Kâr payı avansı

M. Fatih Köprü | 06/09/2015 | (Tüm Yazılar)

Ortağı olduğum şirketten kâr payı alabilmek için illa ki hesap dönemi kapandıktan sonra yapılacak genel kurulu mu beklemem gerekiyor? Yıl içerisinde kâr payı alınamıyor mu? Şirket ortaklarının sorduğu bu tür sorularla sık karşılaşılıyordur. Hesap dönemi kapanmadan belli şartlarla kâr dağıtımı yapılması mümkün. Buna avans kâr payı dağıtımı diyoruz.

2012 yılında yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’ndan önce bu imkan sadece SPK’ya tabi şirketlere tanınmıştı. Yeni TTK kapsamında artık halka açık olmayan şirketler de bu olanaktan yararlanabiliyor.

Ancak TTK avans kâr payı dağıtımının nasıl yapılacağına ilişkin hüküm içermiyor. Şirketlerin kâr payı avansı dağıtımında uyacakları usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yayınlanan “Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ” ile belirlenmiş durumda.

Bu haftaki yazımızda, yukarıda belirtilen tebliğ ile çerçevesi çizilen, SPK’ya tabi olmayan anonim şirketler ile limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin, kâr payı avansı dağıtım şartları ile dağıtılan avans kâr paylarının vergilendirilmesi konularına değineceğiz.

Halka açık şirketler

Yukarıda da belirttik. Halka açık anonim ortaklıklar kendi mevzuatları (Sermaye Piyasası Kanunu) uyarınca zaten ara dönem finansal tablolarında yer alan kârları üzerinden nakden kar payı avansı dağıtabiliyorlar.

Bunun için ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunması gerekiyor. Ayrıca genel kurul kararıyla, ilgili hesap dönemiyle sınırlı olmak üzere yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı konusunda yetki verilmesi de zorunlu.

Diğer sermaye şirketleri

Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan sermaye şirketleri de avans kâr dağıtımı yapma hakkına sahipler. Buna göre halka açık olmayan anonim şirketler ile limited şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yayınlanan Tebliğ’deki esaslar çerçevesinde avans kâr dağıtımı yapabiliyorlar.

Kâr varsa

Kâr payı avansı üç, altı veya dokuz aylık ara dönem finansal tablolara dayanılarak dağıtılabiliyor. Ancak söz konusu dağıtımın yapılabilmesi için ilgili ara dönem finansal tablolara göre kâr edilmiş olması gerekiyor.

Genel kurul kararı

Şirketlerin kâr payı avansı dağıtabilmeleri için, şirket genel kurulunca karar alınması da şart. Tebliğde açık şekilde ifade edilmemiş olmakla birlikte, şirket esas sözleşmesinde kâr payı avansı dağıtımına ilişkin bir hükme yer verilmesi de faydalı olacaktır.

Kâr payı tutarı

Dağıtılacak kâr payı avansının hesabında, oluşan ara dönem kârından, varsa öncelikle aşağıda yer alan tutarların indirilmesi gerekiyor:

-     Geçmiş yıl zararlarının tamamı,

-     Vergi, fon ve mali karşılıklar,

-     Kanun veya esas sözleşme uyarınca ayrılması gereken yedek akçeler,

-     İmtiyazlı pay ve intifa senedi sahipleri ile kâra katılan diğer kimseler için ayrılacak tutarlar.

Ödenecek kâr payı avansı ise ara dönem kârından yukarıdaki tutarlar düşüldükten sonra kalan kârın yarısını geçemiyor.

Aynı hesap dönemi içinde izleyen ara dönemlerde de kâr oluşması halinde dağıtılacak kâr payı avansı tutarının, yukarıda belirtilenlerin yanı sıra önceki ara dönem veya dönemlerde ödenmiş olan kâr payı avansı tutarlarının da indirilmesi suretiyle hesaplanması gerekiyor. Ödenecek kâr payı avansı, bu şekilde hesaplanan tutarın yarısını geçemiyor.

Yönetim kurulu raporu

Kâr payı avansı dağıtılmasına ilişkin genel kurul kararını müteakip, şirketin yönetim organı kâr payı dağıtımına ilişkin bir rapor hazırlıyor. Yönetim organı denince, anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulu, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticileri anlıyoruz. Bu raporda finansal tabloların dürüst resim ilkesine uygun olarak hazırlandığı ve kâr payı avansının usulüne uygun olarak hesaplandığı belirtiliyor.

6 Hafta içinde ödeme

Şirketin yönetim organınca, raporda tespit edilen kâr payı avansının ortaklara ödenmesine ve bu ödemelerin yapılma usulüne ilişkin karar da alınması gerekiyor. Kâr payı avansı tutarları bu kararı izleyen en geç 6 hafta içerisinde ödenyoir.

