Gemi işletmeciliğinin vergisel avantajları

M. Fatih Köprü | 08/11/2015 | (Tüm Yazılar)

4490 sayılı Kanun ile 1999 yılında Denizcilik Müsteşarlığı nezdinde, İstanbul'da Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS) oluşturuldu. Aynı yasada bu sicile kayıtlı gemi ve yatlar için geçerli olan birçok vergisel teşvik yer alıyor. Tabii ki bunlar içerisinde en önemlisi, bu faaliyetlerden elde edilen kazançlar ile gemi ve yatların devrinden sağlanan kazançlara ilişkin gelir ve kurumlar vergisi istisnası.

Bu yazımızda, TUGS’a kayıtlı gemiler ve yatlarla deniz taşımacılığı faaliyetinde bulunan kişi ve kurumlara, 4490 sayılı yasa çerçevesinde tanınan vergisel avantajlara, Vergi İdaresinin konuya ilişkin yazılı görüşlerini de dikkate alarak yer vereceğiz.

Türk uluslararası gemi sicili

Türkiye'de mukim Türk ve yabancı uyruklu gerçek kişiler ile Türkiye'de Türk mevzuatına göre kurulmuş şirketlere ait gemiler ve yatlar Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne (TUGS) tescil ettirilebilirler.

Bu kişi ve kurumlarca sahip olunan ve 4490 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 21 Aralık 1999 tarihi itibarıyla Milli Gemi Siciline kayıtlı bulunan bütün gemi ve yatlar o tarihte TUGS’a tescil edildi. Bunlardan başka aşağıdaki gemi ve yatların TUGS’a tescil ettirilebilmesi mümkün:

► Tonaj sınırı aranmaksızın, yurtiçinde inşa edilen gemiler ve yatlar,

► Yurtdışından ithal edilecek 3.000 DWT’in üzerindeki ticari amaçla kullanılan her türlü yük ve açık deniz balıkçı gemileri ile 300 grostonun üzerindeki yolcu ve özel maksatlı, özel yapılı gemiler.

Yasada gemi; ticari amaçla kullanılan her türlü yük, yolcu ve açık deniz balıkçı gemileri, yat ise yat tipinde inşa edilmiş, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, taşıyacakları yatçı sayısı otuz altıyı geçmeyen, yük ve yolcu gemisi niteliğinde olmayan, turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve tonilato belgelerinde "Ticari Yat" olarak belirtilen deniz araçları olarak tanımlanıyor. Sicile tescil edilen bu gemiler ve yatlar Türk bayrağı çekiyorlar.

Faaliyet istisnası

Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne (TUGS) kayıtlı gemi ve yatlardan iki tür kazanç elde edilebiliyor. Birincisi bunların işletilmesinden, ikincisi de satışından sağlanan kazançlar. 4490 sayılı yasada söz konusu kazançların her ikisinin de gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisna olduğuna ilişkin hüküm yer alıyor.

Bu hükme göre, TUGS’a kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden elde edilen kazançlar, faaliyetin gelir vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil) yapılması halinde gelir vergisinden, kurumlar vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil) yapılması halinde kurumlar vergisinden istisna olarak değerlendiriliyor.

Bu gemi ve yatların otel veya restoran işletmeciliğinde (yüzer otel veya restoran) kullanılması durumunda söz konusu istisnadan yararlanılması mümkün değil. Çünkü bu faaliyet gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirilmiyor.

TUGS’a kayıtlı gemilerle yapılan deniz taşımacılığı faaliyetlerinden oluşan kur farkı ve vade farkı gelirleri de istisnadan yararlandırılabiliyor. Faaliyetle ilgili olmayanlar ise istisna kapsamında değerlendirilmiyor.

Time-charter işletmeciliği

Deniz taşımacılığında, zamana veya yüke bağlı olarak geminin tamamını veya bir kısmını taşıtana tahsis etmek suretiyle yük ve eşya taşıma taahhüt sözleşmeleri kapsamında yapılan gemi işletmeciliğine "Time-Charter İşletmeciliği" deniyor. Bu faaliyet de gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendiriliyor. Bu nedenle elde edilen kazançlar da kurumlar vergisinden istisna edilebiliyor.

Ancak, uluslararası gemi siciline kayıtlı gemilerin zamana ve yüke bağlı olmaksızın doğrudan kiraya verilmesi durumunda gemi işletmeciliği faaliyetinden söz edilemeyeceğinden elde edilen kira gelirine istisna uygulanamıyor.

Satış kazancı da istisna

4490 sayılı yasadaki istisna hükmü temel olarak, TUGS’a kayıt ettirdikleri gemi ve yatları işletenlerin bu araçları satmaları durumunda elde ettikleri kazancın gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesi anlamına geliyor. Ancak, Türkiye'de inşa edilen gemi ve yatlardan anılan sicile kayıtlı olanların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın devrinden elde edilen kazançlar da aşağıdaki şartla istisna kapsamında değerlendiriliyor.

