Haydi gençler; yeni iş kurmaya…

M. Fatih Köprü | 15/05/2016 | (Tüm Yazılar)

Geçtiğimiz Ocak ayının sonunda Meclis’te bir yasa kabul edilmişti. Bu yasada; genç girişimciler için kazanç istisnası, basit usulden yararlanan esnaf için bir geçerli olan indirim uygulaması, gençlerden pasaport harcı alınmaması gibi birçok düzenleme yer alıyordu.

Bu yazımızda, 10 Şubat’ta yürürlüğe giren fakat esasları geçtiğimiz günlerde belirlenen, genç girişimciler için geçerli kazanç istisnası üzerinde duracağız.

Kimler yararlanabilir?

İstisna uygulaması; ticari, zirai veya serbest meslek faaliyeti nedeniyle adına ilk defa gelir vergisimükellefiyeti tesis edilen tam mükellef gerçek kişiler için geçerli. Ancak yasa 10 Şubat 2016 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, bu tarihten önce mükellefiyet tesis ettirenler bu imkândan yararlanamıyorlar. Ayrıca ilk defa mükellefiyet tesis ettiren bu kişilerin mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla 29 yaşını doldurmamış olması da gerekiyor.

İstisna süresi

İstisna uygulaması sınırlı bir süre için geçerli. Buna göre genç girişimciler faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren 3 vergilendirme dönemi boyunca bu istisnadan yararlanabiliyorlar.

Kazancın hepsi mi?

İstisna tutarı her vergilendirme döneminde yıllık 75 bin lira olarak belirlenmiş durumda. Buna göre örneğin 2016 yılında (10 Şubattan sonraki bir tarihte) ilk defa işe başlayan 29 yaşından küçük bir avukat, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında söz konusu istisnadan yararlanabilecek. Bu yıllarda elde ettiği serbest meslek kazançları yıllık olarak 75 bin liradan az ise o yıllarda gelir vergisi ödemeyecek. Bu durumda istisnadan yararlanılmayan tutarın ertesi yıla devredilemediğini de hatırlatmakta fayda var. Üç vergilendirme döneminden herhangi bir yıl 75 bin liradan fazla gelir elde etmesi durumunda ise aşan kısım üzerinden gelir vergisi ödemesi gerekecektir.

Takvim yılı içerisinde işe başlanılması durumunda, işe başlama tarihinden yılsonuna kadar olan süre bir vergilendirme dönemi kabul ediliyor. İşin terk edilmesi durumunda ise takvim yılı başından işin terk edildiği tarihe kadar olan süre bir vergilendirme dönemi sayılıyor. Bu dönemler için de istisnadan tam olarak (75 bin lira) yararlanılması mümkün.

İlk şart; zamanında bildirim

Yukarıdaki kişilerin söz konusu istisnadan yararlanabilmesinin ilk şartı işe başlamanın kanuni süresi içerisinde bildirilmiş olması. İlgili yasa uyarınca, gerçek kişilerin işe başlama bildirimlerini, işe başlama tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili vergi dairesine yapmaları gerekiyor.

Peki, işe başlama tarihi neye göre belirleniyor? Ticaret erbabı açısından; bir işyeri açılması, işyeri açılmasa dahi ticaret siciline veya mesleki bir teşekküle kaydolunması işe başlama olarak kabul ediliyor. Basit usulde işe başlama ise işle bilfiil uğraşmaya başlanması anlamına geliyor.

Doktor, avukat, mali müşavir gibi serbest meslek erbabı açısından ise bir işyeri (muayenehane, yazıhane gibi) açmak, çalışılan yere tabela, levha asmak, ilanlar yapmak, mesleki teşekküllere kaydolmak gibi haller işe başlama olarak kabul ediliyor.

Kendisi çalışmalı

İstisnanın ikinci şartı; mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması ya da işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Kendi işinde bilfiil çalışılması, işinde ve bu işin gerektirdiği konularda fikri ve bedeni bir mesai sarf etmek olarak tanımlanıyor.

İşte bilfiil çalışılmasa dahi iş sahibi tarafından işin sevk ve idaresinin kendi elinde tutulması, işin yürütülmesiyle ilgili kararların alınması, planlanması veya denetiminin yapılması gibi durumlarda da istisnadan yararlanılabiliyor.

