Skip to Content
vergiresim

Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi 2017

VI. Menkul kıymet bazında elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi


A. Hisse senedi satış kazançları

1. Yerli hisse senetlerinin satışı

a. 2006 yılından önce alınanlar

1 Ocak 2006 tarihinden önce alınan; BİST’de işlem gören hisse senetlerinin en az 3 ay, işlem görmeyen tam mükellef kurumlara ait hisse senetlerinin ise 1 yıl elde tutulduktan sonra satılmasından sağlanan kazanç gelir vergisinden istisnadır.

Her iki tür hisse senedinin de 2017 yılında elden çıkarılması durumunda 3 ay ve 1 yıllık süreler dolmuş olacağından, sağlanan kazanç beyan edilmeyecek ve dolayısıyla üzerinden gelir vergisi de ödenmeyecektir. Ayrıca aracı kurum veya bankalar tarafından bu kazançlar üzerinden stopaj yapılması da söz konusu değildir.

b. 01.01.2006 tarihinden itibaren alınanlar
 

i. Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görenler


BİST’de işlem gören hisse senetlerinin satışından sağlanan kazancın stopaja tabi olup olmadığı konusu menkul kıymet yatırım ortaklığı (MKYO) hisse senetleri ile bunlar dışındaki hisse senetleri için farklılık arz etmektedir.

Bireysel yatırımcıların BİST’de işlem gören MKYO dışındaki hisse senetlerini elden çıkarmaları durumunda stopaj oranı % 0 olarak uygulanmaktadır.

BİST’de işlem gören MKYO hisse senetlerinin 1 yıldan daha fazla elde tutulduktan sonra satılmasından elde edilen kazanç stopaja tabi değildir. Bu süreden daha az elde tutulan MKYO hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançlar üzerinden ise ilgili banka veya aracı kurum tarafından % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir.

Aynı hisse senedinden birden fazla alış yapılmış olması durumunda, stopaj yapılacak kazancın İlk Giren İlk Çıkar (FIFO) yöntemi ile belirlenmesi gerekmektedir. Aynı gün içerisinde yapılan satışlarda ortalama maliyet yöntemi de kullanılabilmektedir.

Kesilen verginin (stopaj) oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bu vergi bireysel yatırımcı açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle söz konusu gelirler için ayrıca beyanname verilmesine gerek yoktur.

Örnek

Mükellef (B) 2017 yılının üçüncü üç aylık döneminde (2017/Temmuz-Eylül) bir aracı kurum vasıtasıyla (Y) Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı A.Ş.’nin hisse senetlerinden almıştır. Alış işlemleri aşağıdaki gibidir. Söz konusu yıl içerisinde bunlardan başka hisse senedi alış işlemi bulunmamaktadır.

Alış tarihi

Alış (Adet)

Alış fiyatı (TL)

Alış tutarı (TL)

13.07.2017

10.000

22,50

225.000

20.07.2017

5.000

22,00

110.000

05.08.2017

20.000

20,00

400.000

Toplam

35.000

 

735.000


Mükellef (B) tarafından alınmış olan 35.000 adet MKYO hisse senedinin, 27.000 adedi aynı dönemde satılmıştır. Satış bilgileri aşağıdaki gibidir:

Satış tarihi

Satış (Adet)

Satış fiyatı (TL)

Satış tutarı (TL)

27.07.2017

14.000

24,00

336.000

15.08.2017

13.000

26,50

344.500

Toplam

27.000

 

680.500


İşlemlerin gerçekleştirilmiş olduğu aracı kurum tarafından, stopaj matrahı belirlenirken İlk Giren İlk Çıkar (FIFO) yönteminin kullanılması gerekmektedir. Bu yöntem kullanılarak öncelikle satılan hisse senetlerinin alış bedelleri aşağıdaki gibi belirlenecektir:

Satış tarihi

Satış (Adet)

Alış tarihi

Alış (Adet)

Alış fiyatı (TL)

Alış tutarı (TL)

27.07.2017

14.000

13.07.2017

10.000

22,50

225.000

20.07.2017

4.000

22,00

88.000

 

 

 

 

 

 

15.08.2017

13.000

20.07.2017

1.000

22,00

22.000

05.08.2017

12.000

20,00

240.000

 

 

 

 

 

 

Toplam

27.000

 

27.000

 

575.000


Satışı gerçekleştirilen 27.000 adet MKYO hisse senedinden elde edilen satış kazancı üzerinden işlemi gerçekleştiren aracı kurum tarafından % 10 oranında stopaj yapılacaktır.

Satış tutarı

680.500 TL

Satılan hisse senetlerinin alış tutarı

575.000 TL

Satış kazancı (stopaj matrahı) (680.500 - 575.000)

105.500 TL

Hesaplanan stopaj (105.500 x % 10)

10.550 TL

Stopaj sonrası satış bedeli (680.500 - 10.550)

669.950 TL


Mükellef (B) tarafından elde edilen 105.500 TL tutarındaki kazanç, stopaj yoluyla vergilendirildiğinden bu gelir için beyanname verilmeyecektir. Kesilmiş olan 10.550 TL tutarındaki stopaj nihai vergi olarak kabul edilmektedir.

Yukarıdaki örnekte yer alan hisse senedi MKYO değil BİST’de işlem gören başka bir şirketin hisse senedi olsaydı, aracı kurum tarafından stopajın oranı % 0 olarak uygulanacaktı.

ii. Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görmeyenler


Halka açık olmayan tam mükellef kurumlara ait hisse senetleri, BİST’e kote olmadığı için, satışından elde edilen kazanç üzerinden stopaj yapılmaz. Genel kural olarak bu menkul kıymetlerden elde edilen satış kazançlarının gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak söz konusu hisse senetlerinin en az 2 yıl süre elde tutulduktan sonra satılması durumunda elde edilen kazanç gelir vergisinden de istisnadır.

Buna göre, örneğin 16 Ekim 2015 tarihinde alınan halka açık olmayan tam mükellef bir kurumun hisse senedinin, 17 Ekim 2017 tarihi veya sonrasında satılması durumunda elde edilen kazanç vergiye tabi olmayacaktır.