Yukarıdaki yasa hükmünün gerekçesinde, TUGS’a tescil edilen gemi ve yatların aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden doğan kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı açık olarak belirtiliyor. Bu nedenle gemi ve yatların devrinde istisnadan yararlanılabilmesi için, devir sonrasında da Türkiye Uluslararası Gemi Sicili’ne kaydın devam etme zorunluluğu bulunuyor.

Vergi İdaresi tarafından verilen yazılı görüşlerde de bu husus vurgulanıyor. Nitekim bir mükellef tersanesinde inşa ettiği gemileri, TUGS’a kaydettirerek işletmesi sırasında ya da işletmeksizin satması halinde elde ettiği kazancın istisnadan yararlanıp yararlanamayacağını sormuş. Vergi İdaresi verdiği yazılı görüşte, geminin satışı sonrasında da anılan sicile kaydının devam etmesi şartıyla kurumlar vergisi istisnasından yararlanabileceğini belirtiyor.

Alacak kur farkı

TUGS’a kayıtlı gemi vadeli satıldı. Satış bedelinin tahsiline kadar geçen zaman içerisinde oluşan; vade farkı gelirleri ile dövizli satışlarda oluşan kur farkı gelirleri istisnadan yararlanabilir mi? Vergi İdaresi, söz konusu gemi ve yatların satışından kaynaklanan ve satış bedelinin tahsiline kadar oluşanların istisnadan yararlanabileceğini söylüyor. Ancak söz konusu satıştan elde edilen hasılatın, tahsil edildikten sonra bankaya yatırılmasından elde edilen faiz ve kur farkı gelirlerinin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değil.

Zararına satış

Kurumlar vergisi yasasında kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderlerin ya da istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin mümkün olmadığına dair bir hüküm yer alıyor. Buna göre TUGS’a kayıtlı gemi ve yatların işletilmesi veya satışından zarar doğması durumunda, bu zarar tutarının vergi hesaplaması sırasında kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekiyor.

Ayrı izlenmeli

Zararına satışta matraha eklenecek zarar tutarının tespiti, satıştan kazanç elde edilmesi durumunda istisna kazancın tespiti ya da gemi ve yatların işletilmesinden sağlanan kâr/zararın doğru olarak tespiti açısından; istisna kazançlar ve diğer faaliyetlerden doğan kazançlar ile bunlara ilişkin maliyet ve gider unsurlarının işletme kayıtlarında ayrı ayrı takip edilmesi gerekiyor. Bu kayıt şekli, beyannamede istisna olarak değerlendirilecek olan kazanç ya da matraha ilave edilecek tutarların doğru olması açısından büyük önem arz ediyor.

Damga vergisi ve harçlar

Yasada Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne kaydedilecek gemilere ve yatlara ilişkin alım, satım, ipotek, tescil, kredi ve navlun mukavelelerinin damga vergisine, harçlara, BSMV’ye (banka ve sigorta muameleleri vergisi) ve fonlara tâbi tutulmayacağına ilişkin hüküm bulunuyor.

Bu hüküm ile TUGS’a kayıtlı gemiyle ilgili alım, satım, ipotek, tescil, kredi ve navlun sözleşmelerinin damga vergisinden istisna edilmesi sağlanıyor. Bir de devredilecek olan geminin Türk Uluslararası Gemi Sicil belgesinin ibraz edilmesi halinde noterde yapılacak işlemlerden harç alınmıyor.

Ücret vergi istisnası

Yasada TUGS’a kayıtlı gemilerde ve yatlarda çalışan personele ödenen ücretlerin gelir vergisi ve fonlardan müstesna olduğuna ilişkin hüküm yer alıyor. Ancak ücretler üzerinden sadece gelir vergisi kesilmiyor. Ayrıca binde 7,59 oranında damga vergisinin işveren tarafından çalışanın ücretinden kesilerek vergi dairesine yatırılması gerekiyor.

Acaba TUGS’a kayıtlı gemi ve yatlarda çalışan personelden bu vergi de kesilmiyor mu? Vergi İdaresi bu soruya, 4490 sayılı yasada buna ilişkin bir düzenleme olmadığından, personele ödenen ücretlerden damga vergisi kesintisi yapılması gerekir diye cevap vermiş.

Kiralanan gemide olur mu?

Yukarıda gemi ve yatların doğrudan kiraya verilmesinden elde edilen kira gelirinin, gelir ve kurumlar vergisi istisnasından yararlanamayacağını söylemiştik. Ücret için aynı şey geçerli değil. Vergi İdaresi, TUGS’a kayıtlı olan gemi ve yatların doğrudan kiralanması durumunda dahi bunlarda çalışan personelin ücretlerinin gelir vergisi istisnasından yararlanabileceğini söylüyor.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.