Miras ve şans oyunlarında vergi

M. Fatih Köprü | 01/06/2014 | (Tüm Yazılar)

Mirasçılar tarafından, ölen bir kişinin bıraktığı mal varlığı üzerinden vergi ödenmesi gerekiyor. Hemen hemen herkes “veraset vergisi” dediğimiz bu vergiyi biliyor.

Bunun yanında ölüm olmadan, iki sağ kişi arasında, herhangi bir bedel alınmadan gerçekleştirilen mal veya para hareketleri de olabiliyor. Kanunda buna ivazsız intikal deniyor. Yani bir mal ya da paranın hibe veya bağış yoluyla başka bir kişiye verilmesi, yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyeler bu kapsamda değerlendiriliyor.

Bu tür intikaller de aslında vergiye tabi. Örneğin bir kişinin yakınına araba veya ev hediye etmesi, parasını veya menkul kıymetlerini eş veya çocuklarına ivazsız bir şekilde paylaştırması gibi durumlarda, bu malları alan kişiler tarafından “intikal vergisi” ödenmesi gerekiyor.

Yasa yürürlükte

“Veraset ve intikal vergisi” ile ilgili yıllardır “kalktı”, “kalkıyor” şeklinde açıklamalar duyuyoruz. 2008 yılında konuya ilişkin hazırlanan yasa tasarısı Meclise sunulmuştu. Bu tasarıda miras yoluyla geçen mallar üzerinden alınan verginin kaldırılması, ivazsız şekilde gerçekleşen intikallerin ise gelir vergisine tabi tutulması amaçlanıyordu. İlk genel seçim sonrası bu tasarı geçerliliğini yitirdi.

Diğer taraftan uzun yıllardır Gelir Vergisi Kanunu’nun yeniden yazımı gündemde. Bu çerçevede yeni Gelir Vergisi Kanun Tasarısı hazırlanarak 2013 Haziran’ında Meclis Başkanlığına sunulmuştu. Bu tasarının aslında 2013 yılının Ekim-Kasım aylarında yasalaşacağı söyleniyordu. Ancak 2014 yılına gelindi, hâlâ Genel Kurul’a inmedi.

Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı, ardından da genel seçimler dikkate alındığında kısa sürede yasalaşması zor görünüyor. Zaten tasarıda veraset ve intikal vergisi ile ilgili bir düzenleme de bulunmuyor. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda da bu vergi gündemimizde yer almaya devam edecek gibi görünüyor.

Eşe alınan hediyenin vergisi

Aile birliği içinde eşler arasında ya da eşlerle çocuklar arasında verginin konusuna giren çok sayıda aktarım yapılabildiğini görüyoruz. Genellikle bunun farkında bile olunmuyor, aile olmanın gereği olarak düşünülüyor. Diğer yandan, yakın akrabalara veya ihtiyaç sahibi diğer kişilere de çeşitli yardımlarda bulunulması mümkün.

Gerek aile içi gerekse akrabalar arasındaki bu aktarımlar için küçük bir istisna tutar söz konusu. 2014 yılı için 3 bin 371 lira. Bu tutarı aşan yardımların hepsi aslında verginin konusuna giriyor. Kendilerine bağış veya yardım yapılanların bir ay içinde beyanname vererek, istisnayı aşan kısım üzerinden vergi ödemeleri gerekiyor.

Verginin oranı yüzde 10’dan başlayıp, tutar yükseldikçe beşer puan artmak suretiyle, yüzde 30’a kadar yükseliyor. (Vergi oranları aşağıdaki tabloda yer alıyor.) Ancak bir kişiye ana, baba, eş ve çocuklarından ivazsız mal intikali halinde tablodaki oranların yarısı (yüzde 5, yüzde 7,5 … gibi) dikkate alınabiliyor.

Örneğin eşinize 50 bin liralık bir araba aldığınızı varsayalım. Bu tutar 3 bin 371 lirayı aştığından vergiye tabi. Vergi ise aşan kısım olan 46 bin 629 lira üzerinden yüzde 5 (eş olduğu için yüzde 10’un yarısı) oranına göre 2 bin 331 lira 45 kuruş olarak hesaplanıyor. Bu verginin araba alınan eş tarafından beyan edilerek ödenmesi gerekiyor.

Beyan edilen vergi, her yılın Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere 3 yılda 6 eşit taksitte ödenebiliyor.

Şans oyunları

Şans oyunları (at yarışı, futbol müsabakaları gibi) ile yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyeler de ivazsız intikal kabul ediliyor. Ama ikramiye 3 bin 371 liradan azsa vergi ödenmesine gerek yok. Bu tutarı aşanlarda ise aşan kısım intikal vergisine tabi tutuluyor.

Ancak bu vergi için ikramiyeyi kazanan kişi tarafından beyanname verilmesine gerek yok. Vergi, şans oyunlarını veya yarışma ve çekilişi düzenleyen kişi ve kurumlar tarafından, kazanılan ikramiyeden kesilerek Devlete ödeniyor. Verginin oranı sabit, yüzde 10 olarak uygulanıyor.

Milli Piyango İdaresi tarafından düzenlenen çekilişlerden (milli piyango, sayısal loto, şans topu vb) kazanılan ikramiyelerin ise tamamı veraset ve intikal vergisinden istisna. Bu yüzden tutarı ne olursa olsun kazanılan söz konusu ikramiyeler üzerinden hiçbir vergi kesintisi yapılmıyor.