Yukarıda belirtilen süre (2 yıl) dolmadan satılması durumunda, elde edilen kazanç için herhangi bir istisna tutar söz konusu değildir. Bu nedenle satıştan elde edilen kazancın tamamının beyan edilerek, üzerinden hesaplanan gelir vergisinin ödenmesi gerekmektedir. Kazancın hesaplanması sırasında alış ve satış arasındaki endeks farkının % 10’u geçmesi şartıyla endeksleme yöntemi de kullanılabilir.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

2. Yabancı hisse senetlerinin satışı
 

a. 2006 yılından önce alınanlar


Bireysel yatırımcıların tarafından 01.01.2006 tarihinden önce satın alınan yabancı hisse senetlerinin satışından sağlanan kazancın; satış bedelinin Türk Lirası karşılığından, alış bedelinin Türk Lirası karşılığının düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekmektedir. Ayrıca alış bedelinin endekslenmesi yöntemi de kullanılabilir. Bu yöntemin kullanılabilmesi için Yİ-ÜFE farkının % 10’u aşma şartı yoktur.

Bu şekilde bulunan alım satım kazancının 24.000 TL’den az olması durumunda beyan edilmez. Aşması durumunda ise 24.000 TL’yi aşan kısmın beyan edilmesi gerekmektedir.

Yukarıdaki menkul kıymetlerin yanında, 01.01.2006 tarihinden önce satın alınan diğer menkul kıymetlerden de alım satım kazancı elde edilmesi durumunda, bu istisnanın, toplam alım satım kazancına uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

b. 01.01.2006 tarihinden itibaren alınanlar


01.01.2006 tarihinden sonra satın alınan yabancı hisse senetlerinin, 2017 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar geçici 67. maddenin kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla bu gelirler üzerinden stopaj ödenmesi söz konusu değildir.

Bu menkul kıymetlerden 2017 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Bu kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır. Alış ve satış tarihleri arasındaki Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda satış kazancı; satış bedelinden endekslenmiş alış bedelinin çıkarılması şeklinde değil, satış bedelinden alış bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilecektir.

Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, kazancın tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

B. Hisse senedi kâr payları (temettü gelirleri)


Gelir Vergisi Kanunu’nda “kâr payı” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak GVK’nın 75. maddesinde menkul sermaye iradı olarak nitelendirilecek olan aşağıdaki kâr payı türleri sayılmıştır:

  • Her nevi hisse senetlerinin kâr payları,
  • İştirak hisselerinden doğan kazançlar,
  • Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kâr payları.

“Kurumlardan alınan kâr payı” kavramı, yukarıda sayılan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) (adi komandit şirketlerde komanditerlerin kâr payları hariç) ve (3) numaralı bentlerinde belirtilen kâr paylarını ifade etmektedir.

Aynı fıkranın 12. bendinde de, faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca (katılım bankaları) kâr ve zarara katılma hesabına ödenen kâr payları da menkul sermaye iradı olarak sayılmıştır. Söz konusu menkul sermaye iratları anılan bentte kâr payı olarak tanımlanmakla birlikte, bu iratlar bir alacak hakkına dayanmakta olduğundan, vergi uygulaması bakımından mevduat faizleri ile aynı nitelikte kabul edilmekte ve vergilendirilmesi de bu gelirlerin vergileme esaslarına göre yapılmaktadır. Dolayısıyla bunlar kurumlardan alınan kâr payı (temettü geliri) kavramı içinde değerlendirilmemektedir.


1.Tevkifata tabi temettü gelirleri

a. Tevkifat oranı


Gelir Vergisi Kanunu uyarınca tam mükellef kurumlar tarafından gerçek kişi ortaklara kâr payı (temettü) dağıtıldığı sırada tevkifat yapılması gerekmektedir. Bu tevkifatın oranı; menkul kıymet yatırım ortaklığı (MKYO), gayrimenkul yatırım ortaklığı (GYO) ve girişim sermayesi yatırım ortaklığı hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirlerinde % 0, bunlar dışındaki hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirlerinde % 15’tir.

Örneğin yukarıda sayılan yatırım fon ve ortaklıkları dışında bir anonim şirketin ortağı olan gerçek kişinin payına brüt 10.000 TL temettü düştüğü durumda, temettüyü dağıtan kurum tarafından 1.500 TL (10.000 x % 15) stopaj yapılacak, kalan net tutar olan 8.500 TL (10.000 - 1.500) ortağa ödenecektir.

b. Beyan ve vergilendirme


2017 yılında hisse senetlerinden elde edilen brüt temettü gelirlerinin % 50’si gelir vergisinden istisnadır. Kurumların yönetim kurulu başkanı ve üyelerine verilen temettü ikramiyeleri de bu kapsamda değerlendirilmektedir. İstisna düşüldükten sonra kalan tutar, 30.000 TL’lik beyan sınırı ile karşılaştırılır. 30.000 TL’lik beyan sınırından daha az ise beyan edilmesine gerek yoktur. Fazla olduğu takdirde, istisna sonrası tutarın tamamının beyan edilmesi gerekir.

30.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

Bu şekilde hesaplanarak beyan edilen temettü geliri üzerinden hesaplanan vergiden, temettüyü dağıtan kurum tarafından kesilen vergilerin (% 15 veya % 0) tamamı mahsup edilebilmektedir. Mahsuptan sonra fark vergi ödenebileceği gibi, kesilen vergi daha fazla ise aradaki farkın iade alınabilmesi de mümkündür.

Buna göre beyana tabi başka menkul veya gayrimenkul sermaye iradı bulunmayan bireysel yatırımcının, 2017 yılında tam mükellef statüsündeki bir kurumdan elde ettiği net temettü geliri (% 15 oranında stopaj yapıldıktan sonra kalan tutar);

  • 51.000 TL'den az ise beyanname verilmez. Bu durumda kâr payını dağıtan kurum tarafından % 15 oranında kesilen vergi (stopaj) nihai vergi kabul edilmektedir.
  • 51.000 TL ile 283.900 TL arasında ise beyanname verilmesi gerekmektedir. Bu durumda ödenecek vergi çıkmadığı gibi, vergi dairesinden iade de talep edilebilecektir.
  • 283.900 TL'den fazla ise beyanname verilmesi ve fark vergi ödenmesi gerekmektedir.

Örnek

(Y) A.Ş. Türk Ticaret Kanunu uyarınca ayrılması gereken yedek akçeler ayrıldıktan sonra kalan 2016 takvim yılına ilişkin kârın tamamının ortaklara dağıtılmasına karar vermiş ve söz konusu temettü ortaklara 6 Nisan 2017’da ödenmiştir.

