Sermaye artışı yapan şirket daha az vergi ödüyor…

M. Fatih Köprü | 17/04/2016 | (Tüm Yazılar)

Gerçek kişiler 2015 gelirlerini geçtiğimiz ay beyan ettiler. Sıra kurumlara geldi. Anonim ve limited şirketler 2015 yılı kazançlarını bu ayın 25’ine kadar beyan etmek zorundalar.

Kurumlar vergisi yasasında bazı indirim kalemleri sayılıyor. Bunlar beyanname üzerinde kurumlar vergisi matrahından indirilebiliyor. En günceli hiç kuşkusuz, sermaye artışı yapan kurumlar için geçerli olan indirim uygulaması. Aynı zamanda mükelleflerin kafalarının en fazla karıştığı konu da bu. “2015’te sermaye artışı yaptık, şartları da sağlıyoruz ama bu indirimden yararlanırsak ileride başımıza bir şey gelir mi?” türünden sorularla sık sık karşılaşıyoruz. Bu gibi tereddütlerin aslında hepsinin Mali İdare tarafından indirim uygulamasına ilişkin çıkarılan Tebliğ ile çözülmesi bekleniyordu ama maalesef olmadı, birçok soru ortada kaldı.

Biz de bu hafta nakdi sermaye artırımında geçerli olan bu indirim uygulamasını ele alalım istedik. Kısaca; şirketler tarafından sermaye artışı yapılması durumunda artırılan sermaye tutarı üzerinden hesaplanan bir faiz tutarının yüzde 50’sinin, kurumlar vergisi matrahından indirilmesi esasına dayanıyor. Nakdi sermaye artışlarının teşvik edilmesi amaçlanıyor.

Sadece sermaye şirketleri

İndirim hakkından sadece sermaye şirketleri yararlanabiliyor. Yani anonim ve limited şirketler için geçerli. Ticari kazanç sahibi gerçek kişiler ya da kollektif şirketlerin bu olanaktan yararlanmaları mümkün değil.

Bu arada kamu iktisadi teşebbüsleri ile bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, varlık kiralama şirketleri ve sigorta şirketleri gibi finans sektöründe faaliyet gösteren kurumların da bu indirim hakkından yararlanamadığını hatırlatmakta fayda var.

Temmuzdan itibaren

Yasa geçtiğimiz yıl Nisan ayında yayımlanmış olmasına rağmen 1 Temmuz 2015 tarihinde yürürlüğe girdi.

İndirimden yararlanabilmek için söz konusu şirketler tarafından 1 Temmuz 2015 tarihinden sonraki bir tarihte sermaye artışı yapılması gerekiyor. Bir süre sınırlaması yok. 2016 ve takip eden yıllarda yapılan artırımlar da bu olanaktan yararlanabiliyor.

Nakdi artış olmalı

Yasa sadece nakdi sermaye artışlarını kapsıyor. Nakdi sermaye artışı da, sermaye şirketlerince ilgili hesap döneminde ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi artışlar ile yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakdi olarak karşılanan kısmı olarak tanımlanıyor.

Sermaye şirketleri, yetkili organlarının nakdi sermaye artışına ilişkin kararının ticaret siciline tescil edildiği hesap döneminden itibaren, bu indirim uygulamasından yararlanmaya başlayabiliyorlar.

İndirim hesaplamasına konu edilebilecek sermaye artışı tutarı, artırılan sermayenin ortaklarca şirketin banka hesabına nakit olarak fiilen yatırılan kısmı ile sınırlı. Taahhüt edilen sermayenin, nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırılmayan kısmı indirim uygulamasından yararlanamıyor.

Buna göre nakden taahhüt edilen sermayenin;

- Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihi,

- Tescil tarihinden sonra şirketin banka hesabına yatırılan tutarlar için ise şirketin banka hesabına yatırılma tarihi,

esas alınarak bu indirimden yararlanılabiliyor.

Banka dekontu şart

İndirimden yararlanacak olan kurumun, sermaye artırım tutarının ortaklar tarafından nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırıldığına dair ilgili banka şubesi tarafından onaylanmış banka hesap özetini kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine ibraz etmesi gerekiyor. Belge kağıt ortamında veya elektronik ortamda verilebiliyor. Ancak kurumlar vergisi beyan süresi içinde verilmesi gerektiği unutulmamalı.

Bilanço içi kalemler

Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları nakdi artış olarak kabul edilmiyor. Bu nedenle örneğin nakit ihtiyacını karşılamak için ortaktan alınan borcun ödenmeyerek sermayeye ilave edilmesi durumunda, bu da bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu kabul ediliyor ve indirim tutarının hesabında dikkate alınamıyor.

