Avrupa Komisyonu’ndan vergi kararları için değişiklik teklifi

Elif Karaca | 18/01/2019 | (Tüm Yazılar)

AB Komisyonu, geçtiğimiz hafta vergilendirmeyle ilgili kararların bütün üye ülkelerin oy birliği yerine nitelikli çoğunluk esasına göre alınabilmesini öngören bir teklif sundu. Teklife ilişkin görüşlerin alındığı konsultasyon sürecinin tamamlanmasının ardından bu yılın birinci çeyreği içinde aksiyon planının da ortaya konması bekleniyor. Teklifin kabul edilmesi halinde üye ülkeler nitelikli çoğunluk sayesinde daha hızlı, demokratik ve etkin bir biçimde ortak vergi politikaları belirleyebilecek.

Mevcut sistemde AB'de vergi yasalarının geçmesi için üye ülkeler arasında oy çokluğu yetmiyor, oy birliği gerekiyor. Kararların çoğu her üye ülkenin nüfusu oranında oy ağırlığına sahip olduğu nitelikli çoğunluk ile alınırken; vergilendirme, dışişleri ve savunma politikası gibi hassas alanlarda kararlar oy birliğiyle alınıyor. AB'nin vergi alanındaki düzenlemelerinin hukuki temelinin dayandığı Roma Anlaşması (1958) da AB'nin vergilendirmeyle ilgili kararlarının oy birliği ile alınmasını öngörüyor. Ancak, vergi konusunda ortak politika belirlenmesini gerektiren önemli konularda üye ülkeler arasında oy birliği sağlanamıyor ve bu durum maddi kayıplara, gecikmelere neden oluyor. Ekonomistlere göre, ortak vergi politikaları ve buna bağlı olarak ortak maliye politikalarının olmaması büyüme ve rekabete ciddi zarar veriyor.

Vergi kararlarında değişiklik teklifi kabul edilir ve nitelikli çoğunluk esasına geçilebilirse yeni sistem öncelikle vergiden kaçınma konusunda karar alma ve iş birliği yapılması için kullanılacak. KDV, kurumlar vergisi, dijital ekonominin vergilendirmesi gibi alanlarda ise nitelikli çoğunlukla karar alma 2025’ten itibaren mümkün olacak.

Birlik içinde genel bir vergi sistemi ve ortak vergi oranları olmasa da, örneğin üye ülkelerden birinde yapılan vergi indiriminin diğer ülkelerden şirketleri haksız biçimde bu devlete çekmesi ve diğer ülkelerin vergi matrahını aşındırması gibi riskler karşısında hassasiyet gösteriliyor. AB ülkeleri bu kapsamda bazı davranış kurallarına (code of conduct) tabi. Ayrıca KDV gibi tüketim üzerinden alınan vergilerde uyulması gereken minimum oranlar ve kurallar da söz konusu.

Daha önceki girişimler başarısız

AB’nin icra organı konumundaki Avrupa Komisyonu, 2018 sonunda dijital hizmetler vergisi getirilmesi için bulunulan girişimlerin sonuç vermemesi üzerine karar mekanizmasının değişmesi için yeniden harekete geçse de siyaset uzmanlarına göre bu kısa vadede mümkün olmayabilir. Üye ülkelerin ulusal veto hakkı ve bağımsız bütçe yapabilme özgürlüklerinin sonlandırılmasının egemenlik haklarına aykırı olduğu yönünde bir bakış açısı var. Daha da önemlisi vergi politikalarında oy birliği esasından dönülmesi yönünde verilecek bir kararın da Avrupa Parlamentosu'ndan oy birliğiyle geçmesi gerektiğinden, böyle bir planın kısa vadede hayata geçmesi epey zor gibi görünüyor. Teklifin Mayıs’taki Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde verilmiş olması da olasılığı azaltan bir diğer neden.

Karlarını vergilerin düşük olduğu ülkelere yönlendirdikleri için vergiden kaçınmakla suçlanan bazı çokuluslu şirketlerin dijital gelirlerine %3 vergi getirme planı Danimarka, İrlanda ve İsveç'in muhalefetiyle geçen yıl rafa kalkmıştı.

Veto hakkı, enerji ve çevre konulu politikalar da dahil olmak üzere geçmişte pek çok alanda vergi reformuna engel oluşturdu. İlk olarak 2011'de ortaya atılan AB mali işlem vergisi konusunda uzlaşma sağlanamaması, AB için yıllık 57 milyar euro vergi kaybına neden olurken, daha sonra gündeme gelen kurumlar vergisi alanındaki reformun henüz hayata geçirilememesinin maliyeti çok daha yüksek. Ortak konsolide kurumlar vergisi matrahı (Common Consolidated Corporate Tax Base – CCCTB) oluşturulmasıyla ilgili düzenlemeler içeren teklif üzerinde anlaşma sağlanamamasının, AB ekonomisinde sadece 2017’de 180 milyar euroluk maliyete neden olduğu belirtiliyor.

Neden nitelikli çoğunluk?

Vergi kararlarının oy birliği ilkesine bağlı olması mutabakat sağlanmasını neredeyse imkansız hale getiriyor, çünkü sadece bir üye ülkenin vetosu bile anlaşmayı bloke edebiliyor. Bazı üye ülkeler veto haklarını başka talepleri için pazarlık konusu yapabiliyorlar. Oy birliğiyle alınan bir kararı tersine çevirmek ya da değişiklik yapmak da yine oy birliğiyle yapılabildiğinden, bu durum üye ülkelerin gereğinden fazla temkinli hareket etmelerine neden oluyor. Ortak vergi politikaları belirlenemediğinden KDV mevzuatında gerekli revizyonlar yapılamadığı için KDV yolsuzluklarıyla kaybedilen tutar yılda 50 milyar euro dolayında.

Nitelikli çoğunluğun oluşması ise iki koşulun sağlanmasına bağlı. Üye ülkelerin yüzde 55’inin söz konusu vergi kararından yana oy kullanmaları gerekiyor ve teklifi destekleyen üye ülkelerin, AB nüfusunun en az yüzde 65’ini oluşturmaları şart. Oy çokluğuna dayalı sistemde bir vergi kararının bloke edilebilmesi için ise, AB nüfusunun yüzde 35’inden fazlasını oluşturan en az dört üye ülkenin bir araya gelmesi gerekiyor.    

Yapılan bir ankete göre, Avrupalılar’ın yüzde 74’ü vergi kaçırma ve vergiden kaçınma karşısında acil aksiyon alınmasını istiyor. Yetkililer de nitelikli çoğunluk esasına geçişle birlikte etkili karar alma yolunda hareket kabiliyetinin artacağına inanıyor. Avrupa Komisyonu’nun Ekonomik ve Mali İlişkilerden Sorumlu Üyesi Pierre Moscovici oy birliği esasından dönülmesi gerektiğini “Zaman değişti, ulusal vergi rejimlerini korumak için oy birliğine sıkı sıkı sarılmak artık gerçekçi değil“ sözleriyle ifade ediyor.    

Verilen değişiklik teklifinin kabul görmesi halinde, mali politikalarda daha koordineli ve dinamik bir sisteme kavuşulmasının yanı sıra, küresel düzeyde daha adil bir vergi ortamı sağlanması hedefine de daha çok yaklaşılmış olacak.  

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.