Bu kâr dağıtımından, (Y) A.Ş.’nin gerçek kişi ortağı olan Bayan (C)’nin hissesine 59.500 TL net temettü düşmüş ve bu tutar Bayan (C)’nin banka hesabına yatırılmıştır. 59.500 TL, (Y) A.Ş. tarafından dağıtılan brüt temettü üzerinden % 15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapıldıktan sonra kalan net tutardır. Bayan (C)’nin beyana tabi başka geliri bulunmamaktadır.

Net tutardan, brüt tutarın hesaplanmasında kullanılan formül aşağıdaki gibidir.
 

 

Net tutar

Brüt tutar =

-----------------------

 

(1 - tevkifat oranı)


Buna göre 59.500 TL’lik net temettünün brüt tutarı, % 15’lik tevkifat oranına göre aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

 

 59.500

 59.500

 

Brüt temettü tutarı=

------------ =

------------ =

70.000 TL

 

(1 - 0,15)

   0,85

 

 

Elde edilen temettü geliri (Brüt)

70.000 TL

İstisna tutar (70.000 / 2) (-)

35.000 TL

İstisna sonrası kalan temettü*

35.000 TL

Gelir vergisi matrahı

35.000 TL

Hesaplanan gelir vergisi

30.000 TL için 5.350 TL

(35.000 - 30.000) x % 27 = 1.350 TL

6.700 TL

Mahsup edilecek stopaj (70.000 x % 15) (-)

10.500 TL

Ödenecek gelir vergisi (6.700 - 10.500)

0 TL

İade alınacak gelir vergisi (10.500 - 6.700)

3.800 TL


* İstisna sonrası kalan 35.000 TL, 30.000 TL’lik beyan sınırını aştığından, 35.000 TL’nin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

2. Tevkifata tabi olmayan temettü gelirleri

Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından;

a. 31.12.1998 veya daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançların,

b. Yukarıdakiler dışında kalan ve 31.12.2002 veya daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen, kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançların,

c. GVK geçici 61. madde kapsamında tevkifata tâbi tutulmuş kazançların (yatırım indirimi istisnası),

dağıtılması halinde, gerçek kişi ortaklardan stopaj yapılmamaktadır.

2017 yılında, 2002 ve önceki yıllara ilişkin kârların dağıtımına rastlanması pek mümkün olmadığından bu konuda açıklama yapılmayacaktır. Ancak GVK geçici 61. madde kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanan tevkifata tabi tutulmuş kazançların 2017 yılında dağıtılmış olma ihtimali bulunmaktadır.

GVK geçici 61. madde kapsamında % 19,8 oranında tevkifata tabi tutulmuş kazançların dağıtılmasından gerçek kişilerce elde edilen kâr paylarının net tutarına, kâr payının 1/9’u eklendikten sonra, bulunan tutarın yarısı vergiye tâbi gelir olarak dikkate alınmaktadır. Bu gelirler ile ilgili olarak yıllık beyanname verilmesi halinde, beyannameye intikal ettirilen tutarın 1/5'i beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilmektedir.

3. Bedelsiz hisse senedi kâr payları


Şirketlerin;

  • Özkaynaklara ilişkin enflasyon farklarının sermayeye ilave edilmesi,
  • Gayrimenkul veya iştirak hisseleri satış kazancının sermayeye ilavesi,
  • Emisyon primlerinin sermayeye ilavesi,
  • Dönem kârı ve geçmiş dönem kârı veya olağanüstü yedeklerin dağıtılmayarak sermayeye ilavesi,

dolayısıyla verdikleri hisse senetleri kâr payı olarak beyan edilmez.

4. Yabancı hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirleri


Yabancı hisse senetlerinden 2017 yılında elde edilen temettü gelirleri için 1.600 TL’lik beyan sınırı bulunmaktadır. Elde edilen gelirin bu tutarın altında kalması durumunda söz konusu gelir beyan edilmez. Beyan sınırını aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

Ancak beyan sınırının hesabında, bir takvim yılı içerisinde elde edilen ve tevkifata veya istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplamının dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır.

C. Devlet tahvili ve Hazine bonolarından elde edilen gelirler


1. Faiz gelirleri

a. 2006 yılından önce ihraç edilenler


Türk Lirası cinsinden ihraç edilen tahvil ve bonolardan 2017 yılında elde edilen faiz gelirlerine enflasyon indirimi uygulandıktan sonra kalan tutarın 30.000 TL’yi aşması durumunda, indirim sonrası kalan faiz gelirinin tamamının beyan edilmesi gerekir.

30.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

Döviz cinsinden ihraç edilen veya dövize ya da başka bir değere (örneğin TÜFE) endeksli tahviller için enflasyon indirim uygulaması söz konusu değildir. Bu menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirinin 30.000 TL’lik beyan sınırını aşması durumunda tamamının beyan edilmesi gerekir. Söz konusu menkul kıymetlerin itfasında oluşan anapara kur farkı veya endeks farkı da gelir sayılmaz.

b. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler


Bireysel yatırımcıların, 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarından 2017 yılında elde ettikleri faiz gelirleri % 10 oranında stopaja tabidir. Bu vergi kesintisi, gelirin sağlanmasına aracılık eden banka veya aracı kurum tarafından yapılır. Bunun yanında Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen altına dayalı devlet iç borçlanma senetlerinden elde edilen faiz gelirleri için bu stopajın oranı yüzde 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir.

Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle söz konusu menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirinin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

2. Alım satım kazançları
 

a. 2006 yılından önce ihraç edilenler


1 Ocak 2006 tarihinden önce ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarının elden çıkarılmasından sağlanan alım satım kazancının 24.000 TL’lik kısmı gelir vergisinden istisnadır. Bu tutarı aşan bir kazanç elde edilmesi durumunda aşan kısım vergiye tabidir.

Ancak sözü geçen 24.000 TL’lik istisna, bu menkul kıymetlerden elde edilen alım satım kazancının yanında, diğer menkul kıymetlerden elde edilen beyana tabi alım satım kazançlarının bulunması durumunda, toplam alım satım kazancına uygulanmalıdır.

Alım satım kazancının belirlenmesi sırasında bu menkul kıymetlerin maliyet bedellerinin Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksine (Yİ-ÜFE) göre endekslemeye tabi tutulması mümkündür. Bu endekslemenin yapılabilmesi için endeks farkının % 10’u aşması şartı yoktur. Başka bir deyişle, endeks farkı % 10’un altında olsa dahi, alım satım kazancının tespiti sırasında yukarıda sayılan menkul kıymetlerin maliyet bedelleri endekslemeye tabi tutulabilir.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

b. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler


Bireysel yatırımcıların, 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarından 2017 yılında elde ettikleri alım satım kazançları % 10 oranında stopaja tabidir. Bunun yanında Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen altına dayalı devlet iç borçlanma senetlerinin alım satımından sağlanan kazançlar için bu stopajın oranı yüzde 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir.

Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bireysel yatırımcılar için nihai vergi olarak kabul edildiğinden yukarıdaki menkul kıymetlerden sağlanan alım satım kazancının tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu kazançlar beyannameye dahil edilmez.

D. Eurobondlardan elde edilen gelirler


Eurobond, Hazine Müsteşarlığı tarafından uzun vadeli ve kuponlu olarak, yabancı para cinsinden yurt dışı piyasalarda ihraç edilen borçlanma aracıdır.

Aracı kurum veya banka aracılığıyla, eurobond alım satımı yapılması veya eurobondlardan faiz geliri elde edilmesi durumunda, bu kurumlar tarafından herhangi bir vergi kesintisi yapılmaz. Tevkifat yapılmadığı için bu gelir ve kazançların varsa belirlenen istisna veya beyan sınırı tutarlarını aşması halinde gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekir.

Ayrıca Eurobondlar döviz cinsinden ihraç edildikleri için, hangi tarihte ihraç edilmiş olursa olsun, bu menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirine enflasyon indirimi uygulanamaz.

1. Faiz gelirleri
 

Eurobond kupon faiz geliri, kuponun tahsil edildiği tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak Türk Lirasına çevrilir. Eurobondların anapara kur farkları gelir kabul edilmez.

Bu menkul kıymetlerden 2017 yılında elde edilen faiz gelirinin 30.000 TL’yi aşması durumunda, tamamının beyan edilmesi gerekir.

Ancak söz konusu 30.000 TL’lik beyan sınırının hesabında, yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

2. Alım satım kazançları


a. 2006 yılından önce ihraç edilenler

Eurobondların elden çıkarılmasından sağlanan kazancın, elden çıkarma karşılığında alınan yabancı para tutarının TL karşılığından, bunların alımında ödenen yabancı para tutarının TL karşılığı ve varsa alım-satım giderlerinin düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekmektedir. Kazancın hesaplanması sırasında maliyet bedelinin endekslenmesi yöntemi de kullanılabilir.

Bu yöntem uygulandıktan sonra bulunan alım satım kazancının, 2017 yılı için 24.000 TL’yi aşması durumunda aşan kısmın beyan edilmesi gerekmektedir.

Bu istisnanın, yukarıdaki menkul kıymetlerin yanında, diğer menkul kıymetlerden de beyana tabi alım satım kazancı elde edilmesi durumunda, toplam kazanca uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Endekslemede kullanılması gereken Yİ-ÜFE listesi Rehber’in sonunda yer almaktadır.

Örnek

Türkiye’de tam mükellef statüsünde bulunan Bay (D), 09.07.2015 tarihinde, US900123AT75 tanımlı eurobonddan 200.000 USD nominali 210.000 USD kirli fiyata almıştır. Primli olarak alınmış olan bu menkul kıymetin, satış tarihi itibarıyla alınmayan kuponlara isabet eden prim tutarı dahil maliyeti 206.000 USD olarak hesaplanmıştır.

Bu eurobond 06.09.2017 tarihinde 219.800 USD’ye satılmıştır. Satılan eurobond 2004 yılında ihraç edilmiş ve Bay (D)’nin beyana tabi başka geliri bulunmamaktadır.

Veriler

Alış tarihindeki (09.07.2015) MB döviz alış kuru

1 USD = 2,6894 TL

Satış tarihindeki (06.09.2017) MB döviz alış kuru

1 USD = 3,4392 TL

 

Alış tarihinden 1 ay önceki Yİ-ÜFE (Haziran 2015)*

248,78

Satış tarihinden 1 ay önceki Yİ-ÜFE (Ağustos 2017)*

300,18


* Yİ-ÜFE listesi için Rehber’in sonuna bakınız.

Gelir vergisi hesabı

Maliyet bedelinin TL karşılığı

(206.000 x 2,6894)

554.016,40 TL

Endekslenmiş maliyet bedeli

(300,18 / 248,78 x 554.016,40)

668.480,76 TL

Satış tutarının TL karşılığı

(219.800 x 3,4392)

755.936,16 TL

Eurobond satış kazancı

(755.936,16 - 668.480,76)

87.455,40 TL

Gelir vergisinden istisna tutar (-)

24.000,00 TL

Beyana tabi alım satım kazancı

(87.455,40 - 24.000)

63.455,40 TL

Gelir vergisi matrahı

63.455,40 TL

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi

30.000 TL için 5.350 TL

(63.455,40 - 30.000) x % 27 = 9.032,96 TL

14.382,96 TL


Bay (D) endeksleme yöntemini kullanmasaydı, yukarıdaki eurobond alım satım işleminden elde ettiği kazanç 201.919,76 TL (755.936,16 - 554.016,40) olarak hesaplanacaktı. Bu durumda da 24.000 TL’lik istisnayı aşan tutar olan 177.919,76 TL üzerinden, 2017 yılı gelir vergisi tarifesine göre 53.921,92 TL tutarında gelir vergisi ödemek zorunda kalacaktı.

b. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler
 

1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen eurobondların 2017 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazancın; elden çıkarma karşılığında alınan yabancı para tutarının TL karşılığından, bunların alımında ödenen yabancı para tutarının TL karşılığı ve varsa alım-satım giderlerinin düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekmektedir. Bu hesaplama sırasında maliyet bedelinin endekslenmesi yöntemi de kullanılabilir. Ancak bu yöntemin kullanılabilmesi için Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olma şartı bulunmaktadır.

Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, kazancın tutarı ne olursa olsun beyan edilmesi gerekmektedir.

Endekslemede kullanılması gereken Yİ-ÜFE listesi Rehber’in sonunda yer almaktadır.

Örnek

Yukarıdaki örnekte yer alan eurobondun 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edildiğini varsayalım. Bu durumda beyan edilmesi gereken kazanç aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

Ağustos 2017 Yİ-ÜFE ile Haziran 2015 Yİ-ÜFE farkı % 10’un üzerinde olduğundan (% 20,66), kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yöntemi kullanılabilecektir. Satış bedelinin TL karşılığından, endekslenmiş maliyet bedelinin TL karşılığının düşülmesi suretiyle bulunan kazanç için herhangi bir istisna tutar söz konusu olmadığından, tamamının gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. (Yİ-ÜFE listesi için Rehber’in sonuna bakınız.)