Özkaynaklar da olmuyor

Sermaye şirketlerinin bilançolarında özkaynaklar içerisinde çeşitli kalemler yer alıyor. Dönem kârı veya geçmiş yıllara ilişkin kârlar, olağanüstü yedekler, yasal yedekler veya ana sözleşmeye istinaden şirkette bırakılmasına karar verilmiş olan diğer yedekler gibi. Hatta bazı şirketlerin özkaynakları arasında hâlâ enflasyon farkları da bulunabiliyor.

Bu kalemlerden yasal olarak sermayeye ilave edilebilecek olanların sermaye artışında kullanılması durumunda, bir nakdi sermaye artışından söz edilemez. Bu nedenle sermaye artışının yukarıda sayılan özkaynak kalemlerinden karşılanması durumunda indirim imkânından yararlanılamıyor.

Ortak borç almışsa

Yasada, ortaklar veya ortaklarla ilişkili olan kişilerin, kredi kullanmak veya borç almak suretiyle gerçekleştirdikleri sermaye artırımları dolayısıyla indirim imkânından yararlanılamayacağı hükmü yer alıyor. Buna göre iştirak edilen şirkette nakit sermaye artışı yapıldığı durumda, iştirakin indirim imkânından yararlanabilmesi için ortağın hissesine düşen sermaye payını özkaynaklarından karşılaması gerekiyor.

Bu konu düzenlemenin en fazla tartışmaya açık bölümü. Gerçek veya tüzel kişi ortak iştirakinde sermaye taahhüdünü yerine getirmeden hemen önce kredi alıp, ödemeyi bu parayla yaptığı durumda yasada yer alan indirim hakkından yararlanamayacaktır. Bu gayet açık. Ama işler her zaman bu kadar basit olmuyor.

İştirakindeki nakit sermaye artışına katılmayı planlayan bir kurumun önceden alınmış bir borcu ve bir miktar da özkaynağı olabilir. Hatta genel olarak işletmelerin her zaman bir miktar borçlarının olduğunu da söyleyebiliriz. Şirketlerin hangi harcamayı hangi kaynaktan karşıladığına dair bir hesap tutma, bunu belirleme görevi de olmadığına göre, şirket ortağı kurumun, sermaye taahhütlerine ilişkin ödemeyi yaptığında, sermayesi artan şirketin indirimden yararlanıp yararlanamayacağı konusu hâlâ gizemini koruyor.  

Diğer taraftan indirim hakkından yararlanacak olan şirketin, ortağının sermaye payını hangi kaynaktan karşıladığını araştırma ve tevsik etme zorunluluğu olup olmadığı da tereddüt yaratan bir başka konu. Bu konuda mükelleflerin kafa karışıklığının giderilmesi amacıyla Tebliğ’de ayrıntılı açıklamalar yapılmasını bekliyorduk. Ama hiçbir açıklama yapılmadı. O yüzden başta dediğimiz gibi bu durumda olan mükellefler indirimden yararlandıkları durumda ileride vergi ve ceza riski ile karşı karşıya kalır mıyız diye kara kara düşünüyorlar.

Faiz oranı

Nakit olarak sermaye artışı gerçekleştirildi. İndirim tutarının hesaplanabilmesi için öncelikle bir faiz oranına ihtiyacımız var. Bu oran yasada, T.C. Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” olarak tanımlanıyor.

Geçtiğimiz günlerde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirilecek tutarın hesabında kullanılması gereken faiz oranı yüzde 14,65 olarak açıklandı.

İndirim tutarının hesabı

Artık hesaplamaya geçebiliriz. Öncelikle nakit olarak artırılan sermaye tutarının (yeni kurulan şirketlerde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmının) yukarıdaki faiz oranıyla (% 14,65) çarpılması gerekiyor. Bulunan tutarın yarısı beyannamede indirim olarak dikkate alınabilecek yıllık tutarı veriyor.

Nakdi sermayenin yıl içerisinde ödenmesi durumunda indirim tutarı, ödemenin yapıldığı ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay sayısına göre hesaplanıyor. Zaten yasa 1 Temmuz 2015 tarihinde yürürlüğe girdiğinden 2015 yılında bu tarihten sonra gerçekleştirilen nakdi sermaye arışlarında hesaplamanın da aylık olarak yapılması gerekiyor.

