Varlık barışı yeniden…

M. Fatih Köprü | 02/06/2013 | (Tüm Yazılar)

Hakkında çok konuşuldu, çok yazıldı. Nihayet 29 Mayıs günü varlık barışı düzenlemesi yürürlüğe girdi. Varlık barışını kısaca, yurt dışında bulunan bazı varlıkların bildirimi ve belli sürelerde Türkiye’ye getirilmesi olarak tanımlayabiliriz. Yurt dışında bulunan gayrimenkuller de bu yasa kapsamına giriyor. Bildirilen bu varlıkların değeri üzerinden yasada belirtilen oranda vergi ödenmesi durumunda, bu varlıklara ilişkin olarak hiçbir surette vergi incelemesi yapılamayacak.

Bu yazımızda varlık barışından yararlanabilecek kişiler ile kapsama giren varlıklardan bahsettikten sonra, başvuru esasları ve ödenmesi gereken vergiler ile yasa kapsamında bildirimde bulunan kişi ve kurumlar için geçerli olan avantajlar konusuna değineceğiz.

2008’de de uygulandı

Buna benzer bir düzenleme, 2008 yılında çıkarılan 5811 sayılı yasa ile yapılmıştı. Bu yasa yurt dışındaki varlıkların ekonomiye kazandırılması ve yurt içindeki kayıt dışı bazı varlıkların kayda alınarak işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesini sağlamak amacıyla çıkarılmıştı.

6486 sayılı yasa ile getirilen yeni düzenleme ise sadece yurt dışında bulunan bazı varlıkların bildirilerek, gayrimenkul dışındakilerin belli süreler içerisinde Türkiye’ye getirilmesini içeriyor.

Kimler yararlanabilir?

Varlık barışı yasası, gerçek ve tüzel kişiler yurt dışında sahip oldukları varlıkları beyan edebilirler diyor. Bu nedenle vergi mükellefi olsun olmasın tüm gerçek ve tüzel kişiler bu yasa hükmünden yararlanabilecekler. Hatta yabancıların bile yurt dışında bulunan varlıklarıyla ilgili olarak bu düzenlemeden yararlanmaları mümkün.

Bildirilecek varlıklar

Yasa kapsamında gerçek veya tüzel kişiler, 15 Nisan 2013 tarihi itibarıyla sahip oldukları ve yurt dışında bulunan; para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile gayrimenkullerini beyan veya bildirime konu edilebilirler.

Bildirim veya beyan süresi

Yasada, yurt dışındaki varlıkların bildirimi veya beyanı kavramları kullanılıyor. “Bildirim” denince yasa kapsamındaki varlıkların banka ve aracı kurumalara bildirilmesi, “beyan” denince ise bu varlıkların bir beyanname ile vergi dairesine beyan edilmesi anlaşılıyor. Bildirimin banka veya aracı kurumlara yapılmasının tercih edilmesi durumunda, ilave olarak vergi dairelerine de beyanda bulunmaya gerek yok.

Yurt dışındaki varlıklara ilişkin bildirim veya beyanın en geç 31 Temmuz 2013 tarihine kadar yapılması gerekiyor.

Varlıkların değeri

Bildirim veya beyanda, bu varlıkların rayiç bedelinin Türk Lirası karşılığı esas alınıyor. Rayiç bedel, varlıkların sahiplerince bildirim veya beyan tarihi itibarıyla belirlenen alım-satım bedeli olup, bu bedelin gerçek durumu yansıtması şart.

Döviz ve döviz cinsinden varlıkların Türk Lirası karşılığının hesabında T.C. Merkez Bankası döviz alış kurunun kullanılması gerekiyor.

Defterlere kayıt

Bildirim veya bayana konu edilen varlıkların Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilmesi gerekiyor. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde ise vergilendirilmez.

Serbest meslek erbabı ve işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin de söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstermeleri gerekiyor.

Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmıyor. Diğer taraftan kayıtlara alınan taşınmazlar üzerinden amortisman ayrılması mümkün değil. Ayrıca kaydedilen bu varlıkların daha sonra satılmasından zarar doğması durumunda bu zarar da gider kabul edilmiyor.

Yüzde 2 vergi

Yurt dışındaki varlıklar ister banka veya aracı kurum vasıtasıyla bildirilsin, isterse vergi dairesine beyan edilsin üzerinden yüzde 2 oranında vergi ödenmesi gerekiyor. Bu vergi varlıkların rayiç bedeli üzerinden hesaplanıyor. Ödenen verginin gider yazılması veya başka bir vergiden mahsup edilmesi mümkün değil.

Ödeme zamanı

Banka ve aracı kurumların kendilerine bildirilen varlıklar üzerinden yüzde 2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın 15. günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine beyan etmeleri ve aynı süre içerisinde ödemeleri gerekiyor.

