Gümrük Birliği’nde yeni dönem başlıyor

Sercan Bahadır | 17/11/2015 | (Tüm Yazılar)

Bu yılın Mayıs ayında, Avrupa Birliği (AB) ile mevcut Gümrük Birliği anlaşmasının “derinleştirilmesine” ya da yeniden gözden geçirilmesine ilişkin bir karar alınmıştır. Özellikle 01.01.1996 tarihinde yürürlüğe giren ve tam üyelik için ara bir aşama olacağı planlanan Gümrük Birliği anlaşması üzerinden tam 19 yıl geçmiştir. Bu süre zarfında iki taraf için ihtiyaçlar ve uygulamalarda değişiklikler olmuş ve bu nedenle de anlaşmanın tekrar gözden geçirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Yakın zamanda da karşılıklı olarak anlaşma üzerinde müzakere sürecinin başlayacağı dikkate alındığında Gümrük Birliği anlaşması üzerindeki müzakere konularının “Gümrükte Gündem” olarak karşımıza çıkacağı aşikardır.

Gümrük Birliği’nde yeni dönem ve iş dünyası raporu

Gümrük Birliği anlaşmasının gözden geçirilmesinin iş dünyasına etkilerini ortaya koymak adına TÜSİAD tarafından 20 Ekim 2015 tarihinde bir araştırma yayımlanmıştır. “Gümrük Birliği’nde Yeni Dönem ve İş Dünyası” adlı bu raporda müzakerelerin “win-win” felsefesi ile yapılması ve 19 yıldır uygulanan anlaşmadan dolayı yaşanan olumsuzlukların giderilmesi yönünde bir iddia ile masaya oturulması gerektiğine işaret edilmektedir.

Bu raporda, 1995 yılında imzalanan anlaşmada iki tarafça talep edilen bazı hususların tekrar gündeme getirileceği belirtilmektedir. Özellikle ikinci el (kullanılmış) araç ithalatının mümkün kılınması, tarım ürünlerinin Gümrük Birliği anlaşmasına alınması, AB tarafından Türkiye olmaksızın Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) imzalanması, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) kapsamında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile AB arasında yapılan STA’ya Türkiye’nin de dahil edilmesi, TIR kotalarının genişletilmesi konuları özelinde değerlendirmeler yapılmaktadır.

Yakın zamanda başlayacak müzakereler öncesinde bu çalışma yeni anlaşmanın nasıl olması gerektiğine ve AB tarafından ne gibi talepler ile gelineceğine ilişkin bir ışık tutmaktadır. Bu yazıda, rapordaki belirtilen hususlara ilave olarak Gümrük Birliği anlaşmasından dolayı AB’den ATR Dolaşım Belgesi ile ithal edilen 3’üncü ülke menşeli ürünlerde tahsil edilmeyen gümrük vergilerine yönelik bir gözlem paylaşılacaktır.

AB’den gelen 3 üncü ülke menşeli ürünlerden gümrük vergisi alınamaması bir sorundur

01.01.1996 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük Birliği anlaşması bir “serbest dolaşım” anlaşması olup, serbest dolaşımda olan eşyaların üye ülkeler arasında herhangi bir gümrük vergisi ödenmeden hareket etmesi ana felsefedir. Anlaşma kapsamında olan sanayi ürünlerinin serbest dolaşımda olduğunu tevsik etmek için A.TR Dolaşım Belgesi sahibi olmak yeterlidir.  Bu kapsamda işlem tesis etmek için bu eşyaların AB’de üretiliyor olması gerekmemektedir. Bu bağlamda AB’den A.TR Dolaşım Belgesi ile Türkiye’de serbest dolaşıma giren sanayi ürünlerinden bir gümrük vergisi tahsil edilmemektedir. Aynı durum tersi için de geçerlidir. Buradaki yaklaşım, üye ülkelerden herhangi birinde serbest dolaşım işlemleri yerine getirilirken ortak gümrük tarifesi tatbik edilerek üye ülkeler arasında serbest dolaşımını sağlamaktadır.