Maliyet bedelinin TL karşılığı

(206.000 x 2,6894)

554.016,40 TL

Endekslenmiş maliyet bedeli

(300,18 / 248,78 x 554.016,40)

668.480,76 TL

Satış tutarının TL karşılığı

(219.800 x 3,4392)

755.936,16 TL

Eurobond satış kazancı

(755.936,16 - 668.480,76)

87.455,40 TL

Gelir vergisinden istisna tutar (-)

0,00 TL

Gelir vergisi matrahı

87.455,40 TL

Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi

70.000 TL için 16.150 TL

(87.455,40 - 70.000) x % 35 = 6.109,39 TL

22.259,39 TL


E. Özel sektör tahvillerinden elde edilen gelirler

1. Faiz gelirleri
 

a. Türkiye’de ihraç edilenler


i. 2006 yılından önce ihraç edilenler

01.01.2006 tarihinden önce TL cinsinden ihraç edilen özel sektör tahvillerinden 2017 yılında elde edilen faiz gelirleri üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/7. maddesi uyarınca % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir. Bu gelirlere enflasyon indirimi uygulandıktan sonra kalan tutarın 30.000 TL’yi aşması durumunda, indirim sonrası kalan faiz gelirinin tamamı beyan edilecektir. Beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan vergiden, faiz ödemesi sırasında % 10 oranında tevkif edilen (kesilen) vergiler mahsup edilebilmektedir.

Enflasyon indirimi sonrası kalan tutarın 30.000 TL’den az olması durumunda ise bu gelir beyan edilmeyecektir. Faizin tahsili sırasında kesinti yoluyla ödenmiş olan vergi (% 10) bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olmaktadır.

30.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

ii. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler


1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilen özel sektör tahvillerinden bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen faiz gelirleri % 10 oranında stopaja tabidir. Bu stopajı yapma yükümlülüğü ise banka ve aracı kurumlarındır.

Stopaj bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen faiz gelirinin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

b. Yurt dışında ihraç edilenler
 

Yerli (tam mükellef) kurumlar tarafından yurt dışında döviz cinsinden ihraç edilen tahvillerden elde edilen faiz gelirleri üzerinden, tahvilin vadesine göre aşağıdaki oranlarda tevkifat yapılması gerekmektedir:

- Vadesi 1 yıla kadar olan tahvil faizlerinden % 10,

- Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olan tahvil faizlerinden % 7,

- Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olan tahvil faizlerinden % 3,

- Vadesi 5 yıl ve daha uzun olan tahvil faizlerinden % 0.

Bireysel yatırımcılar tarafından bu menkul kıymetlerden 2017 yılında elde edilen faiz geliri 30.000 TL’lik beyan sınırından daha az ise bu gelirlerin beyan edilmesine gerek yoktur. Bu tutarı aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise gelirin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

30.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

Bu menkul kıymetlerin itfasında oluşan anapara kur farkı veya endeks farkı da gelir sayılmaz.

Beyan edilen faiz gelirleri üzerinden hesaplanan vergiden, bu gelirler üzerinden kesilmiş olan vergiler (tevkifat) düşülebilmektedir.

2. Alım satım kazançları


a. Türkiye’de ihraç edilenler

i. 2006 yılından önce ihraç edilenler

01.01.2006 tarihinden önce özel sektör tarafından ihraç edilmiş olan tahvillerin, bireysel yatırımcılar tarafından 2017 yılında elden çıkarılmasından sağlanan alım satım kazançları stopaja tabi değildir.

Kazancın 24.000 TL’lik kısmı gelir vergisinden istisnadır. Bu nedenle söz konusu istisna tutarını aşan bir kazanç elde edilmesi durumunda, aşan kısım vergiye tabi olacaktır. Alım satım kazancının belirlenmesi sırasında bu menkul kıymetlerin maliyet bedellerinin Yİ-ÜFE’ye göre endekslemeye tabi tutulması da mümkündür.

Yukarıda sözü geçen 24.000 TL’lik istisna, bu menkul kıymetlerden elde edilen alım satım kazancının yanında, diğer menkul kıymetlerden elde edilen alım satım kazancının da bulunması durumunda, toplam alım satım kazancına uygulanmalıdır.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

ii. 01.01.2006 tarihinden itibaren ihraç edilenler
 

Yatırımcıların, 1 Ocak 2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş olan özel sektör tahvillerini elden çıkarmalarından sağladıkları kazanç üzerinden, banka ve aracı kurumların % 10 oranında stopaj yapma yükümlülüğü bulunmaktadır.

Bu stopaj bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen alım satım kazancının tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

b. Yurt dışında ihraç edilenler


Tam mükellef kurumlarca yurt dışında döviz cinsinden ihraç edilen tahvillerin, bireysel yatırımcılar tarafından elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar geçici 67. maddenin kapsamına girmez. Dolayısıyla bu gelirler üzerinden Türkiye’de stopaj ödenmesi söz konusu değildir.

1 Ocak 2006 tarihinden sonra alınan bu menkul kıymetlerden 2017 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Bu kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı vardır. Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması durumunda satış kazancı, satış bedelinden endekslenmiş maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde hesaplanmaktadır.

Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda ise endeksleme yapılması mümkün olmadığından kazancın; satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmadığından, kazancın tamamının beyan edilmesi gerekir.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

F. Kira sertifikalarından elde edilen gelirler


Sermaye Piyasası Kurulu’nun, 7 Haziran 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Seri: III No: 61.1 sayılı “Kira Sertifikaları Tebliği”nde, kira sertifikası ihracı ile fon temin edilebilmesine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.

Sözü geçen Tebliğ’de;

- Kira sertifikası, her türlü varlık ve hakkın finansmanını sağlamak amacıyla varlık kiralama şirketi (VKŞ) tarafından ihraç edilen ve sahiplerinin bu varlık veya haktan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymet,

- Varlık kiralama şirketi ise münhasıran kira sertifikası ihraç etmek üzere anonim şirket şeklinde kurulmuş olan sermaye piyasası kurumu,

olarak tanımlanmıştır.

Kira sukuku olarak da adlandırılan kira sertifikası niteliği itibarıyla tahvil ve bonolara benzemekle birlikte, özünde bağlı olduğu varlığın getirisini yatırımcısına yansıtan bir menkul kıymettir.