Çırak çalıştırırsa

Yukarıdaki şartı sağlayan mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını bozmuyor. Seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici sürelerde fiilen işin başında bulunulmaması halinde de söz konusu şart ihlal edilmiş olmuyor.

Ortaklık olursa

Öncelikle yasada gerçek kişiler dediği için sermaye şirketlerinin her halükarda bu istisnadan yararlanamadığını belirtelim. Adi ortaklık veya şahıs şirketi kurmak suretiyle faaliyette bulunan gerçek kişiler ise ayrı ayrı bu istisnadan yararlanabiliyorlar.

Ancak bu durumda tüm ortakların ayrı ayrı istisna şartlarını taşımaları gerekiyor. Yani ortaklardan herhangi birinin istisna şartlarını taşımaması durumunda, diğer ortaklar da istisnadan yararlanamıyorlar. Örneğin biri 27 yaşında diğeri 32 yaşında olan iki ortak bir lokanta işletmesi açtıklarında ikinci ortak yaş şartını sağlayamadığından 27 yaşındaki ortak da bu istisnadan yararlanamayacaktır.

Devralınan işletmeler

Bir işletmenin veya mesleki faaliyetin devralınması halinde istisnadan yararlanılabilmesi için, devreden kişinin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından olmaması gerekiyor. Yani örneğin babadan, kardeşten veya kayınpederden işi devralan gençler diğer şartları taşısalar dahi bu istisnadan yararlanamıyorlar.

İşletmenin veya mesleki faaliyetin ölüm dolayısıyla eş ve çocuklar tarafından devralınması halinde ise devralan eş veya çocuklar istisnaya ilişkin şartların tamamını taşımaları kaydıyla istisnadan yararlanabilirler. Burada ölen mükellefin istisnadan faydalanıp faydalanmadığının bir önemi bulunmuyor.

Sonradan ortaklık

Mükelleflerin mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olmaları durumunda istisnadan yararlanmaları söz konusu olmuyor. Buna göre, mevcut işletmeye veya ortaklığa sonradan ortak olunması durumunda, diğer tüm şartları taşısalar dahi, ortakların hiçbiri bu istisnadan yararlanamıyor.

Tekrar işe başlayanlar

İstisna şartlarını sağlayan mükellefler daha sonra herhangi bir nedenle faaliyeti terk ederlerse, terk tarihine kadar elde ettikleri kazançları için istisnadan yararlanabiliyorlar. İstisna kapsamındaki söz konusu faaliyetlere sonradan tekrar başlanılması halinde ise bu istisnadan tekrar yararlanılması mümkün değil. Çünkü bu durumda adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş oluyor.

Beyannamede gösterim

Mükellefler tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesinin gelir bildirimi tablolarına istisna düşüldükten sonra kalan tutarın yazılması gerekiyor.

Bu mükelleflerin beyana tabi başka bir gelirlerinin olması da istisnadan yararlanmalarına engel teşkil etmiyor. Ancak istisnanın sadece beyannamede yer alan ticari, zirai ve mesleki kazançlara uygulanabildiği unutulmamalı. Bu nedenle beyannamedeki diğer gelirlerin istisna uygulaması dışında tutulması gerekiyor.

İstisnadan yararlanan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı geçici verginin hesabında da söz konusu istisnayı dikkate alabiliyorlar.

Teşvik eder mi?

Bu teşvik uygulaması ile görünüşte, gençlerin girişimciliğinin önündeki engellerden biri daha kaldırılmış gibi gözüküyor. Ama iş kurmayı düşünen bir kişinin önündeki esas engelin işe tahsis edilecek sermayenin temini olduğu unutulmamalı.

Bir iş kurulup kâr elde edildikten sonra birkaç yıl vergi ödenmeyecek olmasının, yeni bir iş kurup kurmama konusunda girişimcinin planlarına çok fazla etkisinin olmayacağı söylenebilir. Sermayeyi bulup, hangi işi yapacağına karar vermiş olan gençler içinse bu vergi teşvikinin itici bir güç olacağı açık. Diğer taraftan yeni iş kuran bir kişinin özellikle ilk yıllarda kâr elde etmesi ve bu istisnadan yararlanabilmesi ihtimali oldukça düşük görünüyor.

 


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.