Örneğin bir anonim şirket tarafından 2015 Ağustos ayında 5 milyon liralık nakit sermaye artışı yapılmasına karar verilmiş ve ortaklar tarafından söz konusu tutarın tamamı aynı ay içerisinde ödenmiş olsun. Buna göre beyannamede matrahtan indirilecek tutar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:

 Nakden artırılan sermaye tutarı

5.000.000 TL

 Nakdi sermayenin ödendiği dönem

Ağustos 2015

 Hesap döneminin kalan ay sayısı (Ağustos dahil)

5 Ay

 TCMB tarafından açıklanan yıllık faiz oranı-2015

% 14,65

 Hesaplanan faiz (5.000.000 x % 14,65 / 12 x 5)

305.208,33 TL

 2015 beyannamesinde indirilecek tutar (305.208,33 x % 50)

152.604,17 TL


Yukarda hesaplanan tutar şirketin kârda olması durumunda kurumlar vergisi matrahından indirilebilecektir. Bu tutar beyannamede “Kar olması halinde indirilecek istisna ve indirimler” bölümüne yazılıyor. Bu sayede ilgili kurum 30 bin 520 liralık (152.604,17 * % 20) bir vergi avantajı sağlamış oluyor.

Zararsa devrediyor

Şirketin zararda olması ya da yeteri kadar kârı bulunmaması durumunda hesaplanan indirim tutarı, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın gelecek yıllara devrediyor. Devreden tutar beyannamede ayrıca gösteriliyor. Bir süre sınırlaması da yok. İleride kâr oluşan dönemde indirim hakkından yararlanılabiliyor.

Şirket kâr da etmiş olsa, zarar da etmiş olsa, nakdi olarak artırılan sermaye tutarı ile indirime konu edilecek tutara ilişkin bilgilerin de ayrıca kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirilmesi gerekiyor.

Geçici vergiler

Bu indirim, geçici vergi dönemlerinden sadece dördüncü vergilendirme döneminde dikkate alınabiliyor. Ancak kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutarlar, izleyen hesap dönemine ilişkin bütün geçici vergi beyannamelerinde matrahtan indirim konusu yapılabiliyor.

Sonsuza kadar

Bu indirim sadece bir yıllık değil. Yani indirimden sadece nakdi sermaye artışının gerçekleştirildiği yıl yararlanılmıyor, takip eden yıllarda da, yeniden hesaplama yapılarak şirket devam ettiği sürece bu indirim hakkı da devam ediyor.

Ancak sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması halinde; nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı, sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği ayı izleyen aydan itibaren indirim hesaplamasında dikkate alınamıyor.

Yukarıdaki örnekte ödeme Ağustos ayında olduğundan, 2015 yılı için indirim imkânından 5 aylık yararlanılabilmişti. 2016 ve takip eden yıllarda (sermaye azaltımı olmaması şartıyla) ise 2015’te artırılan nakit sermaye tutarı üzerinden her yıl ayrı hesaplanan yıllık indirim tutarları ilgili yıl kurumlar vergisi matrahlarından düşülebiliyor.

Sonraki yıllarda indirilecek tutarlar hesaplanırken, TCMB tarafından ilgili yıl için açıklanan faiz oranının dikkate alınması gerektiği unutulmamalı. Buna göre yukarıdaki örnek üzerinden gidersek; 2015 yılı Ağustos ayında yapılan sermaye artışı dolayısıyla 2016 yılı vergi hesabında indirilebilecek tutarın hesabı aşağıdaki gibi olacaktır:

 TCMB tarafından açıklanan yıllık faiz oranı-2016 (Varsayım)

% 12,00

 Hesaplanan faiz (5.000.000 x % 12)

600.000 TL

 2016 beyannamesinde indirilecek tutar (600.000 x % 50)

300.000 TL


Halka açık şirketler

Yasa genel oran olarak faiz tutarının % 50’sinin kurumlar vergisi matrahından indirilebileceğini söylüyor. Bakanlar Kurulu yasanın verdiği yetkiyi kullanarak bazı mükellefler için farklı indirim oranları belirledi.

Örneğin halka açık şirketler için yüzde 50’lik oran; indirimden yararlanılan yılın son günü itibarıyla borsada işlem görebilir nitelikteki payların nominal tutarının ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranı % 50’den az olanlar için 25 puan, % 50’nin üzerinde olanlar içinse 50 puan artırılarak dikkate alınıyor.

Nakdi olarak artırılan sermayenin yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda ise sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere % 50’lik oran 25 puan ilave edilmek suretiyle uygulanabiliyor.

 

 

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.