1. Kâr payı gelirleri


a. Türkiye’de ihraç edilenler

Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından Türkiye’de ihraç edilen kira sertifikalarından tam mükellef bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen kâr payı gelirleri % 10 oranında stopaja tabidir. 4749 sayılı “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” uyarınca Hazine Müsteşarlığınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından Türkiye’de ihraç edilen altına dayalı kira sertifikalarından elde edilen kâr paylarında ise bu stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır.

Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, kaynakta kesilen bu vergi bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen gelirin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

b. Yurt dışında ihraç edilenler


Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler üzerinden, kira sertifikasının vadesine göre aşağıdaki oranlarda tevkifat yapılması gerekmektedir:

- Vadesi 1 yıla kadar olanlardan sağlanan gelirlerden % 10,

- Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlardan sağlanan gelirlerden % 7,

- Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlardan sağlanan gelirlerden % 3,

- Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlardan sağlanan gelirlerden % 0.

Diğer taraftan 4749 sayılı “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” uyarınca Hazine Müsteşarlığı tarafından kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından da kira sertifikası ihraç edilmesi mümkündür. Bu menkul kıymetlerden elde edilen kâr payı gelirleri de stopaja tabidir. Ancak stopaj oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir.

Bireysel yatırımcılar tarafından, gerek Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş. gerekse tam mükellef varlık kiralama şirketlerince yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından 2017 yılında elde edilen kâr payı gelirleri 30.000 TL’lik beyan sınırından daha az ise beyan edilmesine gerek yoktur. Bu tutarı aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

30.000 TL’lik beyan sınırının hesabında yukarıda belirtilen menkul sermaye iratlarının yanı sıra, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları ile Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olmak kaydıyla elde edilen gayrimenkul sermaye iratları toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

Bu menkul kıymetlerin itfasında oluşan anapara kur farkı veya endeks farkı da gelir sayılmaz.

Beyan edilen gelirler üzerinden hesaplanan vergiden, bu gelirler üzerinden tevkif suretiyle ödenmiş olan vergiler düşülebilmektedir.

2. Alım satım kazançları


a. Türkiye’de ihraç edilenler

Bireysel yatırımcıların, tam mükellef varlık kiralama şirketlerince Türkiye’de ihraç edilen kira sertifikalarının satışından 2017 yılında sağladıkları kazançlar üzerinden, bu alım satıma aracılık eden banka ve aracı kurumlar tarafından % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir. 4749 sayılı “Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” uyarınca Hazine Müsteşarlığınca kurulan varlık kiralama şirketlerince Türkiye’de ihraç edilen altına dayalı kira sertifikalarından sağlanan alım satım kazançlarında ise bu stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır.

Stopajın oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, kaynakta kesilen bu vergi bireysel yatırımcılar için nihai vergi olup, elde edilen alım satım kazancının tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

b. Yurt dışında ihraç edilenler


Tam mükellef varlık kiralama şirketleri ve Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş. tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarının banka ve aracı kurum aracılığıyla 2017 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, GVK geçici 67. maddenin kapsamına girmez. Dolayısıyla bu gelirler üzerinden stopaj ödenmesi söz konusu değildir.

Bu menkul kıymetlerden 2017 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır. Alış ve satış tarihleri arasındaki Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda satış kazancı, satış bedelinden endekslenmiş alış bedelinin çıkarılması şeklinde değil, satış bedelinden alış bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilecektir.

Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

G. Yabancı ülke tahvillerinden elde edilen gelirler


1. Faiz gelirleri

Yabancı ülke hazineleri ya da yabancı kurumlarca ihraç edilen tahvillerden elde edilen faiz gelirleri geçici 67. madde kapsamına girmez. Dolayısıyla ihraç tarihi ne olursa olsun, bu menkul kıymetlerden döviz cinsinden elde edilen faiz gelirleri üzerinden Türkiye’de stopaj ödenmeyecektir.

Bireysel yatırımcılar tarafından bu tahvillerden 2017 yılında elde edilen faiz gelirleri için 1.600 TL’lik beyan sınırı bulunmaktadır. Elde edilen gelirin bu tutarın altında kalması durumunda söz konusu gelir beyan edilmez. Beyan sınırını aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise gelirin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

Ancak söz konusu 1.600 TL’lik beyan sınırının hesabında bir takvim yılı içerisinde elde edilen ve tevkifata veya istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplamının dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır.

2. Alım satım kazançları


a. 2006 yılından önce satın alınanlar

Yabancı kurumlarca ya da yabancı ülke hazinelerince ihraç edilen ve yatırımcılar tarafından 1 Ocak 2006 tarihinden önce satın alınan tahvillerden elde edilen alım satım kazançlarının, satış tutarının Türk Lirası karşılığından, alış bedelinin Türk Lirası karşılığının düşülmesi suretiyle hesaplanması gerekir. Kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yöntemi de kullanılabilmektedir. Bu yöntem uygulandıktan sonra bulunan alım satım kazancının, 24.000 TL’yi aşması durumunda aşan kısmın beyan edilmesi gerekir.

Yukarıdaki menkul kıymetlerin yanında, 1 Ocak 2006 tarihinden önce satın alınan diğer menkul kıymetlerden de alım satım kazancı elde edilmesi durumunda, bu istisnanın, toplam alım satım kazancına uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

b. 01.01.2006 tarihinden itibaren satın alınanlar


Yabancı kurumlarca ya da yabancı ülke hazinelerince ihraç edilen tahvillerin 1 Ocak 2006 tarihinden sonra satın alınarak, 2017 yılında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar GVK geçici 67. maddenin kapsamına girmediğinden, bu gelirler üzerinden Türkiye’de stopaj ödenmesi söz konusu değildir.

Bu menkul kıymetlerden 2017 yılında elde edilen alım satım kazançlarının Türk Lirası bazında hesaplanması gerekir. Bu kazancın hesaplanması sırasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için ise Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır.

