Serbest bölgelerde vergi uygulamaları

M. Fatih Köprü | 24/08/2014 | (Tüm Yazılar)

Genel olarak serbest bölgeler; ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanıyor.

Serbest bölgelerin kurulması ve işletilmesindeki temel amaçlar ise; ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek olarak sıralanabilir.

Şu anda ülkemizde 19 adet serbest bölge bulunuyor. Bunların isimleri kurulu olduğu bölgeler bazında aşağıdaki tabloda yer alıyor:

Marmara

Ege

Akdeniz

Karadeniz

Güneydoğu Anadolu

İç Anadolu

İstanbul Atatürk Havalimanı

Ege

Mersin

Trabzon

Mardin

Kayseri

İstanbul Endüstri ve Ticaret

Denizli

Antalya

Rize

Gaziantep

 

İstanbul Trakya

İzmir

Adana Yumurtalık

Samsun

 

 

Avrupa

 

 

 

 

 

Kocaeli

 

 

 

 

 

Tübitak-Mam. Teknoloji

 

 

 

 

 

Bursa

 

 

 

 

 


(Kaynak: Ekonomi Bakanlığı)

Ege birinci

Ekonomi Bakanlığı verilerine göre serbest bölgelerin tümünün 2013 yılı ticaret hacmi toplam 23,2 milyar dolar. Bu bölgelerde istihdam edilen işçi sayısı ise 2013 yılı sonu itibarıyla 57 bin kişi. Bunlar arasında ilk sırayı 4,7 milyar dolar işlem hacmi ve 17 bin kişiyle Ege Serbest Bölgesi alıyor. İşlem hacminde ikinci ve üçüncü sıralarda ise Mersin ve İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesi yer alıyor. İstihdam açısından bakıldığında ise yine Mersin’in ikinci olduğu, üçüncülüğün ise Bursa Serbest Bölgesinde olduğunu görüyoruz.

Serbest bölgelerde faaliyette bulunan veya bulunmayı düşünen firmaların mevcut vergi mevzuatı açısından tabi oldukları güncel düzenlemeler bu haftaki yazımızın konusunu oluşturuyor.

Üretici kurumlar vergisi ödemiyor

Serbest bölgelerde kurumlar vergisi istisnasının kapsamı, faaliyet ruhsatının alındığı tarih ile faaliyet konusuna göre farklılıklar gösteriyordu. Buna göre 6 Şubat.2004 tarihi itibarıyla serbest bölge faaliyet ruhsatı sahibi mükelleflerin, ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançların tamamı kurumlar vergisinden istisnadır. Burada önemli nokta, 6 Şubat 2004 tarihi itibarıyla faaliyet ruhsatında belirtilen süredir. Bu tarihten sonra yapılan süre uzatımlarının istisna uygulamasına bir etkisi bulunmuyor.

Bu tarihten sonra alınan ruhsatlar kapsamında serbest bölgede ticaret faaliyetiyle uğraşanlar için kurumlar vergisi istisnası bulunmuyor. Bu firmaların kazançları Türkiye’de faaliyette bulunan diğer kurumlar vergisi mükellefleri gibi kurumlar vergisine tabi tutuluyor.

Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükellefler açısından ise faaliyet ruhsatının alınış tarihinin veya geçerlilik süresinin, kurumlar vergisi istisnası uygulamasına etkisi bulunmuyor. Bu mükelleflerin serbest bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisinden istisna olarak değerlendiriliyor.

Ücret istisnası

Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar serbest bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85’ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden istisnadır.

Serbest bölgede faaliyette bulunan mükellefler, ruhsat tarihlerine bakılmaksızın, şartları sağlamaları durumunda istisnadan yararlanabiliyorlar.

KDV uygulaması

Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca Türkiye’den serbest bölgeye satılan mallar ihracat rejimine tabi olup KDV’den istisnadır. Bu istisnanın uygulanabilmesi için; teslimin serbest bölgedeki bir alıcıya yapılması, faturanın serbest bölgedeki alıcı adına düzenlenmesi ve teslim konusu malın serbest bölgeye vasıl olması gerekiyor.