Veraset vergisi

Veraset yoluyla (ölüme bağlı) mirasçılara kalan mallar ise veraset vergisine tabidir. Veraset ilamı (mirasçılık belgesi) alındıktan sonra, varislerin kendilerine miras kalan malları bir beyanname ile vergi dairesine bildirmesi gerekiyor.

Veraset ilamı 1 Ekim 2011 tarihine kadar yalnızca sulh hukuk mahkemesinden alınabiliyordu. Noterlik Kanunu’nda yapılan değişiklik sonucunda, bu tarihten sonra mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesinin yanı sıra noterlerden de alınabiliyor.

Veraset vergisi beyannamenin verilme süresi, ölümün Türkiye’de veya yurtdışında olması ya da varislerin Türkiye’de veya yurtdışında olmasına göre 4 ay ila 8 ay arasında değişiyor. Ölümün Türkiye’de olması ve mirası reddetmemiş olan mirasçıların da Türkiye’de bulunması halinde, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin 4 ay içerisinde verilmesi gerekiyor.

Beyannamede; vefat edenin araba veya gayrimenkulleri, bankalarda bulunan parası, hisse senedi ve tahvil gibi menkul kıymetleri başta olmak üzere tüm varlıkları ile borçlarına ilişkin bilgilere yer veriliyor. Veraset ilamı ile beyannamede sayılan diğer tevsik edici belgeler de beyannameye ekleniyor.

Veraset ve intikal vergisi beyannamesi ile beyan edilen malların değerleri dikkate alınarak hesaplanan matrah üzerinden, vergi dairesince 15 gün içinde veraset ve intikal vergisi tarh ediliyor.

Daha sonra vergi dairesi, beyanname ile bildirilen malların Vergi Usul Kanunu’nda gösterilen değerleme ölçülerine göre değerini saptayarak, yeni bir matrah hesaplıyor. Bu ikinci değerlemeye göre eğer bir fark vergi çıkarsa, ikinci bir tarhiyat yapıyor. Ödenmesi gereken vergi de bu şekilde belirlenmiş oluyor. Bu durumda fark vergi için faiz veya ceza uygulanmıyor.

Hesaplanan vergi 3 yılda, her yıl Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere, toplam 6 taksitte ödeniyor.

Verasette istisna yüksek, vergi düşük

Veraset yoluyla intikallerde uygulanan istisna tutarları, ivazsız intikallere göre çok yüksektir. 2014 yılında çocuklar (evlatlıklar dahil), torunlar ve eşten her birine isabet eden miras hissesinin 146 bin 306 lirası veraset ve intikal vergisinden istisnadır. Çocuk ve torun bulunmaması durumunda eşe isabet eden miras hissesi için istisna tutar 292 bin 791 lira olarak uygulanıyor.

Örneğin eş ve çocukların her birinin hissesine 100’er bin liralık mal veya para düştüğünde, bu tutar istisna haddi içerisinde kaldığından, hiç vergi ödenmiyor. Ama örneğin her birine 200’er bin liralık miras kaldığı durumda, istisnayı aşan kısım (53 bin 694 lira) üzerinden her bir mirasçı tarafından vergi ödenmesi gerekiyor.

Diğer taraftan sayılanlar dışındaki mirasçılar için herhangi bir istisna uygulaması olmadığı için, miras payının tamamı üzerinden veraset vergisi ödenmesi gerektiği unutulmamalı.

Verasette uygulanan vergi oranları ise ivazsız intikallere göre çok daha düşük. Her mirasçının kendisine düşen miras payından, yukarıdaki istisnaları düştükten sonra kalan tutar üzerinden, aşağıdaki tarifeye göre vergi hesaplaması gerekiyor.

 

Vergi oranı

 Matrah dilim tutarları

Veraset

İvazsız intikal

 İlk 190.000 TL için

% 1

% 10

 Sonra gelen 440.000 TL için

% 3

% 15

 Sonra gelen 970.000 TL için

% 5

% 20

 Sonra gelen 1.800.000 TL için

% 7

% 25

 Matrahın 3.400.000 TL’yi aşan bölümü için

% 10

% 30


Buna göre örneğimizdeki her bir mirasçının 53 bin 694 lira üzerinden ödemesi gereken vergi yüzde 1 oranına göre 536 lira 94 kuruş oluyor.

Zamanaşımı yok gibi

Beyanname verilmemesi veya beyanname verilmekle birlikte bazı malların bu beyannamede gösterilmemesi halinde, veraset ve intikal vergisi mükellefiyeti, bu durumun idarece tespit edildiği tarihten itibaren başlıyor. Bunun anlamı, malların intikal tarihi üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, veraset ve intikal vergisinin intikalin tespit edildiği tarihten itibaren istenebiliyor olması.

Diğer taraftan yasada yer alan ve beyanname vermeyen ya da bazı malları beyannameye dahil etmeyen mükellefler açısından avantajlı olarak değerlendirilebilecek bir hükümden de bahsetmemiz gerekiyor. İdarece bu tespitin yapılması halinde, önce mükellef beyana davet ediliyor. 15 gün içerisinde beyannamesini veren mükelleften vergi ziyaı cezası veya gecikme faizi talep edilemiyor. Üstelik vergi matrahı olarak da intikal eden malın güncel değeri değil, intikalin gerçekleştiği tarihteki değeri dikkate alınıyor. Bu mükellefler de hesaplanan vergiyi üç yılda, altı eşit taksitte ödeyebiliyorlar.