Varlıkların vergi dairesine beyan edilmesi durumunda ise vergi, beyanın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenebiliyor.

Vergi incelemesi yapılamıyor

15 Nisan itibarıyla yurt dışında olan varlıklar 15 Temmuz’a kadar vergi dairesine ya da banka veya aracı kuruma bildirildi. Gayrimenkul dışındaki varlıklar süresinde Türkiye’ye getirildi. Yüzde 2 oranındaki vergi de vadesinde ödendi. Bütün bunları yapan kişi veya kurumun avantajı ne olacak?

Öncelikle incelenmeme avantajından bahsedebiliriz. Yukarıdaki şartların tümü yerine getirilirse bu varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.

Matrah farkından mahsup imkanı

İkinci avantaj ise vergi incelemelerinde bir vergi kalkanı oluşturması olarak ifade edilebilir. Örneğin ileride beyan edilen varlıkların dışında bir nedenle 2013 yılı öncesi dönemlere ilişkin bir vergi incelemesi yapıldığını varsayalım. İnceleme sonucunda gelir, kurumlar veya KDV yönünden bir matrah farkı tespit edildiğinde, bu matrah farkından, beyan edilen varlıkların değeri mahsup edilebilecek.

Mahsubun yapılabilmesi için aşağıdaki şartların tamamının gerçekleşmiş olması gerekiyor:

a.   15 Nisan 2013 tarihi itibarıyla; taşınmazların yurt dışındaki varlığı ve diğer varlıkların yurt dışında bulunduğu kanaat verici belgelerle tevsik edilmeli,

b.   Vergi incelemesi bu yasa kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar dışındaki bir nedenle başlamış olmalı (zaten bu varlıklar nedeniyle incelenmesi mümkün değil),

c.    Vergi incelemesi 29 Mayıs 2013 tarihinden sonra başlamış olmalı,

d.   Vergi incelemesi 1 Ocak 2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olmalı,

e.   Tespit edilen matrah farkı gelir, kurumlar veya katma değer vergilerine ilişkin olmalı,

f.    Beyan edilen veya bildirilen varlıklara ilişkin olarak yüzde 2 oranında hesaplanıp tahakkuk eden vergi vadesinde ödenmiş olmalı,

g.   Beyan veya bildirim konusu yapılan para, döviz, altın, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçları, beyan veya bildirimin yapıldığı tarihi takip eden ayın sonuna kadar Türkiye’ye getirilmeli veya Türkiye’deki banka ve aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeli.

Yurt dışı kazançlara istisna

Yasada, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerin yurt dışında elde ettikleri bazı kazançları, belli bir tarihe kadar Türkiye’ye transfer etmeleri şartıyla, bu gelirler üzerinden gelir veya kurumlar vergisi ödenmemesini içeren bir düzenleme de yer alıyor.

Buna göre tam mükellefiyete tabi gerçek kişi ve kurumların;

► Yurt dışındaki iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları,

► Yurt dışındaki şirketlerden elde etikleri kar payları (temettü gelirleri),

► Yurt dışında bulunan işyerlerinden elde ettikleri ticari kazançlar,

istisna kapsamına giriyor.

Yukarıdaki kazançlara ilişkin istisna uygulamasından yararlanılabilmesi için bu kazançların;

- Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31 Ekim 2013 tarihine kadar elde edilmiş olması,

- 31 Aralık 2013 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması,

- Bu transfer işleminin mükelleflerce kanaat verici belgelerle ispat edilmesi,

- 2013 yılına ilişkin verilecek gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dahil edilmiş olması,

gerekiyor. Bu durumda söz konusu kazançlar beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek suretiyle vergiden istisna edilebiliyor.

Aynı şekilde yurt dışında kurulu şirketlerin tasfiyesinden doğan kazançlar da yasa kapsamında istisna olarak değerlendirilecek. Bunun için tasfiyenin 29 Mayıs 2013 tarihinden sonra gerçekleşmesi ve kazancın yıl sonuna kadar Türkiye’ye transfer edilmesi gerekiyor.

Süreler uzar mı?

Daha yeni başladı ama acaba başvuru ve ödeme süreleri uzar mı diye merak etmeye başlayanlar olabilir. Bakanlar Kurulunun bildirim ve beyan sürelerini izleyen 3. ayın sonuna kadar yani 31 Ekim 2013 tarihine kadar uzatma yetkisi var.

Bu sürenin uzamasıyla verginin ödenmesi veya varlıkların Türkiye’ye getirilmesi için belirlenmiş olan süreler de otomatik olarak uzamış oluyor.

Ancak yurt dışında elde edilen bazı gelirlerin belli bir tarihe kadar Türkiye’ye getirilmesi şartıyla gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesine ilişkin düzenlemedeki sürelerin uzatılabilmesi için yasa değişikliği yapılması gerekiyor.