KDV Kanunu’nda serbest bölgelerde verilen hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğuna dair bir hüküm bulunuyor. Yasada sadece serbest bölgede verilen hizmetler dendiği için, yurt içinden serbest bölgeye verilen hizmetler ile serbest bölgeden yurt içine yönelik olarak verilen hizmetler KDV'ye tabidir. İstisnanın kapsamına yalnızca serbest bölge içinde bilfiil ifa edilen hizmetler giriyor. Hizmet ifa edenin serbest bölgede faaliyette bulunma ruhsatının olup olmamasının bu istisnanın uygulanması açısından bir önemi bulunmuyor.

Damga vergisi

Serbest bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar; bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemleri ve düzenlenen kağıtları damga vergisi ve harçlardan müstesnadır.

Söz konusu damga vergisi ve harç istisnasının uygulanmasında, faaliyet ruhsatının türü ile faaliyet ruhsatının alındığı tarihin bir etkisi bulunmuyor.

İş hukuku

İş hukuku mevzuatı açısından, serbest bölgede faaliyet gösterenler kişi ve kurumların, Türkiye’de faaliyet gösteren diğer kişi ve kurumlardan herhangi bir farkı bulunmuyor. Kullanıcılar, bunların bölgelerdeki işyerleri ve bu işyerlerinde çalışanlar, Bölge Müdürlüklerinin gözetim ve denetiminde Türkiye Cumhuriyeti çalışma mevzuatı hükümlerine tabi tutuluyorlar.

Türkiye sınırları içindeki işyerleri için öngörülen asgari ücret ve fazla çalışma esasları, Bölge Kurucu ve İşleticisi veya İşletici ile kullanıcıların işyerleri için de uygulanır.

Sosyal güvenlik

Serbest bölgeler mevzuatı uyarınca bölgede faaliyette bulunan kullanıcılar ile bunların yanlarında bir iş akdine göre çalışan işçiler hakkında yabancı uyruklular da dahil olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümleri uygulanıyor. Ancak Türkiye ile diğer ülkeler arasında sosyal güvenlik konusunda yapılan sözleşmeler varsa, bu sözleşme hükümlerinin de dikkate alınması gerekiyor.

Defterler

Serbest bölgede faaliyet gösteren firmalar da Vergi Usul Kanunu hükümlerine tabidirler. Bu mükelleflerin de Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde defter tutmaları ve belge kayıt düzenine ilişkin hükümlere uymaları zorunludur. Bu defterlere, istisna kapsamına giren faaliyetler ile istisna kapsamında değerlendirilmeyecek olan faaliyetlerden elde edilen kazançların, ayrı ayrı tespit edebilecek şekilde kaydedilmesi gerekiyor.

Yabancı para ile kayıt

Serbest bölgede faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilere kayıtlarını yabancı para ile tutma imkanı da tanınmıştır. Buna göre isteyen mükellefler defter kayıtlarını Türk para birimi dışında herhangi bir yabancı para birimi ile yapabilirler. Ancak kayıtlarda T.C. Merkez Bankasınca kuru günlük olarak belirlenen bir para birimi ile yapılması şart.

Bu mükellefler, Türk para birimiyle veya başka bir yabancı para birimiyle yapılan işlemlerini, işlemin gerçekleştiği günün T.C. Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevirmek suretiyle kayıtlarını yapıyorlar.

Vergi matrahlarının kayıt yapılan para birimine göre tespit edilmesi gerekiyor. Beyannamedeki tutarlar ise beyannamenin verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla Türk parasına çevrilmek suretiyle TL cinsinden gösteriliyor. Verginin ödenmesi, mahsubu ve iadesi işlemlerinde de Türk para birimi esas alınıyor.

Bunu tercih eden mükellefler ilk kayıt yapılan hesap dönemi dahil beşinci hesap döneminin sonuna kadar bu usulden dönemiyorlar.

Ba-Bs formları

Ayrıca serbest bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin Ba-Bs bildirimi verme yükümlülüğünün olduğu da unutulmamalı. Şubeler açısından söz konusu bildirimlerin, bu mükelleflerin kanuni merkezleri tarafından, merkez ve şube bilgileri birleştirilerek verilebiliyor. Ancak kanuni ve iş merkezi yurtdışında olup, münhasıran serbest bölgede şubesi veya temsilciliği bulunan mükelleflerin, bildirim formlarında merkez bilgilerini dikkate almaksızın yalnızca serbest bölgede faaliyette bulunan şubelerine ilişkin bilgileri bildirmeleri gerekiyor.