Borçlu ortağa yok

Ortakların şirkete borçlu olmaları halinde, söz konusu borç ortağa ödenecek kâr payı avansından mahsup ediliyor. Sermaye taahhüt borçları ise bu kapsamda değerlendirilmiyor.

Kâr payı avansı, kârdan imtiyazlı paylara imtiyaz dikkate alınmadan ödeniyor. İntifa senedi sahiplerine, ortak olmayan yönetim organı üyelerine ve ortaklar dışında kâra katılan diğer kimselere ise kâr payı avansı ödenmesi mümkün değil.

İade etmek gerekebilir

İlgili hesap dönemi sonunda, yıl içinde dağıtılan kâr payı avansını karşılayacak tutarda net dönem kârı oluşmaması durumunda iki yol izlenebiliyor. Öncelikle net dönem kârını aşan kâr payı avanslarının varsa bir önceki yıla ait bilançoda yer alan serbest yedek akçelerden mahsup edilmesi gerekiyor. Serbest yedek akçe tutarının da dağıtılan kâr payı avanslarını karşılayamaması halinde ise şirket yönetim organı tarafından fazla ödenmiş olan kâr payı avanslarının şirkete iade edilmesi istenebiliyor.

İlgili hesap dönemi sonunda zarar oluşması durumunda ise öncelikle varsa bir önceki yıla ait bilançoda yer alan genel kanuni yedek akçeler ile serbest yedek akçelerin oluşan zararın mahsubunda kullanılması, bunlar yetmezse dönem içinde dağıtılan kâr payı avanslarının tamamının ortaklar tarafından şirkete iade edilmesi gerekiyor.

Şirket genel kurulunca kâr payı avansı dağıtımına ilişkin olarak verilen kararda yukarıdaki hususların belirtilmesi zorunlu.

Vergi kesintisi

1 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde kurumlar vergisi mükelleflerinin, avans kâr dağıtımı yapılabilmesinin şartları ve dağıtım usulü belirlenmişti. Ancak vergi mevzuatının açıklanması veya yorumlanmasından ziyade, şirketler hukukunu ilgilendiren düzenlemeler içerdiği ve bu açıdan hukuki olmadığı gerekçesiyle Danıştay tarafından Tebliğ’in bu bölümünün yürütmesi durdurulmuş ve ardından iptal edilmişti.

Bu karardan sonra, 2012 yılında, Tebliğ’in söz konusu bölümü yeniden düzenlendi. Ancak bu kez avans kâr dağıtımının kurallarının belirlenmesi yerine, çeşitli mevzuat kapsamında avans kâr payı dağıtımı yapılması durumunda ilgili kâr payının vergileme usulleri belirlendi.

Buna göre tam mükellef bir kurum ortağa kâr payı avansı ödenmesi durumunda stopaj yapılmayacaktır. Avans kâr payının gerçek kişi ortaklara ödenmesi durumunda ise yüzde 15 oranında gelir vergisi kesilmesi gerekiyor. Kâr payını alan ortağın; dar mükellef veya gelir ve kurumlar vergisinden muaf olması durumunda da yerel mevzuat kapsamında yine yüzde 15 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

Kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile takip eden ayın 23’üne kadar beyan edilir ve 26’sına kadar ödenir.

Ortak açısından elde etme

Stopaj avans kâr dağıtım tarihinde yapılmakla birlikte, kurum ortakları açısından elde etmenin, kurumun kazancının kesinleşip kârın nakden veya hesaben dağıtıldığı tarihte gerçekleştiği kabul ediliyor.

Diğer bir ifadeyle avansın, kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan kârdan mahsup edildiği tarih elde etme tarihi kabul ediliyor. Ancak her halükârda bu süre, ilgili hesap dönemine ilişkin beyannamenin verilmesi gereken tarihi içeren hesap döneminin sonunu geçemiyor.

Gelirin beyanı

Kâr payını dağıtan kurum tarafından kesilen vergi ile iş bitmiyor. Bazı hallerde bu gelirlerin ortak tarafından gelir vergisi beyannamesi ile beyanı da söz konusu olabiliyor.

Tam mükellef gerçek kişi ortaklara dağıtılan kâr paylarının (temettü) brüt tutarının yarısı gelir vergisinden istisna. Kalan yarısının 29 bin liradan (2015 yılında elde edilenler için) fazla olması durumunda, istisna sonrası kalan tutarın beyan edilmesi zorunlu. Yani 2015 yılında brüt 58 bin liradan (net 49 bin 300 lira) fazla temettü geliri elde eden bir yatırımcının bu gelirini beyan etmesi gerekiyor.

Temettü gelirinin beyan edilmesi durumunda hesaplanan gelir vergisinden, kâr payını ödeyen kurum tarafından kesilen vergilerin tamamı düşülebiliyor.

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.