Alış ve satış tarihleri arasındaki Yİ-ÜFE farkının % 10’un üzerinde olması durumunda satış kazancı, satış bedelinden endekslenmiş maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde hesaplanacaktır. Yİ-ÜFE farkının % 10’un altında kalması durumunda ise endeksleme yapılması mümkün olmadığından kazancın; satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması şeklinde tespit edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanan kazanç için herhangi bir istisna söz konusu olmayıp, kazancın tamamının beyan edilmesi gerekir.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

H.Varantlardan sağlanan kazançlar


Sermaye Piyasası Kurulunun Seri: VII No: 128.3 sayılı “Varantlar ve Yatırım Kuruluşu Sertifikaları Tebliği”nde “varant”ın; yatırım kuruluşu varantı ile ortaklık varantını ifade ettiği belirtilmektedir. Söz konusu Tebliğ’de;

  • Yatırım kuruluşu varantı; sahibine, dayanak varlığı ya da göstergeyi önceden belirlenen bir fiyattan belirli bir tarihte veya belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi teslimat ya da nakdi uzlaşı ile kullanıldığı sermaye piyasası aracı,
  • Ortaklık varantı ise sahibine, vade tarihine kadar ya da vade tarihinde payları borsada işlem gören veya görecek olan kayıtlı sermaye sistemine tabi ihraççı paylarına veyahut payları borsada işlem gören herhangi bir ortaklığın paylarına ilişkin olarak Tebliğ’in 17. maddesinde belirlenen uzlaşı yöntemlerinden birini talep etme hakkı veren ve ihraççılarca ilgili sermaye piyasası aracının halka arzı sırasında ihraç edilen sermaye piyasası aracı,

olarak tanımlanmıştır.

Varantlardan sağlanan kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında stopaja tabidir. Dolayısıyla tam mükellef bireysel yatırımcıların varantlardan elde ettikleri kazançlar üzerinden, kazancın sağlanmasına aracılık eden banka ve aracı kurumlar tarafından stopaj yapılması gerekmektedir.

Bu stopajın oranı Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören ve dayanak varlığı hisse senedi veya hisse senedi endeksi olan varantlar için % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Tam mükellef gerçek kişiler açısından bu stopaj (oranı sıfır olsa da) nihai vergi olarak kabul edildiğinden, söz konusu gelirler için gelir vergisi beyannamesi verilmesine de gerek yoktur. Başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi durumunda da bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir.

I. Repo gelirleri


Repo, menkul kıymetlerin bu kıymetleri elinde bulunduran kişi ya da kurumlar tarafından geri alma taahhüdü ile satılmasını ifade eder. Bir başka ifade ile portföyünde menkul kıymet bulunan ve nakde ihtiyacı olan kuruluşların nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla sahip bulundukları menkul kıymetleri, belli bir faiz üzerinden ve belli bir vade sonunda geri almayı taahhüt ederek satmalarıdır.

Repo, işlemin vadesine, faiz oranına, işlemin taraflarına ve anlaşmaya konu olan menkul kıymete ilişkin bilgilerin yer aldığı bir çerçeve anlaşmasına göre yapılmaktadır.

Ters repo, ellerinde nakit bulunan kişi ve kuruluşlar tarafından geri satma taahhüdü ile menkul kıymetlerin alınmasıdır. Başka bir ifade ile ellerinde nakit fazlası olan kişilerin, getiri sağlamak amacıyla, belirli bir fiyat üzerinden ve önceden belirlenen vade sonunda geri satmak kaydıyla menkul kıymet almaları olarak tanımlanabilir.

GVK’nın geçici 67. maddesinin 4 numaralı fıkrası uyarınca, tam mükellef gerçek kişilerin 2017 yılında elde ettikleri repo gelirleri üzerinden % 15 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

Bu şekilde tevkif suretiyle vergilendirilen gelirleri elde eden tam mükellef gerçek kişilerin ayrıca yıllık beyanname vermeleri veya başka gelirleri dolayısıyla beyanname veriyorlarsa, bu kazançlarını beyannameye dahil etmeleri söz konusu değildir.

J. Mevduat faizi ve katılım bankalarınca ödenen kâr payları


1. Yurt içi bankalardan elde edilen faiz ve kâr payları


Mevduat hesaplarına yürütülen faizler ile katılım bankalarınca katılma hesaplarına ödenen kâr paylarından yapılan tevkifat oranı, vadesine ve türüne (Döviz veya TL) göre değişmektedir. Buna göre bankalar arası mevduat ile aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine ait paralara yürütülen faizler hariç olmak üzere;

  • Döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizler ile katılım bankalarınca döviz katılma hesaplarına ödenen kâr paylarından;

Vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplarda

% 18

1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplarda

% 15

1 yıldan uzun vadeli hesaplarda

% 13

 

  • Mevduat faizlerinden;

Vadesiz ve ihbarlı hesaplar ile 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplarda

% 15

1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplarda

% 12

1 yıldan uzun vadeli hesaplarda

% 10

 

  • Katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları üzerinden;

Vadesiz, ihbarlı ve özel cari hesaplar ile 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplarda

% 15

1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplarda

% 12

1 yıldan uzun vadeli hesaplarda

% 10


oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

Yukarıdaki tevkifat oranları 2 Ocak 2013 tarihinden itibaren vadesiz ve özel cari hesaplara ödenen faizler ve kâr payları ile söz konusu tarihten itibaren açılan veya vadesi yenilenen vadeli hesaplara ödenen faizler ve kâr payları için uygulanmaktadır.

Bu şekilde tevkif suretiyle vergilendirilen gelirleri elde eden tam mükellef gerçek kişilerin ayrıca yıllık beyanname vermeleri veya başka gelirleri dolayısıyla beyanname veriyorlarsa, bu kazançlarını beyannameye dahil etmeleri söz konusu değildir.

2. Yurt dışı bankalardan elde edilenler faizler


Yurt dışı bankalarda ya da Türkiye’deki bankaların yurt dışındaki şubelerinde bulunan döviz veya TL cinsinden mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri üzerinden stopaj yapılmamaktadır.

2017 yılında elde edilen bu gelirler için 1.600 TL’lik beyan sınırı söz konusudur. Faiz geliri bu tutarın altında ise beyan edilmez. Söz konusu beyan sınırını aşan bir gelir elde edilmesi durumunda ise gelirin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.

Ancak 1.600 TL’lik beyan sınırının hesabında, bir takvim yılı içerisinde elde edilen ve tevkifata veya istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının toplamının dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır.

K. Borsa para piyasasından (BPP) elde edilen faizler


Aracı kurumlar müşterilerine ait nakdi borsa para piyasasında (BPP) değerlendirerek elde ettikleri faiz gelirlerini müşterilerin hesaplarına aktarabilmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (7) numaralı bendi uyarınca, aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizler mevduat faizi sayıldığından, söz konusu gelirler üzerinden mevduat faizleri için geçerli olan oranda tevkifat yapılması gerekmektedir.