Ancak bu yaklaşım tam üye olmamaktan dolayı olumsuz bir durum ile karşılaşmamıza neden olmaktadır. Şöyle ki, üçüncü ülke menşeli ürünlerin A.TR Dolaşım Belgesi ile AB’den ithal edilmek yerine doğrudan ithal edilmesi durumunda eşyaya ilişkin gümrük vergileri Türkiye’de tahsil edilmiş olacaktı. Türkiye AB üyesi olmadığı halde Gümrük Birliği anlaşması ile AB bütçesine bu gümrük vergilerinin AB tarafından tahsil edilmesi suretiyle doğrudan bir katkı sağlamaktadır. Ama tam üye olmadığımız için Türkiye gelecek eşyalar için AB’nin tahsil etmiş olduğu gümrük vergilerinden herhangi bir pay alamamaktayız.

AB’nin Türkiye olmadan STA imzalamaması gerekir

AB tarafından Türkiye dahil edilmeden yürütülen veya imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmalarında bu yaklaşımın ülkemize daha da zarar vereceğini söyleyebiliriz. Tam üye olmamamız nedeniyle, AB STA görüşmelerinde biz yokmuşuz gibi davranmakta ve yapılan/yapılacak STA’larda bizim özel durumumuzu dikkate almamaktadır. Çünkü mevcut Gümrük Birliği anlaşmamızda bu konuya ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu nedenle de, Meksika ve Güney Afrika STA’larında olduğu gibi Türkiye bu STA’lara taraf olamamış ama Gümrük Birliği anlaşmasından dolayı bu ülkelerin ürünleri A.TR Dolaşım Belgesi ile ülkemize gümrük vergisi tahsil edilmeden ithal edilmeye başlanmıştır.

Diğer bir konu ise ABD ile AB arasında TTIP imzalanması durumudur. Yine Türkiye bu görüşmelerde yer almamaktadır (şu an 11 inci toplantı geçekleşmiştir). Özellikle dünya ticaretinin yaklaşık % 50’sinin bu iki taraf arasında gerçekleştiği ve bu ürünlerin de % 80’inin sanayi ürünü olduğu dikkate alındığında, mevcut Gümrük Birliği anlaşması ile ABD menşeli anlaşma kapsamındaki ürünlerin A.TR Dolaşım Belgesi ile hiçbir gümrük vergisi tahsil edilmeden ithal edilme durumu söz konusu olacaktır. Ayrıca ABD ile dış ticaretimize baktığımızda, 2014 yılında 12 milyar USD ile en çok ithalat yaptığımız 4’üncü ülke ABD olduğu görülmektedir. Bu da konunun ne kadar önemli olduğuna delalet etmektedir.

Yakın zamanda bu olumsuz durumu ortadan kaldırma adına bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bunlardan birisi Meksika menşeli binek otomobillerden A.TR ile ülkemize ithal edilse bile % 10 gümrük vergisi tahsil edilmesidir. Yine AB’den A.TR Dolaşım Belgesi ile ithal edilen (serbest dolaşımda olan) eşyalar, başka ülke menşeli ise ilave gümrük vergisi tahsili yapılmaktadır (tekstil, ayakkabı, küçük ev aletleri gibi).

Sonuç ve değerlendirme

19 yıl sonra AB’ye tam üye olma beklenirken, Gümrük Birliği anlaşmasının yeniden gözden geçiriliyor olması bu yöndeki beklentilerimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak tam üyelik süreci daha da uzayacak ise mevcut Gümrük Birliği anlaşmasını bir fırsat olarak görmememiz gerekmektedir. Çünkü 19 yıldır gümrük ve küresel ticaret olarak ortaya çıkan birçok hususu gündeme getirip olumsuz etkilendiğimiz alanların gözden geçirilmesini sağlayabiliriz. Burada en önemli konu, AB’nin Türkiye olmadan bir STA imzalamasının önüne geçilmesi ve AB ile beraber diğer ülkeler ile STA imzalamamızdır. Bunun yanında, A.TR Dolaşım Belgesi ile ithal edilen üçüncü ülke menşeli ürünler için AB’de toplanan gümrük vergilerinden bir pay talep edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. 

 

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.