yurt dışı ihracat tutarının toplam satış tutarına oranı, % 85 veya üzerinde gerçekleştiğinin YMM faaliyet raporu ile tespit edilmesi halinde, vergi dairesince tecil edilen vergi terkin ediliyordu.

Teşvik uygulamasına geçildi

24 Şubat’taki yasa değişikliği ile yukarıda özetlediğimiz ücret istisnası uygulamasında da değişiklik yapıldı. Daha doğrusu istisna uygulamasından işverene teşvik uygulamasına geçildi. Buna göre serbest bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin ediliyor. Böylelikle istisna uygulamasından kaynaklanan bazı tereddütler ortadan kaldırılmış olduğu gibi ilgili teşvikin işverene sağlandığı da teyit edilmiş oldu.

Yeni teşvik uygulaması da Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar geçerli.

KDV uygulaması

Türkiye’den serbest bölgeye satılan mallar ihracat rejimine tabi olup, KDV’den istisnadır. Bu istisnanın uygulanabilmesi için; teslimin serbest bölgedeki bir alıcıya yapılması, faturanın serbest bölgedeki alıcı adına düzenlenmesi ve teslim konusu malın serbest bölgeye vasıl olması gerekiyor.

Hizmetlere gelirsek; KDV yasasında, serbest bölgelerde verilen hizmetler ile serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işlerinin KDV'den istisna olduğuna ilişkin hüküm yer alıyor.

Bu istisna, yurt içinden serbest bölgeye verilen hizmetlerle, serbest bölgeden yurt içine yönelik olarak verilen hizmetleri kapsamıyor. Ayrıca serbest bölgeden yurt içine yapılan taşıma işleri de ihraç amaçlı yük taşıma işi kapsamında değerlendirilmiyor dolayısıyla bu işlemlerden KDV hesaplanması gerekiyor.

Damga vergisi

Serbest bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar; bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemleri ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisi ve harçlardan müstesnadır.

Söz konusu damga vergisi ve harç istisnası uygulanmasında, faaliyet ruhsatının türü veya alındığı tarihin bir önemi bulunmuyor.

Emlak vergisi

6772 sayılı yasa ile 27 Şubat’tan itibaren geçerli olmak üzere serbest bölgelerde inşa edilen binalara geçici emlak vergisi muafiyeti getirildi. Buna göre serbest bölgelerdeki binalar inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici emlak vergisi muafiyetinden yararlanacaklar.

Defterler

Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümleri serbest bölgede faaliyet gösteren firmalar için de geçerli. Bu nedenle VUK’un defter tutma, belge ve kayıt nizamı hükümlerine uymaları şart. Ayrıca defterlerine, istisna kazançlar ile istisna olmayan kazançları ayrı ayrı tespit edilebilecek şekilde kaydetmeleri gerekiyor.

İş hukuku

İş hukuku mevzuatı açısından, serbest bölgede faaliyet gösterenler kişi ve kurumların, Türkiye’dekilerden bir farkı bulunmuyor. Kullanıcılar, bunların bölgelerdeki işyerleri ve bu işyerlerinde çalışanlar, Bölge Müdürlüklerinin gözetim ve denetiminde Türkiye Cumhuriyeti çalışma mevzuatı hükümlerine tabi tutuluyorlar.

Türkiye sınırları içindeki işyerleri için öngörülen asgari ücret ve fazla çalışma esasları, bölge kurucu ve işleticisi veya işletici ile kullanıcıların işyerleri için de uygulanıyor.

Sosyal güvenlik

Serbest bölgeler mevzuatı uyarınca bölgede faaliyette bulunan kullanıcılar ile bunların yanlarında bir iş akdine göre çalışan işçiler hakkında yabancı uyruklular da dahil olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik mevzuatı uygulanıyor. Ancak Türkiye ile diğer ülkeler arasında sosyal güvenlik konusunda yapılan sözleşmeler varsa, bu sözleşme hükümlerinin de dikkate alınması gerektiği unutulmamalı.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.