Skip to Content
vergiresim

Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi 2017

I. Mükellefiyet ve menkul kıymet gelir türleri


A. Mükellefiyet

1. Tam mükellef gerçek kişiler


Türkiye’de yerleşmiş olan veya yerleşmiş sayılan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “tam mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler.

  • İkametgahı Türkiye’de bulunanlar ve
  • Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez),

Türkiye’de yerleşmiş sayılır.

Öte yandan, resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları da tam mükellef olarak vergilendirilirler.

Belli ve geçici bir görev veya iş için Türkiye’ye gelenler, Türkiye’de altı aydan fazla kalsalar dahi Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar.

2. Dar mükellef gerçek kişiler


Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “dar mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.

Yurt dışında çalışma ve oturma izni olan Türk vatandaşları da vergi uygulamaları bakımından “dar mükellef” olarak kabul edilirler.

Dar mükellef gerçek kişilerin gelirlerinin tamamının Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan ibaret olması durumunda, bu gelirler için beyanname verilmez.

B. Menkul kıymetlerden elde edilen gelirler


Tam mükellef gerçek kişilerin menkul kıymetlerden elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesi, menkul kıymetin ve elde edilen gelirin türüne göre değişmektedir. Bu gelirler;

  • Menkul sermaye iradı,
  • Alım satım kazancı (Diğer kazanç ve irat),

olarak gruplandırılmıştır.

Bireysel yatırımcılar tarafından menkul kıymet gelirleri, menkul kıymetin itfa olduğu, satıldığı veya kupon faizi ödemesinin yapıldığı tarihte elde edilmiş sayılır. Mevduat ve repo işlemlerinde elde etme, mevduat hesabının veya repo işleminin vadesinde gerçekleşir.

Örneğin, bir bireysel yatırımcı tarafından 10 Haziran 2017 tarihinde satın alınan Devlet tahvili, 30 Mayıs 2018 tarihinde satılmışsa, kazanç 2018 yılında elde edilmiş olur. 2017 yıl sonu itibarıyla oluşan değer artışı, Devlet tahvili henüz satılmadığından 2017 yılı stopaj matrahına dahil edilmez.

Yine bir bireysel yatırımcı tarafından 31 Ekim 2017 tarihinde açılmış olan altı ay vadeli mevduat hesabına 30 Nisan 2018 tarihinde ödenecek faiz de, hesap 2017 yılında açılmış olmasına rağmen 2018 yılı geliri olarak kabul edilmektedir.

1. Menkul sermaye iradı


a. Menkul sermaye iradı olarak kabul edilen gelirler

Aşağıda sayılan gelirler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinde menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır:

  • Hisse senedi kâr payları ve iştirak hisselerinden doğan kazançlar,
  • Yatırım fon ve ortaklıklarından elde edilen kâr payları,
  • Her nevi tahvil faizleri (Devlet tahvili, Hazine bonosu, eurobond, özel sektör tahvili, yabancı menşeli tahvil vb.),
  • Alacak faizleri,
  • Mevduat faizleri (Döviz tevdiat hesaplarının anapara kur farkları gelir sayılmaz),
  • Katılım bankalarının ödediği kâr payları,
  • Repo gelirleri,
  • Borsa para piyasasından (BPP) elde edilen faiz gelirleri,
  • Varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler,
  • Sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından, sigortalılar ve bireysel emeklilik katılımcılarına yapılan irat ödemeleri.

b. Menkul sermaye iratlarından indirilebilecek giderler


Safi iradın bulunması için menkul sermaye iradından aşağıdaki giderler indirilir:

  • Depo etme ve sigorta ücretleri gibi menkul kıymetlerin muhafazası için yapılan giderler;
  • Temettü hisseleri ile faizlerin tahsil giderleri (Şirket toplantılarına iştirak gibi sermayenin idaresi için yapılan giderler irattan indirilmez);
  • Menkul kıymetler ve bunların iratları için ödenen her türlü vergi, resim ve harçlar (Gelir vergisi irattan indirilmez).

2. Alım satım kazançları


Alım satım kazancı olarak nitelendirilen kazançlar, menkul kıymetlerin vadesinden önce elden çıkarılmasından sağlanan kazançlardır.

Devlet tahvili, Hazine bonosu, eurobond, özel sektör tahvili, yabancı menşeli tahvil gibi her nevi tahvillerin vadesinden önce elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ile hisse senedi alım satım kazançları bu gelir türüne örnek olarak verilebilir.

Değer artışında safi kazanç hesaplanırken, elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderler ile ödenen vergi ve harçlar, kazançtan indirilebilmektedir. Buna göre, beyan edilmesi gereken menkul kıymet alım satım kazançlarının tespiti sırasında, alım-satım dolayısıyla ödenen komisyonlar ile banka ve sigorta muameleleri vergisinin (BSMV) düşülebilmesi mümkün bulunmaktadır.

Menkul kıymetin satın alınması için kullanılan kredilere ilişkin faizlerin ve temerrüt faizlerinin gider olarak kazançtan indirilmesi ise mümkün değildir.