Buna göre gerçek kişilerce, 2017 yılında BPP’den aracı kurumlar vasıtasıyla elde edilen stopaj yoluyla vergilendirilmiş bu gelirler için beyanname verilmesine gerek yoktur. Yani stopaj bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir.

L. Menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen gelirler


1. Yerli yatırım fonları

Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan menkul kıymet yatırım fonlarının (MKYF) katılma belgelerinin elden çıkarılmasından (fona iadesi) elde edilen gelirler “menkul sermaye iradı” olarak kabul edilmektedir.

Sürekli olarak portföyünün en az % 51'i BİST’de işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarının katılma belgelerinin, tam mükellef gerçek kişiler tarafından bir yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılmasından sağlanan kazançlar tevkifat uygulaması kapsamı dışında tutulmuştur. Bu kazançların beyan edilmesi de söz konusu değildir.

Devamlı olarak fon toplam değerinin en az % 80’i, BİST’de işlem gören hisse senetlerinden (MKYO hisse senetleri hariç) oluşan hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinden elde edilen kazançlar üzerinden yapılacak stopajın oranı ise % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir.

Tam mükellef gerçek kişilerin, yukarıda belirtilen fonlar dışındaki menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinden 2017 yılında elde ettikleri kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında % 10 oranında stopaja tabidir.

Stopaj nihai vergi olduğundan, söz konusu kazançlar için ayrıca beyanname verilmesine gerek yoktur.

2. Yabancı yatırım fonları


Bireysel yatırımcıların, yurt dışında kurulmuş ve Türkiye’de portföy yatırımı dolayısıyla vergi mükellefiyeti olmayan yatırım fonlarının katılma belgelerinden elde ettikleri kazançların vergilendirilmesi konusunda farklı yorumlar bulunmaktadır.

Gelirler Genel Müdürlüğünün vermiş olduğu 31.08.2004 tarihli muktezada, Gelir Vergisi Kanunu’nun yıllık beyanname verilmemesini öngören geçici 55. maddesinde yer alan yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen gelirlerin, Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulmuş olan ve portföy kazançları üzerinden GVK’nın 94. maddesine göre stopaj yapılan yatırım fonlarına ilişkin katılma belgelerinden elde edilen ve “menkul sermaye iradı” olarak değerlendirilen gelirler olduğu belirtilmiştir.

Muktezanın son kısmında ise gerçek kişilerce yabancı yatırım fonları katılma belgelerinin elden çıkarılmasından elde edilen gelirlerin diğer kazanç ve irat olarak vergilendirileceği ifade edilmiştir.

Maliye Bakanlığının verdiği bu muktezadaki görüşler çerçevesinde, bireysel yatırımcıların yurt dışında kurulmuş olan yatırım fonlarına ait katılma belgelerinin satışı nedeniyle elde ettikleri kazançların Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80 ve mükerrer 81. maddelerine göre “değer artış kazancı” (alım satım kazancı) olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Buna göre alım satım kazancı; yabancı yatırım fonu katılma belgesinin döviz cinsinden satış tutarının, satış tarihindeki Merkez Bankası döviz alış (MBDA) kuru kullanılmak suretiyle tespit edilen TL karşılığından, döviz cinsinden alış tutarının alış tarihindeki MBDA kuru kullanılmak suretiyle tespit edilen TL karşılığının düşülmesi sonucu tespit edilecektir.

Beyan edilmesi gereken kazancın hesaplanması sırasında maliyet bedeli endekslemeye tabi tutulabilir. Ancak bu işlemin yapılabilmesi için endeks farkının % 10’u aşması gerekmektedir (2006 yılından önce alınmış olanlar için % 10 şartı yoktur). Endeks farkının % 10’un altında kalması durumunda kazanç, satış bedelinden maliyet bedelinin çıkarılması suretiyle hesaplanacaktır.

Bu menkul kıymetlerin yukarıdaki gibi hesaplanan satış kazancı için herhangi bir istisna uygulaması söz konusu olmadığından, kazancın (endeksleme yapılabiliyorsa endeksleme sonrası) tutarı ne olursa olsun beyan edilmesi gerekmektedir. 2006 yılından önce alınmış olanlar içinse 24.000 TL’lik bir istisna söz konusudur. Bu tutarın altındaki kazançların beyanı söz konusu değilken, aşması durumunda sadece aşan kısmın beyan edilmesi gerekmektedir.

Endekslemenin nasıl yapılacağına ilişkin açıklama ve örnekler “III. Enflasyon indirimi ve endeksleme uygulamaları” bölümünde, Yİ-ÜFE listesi ise Rehber’in sonunda yer almaktadır.

M. Borsa yatırım fonu katılma belgelerinden sağlanan kazançlar


Devamlı olarak fon toplam değerinin en az % 80’i, BİST’de işlem gören hisse senetlerinden (MKYO hisse senetleri hariç) oluşan borsa yatırım fonlarının (hisse senedi yoğun fon) katılma belgelerinden elde edilen kazançlar üzerinden yapılacak stopajın oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir.

Tam mükellef gerçek kişilerin, yukarıda belirtilenler dışındaki borsa yatırım fonu katılma belgelerinden 2017 yılında elde ettikleri kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında % 10 oranında stopaja tabidir.

Kesilen verginin (stopaj) oranı ister % 10 isterse de % 0 olsun, bu vergi bireysel yatırımcılar açısından nihai vergi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle söz konusu kazançlar için ayrıca beyanname verilmesine gerek yoktur. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir.

N. Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden sağlanan kazançlar


Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi kapsamında banka ve aracı kurumlar, yatırımcıların vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde ettikleri kazançlar üzerinden stopaj yapmak zorundadırlar.

Bireysel yatırımcıların, Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasında (VİOP) veya VİOP dışında (Türkiye’de) banka ve aracı kurum aracılığıyla gerçekleştirdikleri; hisse senetlerine veya hisse senedi endeksine dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden 2017 yılında sağladıkları kazançlar % 0 oranında stopaja tabidir.

Yukarıda belirtilenler dışındaki kıymetlere dayalı kontratlardan 2017 yılında sağlanan kazançlar üzerinden ise % 10 oranında stopaj yapılması gerekmektedir.

Tam mükellef gerçek kişilerce 2017 yılında bir banka veya aracı kurum aracılığıyla, gerek Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasında, gerekse bu piyasa dışında sağlanan söz konusu kazançlar stopaj yolu ile vergilendirilmiş olduğundan (% 0 veya % 10), tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname ile beyan edilmez. Ayrıca başka gelirler dolayısıyla beyanname verilmiş olsa dahi, bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir.